14. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali'nde ödüller sahiplerini buluyor
Prof. Dr. Adem Sözüer başkanlığında, Prof. Dr. Bengi Semerci direktörlüğünde düzenlenen 14. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali, bu akşam düzenlenecek ödül töreniyle izleyicilere veda edecek. Törende; Altın Terazi ödülerinin yanı sıra Habertürk Seyirci Ödülü, SİYAD ve Öğrenci Jürisi ödülleri sahiplerine takdim edilecek
Prof. Dr. Adem Sözüer başkanlığında, Prof. Dr. Bengi Semerci direktörlüğünde düzenlenen 14. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali, bu akşam düzenlenecek ödül töreniyle izleyicilere veda edecek.
Törende; Altın Terazi ödüllerinin yanı sıra Habertürk Seyirci Ödülü, SİYAD ve Öğrenci Jürisi ödülleri, sahiplerine takdim edilecek.
Festivalde Dün
Elina Psykou imzasını taşıyan Selanik, Prizren ve Kopenhag film festivallerinde ödüller kazanan hibrit belgesel Boşluktaki Bedenler / Stray Bodies gösterimi sonrasında filmin yapımcısı Ivan Madeo izleyicilerle bir araya geldi. AB üyesi devletlerin kürtaj, tüp bebek ve ötanazi yasalarındaki tutarsızlıklar nedeniyle bir ülkeden diğerine giden kadınları takip eden filme dair Madeo “Yönetmen Elina Psykou’nun 2017'de yazdığı bir proje aslında film. Yunan yapımcısı yoktu, bulamamıştı. Ben projeyi okuduğumda çok beğendim. Çok önemli ve üzerine konuşmamız gereken bir konuydu. Filmde izlediğiniz karakterlerin yüzde doksanı gerçek. Hem bu insanların gerçek hikâyesini takip ettiğimiz için hem de araya pandemi girdiği için çekimler uzun sürdü. Çünkü tüp bebek ya da kürtaj için yola çıkan bu karakterleri uzun bir süre takip etmek gerekiyor. Filmin kürtaj ve tüp bebek ile ilgili başlamasına sonunda ise ötenazi olmasına en baştan karar vermiştik. Hem siyasi hem de hukuki sistemimizin bir günden diğerine ne kadar hızlı değişebildiğini biliyoruz. İşte bu yüzden haklarınız için mücadele etmeyi bırakmayın. Sizin olan şeyler için, bedeniniz, sağlığınız, zihniniz için savaşmaktan vazgeçmeyin; kimse bunları sizden almamalı” dedi.
Ivan Madeo yapımcısı olduğu ve festivalde Türkiye prömiyerini yapan bir diğer film olan Michael Krummenacher imzalı Hain / The Traitor gösterimi sonrasında da salondaydı. İkinci Dünya Savaşı sırasında idam edilen ilk İsviçre vatandaşı Ernst Schrämli’nin gerçek yaşam öyküsünü anlatan film, prensipte tarafsız olan İsviçre’nin tarihinden az bilinen bir kesiti izleyiciyle buluşturuyor. Madeo “Yönetmenin yedi yıl önceki filminin yapımcısı da bendim. O filmden sonra geldi ve dedi ki, İkinci Dünya Savaşı'nda İsviçre hakkında yeni bir film fikrim var. İsviçre'nin Almanya'daki Nazilerle çok güçlü bir işbirliği yaptığını ve o dönemde Nazilere yardım etmek için çok fazla Yahudi kabul etmediğini zaten biliyoruz. Ama benim bilmediğim şey, İsviçre'nin aslında Nazilerle ve Almanlarla yıllar boyu milyarlarca dolarlık silah anlaşmaları yapmış olduğuydu. Ve bu yıllarca devam etti, ta ki savaş değişene ve Almanya aniden savaşı kaybetmek üzere olana kadar. O zaman İsviçre dünyaya tarihin doğru sayfasında durduğunu göstermek için sıradan bir insanı idam etti. Bu hikâyeyi bilmiyordum. İşte bu yüzden düşündüm ve tamam Michael, bu anlatmamız gereken bir şey, çünkü bence kimse bilmiyor dedim” dedi.
