Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        - PARİS -

        “DENSİZLİK” ne ölüleri rahat bırakıyor; ne de “nefret, ırkçılık” gibi siyasi-toplumsal hastalıklar dışındaki insanları.

        İki “dış” örneğimizden biri, Trump’ın silahseverleri ve “ötekini sevmeyenler”i memnun etmek adına yaptığı “densizlik”.

        Diğeri, yüz binlerce Yahudi’yi katletmiş Avrupa’da, on binlerce Yahudi’yi Nazilere teslim etmiş Fransa’da, “yeni antisemitizm”e dikkat çekmek adına, sadece bir kesimi neredeyse toptan hedefe koyanlar.

        ZANLI SARKOZY

        Önce ikincisi.

        Fransa’da Libya’nın eski lideri Kaddafi’nin parasıyla seçim kazanmaktan zanlı eski cumhurbaşkanı Sarkozy ve eşi Carla Bruni’nin de bulunduğu “imzacılar”.

        Para pul ilişkilerinden sonra Libya bombardımanına hevesle atılıp esasen DEAŞ trafiğinin patlamasına neden olanlardan, Sarkozy.

        Önceki “sosyalist” başbakan Valls, sağcı “Cumhuriyetçiler”in yeni lideri Wauquiez, eski kültür bakanı Lang gibi siyasetçilerin Aznavour, Macias gibi şarkıcıların, Mihaileanu, Depardieu gibi sinemacıların, Kristeva gibi “düşünürler”in bulunduğu 300 kişi, Le Parisien Gazetesi’nde “Yeni Yahudi Düşmanlığı”na karşı manifesto yayınlamıştı.

        Özellikle, 85 yaşındaki Mireille Knoll’un “Müslüman komşusu” tarafından öldürülmesi ve protesto için yapılan “Beyaz Yürüyüş”ten sonra daha sıcaklaşan konuda.

        Diyorlardı ki: “Yakın tarihimizde 11 kişi, Yahudi oldukları için radikal İslamcılar tarafından öldürüldü. Fransız Yahudiler, Müslüman vatandaşlara göre 25 kat daha fazla saldırı riski altında. Paris ve etrafında Yahudilerin yüzde 10’u mahallelerinden taşınmak zorunda kaldı. Bu sessiz bir etnik temizlik. Bazı Fransız aydınlar, siyonizm karşıtlığı adına, bu tür Yahudi düşmanlığını toplumsal isyan sayıyor. Eski aşırı sağ antisemitizminden sonra bir kısım aşırı sol. Müslüman oyları da Yahudilerin 10 katı.”

        Manifesto orada kalmıyor, “Kuran’daki, Hıristiyanların, Yahudilerin, dinsizlerin öldürülmesine dair ayetlerin din otoriteleri tarafından, Vatikan Konsülü’nün İncil’de yaptığı gibi ayıklanmasını” talep ediyor, “Böylece, hiçbir inanç sahibi, suçunu kutsal bir metne dayandıramaz” diyordu.

        “Emile Zola ve Clemenceau ülkesinde bu Yahudi düşmanlığı olacak şey değil”di!

        ‘NEFRET ÇAĞRISI’

        İmzacılarda Müslümanlar da vardı; ama Fransa’daki Müslüman topluluklar metne büyük tepki gösterdi.

        Önemli bir tepki ise, bütün dünyada çok satan (yeni) “Kapital”in yazarı Piketty ile Marksist düşünür Balibar’ın başını çektiği grubun Le Monde’daki ortak yazısıyla geldi.

        Onlara göre, o “Manifesto”, tek taraflı suçlamasıyla, nefret ve bir nevi iç savaş çağrısıydı.

        300 imzacının Avusturya, Almanya, Doğu Avrupa’da (İtalya ve Fransa’da da) yükselen aşırı sağın Yahudi düşmanlığını, “yabancı, mülteci nefreti”ni geçiştirdiğini, belki hoş gördüğünü yazdılar. Fransa’da “neo faşist” gençlik örgütü olarak büyüyen, Avrupa’daki “kardeşleri”yle buluşan “Tek Kimlikçi” grubun yaptıklarını yok saydıklarını belirttiler.

        Hatta Yahudiler içindeki “aşırı sağcı” gruplara işaret edip “Beyaz Yürüyüş”te, İsrail’de bile yasaklanmış “Yahudi Savunma Birliği”nin koruma görevi yapmasını örnek gösterdiler.

        SİLAHI SAVUNDU

        Trump da bir bakıma aynı meseleye “ateşli silahlar”la vaziyet etti.

        ABD’de “terörist” denmeyen silahlı katliam düşkünleri onca insanı yok etmişken, silahı savundu. 90’ı Bataclan müzikholünde, 130 kişinin öldürüldüğü “Kasım 2015 Paris saldırıları”nı örnek gösterdi, hem de “Gel buraya, buuum. Gel buraya, buuum” diye “terörist” taklidi yaparak:

        “Fransa’da silahlanmak serbest olsaydı, müşteriler veya çalışanlardan kimi silahlı olur, karşı ateş açar, o kadar kişi öldürülmezdi.”

        Fransa hükümeti, önceki cumhurbaşkanı Hollande, muhalefet ve özellikle kurban yakınları ile örgütleri büyük tepki gösterdi; Bataclan’dan sağ çıkabilmiş birinin “Hey Trump, git kendini... Hatta bir silahla da olabilir” demesi gibi.

        Trump’ın “silahlanma” tavsiyesini, Fransa’daki manifestoyu eleştirenlerin “Nefret ve bir iç savaş çağrısı” dedikleri siyasi ruh halinin içine oturtun isterseniz!..

        DİRENEN İNSANLAR

        Elbet bir kısım Müslüman arasında ciddi Yahudi düşmanlığı var; bir kısım Katolik ile Yahudi arasında Müslüman düşmanlığı olduğu gibi. Elbette “dini motifli terör” mevcut...

        Lakin Zola ve Clemenceau’nun “Suçlaması”, Yahudi düşmanlığı yapan Fransa devleti ve ordusunaydı... Hem de Nazilerden çok çok önce!

        85’inde öldürülen Madam Knoll ise, henüz çocukken, Parisli Yahudileri Nazilere teslim eden Fransızların elinden zor kurtulmuştu!

        Tarih, tek başına kimsenin sorumlu tutulamayacağı kadar kirli...

        Ve her dinde, dilde, milliyette bu kanlı kire direnen insanlar mevcut!

        Diğer Yazılar