AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı Habertürk'te soruları yanıtladı
Habertürk'te Sena Alkan'ın sorularını yanıtlayan AK Parti Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı'dan açıklamalar. İstanbul'daki seçim yarışında önde gittiklerini söyleyen Yazıcı, 'İzmir'de sürpriz yapabiliriz' dedi. Yeniden Refah Partisi ile AK Parti arasındaki gerilime değinen Yazıcı, "Yeniden Refah Partisi'nin tabanında 'Siz ne yapmak istiyorsunuz' diye eleştiriler var. Sosyal medyada da var. Daha ağır eleştirileri de var. Ben onları kullanmayayım" diye konuştu
AK Parti Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, seçime 11 gün kala Habertürk'te değerlendirmelerde bulundu. Habertürk'ten Sena Alkan'ın sorularını yanıtlayan Yazıcı'nın açıklamalarından satır başlıkları şöyle:
AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın kampanyası yoğun şekilde devam ediyor. Gittiğimiz, gezdiğimiz yerlerde, bu işleri ölçen arkadaşlarımızdan bilgi edindiğimizde bizim siyasetimiz açısından gayet verimli gittiğini söyleyebilirim. Vatandaşımız bir taraftan takdirlerini ifade ediyor, bugüne kadar görmediği şeyleri görmüş olmanın mutluluğundan söz ediyorlar. Savunma sanayinde gelinen yerleri takdir ediyor. Emekli kesim de haklı olarak satın alma gücünün eksiğinden söz ediyor. Dün Balıkesir'de engellileri ziyaret ettim. Onların görünürlüğünü sağlama konusunda özellikle Cumhurbaşkanımızın yakın ilgi göstermiş olduğu mutlulukları paylaşıyor. Sağlık, ulaştırmadan söz ediliyor. Elbette İstanbul'un trafiğinden, sorunlarından da bahsediliyor.
"İSTANBUL'DA ÖNDE GİDİYORUZ"
Anket yapan birimlerimizden edindiğimiz bilgiler ve anket çalışması yapan değişik firmaların ifade ettikleri, İstanbul özelinde önde gözüküyoruz. Sanırım seçime göre giderken tarafsızların da düşük oranlara inmesi suretiyle oylarımızın daha da artacağı beklentisi içerisindeyiz. Bizim seçmen çok rasyonel davranır. Yaşadığı sorunu dile getirir, sandığa gittiği zaman kime vekalet vereceğinin muhasebesini yapar. Türkiye'de milletin önünde yaptığı görev itibariyle hesap veren, çalışmak isteyen kadrolar seçmen oy verir. İstanbul'da birinci sırada trafik ve kentsel dönüşüm yer alıyor. Bunu kim çözecek? Vatandaş İstanbul'un 5 yıllık yönetimine bakıyor. Adım atılmamış; tam aksine geriye düşmüş İstanbul. Bu konuda çözümleyici Murat Kurum Bey daha becerikli ve uzman olarak görünüyor.
"MURAT KURUM UZMAN BİR İSİM"
İstanbul'da 1 numaralı sorun trafik ise, mevcut yerel yönetim 5 yılda ne yapmış? Vatandaş buna bakıyor. Bu konuda bir ilerleme görülmüyor. Kentsel dönüşümde sözler gerçekleştirilmemiş, yerel yönetimler bir performans gösterememiş. Vatandaş bunu da gözlüyor. Bizim aday olarak önerdiğimiz sayın Murat Kurum, şehircilik ve kentsel dönüşümde uzman sayılacak arkadaşlardan bir tanesi. Politikada pozitif söylemler önemlidir. Negatif söylemler pek satın alınmaz. 680 bin konut yapacağım denirken, inşallah yaparsın demek lazımdır. 'Yapamazsın' demek ön kesmek anlamına gelir. İç kaynak, dış kaynak bulursunuz. Vatandaşın ortak olabileceği projeler geliştirebilirsiniz. Bunları arkadaşlarımız seçildiği takdirde ekibiyle birlikte yapacaktır. Zaten dediğini yapamazsa öbür seçimde millet hesap sorar.
