Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BU ülkede herhangi bir olayı mantık çerçevesinde, bilgiye dayalı, hamasetten, şiddet müptelalığından ve kinden uzak bir şekilde, ülkenin asıl çıkarları nasıl korunacak diye düşünerek tartışmak artık pek mümkün değil. Buna çabalayanların da müşterisi kısıtlı. Bereket olup toplumsal bilince yağamıyorlar. Meydan da bu nedenle aklına her geleni söyleyebilen, aslında kavrayamadığı konularda ahkâm kesenlere kalıyor. Daha da kötüsü, ülkede dış politikaya karar verenlerin de sağlıklı bir tartışma ortamını gereksiz, ülkenin şunca asırdır birikmiş diplomasi deneyimini geçersiz ya da vazgeçilebilir görmeleri.

        Ama sonuçta tüm Türkiye bugün yapılan hataların, kamuoyunu yanlış yönlendirmenin, akla uzak konuşmanın, atıp tutmanın bedeliyle yüzleşmek zorunda kalacak. Gene de sırf kayıt için bile olsa bazı noktaların altını çizmeye devam etmek lazım.

        Suriye’deki savaşın şiddeti hafifledikçe, savaş sonrasının ortamının nasıl şekilleneceği hakkındaki mücadele de yoğunlaşacak. Önceki gün hem Savaş Çalışmaları Enstitüsü hem de araştırmacı Galip Dalay, son gelişmeleri, Trump’ın İran nükleer anlaşmasıyla ilgili konuşmasını, Kerkük çatışmasını “IŞİD sonrası dönemin arayışları” diye tanımlıyorlardı.

        Gerçekten de örgüt kontrol altında tuttuğu topraklardan sökülüp atılınca onun arkada bıraktığı boşluk bir şekilde doldurulmak zorundaydı. Bunun yanı sıra Beşar Esad’ın herhangi bir çözümün ardından en az bir süre başta kalacağı da belli olduğuna göre Suriye’deki kanlı ve acımasız savaşın bir muhasebesinin çıkarılması ve bilançonun sergilenmesi de gerekiyor. Bunun ardından gücün bölgede nasıl dağıtılacağı belli olunca tüm ülkeler yeniden kendilerini konumlandıracaktır.

        Kerkük’ün geleceği de İdlib ve Afrin’de sonuçta nelerin olabileceği de sanırım bu büyük hesap görme çerçevesinde belirlenecektir. Kritik soru ise ABD ve Rusya’nın Kürtlerin siyasi geleceği hakkındaki tutumlarıyla ilgilidir. Kanımca henüz bu konuda kesin sonuçlara varmak için vakit erkendir ve taşların tümden yerine oturması için daha en az birkaç ay gerekecektir.

        Bu bağlamda Trump’ın İran nükleer anlaşması hakkında yalanlarla dolu konuşmasının önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilmesi gerekebilir. Galip Dalay’a göre, “yeni dönemde ABD, IŞİD öncelikli stratejiden İran öncelikli stratejiye geçiyor”. Yani IŞİD’in hesabı artık görüldüğüne göre, Trump yönetimi İran’ın kazançlarını kısmak, bölgede hegemonik bir konuma gelmesini engellemek için saldırgan bir tutum benimseyecektir. Gerek İsrail’in gerekse bölgedeki diğer Arap ülkelerinin de İran hegemonyasından hoşnut olmadıkları bir sır değildir.

        Şu sıralarda Kürtlerin siyasi gelecekleri hakkında benzer duruşları olduğu için yakın gözüken Türkiye ile İran’ın da bu yeni keşfedilmiş stratejik samimiyetinin sürmesi aslında eşyanın tabiatına aykırıdır. Unutulmamalıdır ki, Türkiye’nin bugün Suriye’de yaptıkları ancak iç savaşın başından beri hedeflediği sonuçlardan vazgeçmesi, Moskova ve Tahran’ın tercihlerini kabul etmesi üzerine mümkün olmuştur. Uzun vadede Ankara’nın da Şam üzerinde çok etkili bir Tahran’dan kendi güvenliği ve stratejik yönelimleri nedeniyle rahatsız olması beklenir.

        Bu bağlamda Trump’ın konuşması tehlikeli gelişmelere yol açabileceği için tehlikelidir. ABD, kendi kurduğu dünya sisteminin parça parça dağılmasının öncülüğünü yapmakta, kurallara dayalı sistemin yerleşik davranış kalıplarını reddetmektedir. Trump ve şürekasının çok taraflı nükleer anlaşmadan ABD’yi çekme tehdidi, bu ülkenin azgın şahinlerindeki İran’da rejim değiştirme dürtüsünün nüksettiğine işaret ediyor. Bu dürtünün yeniden dış politika önceliğine dönüşmesi bölge açısından tam bir felakete yol açacaktır.

        Türkiye gibi Batı ittifakındaki bir bölge ülkesinin rolü, ağırlığı, işlevi böyle zamanlarda ortaya çıkabilir. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için de evvel emirde diplomasiyi ciddiye almak, sonrasında da dost-düşman herkesle kavgalı olmaktan ve dış politika söylemindeki tutarsızlıktan vazgeçmek gerekir.

        Diğer Yazılar