Hepimiz birimiz için!..
Kusara bakmasın lütfen, Sayın Akdoğan’ın konuşması için biraz geciktim.
O arada üç asker, iki polis daha “şehit” oldu; bir demiryolu işçisi, bir vatandaş öldürüldü, bir çocuk öldü; iki mi, on iki mi “terörist ölü ele geçirildi.”
Suruç’taki 32 can üzerine en az 50 insan, belki 60 daha eklendi!
***
Esasen Sayın Akdoğan’ın konuşması tarihidir.
Sadece bu ülke için değil, dünya çapındadır.
“Süreç sırasında PKK’nın eli silahlı gezmesi (ki devlet göz yumuyordu); PKK’nın tehditleri; silahsız, uyuyan, eşinin yarında asker ve polislerin öldürülmesi” gibi çok haklı olduğu noktalar elbet var.
Ama anlıyoruz ki, esas sorun PKK’nın eli silahlı dolaşması değil, HDP’nin eli oylu dolaşması!
Bilmiyorum, söylediklerini kendi de duydu, okudu mu ama…
Zaman zaman Öcalan’ı övüp HDP’yi sadece “Erdoğan’a ihanet”le değil, “Öcalan’a da ihanet”le suçlayan bu konuşma inanılmazdır!
Sadece tarihi anlatmayacak bize tarih boyunca; aynı zamanda her gün can veren bir ülkenin talihini de anlatıp duracak.
Bu talihsiz tarihin adı, “Hepimiz birimiz için”dir!
***
Buyrun Sayın Akdoğan anlatsın; ben sadece arada paranteze gireyim. Diyor ki:
1. Öcalan’ın söylediği bir şey var; Kürt meselesini kim çözmek isterse bir mekanizma harekete geçmiştir. Erdoğan’a karşı da bu mekanizma harekete geçti.
2. HDP de bütün kurgusunu Erdoğan karşıtlığına konumlandırdı.
3. HDP, Paralel yapı ile işbirliğine girdi. Bu zaten süreci zehirleyen bir işbirliği anlamına gelirdi (Burada 10 küsur yıl “Paralel yapı” ile işbirliği yapan iktidara dair zehirli bir şey yok!)
4. Ben bunu sürece ihanet ettiler olarak görüyorum.
5. Dediler ki, statüko bloğu Erdoğan’a düşman. Biz de Erdoğan düşmanlığı yaparsak barajı geçeriz. Peki süreç ne olacak? Bunu düşünmediler. Bile bile süreci kurban ettiler.
6. Peki Cumhurbaşkanımız neden olumsuz tepki gösterdi?
7. Erdoğan’ı başkan seçtirmeyeceğiz aslında bir tahrikti.
8. Seçimde rakipleri Cumhurbaşkanımız mı? Değil. (Burada Cumhurbaşkanı’nın öteki partilere karşı seçim kampanyası yürütmesine dair bir şey yok.) Niçin bir siyasi parti başkanı olmayan birini hedef alarak kampanya başlatırsınız? (Bir siyasi parti başkanı olmayan birinin seçimde neden kampanya yaptığına dair bir şey yok.) Bu başkanlık seçimi de değil. (Bizzat Cumhurbaşkanı’nın bu seçimin esas temasının “başkanlık sistemi” olduğunu söylemesine dair bir şey de yok.)
9. Bu büyük bir tahrikti.
10. ASIL GERİLİMİ BAŞLATAN HAMLE BUYDU.
11. Dolmabahçe’de mutabakat yoktu. (İktidar medyasının neden öyle manşetler attığına dair bir şey yok.)
12. Barajı geçmek için süreci feda ettiler.
13. İnsanlar bunlara Çözüm Süreci için oy verdi. Ama bakın sizin oy almanızın sürece etkisi yok!
14. Tam tersine, sizin oy almanız sürece olumsuz etki yaptı.
15. Bazı şehirlerde yüzde 90 oy çıktı ama HDP’nin hiçbir karşılığı yok. Koalisyonda yeri yok. Çözüm sürecinde yaptırımı yok. Anlamsız bir pozisyon.
16. AK Parti varsa Çözüm Süreci var; ama sen AK Parti’yi devirme projesinde kendini kullandıracaksın.
17. Kürtler bunlardan hesap sormalı. Siz nasıl bir oyuna alet oldunuz? Örgüt her şeyi kaybetme noktasına geldi, bu noktaya nasıl gelindi diye hesap sorması lazım.
18. Sürekli Öcalan adına yalan söylüyorlar. Öcalan başkanlık sistemine karşı, Öcalan AK Parti’ye karşı… Külliyen yalan!
19. Öcalan yakalasa bunları sopayla kovalar.
20. Demirtaş kendi PR’ını yaptı. HDP Diyarbakır’dan Cihangir’e eksen kayması yaşadı.
***
Sayın Akdoğan ancak bunlardan sonra 7 Haziran sonrası PKK eylemlerine geliyor.
Fakat oraya gelene kadar, aklında ve dilinde hep “Cumhurbaşkanı’nı tahrik… Oy almanın kötü etkisi... Barajı geçmek için süreci feda etmek.”
Adını da koyuyor zaten: Asıl gerilimi başlatan hamle, “Erdoğan’ı başkan seçtirmeyeceğiz” kampanyası!
Yani “örgütü terörle suçlamak”tan da önce “partiyi seçim kampanyası, siyasi mücadele, muhalefet ve oy almak”la suçlamak var.
Nitekim HDP’nin seçim kampanyasına kadar da örgüt eli silahlıydı; görmezden geliniyordu.
Ve açıkçası, cümleyi tercüme edersek, sanki başka, “derin” bir mutabakata atıf yapar gibi:
“Öcalan başkanlık sisteminden yanaydı… AK Parti’ye karşı değildi. Bunlar yalan söyledi.”
İşin özeti şu galiba:
Cumhurbaşkanı HDP’ye çok kızdı…
Öcalan yakalasa bunları sopayla kovalar!
Yani devletin, iktidarların yıllarca, “ölü ele geçirilmiş, etkisiz hale getirilmiş 25-30 bin PKK’lı”yı da sayarak “40 bin kişinin canını alan teröristbaşı” dediği Öcalan…
Seçimde, sandıkta 6 milyon seçmenin oyunu alan bir partinin eş başkanını sopayla kovalar!
İşte milyonlarca insanın, sıvasız hanelerin, yoksul annelerin, bir ülkenin “barış umudu” böyle bitmiş!