Trumpistan şifreleri
Başkanlığının daha beşinci ayı dolmadan Donald Trump siyaseten rehin konumuna düştü. Trump’ı rehin alanlar bekleneceği gibi Demokrat Partililer de değil. Trump’ın asıl derdi Cumhuriyetçi Parti’yle. Rusya’yla bağlantılı konularda bir türlü temize çıkamaması, damadının ve seçim kampanyası sırasında yardımcılarının Rus elçisiyle veya iş insanlarıyla ilişkilerinin hesabını bir türlü verememesi Başkan’ı sıkıntıya sokuyor. Sıkıntısı arttıkça da aslında kendisinden hiç hazzetmeyen Cumhuriyetçi Parti seçkinlerinin ocağına daha fazla düşüyor.
Hatırlanacağı gibi Trump, önseçimler sırasında rakiplerinin tümüne hakaret etmiş ve adaylığı partinin önde gelen isimlerinin itirazına ve muhalefetine rağmen dipten gelen radikal dalga nedeniyle kazanmıştı. Başkanlık seçimlerinde de toplumun, yerleşik seçkinlere yönelik öfkesinden yararlanarak seçilmeyi başarmıştı. Ne var ki iktidara geldiğinde kurduğu kabinenin niteliği ve izlediği siyaset, Trump’ın seçimlerde vaat ettiği gibi “kaybedenler” Amerika’sının başkanı olmadığını ortaya çıkardı.
Tersine gerek sağlık sigortasında yapmak istediği değişiklikler, gerek bütçesi ve vergi reformu paketiyle en tepedekilerin çıkarlarını koruyacağını gösterdi. Henüz herhangi önemli bir yasa çıkarmayı beceremediği için seçmeni farkında değil, ancak yasalar geçip uygulama başladıkça bu kesim acıyı daha fazla hissedecek.
Trump’ın desteği kamuoyu yoklamalarında en dip noktaya geldi gibi. Kongre, FBI Başkanı’ndan sonra Adalet Bakanı’nı da sorgulayarak Başkan’ın neyi ne zaman bildiğini, kanuna aykırı işler yapıp yapmadığını ortaya çıkaracak. Tüm bu gelişmeler nedeniyle Başkan’a görevden el çektirileceğini beklemek ise şu aşamada gerçekçi değil. Tersine Kongre’deki Cumhuriyetçi liderlik tamamen zenginlerin çıkarlarına odaklı programını hayata geçirebilmek için müthiş bir şans ele geçirdi. Bunu da sonuna kadar kullanmaya niyetli.
Trump’ın seçmeninin canına okumuş olan finans sektörünü denetlemek amacıyla çıkarılan yasayı değiştirme çalışması başladı. Tüketicileri korumak için Obama döneminde kurulan müdürlüğün bütçesi neredeyse tümden kesildi. Bunları yaptıktan sonra ve Senato’dan da sağlık sigortası yasasının yeni hali geçerse ABD’nin en korunaksız, en eğitimsiz kesimleri ağır bir bedel ödeyecek. Milyonlarca insan sağlık sigortası güvencesini kaybedecek, sosyal programların bütçeleri düşecek, vergi reformu tepedeki yüzde 5’ten gayrısına pek bir yarar sağlamayacak.
PARTİNİN İHTİYACI VAR
Kongre’deki Cumhuriyetçilerin tüm bunları yasalaştırmak için Trump’a ihtiyaçları var ve Başkan’ın zorluklarını, kişiliğinin zaaflarından kaynaklanan hatalarını kullanarak onu kıskıvrak yakalamış durumdalar. İstedikleri yapıldığı sürece Trump’ın sıkıntılarının ona ceza getirecek noktaya gelmesine engel olacaklar. Demokrat Parti’nin bir türlü, alt sınıflara hitap edecek bir söylem ve program bulamaması da Trump’ın ve Cumhuriyetçilerin işini kolaylaştırıyor. Gelişmiş kapitalist ülkelerin hemen hepsinde popülist isyanın gelir eşitsizliği, işsizlik, gelecek korkusu ile bağlantısı kabul edildi. Hemen her ülke buna yönelik tedbirler almak zorunda kalacak. İngiltere’de bile muhafazakârlar bu konulara kulak asmamanın bedelini seçimde ödediler.
ABD’de ise yasama ve yürütmenin Cumhuriyetçilerde olması, bunları destekleyen sermaye çevrelerinin azgınlığı iyice sağcı, sosyal devleti çökertmeyi amaçlayan bir programın devreye sokulmasını mümkün kılıyor. Trump’ın kişisel disiplinsizliği, çıkar çatışması kavramından nasibini almaması ve yönetimine yansıyan savrukluk, ideologların ve Kongre’deki liderliğin işini kolaylaştırıyor.
Yönetimde gözlemlenen dağınıklık aslında Washington’daki düşünce üreten kişi ve kuruluşlarda da var. İki büyük partiden birine yakın olsalar bile genel kabul gören bir çerçevede konuşmaya ve tartışmaya alışmış olanlar etkisiz ve dışlanmış durumda. Özellikle dış politika alanında iyice hissedilen bu durumu son Trumpistan yazısında ele alacağım.