"TAM UYUM İÇİNDE ÇALIŞIYORUZ"
Bizim siyasi faaliyetlerden konusunda en iyi bildiğimiz konulmardan bir tanesi seçimi organize etmek, kadroları aktif hale getirmek. Seçim zamanı koordinasyon merkezleri kurulur. İlçelerle koordineli olur. Seçim kurulları genel merkezde seçim işleri koordinasyon merkezi (SKM) ile bağlantılıdır. Bugün Beyoğlu'nda çalışma yaptım. Bugün yapacağım çalışmaları seçim koordinasyon merkezi koordine etti. Tam bir uyum içerisinde kampanya çalışmalarımız devam ediyor. Bu çalışmalarımız seçim koordinasyon merkezine raporlanıyor.
BAKANLAR SAHADA TARTIŞMASI
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde kabinede Bakanlar Kurulu'nu oluşturan bakanlarımız siyasal kişiliklerdir. Bürokrat yönünden daha ileri çıkan siyasal pozisyonlarıdır. Bunlar siyaset yapabilirler. Kampanyada da haliyle Cumhurbaşkanı Kabinesi'nin üyeleri olmaları dolayısıyla katılıyorlar. Önemli olan kampanyaya katılan bakanların, bakan yardımcıların eleştiri konusu olabilecek söylem ve davranışlarının olup, olmadığıdır. Bakanın olaylara bakışını, duruşunu, derinliğini vatandaş yakından tanıyor. Vatandaşların yakından tanıma hakları var.
"İZMİR'DE SÜRPRİZ YAPABİLİRİZ"
İzmir'de adayımızın çalışması çok iyi. Vatandaşlmarımız tarafından olumlanıyor. İzmir'de sürpriz yapabiliriz. İzmir'i alabiliriz. Vatandaşın sağduyusuna güveniyorum. Adayımızın performansı yüksek, veriler sevindirici. İnsanlar ideolojik olarak yürürler de bir yerde 'boğazıma geldi' derler. İzmir konumu itibariyle, tarihi geçmişi itibariyla Türkiye'yi Avrupa'ya bağlayan en önemli kapı olması itibariyle beklediği hizmeti almaktan uzak. İzmir'de pek metro yok. Niye yok? İhtiyaç mı yok? Bunlar olması lazım. Yapılaşma sorunları var. Bu tür sorunlar konusunda İzmirlinin de 'biz de bunlara sahip olmalıyız' beklentisi var. Bunu yapacak kadro kim? dendiğinde orada bir kıyaslama yapıyor.
"BELEDİYELERİN GELİRİ KESİLMEDİ"
Marifet iltifata tabidir. Merkezi hükümetin de onaylayacağı, destek vereceği kanaatini oluşturacak projelerin olması lazım. Belediyelerin İller Bankası aracılığıyla gelir ve vergilerden elde edeceği kaynakta hiçbir hükümet uygulamamızda kesinlikle kesinti olmaz. Bunlar tamamen belediyeye aktarılır. Emlak vergisini toplarlar. O bölgede merkezi hükümetin de takdir edebileceği projeler geliştirebilirseniz onu da aktarabilirsiniz. Yoksa kaynağı kesmek sözkonusu olamaz. Daha önce bize ait belediyelerle ilgili kesintiler yapılıyordu. Genel başkanımız Tayyip Bey 'Biz doğruyu yapmak için milletten yetkiyi almışız. Herkes ne hak ediyorsa o para gidecek" demişti. Belediyenin kaynağını kesme hakkımız yok. Bu tutum içinde asla olamayız. Zaten böyle bir şey suçtur. Yerel yönetimle merkezi yönetim aynı sesi veriyorsa birlikte yapabilecekleri projeler var. Uyumlu bir yerel yönetim merkezden daha destek alabilir. Uyumlu CHP ise o da alabilir. Ama onların uyumlu olduğu gözükmüyor.
