Aşkın ölümsüz sembolü: Tac Mahal'in ardındaki aşk hikayesi
Hindistan'ın en önemli anıtı olan Tac Mahal, aşkın ölümsüz bir sembolü olarak hala varlığını koruyor. Dünyanın yeni yedi harikası içerisinde değerlendirilen Tac Mahal, Hindistan'ın Agra kentinde yer alıyor. 1631 yılında inşaatına başlanmış olan bu yapının tamamlanması tam 23 yıl sürdü. Fakat onu bu kadar önemli yapan ne konumu ne de mimarisi! İşte Tac Mahal'in ünü kıtaları aşan aşk hikayesi...
Hindistan’da yer alan ve dünyanın yeni harikalarından bir tanesi sayılan Tac Mahal yılda sayısız turist tarafından ziyaret edilmeye devam ediyor. Bu yapının ihtişamından daha çok onun arkasındaki aşk hikayesi ilgi çekiyor. Nobel Ödülü sahibi Rabindranath Tagore Tac Mahal’i "sonsuzluğun yanağından akan bir gözyaşı damlası" olarak tanımlıyor. İşte, dünyaca ünlü bu yapının ardındaki aşk hikayesinin detayları…
BABÜR İMPARATORU TARAFINDAN YAPTIRILDI
Babür imparatoru Şah Cihan'ın eşi Mümtaz Mahal'ın anısına 1631-1648 yılları arasında Agra'da yaptırdığı beyaz mermerden devasa bir türbe olan Tac Mahal, Hindistan'daki Müslüman sanatının mücevheri ve dünya çapında evrensel olarak hayranlık duyulan başyapıtlardan bir tanesi.
Tac Mahal’in adını Farsça'dan aldığına inanılıyor: Taç anlamına gelen 'tac' ve saray anlamına gelen 'mahal', dolayısıyla burayı 'tacın sarayı' yapıyor. İlginçtir ki, anısına inşa edilen ve asıl adı Arjumand Begüm olan kraliçe, 'sarayın tacı' anlamına gelen 'Mümtaz Mahal' adını taşıyordu.
BİR AŞK ANITI
Tac Mahal, bir aşk ve kederli bir imparatorun, ölen çok sevdiği kraliçesini yaşatmak için yaptırdığı bir anıt olarak bilinir. Hikâye onun yeryüzünde cennete benzer bir şey inşa etmeye çalıştığına; gücü güçlendiren muhteşem ve inanılmaz derecede güzel bir anıt yapma hedefi olduğunu belirtir.
BABÜR ŞAH VE MÜMTAZ MAHAL'İN HİKAYESİ
Büyük Ekber'in torunu Şah Cihan, sevgilisiyle ilk kez 1607 yılında tanıştı. O zamanlar henüz Babür İmparatorluğu'nun beşinci imparatoru değildi. O zamanlar adı “Prens Khurram” olan Şah Cihan, Mümtaz Mahal’a (o zamanlar adı Ercümend Banu Begüm) ilk görüşte aşık oldu. Babür şairlerine göre Mahal o kadar güzeldi ki ay bile onun karşısına çıkmaya utanıyor, geceleri yüzünü saklıyordu. İkilinin evlenmesi diledikleri kadar kolay olmadı. Şah Cihan önce başkasıyla evlendirildi.
27 Mart 1612'de Şah Cihan ve Mümtaz Mahal (saraylardan seçilmiş) adını verdiği sevgilisi evlendi. Mümtaz Mahal güzel olduğu kadar akıllı ve yufka yürekliydi. İnsanlara verdiği değerden ötürü halk ona adeta aşıktı. Halka yiyecek ve para verildiğinden emin olmak için dul ve yetimlerin listesini özenle yapar hepsiyle tek tek ilgilenirdi.
Çiftin 14 çocuğu vardı ancak yalnızca yedisi bebeklik dönemini geçecek kadar yaşamıştı. Mümtaz Mahal'i öldürecek olan ise 14. çocuğunun doğumuydu. 1631'de, Şah Cihan'ın saltanatının üçüncü yılında, Han Cihan Lodi'nin önderliğinde bir isyan başlamıştı. Şah bu isyan için ordusuyla sefere gittiğinde eşi Mümtaz Mahal hamile olmasına rağmen onunla beraber gitti. 16 Haziran 1631'de ordu kampının ortasında özenle dekore edilmiş bir çadırda sağlıklı bir kız çocuğu dünyaya getirdi.
MÜMTAZ MAHAL'İN ÖLÜMÜ VE TAC MAHAL
Doğumdan sonra Mümtaz Mahal hastalandı. Kızlarının doğumundan bir gün sonra, 17 Haziran sabahı erken saatlerde eşinin kollarında hayatını kaybetti. İslami geleneklere göre Burbanpur'daki kamp yerinin yakınına hemen gömüldü. Dönemin kayıtlarında eşinin ölümünden sonra Şah Cihan'ın acı içinde kendi çadırına gittiği ve sekiz gün boyunca aralıksız ağladığı, çadırından çıktığında ise saçlarının beyazlamış olduğu belirtiliyor.
Mümtaz Mahal’in cenazesi isyanın sona ermesinin ardından Tac Mahal’in inşa edileceği bölgeye yakın bir yere, Agra’ya taşındı. Kederle dolu olan Şah Cihan, karısının anısına gösterişli ve pahalı bir türbe tasarlamak için işe koyuldu. Tac Mahal, bir kadına ithaf edilen ilk büyük türbe olması bakımından da benzersizdi. Mimarı bilinmese de Şah Cihan’ın dönemin en iyi mimarlarıyla çalıştığına inanılıyor.
ŞAH CİHAN'IN ÖLÜMÜ
Şah Cihan, eşinin ölümünden sonra derin bir yasa boğuldu ve asla tam olarak bundan kurtulamadı. 30 yıl süren liderlikten sonra, 1658 yılında Mümtaz Mahal ile dördüncü çocukları olan Evrengzib üç ağabeyini öldürdü ve babasını hapsetti. Bu Şah Cihan’ın imparatorluğunun sonu oldu. 22 Ocak 1666'da öldüğünde, Tac Mahal’e, eşinin yanına gömüldü ve sonunda eşine kavuşmuş oldu.
Kaynak: Google Arts and Culture, ThoughtCo