Beyaz Toros, bekleme yapma; Beyaz TIR, devam et!
“Bazı olaylar”ı şöyle sıralayabiliriz:
1.Yirmi yıl kadar önce, 1993-95 arasında Cizre havalisinde 21 insan, “yargısız infaz” yoluyla öldürüldü yahut gözaltında kaybedildi.
2. Bu konuda bir dava ancak 2009’da açılabildi.
3. Asker ve sivil bazı sanıklar tutuklandı.
4. Suçlama, “Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak, insan öldürmeye azmettirmek ve insan öldürmek”ti.
5. İlk mütalaada sanık “komutan” için 5 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 100 yıl hapis istendi.
6. Sonra mahkemeler değişti, dava oradan oraya taşındı.
7. Yatılan süreler dikkate alınarak sanıklar tahliye edildi.
8. Nisanda “inandırıcı ve vicdani kanaate uygun delil bulunmadığı için” sanıkların beraatı istendi.
9. Kasım seçimi öncesi Başbakan “Biz gidersek Beyaz Toroslar gelir” dedi.
10. Kasımın 5’inde tüm sanıklar “insan öldürmeye azmettirmek ve insan öldürmek”ten beraat etti.
11. Bu davanın müdahil avukatlarından biri o yıllar Jitem tarafından tehdit edilmiş Avukat Tahir Elçi’ydi.
12. Beraat kararından sonra Elçi davayı temyize götürmeye karar verdi.
13. Tahir Elçi, zaten hakkında 7,5 yıl istenen davayla epeyce hedef gösterildikten sonra, Diyarbakır’da “Dört Ayaklı Minare”nin ayaklarına saldırıyı, “sivillerin öldürülmesi”ni, “TIR haberi yüzünden Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanması”nı, “savaş”ı, “hendekler”i kınarken “planlı bir muamma”yla öldürüldü! Aynı anda iki polis de öldürüldü. Dün Diyarbakır’da yine bir, o Cizre’den de iki “şehit” haberi geldi. 20 yıl önceden 20 yıl sonraya!
14. Mahkemenin “İnsan öldürmeye azmettirmek ve insan öldürmek”ten verdiği beraat gerekçesini Cumhuriyet’ten Kemal Göktaş yazdı: Mahkeme de “insan öldürme” noktasında “şüphelenmişti” lakin şunu kayda geçirmişti:
“Sanıkların suçları işledikleri yönünde mahkemede de şüphe oluştu ancak şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği beraat kararı verildi. Mahkemelerin görevi sadece şüpheye dayalı işlem yapmak değildir. Hukukun en temel ilkesi, Şüpheden Sanık Yararlanır prensibidir.”
***
20 yıllık bir mikro-tarih böyle.
Bir davada 21 öldürülmüş, kaybedilmiş insan; öldürülenler, “şehit” edilenler,bu davanın takipçisiyken 20 yıl sonra öldürülmüş avukat ve “Prensip.”
Bir seri cinayet davasında bile “Şüpheden Sanık Yararlanır Prensibi”ni vurgularken bir mahkeme…
“Şüphe üzerine” arka arkaya üç kadın kendi evlerinde öldürüldü; “şüphe üzerine” askerler, savcılardan sonra iki gazeteci de “Tır meselesi”nde tutuklandı.
“Şüphe üzerine” bakanlık onayıyla “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten 1,5 yılda 900 kişiye dava açıldı, 400 dava sırada bekliyor, 10 ayda 98 kişi gözaltına alındı.
Kanun ve Prensipler Dairesinin Hukuk Devletindeki son çalışmaları bu şekilde.
***
Mahkemenin gerekçeli kararında içtihat oluşturacak bir husus da şöyle:
“Beyaz Toros delil olmaz. Çok kullanılan bir araçtır. Terör grupları da kendisine devlet görevlisi süsü verenler de kullanabilir. Ülkemizde otomobillerde en çok kullanılan rengin beyaz olduğu yolunda istatistik mevcuttur.”
Başbakan’ın “Bölge”ye en büyük seçim vaadinin “Biz gidersek Beyaz Toroslar gelir” olduğunu düşünürsek…
Anladığımız şu:
Beyaz Toroslar gelir, gider, yine gelir.
Çok tercih edilen, çok kullanışlı bir araçtır.
Bir de Beyaz TIR’lar vardır.
Beyaz Toros beraat ederken, Beyaz TIR ezip geçer!
Şüpheniz olsa bile, şüphe Beyaz Toros’tan, Beyaz TIR’dan yanadır.
Prensip budur.
“Hukukun en temel ilkesi”nin darısı her “şüpheli”nin başına!
***
Ah Özdemir Asaf, gördünüz mü, hep aynı şey:
Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu…
Birinciliği beyaza verdiler.
Bravo Beyaz… Sana bu gaz bile az!