Filistinli yönetmen Rashid Masharawi’nin Gazze'deki filmler ve film yapımcıları için kurduğu Masharawi Fonu'nun projesi olan Sıfır Noktasından - Gazze’nin Anlatılmamış Öyküleri festival kapsamında beyazperdedeydi. Filistinle Dayanışma bölümünde yer alan süreleri üç ila altı dakika arasında değişen farklı türlerde 22 kısa filmin gösterimi sonrası, projenin sanat danışmanı aynı zamanda festivalin kısa metraj jüri üyesi Ala Abou Ghoush, bu çarpıcı yapımlara dair merak edilenleri cevapladı. Ala Abou Ghoush “Bu proje savaşın başlamasından iki ay sonra oluştu. Herkes gibi biz de düşünüyorduk ne yapabiliriz diye. Haberleri izliyorduk, ailelerimizi arıyorduk. Rashid Masharawi de Gazzeli’dir. Kendisi gidip bir film yapmaktansa oradakilere anlatılmayan öykülerini anlatmak için bir fırsat vermek istedi ve bu fonu kurdu. Çünkü haberlerde her şey çok hızlı geçiyor. Bu kolay olan kısmıydı, zor olan kısmı iletişim kurmaktı. Savaş zamanı, elektrik yok, internet yok, su yok. İnsanlarla temas kurmayı nasıl başaracağız diye düşündük. Bir de bu ortamda öykülerini anlatmak isteyecek kişileri nasıl bulacağız? Telefonları şarj etmek, kamera bulmak, bütün bunlar büyük bir mesele. Bu gerçekten çılgınca bir çabaydı. İzlediğiniz filmleri yapanların yüzde sekseni sinemacı değil, ancak birkaç tanesinin bu işlerle ilişkili olduğunu söyleyebilirim. Çok karmaşık bir süreç oldu bu. Bir yandan da duygusal açıdan çok yıpratıcıydı. Her şey bittiğinde de bu filmleri göstermek çok önemliydi bizim için. Çünkü Gazzelilerin istediği de bu” dedi.
Lotfi Achour Locarno Film Festivali Bugünün Sinemacıları bölümünde dünya prömiyerini yapan ve Vancouver FF’de İzleyici Ödülü kazanan Kırmızı Çocuklar / Red Path filminin ikinci gösteriminde Kadıköy Sineması’nda izleyicilerle buluştu. Festivalde dün aynı zamanda Altın Terazi Kısa Metraj Film Yarışması heyecanı yaşayan on film ikinci gösterimleri için bir kez daha beyazperdedeydi. Film gösterimleri sonrasında yönetmenler Cansu Baydar, Atakan Yılmaz, Yakup Tekintangaç, Elnaz Ghaderpour ve Reza Gamini filmlerine dair merak edilenleri yanıtladılar.
Festivalde Bugün – 28 Kasım
Festivalin son gününde dokuz film beyazperdede olacak. İBB Beyoğlu Sineması’nda 14.00 seansında Filistin ile Dayanışma bölümü kapsamındaki Sıfır Noktasından - Gazze’nin Anlatılmamış Öyküleri gösterimi yapılacak. Filistinli yönetmen Rashid Masharawi’nin Gazze'deki filmler ve film yapımcıları için kurduğu Masharawi Fonu'nun Gazze halkının sesini duyurmak ve çoğu zaman duyulmayan deneyimlerini belgelemek için tasarlanan projesi olan Sıfır Noktasından - Gazze’nin Anlatılmamış Öyküleri, süreleri üç ila altı dakika arasında değişen farklı türlerde 22 kısa filmden oluşuyor. Projenin ekip üyelerinden, aynı zamanda festivalin kısa metraj film yarışması jürisi olan Ala Abou Ghoush filmin gösterimine katılacak.
