Demir gibi demiryolu!
- PARİS -
BÖYLESİNİ ilk defa duydum. Belki siz duymuşsunuzdur!
Çok önemli bir konu üstüne bir bakanla röportaj yapan bir gazete, cevaplarda Başbakanlığın aşırı müdahalesi olduğu gerekçesiyle röportajı yayınlamamış! Bu da medyada ortaya çıkıyor.
SÖYLEŞİYİ GÖNDERMEK
Fransa’da ekonomik konulara ağırlık veren Les Echos Gazetesi, Ulaştırma Bakanı Elisabeth Borne ile devlet demiryolu şirketi SNCF ve dün başlayan yoğun grevler konusunda bir röportaj yapıyor.
Sonra da (anlaşıldığı kadarıyla) talep üzerine metni yayınlamadan önce bakana gönderiyor.
(Bir zamanlar ülkemizde bir manası olan Türkiye Gazeteciler Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nin de kabul etmediği bir davranış mesela.)
Fakat sıcağı sıcağına verilmiş cevaplar soğutulup elden geçirilmiş halde geri gelince, gazete bu söyleşiyi yayınlamaktan vazgeçiyor. Çünkü cevaplarda başbakanlığın çok müdahalesinin bulunduğu tespit ediliyor. Hatta “Başbakanlıkta yeniden yazıldığı!” Fransa’da bazı gazeteler, söyleşilerin konuşulan kişi tarafından sonradan elden geçirilmesini yasaklıyor; bazıları ise bunu kabul ediyor.
TRAFİK TIKANDI
Mühendis Elisabeth Borne, bakan olmadan önce, Paris’in devasa metro-otobüs şirketinin başındaydı; şu sıra daha da büyük bir kuruluş olan Demiryolları’nda dün başlayan, 3 ay haftanın her iki günü sürecek grevle başı dertte.
Röportajda muhtemelen daha yumuşak mesajlar vermek istemişti; Başbakan Philippe ve Cumhurbaşkanı Macron ise bu konuda daha katı tutuma sahipler.
“Reform” adı altında, “demiryolu işçilerinin imtiyazları”na karşı tasarladıkları değişiklikleri işçiler ve güçlü sendikaları “karşı devrim, bir asırlık hakların gaspı” olarak tanımlıyor.
İşe alınma, işten çıkarma, tatil, primler, emeklilik, tayin, terfi konusunda demiryolu işçileri sağlam haklara sahipler. Ortalama brüt maaş ise 2 bin 500 Euro civarında. Kıdemli makinistlerde brüt 3 bin 500 Euro’yu bulabiliyor.
Söz konusu olan 140 bin işçi; sorun yüzde 90’ını ilgilendiriyor. Greve katılma oranı ise onlar arasında yüzde 50’yi buluyor. Hükümet ve SNCF yönetimi, masa başı iş yapan bazı yöneticilerden geçmişte makinistlik yapanları tekrar trenleri çalıştırmaya davet etti.
Demiryolculara, yine grev kararı almış elektrik, gaz, temizlik işçileri ile Air France pilotlarının bir kısmı da katıldı. Grevle birlikte, özellikle Paris dışından kente çalışmaya gelenler yollarda kaldı; trafiğe çıkan çok sayıda otomobil yüzünden yollarda anormal tıkanıklıklar oldu.
Grevin hemen öncesindeki kamuoyu yoklamaları, Fransızların yüzde 50’den biraz fazlasının demiryolu grevini haklı görmediğini belirledi; ancak “haklı görenler”in yüzde 47-48 olması da hiç azımsanacak bir oran değil.
Muhtemelen iktidarın her türden muhalifleri de demiryolcuların safını tutuyor.
SINIF GERÇEĞİ
Yine muhtemelen, esasında daha önceki Sosyalist iktidarda da bakanlık yapmış olan Cumhurbaşkanı Macron, “sınıf” gerçeğiyle bu vesileyle yüzleşmiş oluyor.
Sınıfların ortadan kalktığına aşırı inanç, o sınıfların tepkisel olarak etnikdini önceliklerde yoğunlaşmasıyla da birlikte, “sınıfsal tepki ve öfke”yi unutmaya meyilli. Fransa’daki tartışmalarda, Macron’da bu “liberal inanç”ın aşırı olmasına da işaret ediliyor. Yani tepeden “dizayn” ile bir toplumun ilelebet şekillendirilemeyeceği meselesi.
DEMİRYOLCULARA SELAM
Şunu da söylemeliyim: 19, 20 yaşlarında, öğrenciyken İstanbul Demiryolu Sendikası’nda epey çalışmış biri olarak, bu konuda çok tarafsız olmam mümkün görünmüyor! Ben de en azından o yıllardan sağ kalan demiryolcu dostlarımı selamlayayım; kaybettiklerimizi de anmış olayım!