Militer kapitalizm, kapitalist militarizm!
Dev, aktifleri 28.3 milyar (eski tabirle 28.300.000.000.000.000), cirosu 19, kârı 1.2 milyar TL; büyük holding. Az meşhur adıyla “Ordu Yardımlaşma”, piyasadaki büyük harflerle OYAK.
“Küçük Asker”, maaşı 1000 TL civarında emekli astsubay; Selçuk İçer.
Dev, “Küçük Asker”e savaş açtı, tazminat istiyor. Çünkü “Küçük Asker” Dev’i eleştirdi. Dev’in yönetiminde muvazzaf ve emekli generaller var. Emirlerinde (genellikle paşaların avukat çocuklarından) hukuk ordusu var.
“Küçük asker” diyor ki: “Şu anda avukatım yok, bazı dostlar hariç, destekleyen de. Mazlumun yanındasınız, iki satırınıza ihtiyacım var.”
***
Yukarıdaki “Dev ile küçük asker” başlıklı yazıyı 26 Mayıs 2010’da yazmıştım.
Sonra da olayı takip ettim. Geldik bugüne.
“Dev”in, “Büyük Asker”in varlığı artık 42.3 milyar (eski tabirle 42.300.000.000.000.000 lira).
Önemli kısmı “küçük askerler”in küçük maaşlarından kesilip kocaman olan yüzde 10’lardan.
***
Değişmeyen şu: Büyük Asker, Küçük Asker’in peşini bırakmadı.
Emekli maaşını kemirmek için kapısına hacizle dayandı!
***
Değişenler de var.
“Küçük askerler”in hukuk mücadeleleri ve AİHM kararlarıyla; belki burada çıkan yıllardır ısrarla yazıların da küçük tesiriyle, “Büyük Asker” holding yönetimine, OYAK’ın yüzde 70’den fazla kesinti kaynağı olan “Küçük askerler”den de bir temsilci alındı.
İştiraklerin ve holding yönetiminin diğer üyeleri yine “büyükler”.
Holding Başkanı Emekli Korgeneral iken, üyelerden biri Hava Tümgeneral, biri Tümamiral, biri Jandarma Tuğgeneral.
Hepsi, “OYAK, TSK’nın bir parçası değildir. TSK ile hiçbir ticari ilişkisi yoktur. Milli Savunma dahil, hiçbir kuruma bağlı değildir” diye ilan eden holdingin, kuvvet komutanlıklarına göre tayin edilmiş yöneticileri. Hem kışlada, hem holdingde komutan!
Bir değişiklik de şu:
Muvazzaf paşaların holding yönetim fotolarının bile üniformalı olduğunu çok yazmıştım.
Artık fotoda sivilleri çekmişler!
“Sivilleşme” bir de böyle bir şey Havuz biraderim!
***
42.3 milyar (isterseniz 6 sıfır ekleyin) TL’lik “Büyük Asker”in, kendisini eleştiren 1635 TL maaşlı emekliyi kovalamaktaki iştahı ise yerinde.
Küçükleri ezmekte mahir düzenin sivilleri iktidarda, piyasada; militerleri de böyle kışlada, askeri holdingde!
Bu buldozerleşmeyi, ötekileri böcek görmeyi kendilerine yakıştırıyor, bol yıldızlı paşalar ile kendi de “milletin yetimlere desteği ve açtığı kucak, sunduğu şefkat” olan kurumlardan Darüşşafaka’da yetişmiş Genel Müdür.
Askeri hiyerarşi ölümüne kadar kovalıyor; çünkü eleştiriye kalkacak herkese gözdağı organize bir iş!
Sadece orduda ve militer holdingde değil tabii; iktidar bunun şahikasını yapıyor. Sözde çok modern, liberal işyerleri de, medya da böyle işliyor!
***
Gerisini, o vakit tereddütle taktığım isimle “Küçük Asker” anlatsın; “Demokrasi, cumhuriyet, adalet, kanun karşısında eşitlik” neymiş, belki görürüz:
“Sayın Talu. Ben Küçük Asker Selçuk İçer. Malumunuz, OYAK’ın açtığı iki davada, ilkinde 1000, ikincisinde 2000 TL’ye mahkum oldum. İkincisi için Yargıtay’a başvurduk. Mahkeme, avukat ücreti derken ödeyemedim.
Ankara İcra Müdürlüğü’nden Haziran’da ödeme muhtırası geldi: 7 gün içinde 1696,24 TL, faiz ve masraf hariç, ödenmesi, haciz geleceği tebliğ edildi.
Kıbrıs’ta darp edilen astsubay için internette yazdığım yazılardan da iki dava açıldı.
Ankara’daki duruşmalara gitmekte maddi, manevi sıkıntı yaşıyorum zaten. Hele insülin iğnelerle.
Genelkurmay önce 6 ay, sonra 2 yıl orduevine girme yasağı da getirdi. Karşı dava açtım ama Askeri İdare Mahkemesi kimden yana tavır alır?
Bana destek veren Sami Bey’i de dava ettiler.
Tazminatlar, yasaklar, polis merkezleri, ifadeler, icra yazıları… Hepsine karşı Küçük Asker maaşı ve 60’a varan yaşımla dik durmaya, geri adım atmadan direnmeye, ayakta kalmaya çalışıyor, hesap sormaya devam ediyorum.
Bana çok destek oldunuz, hakkınızı ödeyemem. Size sadece bir kez sarılabildim. Bunları da sizinle paylaşmak istedim. Başka anlayan da destek olan da yok. Rahatsız ettim, vaktinizi aldımsa kusura bakmayın. Saygı ve selamlar. Küçük Asker”
***
Ben şöyle yapıyorum; elbet siz bilirsiniz:
Demokratlık, cumhuriyetçilik nedir, adalet, hak-hukuk nedir, özgürlük nedir, insan nedir; her seferinde yeniden düşünüyorum!
Bir de neymiş?
Vicdan özgürlüğü sadece dün mağdur bugünün mağrur olanların değil…
Milyonlarca insan susturulurken, ifade ve basın özgürlükleri sadece bizlerin sorunu değilmiş!
Bir de şuymuş:
Burası sivil iktidar ve piyasanın, şirketlerin militerce örgütlendiği; militerlerin de halis kapitalist ve kesif adaletsiz düzenin asli parçası olduğu “demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti” cumhuriyettir!
Bir şey daha var:
Bir yandan 12 Eylül’ün RTÜK, YÖK, Anayasa gibi kurumlarını yıllardır kullanmış olan Cumhurbaşkanı daha yeni, Anayasa Mahkemesi için “darbe kurumu” dedi ya; aynı “darbe”nin ürünü OYAK için hiç böyle bir şey duydunuz mu?
***
Hikayemizin özeti neydi?
42.3 milyar TL varlığı olan Büyük Asker Holding, emekli maaşı 1635 lira olan Küçük Asker’i ufalamak için büyük taarruzda!
Kiminin zaferden anladığı da böyle bir şey olmalı.
http://www.haberturk.com/yazarlar/umur-talu/517903-dev-ile-kucuk-asker