CineWAM Nişantaşı City’s’de saat 14.00’da Liliana Torres’in “Anne olmak istememek bir tercih ve hak olamaz mı, anne olmamak için illa bir sebep mi gerekiyor?” sorusu ile ataerkil mutluluk formülüne farklı bir bakış açısı getirdiği filmi Memeli / Mamifera izleyiciyle buluşacak. Bu yıl Cannes Film Festivali Belirli Bir Bakış bölümünün dikkat çeken yapımlarından, Somali sineması için cesur bir yeni ses olan Mo Harawe imzalı Cennetin Yanındaki Köy / The Village Next to Paradise 16.30 seansında gösterilecek. Yönetmenin memleketi Somali’ye Batı’nın önyargılı bakışının tam tersi bir portre çizdiği Cennetin Yanındaki Köy, Cannes’a seçilen ilk Somali filmi olarak tarihe geçti. Mara Tamkovich izleyiciyle ilk kez New York Tribeca Film Festivali’nde buluşan Polonya yapımı Kurşuni Gökyüzü Altında / Under The Grey Sky ile ilkeli ve cesur gazetecilik yapmanın bedellerini ödeyen Belarus gazeteci Katsiaryna Andreyeva ve eşi Igor Ilyash’ın gerçek öyküsünü anlatıyor. Kurşuni Gökyüzü Altında 19.00’da izleyiciyle buluşacak. 2020'de ilk filmi Namo ile Altın Terazi kazanan, 2022’de Sonu Yok ile yeniden yarışmaya seçilen Nader Saeivar imzalı, Venedik Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan Şahit / The Witness 21.30’da gösterilecek. Nader Saeivar ve Cafer Penahi’nin senaryosunu birlikte yazdıkları film, İran’da geçen adli bir meseleyi beyazperdeye taşıyor.
Türkiye prömiyerini festivalde yapan Michael Krummenacher imzalı Hain / The Traitor 14.00’te Kadıköy Sineması’nda gösterilecek. İkinci Dünya Savaşı sırasında idam edilen ilk İsviçre vatandaşı Ernst Schrämli’nin gerçek yaşam öyküsünü temel alarak sunan film, İsviçre’nin tarihinden az bilinen bir kesit ile geçmişle de hesaplaşıyor. Yönetmenin önceki filmleri gibi Yunanistan’ın Tuhaf Dalga akımından izler taşıyan Elina Psykou imzalı Boşluktaki Bedenler / Stray Bodies 16.30 seansında beyazperdede olacak. Film, AB üyesi devletlerin kürtaj, tüp bebek ve ötanazi yasalarındaki tutarsızlıklar nedeniyle bir ülkeden diğerine giden kadınları takip ediyor. Her iki filmin de yapımcısı olan Ivan Madeo da izleyicilerle buluşacak.
José Giovanni'nin yönettiği unutulmaz klasik Şehirde İki Adam / Deux Hommes Dans La Ville 19.00’da beyazperdede olacak. Polis soruşturmasından, mahkemelerden, infaz kurumlarına kadar adalet sisteminin içinde geçen ve birçok tartışma açan filmin başrollerini geçen yaz kaybettiğimiz Alain Delon ve Fransız sinemasının usta oyuncusu Jean Gabin paylaşıyor. Festival Anadolu yakasındaki izleyicilerine 21.30 seansında gösterilecek Brezilya Cinema Novo akımının ustası Glauber Rocha’nın toplumsal adaletsizliğe isyanı anlattığı filmlerinin en çarpıcı olanı Kara Tanrı, Beyaz Şeytan / Black God, White Devil ile veda edecek. İlk gösteriminden 60 yıl sonra yenilenen 4K kopyasıyla izleyiciyle buluşacak unutulmaz bir klasik olan film, kırsal kesimden yoksulluk, eşitsizlik, öfke, başkaldırı, cinayet ve intikam içeren, iki bölümden oluşan bir öykü anlatıyor.