Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        - PARİS -

        HAFTA sonu alışverişe giden yahut sinema, tiyatro, maç, müze ziyareti, iş arası bir şeyler atıştırmak isteyen Fransızlar, bir anda hayatlarına “Fransız” kaldıklarını hissetti.

        Tabii gazete manşetlerini yahut internetten telefonlarına akan haber bombardımanını görmüşler ve tabii hayatlarının bu tarafıyla ilgilenmişlerse!

        8 YIL BOYUNCA HER GÜN

        2009-2017 arası 8 yıl. 104 bin 980 katılımcı. 3 bin 300 gıda maddesi. 2 bin 288 kanser teşhisi ve teyidi. Yani 100 binden fazla insan 8 yıl boyunca ne yiyip içtiklerini hemen her gün bildirdiler ve...

        Sonuç: Aşırı dönüştürülmüş gıdaların tüketiminde yüzde 10 artış, kanser riskini de yüzde 10 kadar yükseltiyor! Göğüs kanserinde yüzde 20’ye kadar ulaşıyor.

        Ancak; bu konudaki ilk kapsamlı araştırma... O yüzden yeni ve daha ayrıntılı araştırmalara ihtiyaç var.

        ALARM ZİLLERİ ÇALDI

        Ulusal Sağlık ve Tıbbi Araştırma Enstitüsü (INSER M), Ulusal Tarım Araştırmaları Enstitüsü (INRA ) ve Sorbonne Üniversitesi’ne bağlı bir merkezin araştırması saygın “British Medical Journal” da yayımlanınca, tüketicilerde alarm zilleri çaldı; gıda sanayiinde ise tepki ve kontratak seferberliği başladı.

        Araştırmada gıda maddeleri 4 grupta toplanıyor:

        1. Hiç dönüştürülmemiş veya çok az dönüştürülmüş gıdalar.

        2. Yemeklerde kullanılan çeşitli maddeler.

        3. Dönüştürülmüş gıdalar: Sadece şeker katılmış komposto, sadece tuzlanmış kırmızı veya beyaz etler, sadece tuzla korunmuş konserveler gibi.

        4. Aşırı dönüştürülmüş gıdalar (AUT): Çikolata-gofret barları, bazı bisküvi çeşitleri, krakerler, cipsler, gazlı içecekler, şekerli içecekler, “nuggets” gibi tavuk çeşitleri, hazır çorbalar, dondurulmuş hazır yemekler, tamamen şekerli ve yoğun yağla hazırlananlar, füme etler, nitritlenmiş gıdalar, koruyucu maddeliler, jambon, sosis vb.

        MARKA BAZLI İNCELEME

        Araştırma nihayetinde bir genelleme olduğu için, bire bir kanıtlanmış sebep-sonuç ilişkisi bulunmadığını da belirtiyor ve zayıf noktası da bu kabul ediliyor.

        Beslenme değeri düşük, lifler açısından zayıf; lipid, yani yağ ve aşırı şeker, aşırı tuz, katkı maddesi dolu; ambalaj ve temas ettiği folyo benzeri diğer her maddeden parlak olmayan şeyler kapan, pişirilme biçimleri meçhul gıda maddeleri açısından çok şüphe yok ama “bilim” de “piyasa” karşısında temkinli. Hükümetlerin, gıda maddeleri üzerine belirgin “tehlike işaretleri” koyma fikirlerinin piyasada engellenmesi gibi!

        Bu tür gıda maddelerinin her türlü markasından ziyade, kötü kalitede olanların etkili olabileceği söyleniyor. Ayrıca şu da var: “Bunları çok tüketenler, aynı zamanda daha çok sigara içen ve daha az hareket edenler!”

        O yüzden, araştırma grubu yeni bir araştırmayı ilan etti. Bu kez marka marka, her türlü ayrıntıyla takip edilecek ve dileyen www. etude-nutrinet-sante. fr adresinden bu araştırmanın bir parçası olabilecek.

        Tabii yine uzun bir süre, yıllar...

        Ve o süre zarfında, özellikle dar gelirlilerin, çalışanların, ucuz ve hızlı beslenmek, kısacası sadece doymak zorunda olanların dünyasında, piyasanın milyonlarca kimyasalı cirit atmayı sürdürecek.

        “Sebep-sonuç” ilişkilerinden emin olmadan, gereken kimi tedbir alınmadan, sonuçlarla yüz yüze gelerek!

        Sonra hafta başı geliyor, tam bunlar unutulacak, bu kez bir başka alarm: “Bugün hava aşırı kirli ve çeşitli maddeciklerle dolu. Otomobilinizi yavaş sürün, daha çok zehirlemeyin!”

        Mümkünse daha az yiyin, daha az nefes alın, daha az düşünün!

        Diğer Yazılar