"ŞANLIURFA'DA BİZ KAZANIRIZ"
31 Mart günü akşamı 'en fazla yanıldığımız yer Şanlıurfa'ymış' diyeceksiniz. Bunu seçim efsanesine dönüştürmek istiyorlar. Şanlıurfa'da aşiretler, aileler önemlidir. Orada bizim çok köklü bir teşkilatımız var. İlişkilerimiz, hizmetlerimiz üst seviyede. Biz Şanlıurfa'da kaygıya kapılmadan inşallah 31 Mart günü akşamı adayımız tekrar milletten yetki alacak beklentisi içerisindeyiz. O arkadaşımız niye ayrılmış? En büyük güç milletin gücüdür. Biz Şanlıurfa'da inşallah hizmete devam yetkisini aziz milletimizden alacağız. Giden arkadaşın adaylığını bilmiyorum. Adaylığı formel olarak yok da düşünce olarak duyuyorduk. Aday olmak isteyenlerin arasında o arkadaşın da adı geçiyordu. Bizim aday adaylarımız birbirimizin rakibi değil ki. Bayrak yarışı içindeler. Yarışla ilgili çalışmalar tamamlanınca diğer adaylar, adayların etrafında pozisyon almak ve başarıya odaklanmak durumundadır. O arkadaşın tavrı, ortaya koyduğu eylem biçimi bunlarla örtüşmüyor.
YENİDEN REFAH'LA GERİLİM
Yeniden Refah Partisi bizimle milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde ittifak içerisinde yer aldı. Hem o seçim döneminde hem seçimden sonra Meclis'te 2024 bütçesini oluştururken tamamen muhalefet tutumu içerisinde politikayı tercih ettiler. Bu yerel seçim döneminde de kendi adaylarını belirlemek suretiyle seçime gireceklerini deklare ettiler. Bütün bunları değerlendirdiğimizde Cumhur İttifakı'nın dışında. Tercihleri elbette eleştirilebilir. Onun ötesinde başka bir şey söylemek doğru değil. Özellikle büyük kentlerde, yarışın başa baş gittikleri yerlerde alacağı oyla Yeniden Refah Partisi'nin başkanlık elde etmesi mümkün değil. Genelde o oyları nereden almışsa, aldığı partinin aleyhine, karşı partinin lehine sonuç doğuracak işlem yapmış oluyor. Bu anlamda AK Parti aleyhinde bir tutum içerisinde olduklarını söylemek mümkün. Ufak tefek de olsa etkileri mutlaka olur. Ama Türkiye'nin bütüne yaygın teşmil edecek sonuç doğuracağı kanısında değilim. Hatta bunu gündem yapıp değerlendirme yapanlar YRP'nin Cumhur İttifakı aleyhine sonuç doğurması şeklinde taktiksel olarak yapılabilir diye düşünüyorum.
"YRP'NİN TABANINDA TEPKİ VAR"
Yeniden Refah Partisi şu tutumu itibariyle ittifakta olduğu söylenebilir mi? Her yerde aday çıkartıyor, hükümetin aleyhine, Cumhurbaşkanımızın politikalarının icraatlarının aleyhine, muhalefet tarzı sergiliyor sonra da 'ittifaktayım' diyor, bu aklın kabul edebileceği bir şey değil. Bizim Yeniden Refah'la ittifak gündemimiz yok. Onların tutumuyla ilgili çok sert eleştiriler var. Çok yakın tabanında eleştiriler var. Sosyal medyada da var. 'Siz ne yapmak istiyorsunuz' diye. Tabandaki seçmenleri tepki veriyor. Daha ağır eleştirileri de var. Ben onları kullanmayayım.
SAADET'İN YERİNE GEÇERLER Mİ?
Bizimle ilintili ve ilişkili olmalarının kendilerine getiri sağlayacağı inancındalar. O sebeple 'İmamoğlu'nun olmasını istemiyoruz' derken bir yandan da 'Cumhur İttifakı'nın içindeyiz' diyerek, aday gösterip oy tırtıklamaya çalışılması, tutumlarının ne denli rasyonel olmadıklarını söylüyor. Kendileri demek ki o alanda bir yer edinmek istiyorlar. Saadet'in yerine geçer mi? Oraya geçmenin kendilerine bir avantaj sağlamayacaklarını herhalde biliyorlar. Bu konulara ilişkin, toplantılarımıza katılmış arkadaşımız Efkan Bey bunları cevapladı. Onun ötesinde benim paylaşacağım herhangi bir durum yok.
CHP-DEM İTTİFAKI VAR MI?
