Yeni Türkiye, eski hikaye!
İktidar mensupları ile Havuz medyası, inançları gereği “Evrim teorisi”ne inanmayabilir.
Fakat ısrar ve inatla “Tersine Evrim Teorisi”ne adamışlar kendilerini.
Tamam, onlar için “insan maymundan gelmiyor” ama…
Onların teori ve pratiğinde de insan, üç maymuna, maymunlaşmaya gidiyor!
***
Hakikatin gizlenmesi, saptırılması, örtülmesi, sorgulanmasının engellenmesi…
İfadenin kısıtlanması, yasaklanması, bastırılması, sindirilmesi…
Duymayan, görmeyen, konuşmayan “eski bir tür”ün hormonlanması!
Yasaklar, tehditler, baskılar, sansürler, oto-sansürler, manipülasyonlar, “militer-demokrasi, otoriter-devlet” kurumları, polis ve yargı üzerinde ve onlar aracılığıyla
tahakküm, kayırma ve ayırma, kanun karşısında eşitliğin lafta bile lafta kalması!
***
“Yayın yasakları” da bu maymunlaştırmanın temel araçlarından.
Bakın, “insan haysiyeti”ne haksız saldıran yayınlardan değil…
Hakikatin peşine düşebilecek yayınların yasaklanmasından söz ediyoruz.
Kimi “toplumda infial yaratma” diye gerekçelendirilse de, esas temeli “toplumda herhangi bir duygu ve düşünce yaratılmaması”.
Herhangi bir didiklemenin, sorgulamanın, itirazın, farklı görüş ve bilginin yayılmasının mümkün olduğunca engellenmesi.
***
Musul’da konsoloslukta vatandaşların rehine mi alınmıştı?
Yok. Çünkü yayın yasağı var.
Reyhanlı’da, Suriye iç savaşı senin halkını da paramparça mı etti?
Yok. Çünkü yayın yasağı var.
Yolsuzluk ve istifleme kayıtları mı ortaya saçıldı?
Yok. Çünkü yayın yasağı var.
Reza diye bir elemanı tutanın tuttuğu altın mı olmuş?
Yok. Çünkü yayın yasağı var.
Bazı TIR’larda komşudaki bir iç savaşı körükleyecek, şiddetlendirecek silah vesaire mi varmış?
Yok. Çünkü yayın yasağı var.
Devletin tepesindeki kimi seçilmiş ve atanmış kişi, bir odada oturup nereye bomba atılırsa neler olur diye projeler mi yapmış?
Yok. Çünkü yayın yasağı var.
Lice’de tuhaf şeyler mi olmuş?
Yok. Çünkü yayın yasağı var.
Bingöl’de polisleri öldüren saldırının perde arkası karışık mı?
Yok. Çünkü yayın yasağı var.
Yüksekova’da üç askerin öldürüldüğü “maskeli saldırı”da bilmediğimiz hakikatler var mı?
Yok. Çünkü yayın yasağı var.
***
Bu “bakmayın, görmeyin, duymayın, konuşmayın, yaymayın” maymunlaştırması sadece medya ile kalmıyor elbet.
“Milletin temsilcileri… Kayıtsız şartsız egemenliğin vekilleri” de, hakikati sorgulamaktan men ediliyor.
Biliyorsunuz, Soma madenleri araştırılsın teklifi yapıldığında, reddetti parmak adamlar.
Ardından Soma katliamı geldi.
Biliyorsunuz, Musul Konsolosluğu’na saldırı olacak diye uyarılar geldi Meclis’te; “nereden biliyorsun ulan, yalan” diye üzerine çullandı iktidar mebusları.
Ardından konsolosluk basıldı.
Daha yeni, Bingöl’de polislere saldırı vakasının araştırılması teklif edildi; iktidar grubu onu da reddetti.
Halkı ve gazeteciliği üç maymunlaştırmak yetmiyor yani!
Demokrasinin şekil şartları bile maymunlaşmalı.
***
Yargı görmeyecek, duymayacak, ses etmeyecek…
Meclis görmeyecek, duymayacak, ses etmeyecek…
Gazeteciler görmeyecek, duymayacak, ses etmeyecek…
Vatandaş görmeyecek, duymayacak, ses etmeyecek…
Tek gören, tek bilen, tek ses her şeyi söyleyecek, buyuracak!
***
Askeri vesayete, 28 Şubat medyası ve sermayesinin tahakkümüne, 12 Eylül hukukuna, darbeci kibirlere, paralı-medyalı-üniformalı muktedirlere, her türlü dayatmacı, baskıcı, esaretçiye karşı çıktığını söyleyenler…
Bu maymunlaştırma, halkın aklını ve yüreğini rehin alma, hakikatleri esir tutma, baskı-kuşatma-tehdit düzeni nedir pekiyi?
Hepsi “Yeni Türkiye’de yine eski tip üç maymun” olmak için miydi?
İtirazlarınız, oylarınız, hayalleriniz bunun için miydi!