Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Reel politikayı o kadar bilmiyorum, o yüzden anlamamış olabilirim.

        Ben anladığımı yazayım; siz isterseniz düzeltirsiniz.

        Ayrıca iktidar ne yapsa haklıdır, doğrudur!

        ***

        7 Haziran sonrasında özellikle Sayın Akdoğan, HDP için “Anlamsız bir parti. Bir manası yok. Bir de seni başkan seçtirmeyeceğiz deyip ayrıca barajı geçip süreci bitirdi” mealinde “çok haklı, çok doğru” sözler söyledi!

        Sayın Cumhurbaşkanı da uzun uzun konuştu ama kısaca “çok haklı, çok doğru” biçimde dedi ki:

        Bunlar terörist.”

        Sayın Metiner de geçen gün, bir gözü Saray’da, “Bunlar postacıydı. Bunlar aparat” diyerek “çok haklı, çok doğru” tahlillerde bulundu yine!

        ***

        Sonra…

        HDP’den bakan da alıp “HDP barajı geçtiği için AKP’ye bedavadan sandalye gelmesine ve başkanın başkan olmasına, rejimin tam değişmesine engel olan seçimin yerine yapılacak seçim için” hükümet kurdular; “çok haklı, çok doğru” bir şey yaptılar.

        Sayın Akdoğan, “çok haklı, çok doğru” biçimde orada “bunlar manasız” dediği, “Aparat, postacı” HDP’li bakanlarla oturacak.

        Dışişleri politikamızı şahane yapanlardan, İsrail’le en son sıcak temas kurmuş Sayın Müsteşar Sayın Sinirlioğlu’nun Sayın Dışişleri Bakanı olması ve “kasa, kutu, sıfır darbesi”ni önlemek için bizzat Sayın Emniyet Müdürü yapılmış Sayın Altınok’un da Sayın İçişleri Bakanı olması gibi mutlu ve “çok haklı, çok doğru” kurulmuş seçim hükümetinde, ortada iki ay olduğuna göre, şunlar da konuşulacak:

        İçişleri Bakanı: Bugün teröristler iki polis, iki askerimizi daha şehit etti. Yüksekova, Cizre, Silvan’ı basıyoruz!

        Kalkınma yahut Avrupa Birliği Bakanı: Geçen seçimden bu yana 78 sivil öldü. Güvenlik güçleri 24 saatte 11 sivil öldürdü!

        ***

        Bilmiyorum, bu saçma sapan durum, bir dur demek için, bir nefes için, sıvasız hanelerin polis, asker, örgüt üyesi ve sadece çocuk olan çocuklarının ömürlerini uzatmak için bir fırsat olabilir mi?

        Absürd”; bir sanat akımı, bir edebiyat okulu değildir belki de; bir yönetim biçimi de olabilir.

        Saçma sapanlık içinden, belki de seçim hükümeti vasıtasıyla bir, nasıl deniyordu, “çatışmasızlık” durumu çıkar.

        Nasılsa aklımız kalmadı; vicdanımız dandik…

        Bari şu delirmiş halimizden bu garip hükümet anlasın!

        ***

        Bilhassa belirtmem gerek ki, iktidarın “sandık saygısı”na bayılıyorum.

        Onun meşruiyetinin kaynağı olmuş ve her saniye herkesin kafasına da vurduğu sandığı birden “çok haklı, çok doğru” biçimde nasıl değersizleştirebildiğine hayranım!

        6 milyon hükümsüz oydan postacıya, aparata kadar, “millet iradesine saygı” duruşu!

        Sonra da seçim hükümetine hoş geldin “aparat” kardeşim!

        Bu arada sıvasız hane çocuklarından 200, belki 300 kişi can vermiş; sayıyla ve sırayla değil ya!

        ***

        Yine de tekrarlayayım.

        Haziran Olmadı Kasım Seçimi’ne kadar…

        İşte AKP, bürokrasi, HDP hükümeti bir nefes aldırabilirse, saçma sapan ama kanlı bir süreci belki az durdurabilir.

        Yoksa garip hükümet tarihe en garip hükümet olarak geçecek zaten!

        Hepsi geçecek diye umut edip durduğumuz şu hayatta.

        Diğer Yazılar