Ağız yaralarınızın ve asabi çıkışlarınızın altında folik asit eksikliği yatıyor olabilir! İşte folik asit eksikliğinin vücudunuzda yaratacağı değişimler
Sağlıklı beslenme alışkanlıklarına sahip değilseniz ya da bir süredir yoğun geçen yaşam temposu nedeniyle beslenme listeniz sebzelerden, doğal yağlardan ve güçlü proteinlerden paketli hazır gıdalara doğru bir dönüşüme başladıysa vücudunuzda bazı aksaklıklarla karşılaşmanız kaçınılmaz olur. Örneğin, ağız yaralarınızın ve asabi çıkışlarınızın altında folik asit eksikliğinin yatabileceğini daha önce düşünmüş müydünüz?
Vücudumuz pek çoğumuzun farkında olmadığı etkileyici bir sistematikle çalışıyor... Tükettiğimiz gıdalardan alınan vitaminler ve minerallerin her biri, yaşamsal fonksiyonlarımızı sürdürebilmemiz için ihtiyaç duyduğumuz sistemlerin çalışmasında görev alıyor. Bazen, vitamin ya da mineral eksiklikleri yaşadığımızda vücudumuzun sendelemeye başlamasının nedeni de tam olarak bu...
Magnezyum kas sağlığımıza, demir vücuttaki oksijen taşınımına, C vitamini bağışıklık sistemine, kolajen hücre yenilenmesine... Peki folik asidin vücudunuza tam olarak nasıl bir etki yarattığını biliyor musunuz? Muhtemelen bu soruya 'evet' yanıtını veriyorsanız hayatınızın bir döneminde kansızlıkla ilgili problem yaşayanlardan birisiniz siz de! Gelin, vücudumuzun folik asitle nasıl bir ilişkisi olduğuna detaylıca bir bakalım...
FOLİK ASİT VÜCUDUMUZDA TAM OLARAK NE İŞE YARAR?
Folik asit aslında B vitamini türlerinden biriyle, B9 vitaminiyle ilişkilidir. B9 vitamininin sentetik formuna folik asit denir ancak bunun doğal formu kaynaklarda folat diye geçer. Vücudumuzda DNA üretiminden sinir sistemi sağlığına kadar geniş bir faaliyet alanı olan folik asidin eksikliği durumunda gözle görülür belirtiler ortaya çıkmaya başlar. Ama önce folik asidin vücudumuzdaki fonksiyonlarına iyice bir bakalım.
Koyu yeşil yapraklı sebzeler, muz, çilek, kavun, portakal ve limon gibi meyveler, kuruyemişler ve fasulye ile bezelye gibi yiyecekler folik asit açısından zengin besinlerdir. Vücudumuz, DNA ve RNA sentezi yapabilmek için folik aside ihtiyaç duyar. Hücreler büyür, bölünür ve yenilenir... Bu işlem için de öncelikli olarak folik aside ihtiyacı vardır. Ayrıca, hasarlı hücrelerin onarımında da...
Folik asidin hep hamilelik esnasında önemli olduğunu düşünmüş olabilirsiniz. Bu aslında bir bakıma yanlış da değil. Özellikle hamileler için önemli olduğu çok alan var. Örneğin, hamile kadınların karnındaki bebeğin beyin gelişiminde folik asidin büyük rolü olur. Beyin gelişimi kadar önemli olduğu bir diğer konu da omurga ve omurilik gelişimidir.
Folik asit kan yapımıyla doğrudan ilişkili bir değer olduğu için kalp damar sağlığında da önemli görevleri vardır. Cilt problemleri yaşayanlar, ciltte pigment eksikliği problemleriyle mücadele edenler de folik asitten faydalanabilir. Folik asit kan hücreleri hayati öneme sahip... Kırmızı ve beyaz kan hücrelerinin oluşumunda görev alır. Eksikliğinde kansızlık ortaya çıkmasının da ana nedeni budur.
İYİLEŞMEYEN CİLT, AĞRILI AĞIZ YARALARI
Folik asit eksikliği vücutta pek çok yapının çalışmasını duraklatır. Örneğin, folik asit eksikliği varsa eğer kırmızı kan hücrelerinin oluşması zorlaşacağından megaloblastik anemi baş gösterebilir. Bu durum ağız mukozasının hassaslaşmasına ve sürekli hücre yenilenmesi olması gereken ağız mukozasında hücre yenilenmelerinin gerçekleşememesine neden olur. Ağız yaraları ya da diğer bir adıyla aftlardan şikayetçiyseniz belki de nedeni fola eksikliğidir...
Düşük folik asit seviyelerinin etkileyeceği bir diğer alanda beyindeki serotonin üretimi olacaktır. Serotonin üretimi zorlaşacak ve düşük folik asit seviyeleri kişide seratonin sentezlenmesini engelleyecektir. Bu da depresyona, agresifliğe ve anksiyeteye sebebiyet verecektir. Yapılan araştırmalarda folik asit seviyesi düşük olanların depresyona daha meyilli olduğundan bahsedilir. Bunun bir nedeni de budur.
Bazen folik asit açısından zengin besinlerle beslensek bile vücudumuz folik asidin emilimini gerçekleştiremeyebilir. Bağırsaklarında enfeksiyon olanlar, ülser gibi çölyak gibi mide bağırsak sorunu olanlar, alkol bağımlıları ya da karaciğer yağlanması görülen hastalar genelde folik asit emiliminde kötü bir tablo gösterirler.
Eğer kendinizi sürekli yorgun hissediyorsanız, ne kadar dinlenirseniz dinlenin, ne kadar uyursanız uyuyun üzerinizdeki yorgunluğu bir türlü atamadığınızı düşünüyorsanız, zaman zaman kalp çarpıntısı meydana geldiğini hissediyor nefes darlığı problemlerinin arttığını düşünüyorsanız, cildinizdeki hasar çabuk iyileşmiyor, ağzınızda ağrılı yaralar oluşuyor, her zamankinden daha tahammülsüz olduğunuzu söylüyorlarsa bir hekime görünüp kan değerlerinize baktırmayı düşünebilirsiniz...