O yana bakma, kafana takma... Bize bardağın dolu tarafı gerek!
Cumhurbaşkanı belli ki S. Arabistan’ı özel olarak takdir ediyor ve seviyor.
Galiba bizim de öyle yapmamızı istiyor.
Biz niye sevelim, bir sebep gerekiyor.
800 “hacı”nın “Şeytan taşlama”da, belki de Suudi efendiler için yolun kapatılmasından dolayı ölmesinden ziyade “bardağın dolu tarafı”na bakmamız gerekiyor.
S. Arabistan bir “bardak”sa eğer, dolu tarafından Saray var, petrol var, servet var, Sünni dünyadaki etkisi, Batı’da para-petrol-Ortadoğu ağalığı başta olmak üzere, servetince ağırlığı var.
Belli ki memleketimizde de bardağı çok ağır Abi!
***
“Boş taraf”, 800 insanın (daha) ölümündeki sorumluluk olabilir ama bakma, o yana kafana takma!
O insanları kendi ölümlerinden yüzde 100 sorumlu tutarken bir de “Zenci, Hintli” diye aşağılamak olabilir ama o yana bakma, kafana takma!
Diğer Arap ve Müslüman ülkelerinden insanları hep parya, uşak görmek olabilir ama o yana bakma, kafana takma!
İsrail’i yani Filistin’i pek mesele etmeyip İran (ve Şiiler’i) baş düşman görmek olabilir ama o yana bakma, kafana takma!
Bahreyn’de silahsız, şiddetsiz bir şekilde hak talep edenleri ezmek olabilir ama o yana bakma, kafana takma!
Sonradan sözde mücadele ettiği nice kanlı örgütün doğumunu sağlamak olabilir ama o yana bakma, kafana takma!
Yemen’de sivilleri katletmek olabilir ama o yana bakma, kafana takma!
Osmanlı mirasını silmek olabilir ama o yana bakma, kafana takma!
Arap petrollerini uluslararası petrol şirketlerine peşkeş çekmek olabilir ama o yana bakma, kafana takma!
Irak ve Afganistan işgalleri için ABD’ye hempalık yapmak olabilir ama oyana bakma kafana takma!
Esas…
“Darbeye darbe, katliama katliam dediğimiz” Mısır ordusunun kanlı darbesini, Sisi’yi finanse etmek, teşvik etmek, “seçilmiş kardeşimiz Mursi”yi silahla indirmek, idamların arkasında bulunmak da olabilir ama o yana hiç bakma, kafana pek takma!
Yüz binlerce Suriyelinin katledilmesinde, topraklarını tek etmesinde “Esed”den sonraki baş sorumlu olup bir miktar “sadaka” dışında mültecilerin tekine bile kapı açmamak olabilir ama o yana bakma kafana takma!
***
Bunların hepsi bardağın boş tarafı.
Aynen Havuz’un dolu tarafı gibi bizim de sık sık aval aval bakmamız gereken ise bardağın dolu tarafı!
Bütün o boş taraflara tek kelime etmeden, Müslüman, insan, vicdan, darbe karşıtı, demokrat, milliyetçi, Osmanlı filan olabiliyoruz ya, hakikaten müthiş!
Bardağın dolu tarafı, dolu tarafın bardağı olarak han-ı iştiha sofrasından eksik olmasın!
***
Şeytan taşlarken kurban olan 800 insanın yakınları, aileleri, sevenleri, ölenlerin hayatları ve birer insan olarak değerleri, hepsi boş yana…
“S. Arabistan’ı doğrudan suçlamayı doğru bulmamamız” dolu yana!
Hakikaten doğru ve dolu olan şu:
“Her ülkenin buna benzer eksiklikleri olabiliyor… Dünyanın her yerinde böyle şeyler olabiliyor!”
İşte “dünyanın en büyük servet sahibi ülkelerinden biri”nde olmasının bir özelliği yok…
Çünkü mesela, “dünyanın güzel ülkelerinden biri”nde bitmemiş bayramda yollarda şu ana kadar 100’den fazla “kurban” var.
Bitmemiş yılda işyerlerinde “kurban” olan işçilerin sayısı 1000’i geçti.
Bitmemiş savaşta “şehit” sayısı 100’ü, sivil sayısı bir o kadarı, “etkisiz hale getirilen sayısı” onların iki-üç katından fazlasını mı buldu?
Bitmemiş Uludere muammasında, ifadeleri ortaya çıkan çok sayıda subayın “bunlar kaçakçı” demesine karşın bombardımana karar veren büyük yetkililerin “kurbanı” onca insan var.
Reyhanlı, Suruç, Dağlıca, Iğdır, Cizre bitmemiş katliamlar serisinde çığlık çığlığa.
Fakat sorun değil,ktrallar ve kraldan çok kralcılar…
Bardağın dolu tarafında hepimiz yaşayıp gidiyoruz işte.
Siz daha kral yaşayın Krallar!
***
Kutsal topraklarda topraklar kutsal…
Despotların neresi kutsal olabilir?
Sahi, S. Arabistan’ı neden bu kadar çok sevmek zorundayız?
Nedir mecburiyetimiz?
Nedir mahcubiyetimiz?
Nedir mahkumiyetimiz?
