Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başta Sayın Başbakan-Cumhurbaşkanı olmak üzere, devlet yetkililerine, zannımca tabiatlarına münasip önerilerim olacak.

        Bu çok kolay tedbirler sayesinde, “haddini bilmeyen” bazılarına bildirim yapılması mümkün görünüyor.

        ***

        Sağolsun devletimiz Gazze’den yaralılar getirip tedavilerini üstlendi.

        Fakat onları “yaralayan” kim?

        Elbette başta İsrail.

        Ancak Gazze ablukasının ikinci temel ayağı Mısır’ı da unutmayalım.

        Mısır dediğin ise, bir de “Gazze arabuluculuk merkezi” olan Sisi Paşa ile birlikte esas S. Arabistan.

        ***

        İsrail’e karşı ilk tedbir olarak…

        Kuşadası Limanı; İsrail komandolarını yetiştiren, Gazze ablukası ile katliamlarda propaganda merkezi olan okulun sahibi Oferler’den bir geri istensin bakalım!

        Öyle ya, zaten kamu malıydı.

        İktidar İsrailli şirkete orayı adeta elden teslim etti.

        Geri istemek zor da değil, çünkü hukuki altyapısı var.

        Çok sayıda mahkeme kararı ile Danıştay, o “liman hediyesi”ni hukuksuz, geçersiz ilan etti.

        Yıkım bile çıktı.

        Gel gör ki, hükümet kararlara uymadı.

        Uymadığı gibi, daha yenilerde, Gazze kan ağlarken, bir başka acılar diyarı için, Somalı ölü işçilerin kefenine iliştirilen kanun torbasına, “Kuşadası geri alınamaz” diye bir madde de atıverdi.

        Şimdi sermayedarlara şöyle diyebilirler:

        Vallahi torba delikmiş.

        Sizin Kuşadası düştü.

        Biz onu geri alalım, çünkü Gazzeli yaralılar ile ölü çocukların gözleri gözümüzde!

        ***

        Bitmedi.

        Aynı İsrailli şirkete (nereli olduğu benim umurumda değil, ama iktidar böyle şeyleri çok umursuyor ya…) elden verilmiş TÜPRAŞ hisseleri var.

        Onlar da millet malıydı.

        Bir gecede, iktidar marifetiyle, “Gazze neden vurulmalı” diye propaganda yapmış o şirkete elden verildi.

        Anormal bir rant oldu. Rantı kim paylaştıysa, jantı da şimdi onlardan geri istensin.

        Bağımsız yargı ile Danıştay onu da hukuksuz saymış, hükümet ona da uymamıştı.

        Aynı torbada İsrailli şirket ile birlikte “elden teslim özelleştirme”den yararlanan Kütürkütürküfür Mehmet Bey gibi Havuz müteahhitleri ile Havuz medyası yönetimleri de, “Biz böyle bir utancı, Somalı ölü madencilerin sırtından ve İsrailli bir şirket ile birlikte kollanmayı vicdanen kaldıramayız” deyip halka ait o fabrikaları iade edebilirler.

        ***

        Bunları yapacak cesaret ve dirayet eminim iktidarda mevcut.

        Yetmedi.

        Bir de Mısır ayağı ve Sisi’nin ağası S. Arabistan var.

        Başbakan-Cumhurbaşkanı’nmızın çok tepki duyduğu, darbecilerin öldürdüğü Esma için gözyaşı döktüğü, hep Batı’yı suçladığı darbenin esas organizatör ve finansörü S. Arabistan.

        Resmen darbeyi yaptırdı ve keyifle mırrayı içti!

        Şimdi darbeci Mısır ordusunun daha da silahlanmasını finanse ediyor.

        “Sisi’nin sponsoru” Kralı Abdullah, darbe sonrası, “Mısır’ı teröre karşı destekliyoruz. Mısır’ın istikrarı kin dolu insanlarca hedef alınıyor. Fitne ateşlemeye çalışanlara karşı Mısır’la birlikteyiz. Mısır halkını ve tüm Arapları onlara karşı tek yürek olmaya çağırıyorum” demişti.

        Mursi’yi indiren o katliamcı darbeye darbe diyen bir tek Türkiye vardı vallahi o sıra.

        Yani Kral’ın kimleri kastettiğini anlamak zor değildi ama nedense burada kimse üstüne alınmadı.

        Batı’ya yetiştirilen laflar Riyad’a uzanmadı.

        ***

        İşte o Kral Bey’e verilmiş, Boğaziçi incisi bir Sevda Tepesi var.

        Allah için, AKP değil, “Ergenekoncu” olmakla suçlanan Dalan ile rahmetli Özal vermişti.

        Fakat 1984’ten beri imar izni alınamıyordu.

        Derken Başbakan S. Arabistan’a gitmiş, bir şeyler olmuş, imar izni 2012 ortası çıkıvermişti.

        İşte Gazze ablukasının diğer ayağı, kanlı darbeci, seçilmiş başkan Mursi’yi devirip hapsetmiş katliamcı, idamcı Sisi’nin ağababası S. Arabistan Kralı’ndan da Sevda Tepesi geri alınsın.

        Öyle ya, hükümet içeride kime kızarsa, ihaleyi, medyayı, işini, makamını, hıncını, hayatından yıllarını, hatta bazen hayatını kolayca alabiliyor…

        İsrailli ile S. Arabistanlının hem de hukuken şaibeli liman, hisse ve tepelerini geri almak mı zor olacak?

        Liman ve tepenin bilfiil işgaline göz mü yumulacak!

        ***

        Tabii, Suudi Kralı’nın imar izninin iptali için, galiba iktidarın gözbebeği TÜRGEV’e yaptığı 100 milyon dolarlık bağışın da aynen Saray’a iade edilmesi gerekir ki…

        Benim bildiğim Büyük ve Yeni Türkiye’nin iktidarı; bir darbe sponsoruna karşı bunu seve seve yapar,yaptırır!

        77 milyonun alkışlarıyla.

        Diğer Yazılar