Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        - PARİS -

        2013, Eylül 23’tü; Hamza, 18 aylık kızlarını karısı Meryem’in götürdüğü ana evinden kaçırdı...

        Minik Asya, İtalya ve Yunanistan üstünden önce Türkiye’ye, aralık ayında da Suriye’ye götürülürken, aynı yaştaki minik Aylan henüz Suriye topraklarından çıkıp Türkiye kıyılarına vurmamıştı.

        Asya ortadan kaybolunca annesi Meryem Fransa’da medyayı, devleti harekete geçirdi. Anneleri, babaları tarafından Suriye’ye götürülmüş onca çocuk arasında Asya’nın şansı belki biraz bu oldu.

        Tunus asıllı Fransız Hamza Mandhuc Fransa’da zaten radikalleşmişti, kardeşi karısı ve çocuklarını alıp çoktan Suriye’ye gitmişti. O da kendini El Nusra’da buldu.

        Meryem özel dedektif bile tuttu. Türkiye’deki izleirini bulan dedektif Suriye’de kaybetti onları.

        Hamza, Suriye’de iki kadınla daha evlendiği sırada, Meryem’le de sık sık telefonlaşıyor, çocuğun haberlerini veriyor, “Fransa’da yaşamasını istemiyorum” diyordu. Bir yıl sonra Meryem onu Hatay’da bir otelde buluşmaya ikna etti. Hatay’da Türkiye makamları müdahale etti, ikisi de Fransa’ya sınır dışı edildi.

        Asya annesine kavuştu, baba hapse girdi.

        Bu olayın davası 4 yıl sonra, salı günü Paris’te sonuçlandı ve 4 yıldır cezaevindeyken çocuk üzerindeki haklarını kaybeden baba 10 yıla mahkûm oldu.

        SURİYE’YE MÜDAHALE

        Duruşmayla aynı saatlerde, İran’dan dönen Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian da Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu’nda 2 saate yakın bilgi verdi.

        Öncelikle, ateşkesin yürümediği, insani yardımların yapılamadığı Doğu Guta için Fransa ve İngiltere’nin girişimiyle Güvenlik Konseyi’nin tekrar toplantıya çağrıldığını... Cumhurbaşkanı Macron’un Rusya ve Türkiye devlet başkanları ile telefon görüşmelerindeki bu konunun gündeme geldiğini...

        Dedi ki: “Ruslar ve İranlıların bir kamuya açık söylemi var. Diyorlar ki, 400 bin sivil, teröristlerin rehinesi. Ama hakikatler bununla uyuşmuyor. Moskova’da çok sert tartıştık. Orada birçok grup var ve bazıları da o koridordan çıkmak istiyor.”

        Ona göre, “Suriye topraklarında ateşkes için Birleşmiş Milletler’de herkes oy vermişti, ama bu uluslararası hüküm yine de uygulanamıyordu”.

        Rusya’ya da, “Rejimin kimyasal kullandığının kanıtlanması durumunda ABD ile birlikte müdahale edeceklerini” söylemişti. Nitekim, bir süre önce Paris’te Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun da katıldığı toplantıyla devreye giren, 25 devletin dahil olduğu “kimyasal silahların cezasız kalmaması” inisiyatifine atıf yaptı.

        MÜLTECİ YOLLARI

        Fransa Dışişleri Bakanı (hükümeti mültecilik ve sığınma hukukunu sıkı biçimde değiştirmek üzereyken), Türkiye’yi bir kez de mülteci yolları üzerinden andı:

        “Birçok sorun olsa da Türkiye ile mülteci anlaşmamız yürüdü. Nitekim Avrupa sınırlarına mülteci akınında üç temel yoldan olan Doğu Akdeniz’den 2016’da 140 bin kişi gelmişken 2017’de 30 bine düştü.

        Orta Akdeniz’de, özellikle Libya çıkışlı mülteci akınında bu düşüş 180 bin kişiden 119 bine, Balkanlar’da 130 binden 118 bine oldu. Batı Akdeniz ise 8 binden 21 bine çıktı. Ayrıca Türkiye-Yunanistan sınırında da, bilhassa Suriyeli, Pakistanlı ve Türklerden oluşan mülteci sayısı 3 binden 5 bin 400’e çıktı.”

        DÜNYANIN MERKEZİ

        Bir küre olan dünya haritası, bildiğimiz, ezberlediğimiz şekilde açıldığında, bilirsiniz, minicik Avrupa, normal ölçeğin de üstünde bir boyutla, “merkez”dir. Oysa küreyi başka türlü açıp Avrupa’yı sağa sola da fırlatabilirsiniz.

        “Avrupa merkezci” ideolojik bakış kıtasını, sadece coğrafi değil, kültürel, siyasal olarak da dünyanın merkezi sayıyor, bunu tartışabiliriz ama mülteci akınında hakikaten dünyanın merkezi bir yer varsa, o da Akdeniz olmalı. Türkiye de dahil. Ürdün de. Lübnan da. Libya’dan İtalya, Fransa’ya. Çünkü bu denizin bir tarafı ölüm, bir tarafı umut sayılıyor yüz binlerce çaresiz insan tarafından.

        Bakanın verdiği sayıya göre, 2016’da AB sınırlarına 1 milyon mülteci dayanmışken 2017’de 700 bine düştü...

        Buna muhtemelen Akdeniz’in yuttukları, Aylan gibi karaya vurdukları dahil değil!

        Bir yandan Avrupa’da itilmiş bazı mültecileri radikalleştiren, bir yandan da onların hepsini birden bahane eden bazı Avrupalıları “faşistleştiren”; Aylan, Asya gibi çocukları sürükleyen bir fırtına!

        Diğer Yazılar