CHP ile DEM arasında bir ittifakın varlığına inanıyorum ve bunu da gözlüyoruz. Bu ittifak listelere de yansımış. Özellikle belediye meclis üyeliğinde. Büyükşehir meclisine de girebilecek tarzda. Beyoğlu CHP listesinde 1 ve 10. sırada aday gösterilen meclis üyeleri DEM Partili. Bir tanesi büyükşehirde bir tanesi de ilçe meclisinde kalacak şekilde. Bu ittifak ettiklerinin somut kanıtı. Büyükşehirde aday gösterilmesi de perdelemek. DEM Parti ile CHP'nin ittifak ettikleri şeklindeki olgunun halk nezdinde kıymetlendirilmeyeceği; aksine kıymet eksikliğine yol açacağı düşüncesini ortadan kaldırmak amacıyla perdelemek. Görünürlükleri fazla yok DEM Parti'nin. Çalışmıyorlar. Dolayısıyla ittifak içinde partinin desteklenmesine yönelik hedefleri var.
"KENT UZLAŞISI BİR KAMUFLAJ"
Kent uzlaşısı kamuflaj kavram. Kamufle etmenin yolu ittifaka 'kent uzlaşısı' ismini vermek. Listelerden kendi elemanlarını aday göstermek. Kamufle edilmiş bir ittifak ortada. Halkımız terör örgütü ile iltisaklı bir partiye destek verir mi? Bu riski ortadan kaldırmak için kamufle edilmiş görüntü vermek suretiyle ittifak içinde olduklarını düşünenlerdenim. CHP'nin oyu belli. Burada aşağı yukarı Cumhur İttifakı'nın da oyu belli. Yüzde 47-48'lerde oy. Bunu geçecek oy alması lazım. Nereden temin edecek? İYİ Parti'ye oy vermiş seçmen, DEM, TİP varsa onlardan alacak. Hesapları bu. Ben oylarımızın artacağını düşünüyorum İstanbul'da. Seçim gününe kadar giderek bizim adayımızın oyunun yükseleceği kanısındayım.
AK PARTİ DEM ARASINDA TEMAS
Böyle bir temas sözkonusu değil. Meclis'te grup ziyareti ise bu zaten Meclis'te olan bir şey. Daha önce Anayasa değişikliği süreci vardı. O zaman da bizim Adalet Bakanımız görüşmüştü. Bunlar ise bunlar oluyor. Bunun ötesinde siyasal amaçla, konuyla alakalı DEM Partisi'nin varlık konusuyla alakalı konularda görüşmek sözkonusu değil.
"MİLLET ANAYASASINI YAPMALI"
Biz milletvekili seçimi kampanyası döneminde de en önemli gündem maddelerimizden bir tanesi Türkiye'nin hukuksal anlamda yeni bir Anayasa. Tekmil bir anayasa yapmayı hedeflediğimizi birkaç kez Cumhurbaşkanımız deklare etti. Bizler de söyledik. Türkiye gerçekten bir anayasa yapmalı. Bu konuda çalışmalarımız önceki yıllarda belli aşamaya geldi. MHP'nin de 100 maddelik taslağı vardı. Meclis'te bir konsensüs sağlayalım, yeni bir anayasa yapalım. Yeni bir anayasa yapmak milletin hakkıdır. Bu hak devredilmez, vazgeçilmez. Bu millet bu hakkını tarihimizde hiçbir zaman kullanamamış. Osmanlı'dan bu yana. 1924, 1961, 1980 Anayasaları hep olağanüstü dönemlerde ya da darbeciler tarafından anayasa yapılmış. 19-20 kez çok değişiklik yapılmıştır. En büyük değişikliği Cumhurbaşkanı sistemi ile biz getirdik. Bütün bunlara rağmen 82 Anayasası'dır bu. Millet bu hakkını kullansın. Anayasa değiştirmek suretiyle birbirine uyumlu olmayan maddeler varlığını sürdürüyor. Uygulamada önümüze çıkan konular elbette ki gözden geçirilebilir. Cumhurbaşkanı sistemi ile ilgili eksiklikler giderilsin. Bütün bunları kapsayacak şekilde A'dan Z'ye anayasaya ihtiyaç var.
"İNŞALLAH BAŞARABİLİRİZ"
Anayasa'nın yapılabilmesi Meclis'teki konsensüse bağlı. Sayısal yeterliliğimiz yok. Ne referanduma götürecek 360 vekile erişemiyoruz. Bir anayasa değişikliği yapılmışsa referandumsuz asla olmaz. İnşallah bunları suhulet içerisinde, soğukkanlı olarak Meclis'te olan bütün siyasi partilerin desteklemesi suretiyle yeni bir anayasa yapmayı başarabiliriz. Temennimiz bu.