
Cinayet çözmeyen dizini döver!
Cinayet çözmeyen dizini döver!
O yargılansın, şu yargılansın, beriki tutuklansın, filanca darbeye şey edilsin de…
Esas kilit “katliamların, suikastların, cinayetlerin” çözülmesi.
Öyle iki çocuk, iki abiyle değil; ardındaki örümcek ağının bulunması.
Bir sayayım, diyorum…
Saymakla da bitmiyor elbet.
Kontrgerillayı çözen Doğan Öz’ün öldür(t)ülmesi mesela.
1 Mayıs katliamı organizasyonu.
Maraş, Çorum katliamları için zemin hazırlanması.
İpekçi suikastı ve katilin kaçırılması ve de Papa suikastı için devşirilmesi!
Elbette Mumcu, Emeç, Kışlalı suikastları.
Musa Anter cinayeti.
Sabancı Kulesi seri cinayeti.
Hablemitoğlu (Almanya kuşkusu) cinayeti.
Elbet Danıştay saldırısı.
Dink suikastı.
Bir de çok sayıda “karakol ihmali” sonucu çok sayıda şehide yol açılması gibi olaylar.
Tabii buraya yazmadığım, yazarken atladığım niceleri.
***
Cumhurbaşkanı da mı şüpheleniyordu, bilmiyorum.
Belki Dink suikastını Yazıcıoğlu helikopterine bağlayan “taammüden kader” mevcuttu!
Yasin Hayal’in sonunda,“Devlet beni kullandı. Şimdi öldürmek istiyorlar” diye ses vermesi, bu süreci Trabzon’da McDonalds bombasından başlatıp köşe bucak, kucak ocak, sivil abi, polis abi sayması önemli dönemeç.
Artık iş Samast, Hayal ve Tuncel ile kalamaz.
Devlet ve yargı; bu “devlet”in kimler olduğunu bulmak zorunda.
***
Hayal 2004’ten beri polisin, jandarmanın, bağlantılı bir takım siyasilerin elinde. Yargının da.
Çeçenistan hevesinden, futbolcu olmaya çalışırken karıştığı şiddetten beri.
Hayal bir sürpriz değil!
Uzun süreli bir kanlı hayalin adım adım eseri!
***
Suikasttan hemen sonra Hayal adı çıkınca az araştırıp ayrıntıyla yazmıştım:
Bu çocuk adeta o güne hazırlanmış!
Ama o eyleme, ama başkasına.
1. Kavga ile aklınca inancı birleştiren, “Türk-İslam sentezi” bir “delikanlı!.
2. “Abi” Tuncel bu çocuktan bombacı yaratıyor.
3. MCDonalds’ı bombalayıp 5 kişi yaralıyor.
4. Bombayı verip azmettireni polis biliyor ama gizliyor.
5. Hayal ise, kollanabilecekken belki, İstanbul’da elle konmuş gibi yakalanıyor.
6. Trabzon’a getirildiğinde, Emniyet Müdürü, ki sonra İstihbarat Daire Başkanı yapılacaktı, hemen kesiyor: Örgüt yok. Olay münferit!
7. Tuncel’i istihbarat elemanı almış Müdür, onu saklayıp Hayal’i de daha az cezalı “örgütsüz, terörsüz suç”a sokuveriyor.
8. Hayal tutuklanyor.
9. Ne McDonalds ne de yaralılar şikayetçi! Şikayetler geri.. Son şikayetçi de ikna!
10. Kim ikna ediyor? Hayal’in avukatını bulduğumda çok şaşırdığını söylemişti. “Peki, aile yoksulsa masrafları kim ödüyor”a “Yardım için, BBP’li abiler” cevabını vermişti.
11. Hayal 2004’te yakalandığında bir polis şefinin “Sen kahramansın” dediğini beyan etti.
12. Devlet, hükümet, Emniyet, yargı mutlaka merak ediyordur:
Müdür’ün “örgüt yok, münferit” diye atladığı sanığa bir polis şefi de neden “Kahramansın” övgüsünde bulunur?
13. Hayal adeta dışarıda ısınsın diye tahliye ediliyor. Avukat buna da şaşırmıştı!
14. Serbestken hapse mahkum oluyor. Kiminin iddianame bile olmadan aylarca tutuklu kaldığı ülkede! Delil karatmasın, kaçmasın diye tutuklamanın esas olduğu yerde!
15. Mahkum ama serbest. Yargıtay kararı bekleniyor.
16. Avukat en çok buna şaşıyordu: “Yargıtay dosyası ne oldu?” diye sorunca “Vallahi çok şaşkınım; uzun süredir ses yok” demişti.
17. Yargıtay kayıtlarına bakmıştım: Dink’in öldürüldüğü gün bombalı bir eylemin mahkumu Hayal’in dosyası hala masada bekletiliyordu!
18. Hayal, bir şekil dışarıda tutuldu! Bomba attı, yakalandı, ama serbest. “Kahramansın” diyen polislerin, bombacılığa hazırlamış, polis-jandarma muhbiri “abi”nin elinde.
19. Bazı “tanık” polisler, Hayal’in 2006’dan beri Dink’i öldürmekten bahsettiğini söyledi. Polisin zten yakaladığı, bombacı olduğu belli, mahkemenin zaten tutukladığı genç; bir şekil serbestti ve büyük bir suikast için antrenmana alınmıştı!
20. Teknik direktörü, taktisyeni, kulüp başkanı, masörü, malzemecisi, “ilk öğretmeni” filan kimlerdi?
Not: Yazı günleri değişti. Dipsiz Kuyu artık perşembe kapalı!