Türkiye-Rusya Medya Forumu

Dün akşam Rusya Başbakan Yardımcısı Arkadiy Dvorkoviç ile bir telefon görüşmesi yaptığını dile getiren Şimşek, Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkileri kriz öncesinden çok daha iyi bir patikaya oturtmak için çalıştıklarını bildirdi.

Dünya ekonomisinde küresel kriz sonrasında büyümenin oldukça yavaşladığını aktaran Şimşek, küresel ekonominin bir toparlanma sürecinde bulunduğunu, önümüzdeki 3 yıl içinde küresel büyümenin yüzde 3,7'ye doğru olmasının öngörüldüğünü söyledi.

Dünya ticaretinde de bir toparlanmanın olduğunu belirten Şimşek, küresel enflasyonun da oldukça düşük düzeyde seyrettiğini anlattı.

Orta-uzun vadede ekonomide aşağı yönlü ciddi küresel risklerin söz konusu olduğuna dikkati çeken Şimşek, küresel kriz döneminde ABD, Japonya ve Avrupa merkez bankalarının yaklaşık 10 trilyon dolarlık parasal genişlemeye gittiğini, bu genişlemenin eninde sonunda yerini normalleşmeye bırakacağını bildirdi.

Jeopolitik risklere de değinen Şimşek, sadece Ortadoğu'da değil başka bölgelerde de terör riskleri bulunduğuna işaret etti.

Şimşek, dünya nüfusunun giderek yaşlandığını, önümüzdeki yıllarda Afrika hariç dünyanın tamamında çalışma çağındaki nüfusun azalmaya devam edeceğini dile getirdi.

Rusya ile Türkiye'nin G20 üyesi ülkeler olduğunu anımsatan Şimşek, bu platformdaki iş birliği ve dayanışmanın sorunları çözme noktasında çok önemli olduğunu ifade etti.

"Kısa vadede küresel ekonominin durumu iyi, büyüme toparlanıyor fakat orta-uzun vadede bize büyük işler düşüyor." diyen Şimşek, karşı karşıya kalınan riskler iyi yönetilirse dünya ekonomisinin daha iyi bir performans göstereceğini söyledi.

- Türkiye ekonomisi

Şimşek, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunurken de Satınalma Gücü Paritesiyle bakıldığında Türkiye'nin dünyada 6'ncı büyük ekonomi olduğunu, bu seneki tahminlerin yaklaşık 2,1 trilyon dolar civarında bulunduğunu bildirdi.

Cari dolar kuruyla bakıldığında ise Türkiye ekonomisinin 17'nci büyük ekonomi olduğunu, bunun da yaklaşık 850 milyar dolarlık gayri safi yurtiçi hasılaya denk geldiğini anlatan Şimşek, "Türkiye 1924-2002 yılları arasında yıllık ortalama yüzde 4,7 büyüdü. AK Parti hükümetlerinin olduğu 2003'ten bu yana yıllık ortalama büyüme ise yüzde 5,6 oldu. Ekonomide oldukça güçlü bir performans gösterildi. Son 15 yılda dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerden biri Türkiye oldu. Bu sene satınalma gücü paritesiyle kişi başı milli gelirde 26 bin doları aşmış olacağız, normal cari kurlarla ise yine 10-11 bin dolar civarında bir kişi başı milli gelirden bahsediyoruz." diye konuştu.

Türkiye'nin genç, çalışma çağındaki nüfusunun hızla arttığını ifade eden Şimşek, yılda ortalama 1 milyon kişiye iş bulunduğunda bile işsizlik oranının benzer seviyede olabileceğini söyledi.

Türkiye'nin uzun yıllar çift haneli enflasyonla mücadele ettiğini, son 10-15 yılda enflasyonun tek haneye indirildiğini dile getiren Şimşek, "Fakat geçici olarak şu anda enflasyon yüzde 11'in üzerinde. Enflasyonun son dönem yükselişinin arkasında TL'nin bir miktar değer kaybı, bir miktar da gıda fiyatlarının etkisi var. Gıda komitesi iyi çalışıyor. Bu sene sonunda inşallah tek haneye, önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde de yüzde 8'e doğru aşağı yönlü bir trende gireceğini düşünüyoruz." dedi.

Türkiye'nin son 15 yılda ciddi bir performans ortaya koyduğunu, her zaman bir değişim ve dönüşüm çabası içinde bulunduklarını aktaran Şimşek, bunun için eğitimden, hukuka, yatırım ortamının iyileştirilmesinden kamu maliyesine ve eğitime kadar ciddi bir reform gündemlerinin bulunduğunu ifade etti.

- Türkiye-Rusya ilişkileri

Şimşek, Türkiye-Rusya ilişkilerine değinirken de iki ülkenin her şeyden önce komşu olduğunu, komşuluk hukukunun da apayrı bir hukuk olduğunu dile getirdi. Şimşek, şöyle konuştu:

"Genelde ticaret komşular arasında olur. Rusya Federasyonu ile çok güçlü dostluk ve komşuluk ilişkileri içinde olmak istiyoruz. İnanıyorum ki önümüzdeki dönemde bu iş birliğimiz, ortaklığımız çok daha güçlü hale gelecek. Hem Türkiye'nin hem de Rusya'nın menfaatine ilişkilerimiz ileriye gidecek. Ticari ilişkilerimiz oldukça güçlü, insanlar arasındaki diyalog çok iyi. Karşılıklı yatırımlarda bir sıçrama söz konusu. Birlikte yaptığımız Türk Akımı Projesi, nükleer santral projesi gibi büyük projeler var. Ortak yatırım fonuna ilişkin bir anlaşma söz konusu. Türk firmaları Rusya'da 1970'lerden bu yana çok büyük işler yaptılar. Türkiye geleceği parlak bir ülke. Rusya da geleceği son derece parlak bir ülke. Rusya ile Türkiye'nin, komşuluğun ötesinde, dostluk, ortaklık perspektifiyle ilişkilerini önümüzdeki yıllarda çok daha güçlendireceğine inanıyoruz. Ufak tefek sorunlar olur. Aile arasında da olur, normaldir bu. Önemli olan sorunların çözülmesi. Piyasalarımızı birbirimize ne kadar açarsak iki ülke de faydalanır. Ticaretten, yatırımdan, dışa açıklıktan korkmamamız lazım."

- Sorular

Sunumunun ardından Rus gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, bir gazetecinin "Batı Rusya'ya karşı yaptırım uyguluyor, batının yaptırımlarını nasıl buluyorsunuz?" şeklindeki sorusuna, sorunların diyalogla çözülmesinden, ülke vatandaşlarının cezalandırılmamasından yana oldukları karşılığını verdi.

Yaptırımların da çok çalışmadığını bildiklerini kaydeden Şimşek, "Bizim Rusya'ya bakış açımız bir komşuluk, stratejik ortaklık. Biz bu ilişkileri daha da geliştirmek istiyoruz." dedi.

Şimşek, bir gazetecinin "Avrupa ve ABD basınına baktığımızda Rusya ve Türkiye'yi aynı kelimelerle eleştiriyorlar ve hakaret ediyorlar. Acaba bizler bu hoş olmayan yaklaşımı olumlu hale döndürebilir miyiz?" sorusuna da "Maalesef batıda Türkiye ve Rusya'ya yönelik olarak çok ciddi bir olumsuz algı yaratma çabası olduğunu, bunun sistematik olduğunu görebiliriz. Bu çok net." yanıtını verdi.

Bunun, klasik birtakım sıfatlarla Türkiye ve Rusya yönetimlerini eleştirme çabası gibi gösterilse de arka planda bir önyargı olduğunun görülebildiğini belirten Şimşek, şunları kaydetti:

"Einstein, 'önyargıyı kırmak atomu parçalamaktan daha zor.' demiş. İşimiz zor fakat şu bir gerçek, ne Rusya'da ne de Türkiye'de gerçeklik onların iddia ettiği kadar kötü değil. Onların olumsuz kampanyası, Türkiye'nin de Rusya'nın da evini düzene koyması, reform yapması için bir vesile olacak. Algıyı da düzeltmek için yoğun çaba gerekiyor fakat karşı taraf iyi niyetli değilse işimiz çok zor. En iyisi uzun vadede realiteyi herkesin görmesi. Her şeyimiz çok mükemmel değil ama dışarıda gösterildiği kadar da kötü değiliz. Algıyla gerçeklik arasında büyük bir fark var."