Büyük İskender kaç yaşında öldü? Büyük İskender kimdir, nerede, ne zaman, neden öldü?
Büyük İskender, tarihin en büyük komutanlarından biri olarak kabul edilir. Genç yaşında başlattığı fetihlerle antik dünyayı şekillendiren İskender, cesareti, stratejik zekâsı ve liderlik yetenekleriyle tarih sahnesinde eşsiz bir yer edinmiştir. Peki, bu efsanevi hükümdar kimdir ve ne zaman bu dünyadan ayrılmıştır? İşte, Büyük İskender'in hayatına dair merak edilen tüm detaylar...
Büyük İskender, Makedonya Kralı III. Filip'in oğlu olarak M.Ö. 356 yılında dünyaya gelmiş ve genç yaşta gösterdiği olağanüstü yeteneklerle tarihe adını altın harflerle yazdırmıştır. Eğitimini Aristoteles gibi dönemin en büyük düşünüründen alarak geniş bir perspektife sahip olan İskender, kısa yaşamına rağmen geniş topraklara yayılan büyük bir imparatorluk kurmuş ve bu başarısıyla 'Büyük' lakabını almıştır. Hayat hikayesi, başarıları, savaş taktikleri ve erken yaşta yaşamını yitirişiyle Büyük İskender, hem tarihçilerin hem de tarih meraklılarının daima ilgisini çeken bir figür olmuştur. Bu yazımızda, Büyük İskender'in çocukluğundan başlayarak, imparatorluk kurma sürecine, önemli savaşlarından ölümüne kadar yaşamının her yönüyle detaylı bir bakış sunacağız.
Büyük İskender Kimdir?
Büyük İskender, tarihin en büyüleyici ve gizemli figürlerinden biridir. Makedonya Kralı III. Filip ve Kraliçe Olympias'ın oğlu olarak M.Ö. 356 yılında Pella'da dünyaya gelen İskender, genç yaşta tüm bilinen dünyayı fethetme vizyonuyla tarihe yön vermiştir. Eğitimini tarih sahnesinin en parlak zekâlarından biri olan Aristoteles'ten alan İskender, hem askeri strateji hem de felsefe alanında kendini geliştirmiştir. Babasının ölümünden sonra, henüz 20 yaşındayken Makedonya tahtına geçen İskender, kısa sürede büyük bir imparatorluk kurma yolunda adımlar atmıştır. Şimdi Büyük İskender ile ilgili ayrıntılara geçelim:
Genç Bir Kralın Yükselişi: Tahta çıktığında, İskender hızla iç isyanları bastırmış ve sınırlarını güvence altına almıştır. Güçlü ve disiplinli bir ordu kurarak, Büyük İskender'in en büyük serüveni olan Pers İmparatorluğu'na karşı yürüyüşe geçmiştir. İskender, Issus ve Gaugamela'da elde ettiği büyük zaferlerle Pers Kralı Darius III'ü mağlup etmiş ve Pers İmparatorluğu'nun geniş topraklarını kontrolü altına almıştır.
Eğitimi: İskender'in gençlik yıllarında aldığı eğitim, onun tarihte eşsiz bir konuma ulaşmasında büyük rol oynamıştır. Babası Kral Filip, oğlunun en iyi eğitimi alması için dönemin önde gelen düşünürlerinden birini öğretmen olarak seçme arayışına girmiştir. Bu süreçte, İsokrates ve Akademi'den Speusippos gibi değerli alimlerin isimleri geçse de, Filip'in tercihi Aristo olmuştur. Aristo'nun göreve getirilmesi karşılığında Filip, Aristo'nun doğup büyüdüğü yere, yani Stagira'ya özgürlük getirerek, burayı yeniden inşa etmeyi ve eski vatandaşlarını geri döndürmeyi kabul etmiştir.
İskender ve yakın arkadaşlarının eğitim gördüğü Mieza, bir anlamda antik bir yatılı okulu andırıyor. Burada, İskender'in geleceğin komutanları olacak arkadaşlarıyla birlikte felsefe, tıp, ahlak, din, mantık ve sanat gibi çeşitli alanlarda Aristo'dan dersler almıştır. İskender, özellikle Homeros'un İlyada'sına büyük bir ilgi duymuş, Aristo'nun kendisine hediye ettiği açıklamalı nüshayı hayatı boyunca yanında taşımıştır. İskender'in Makedonya sarayındaki yaşamı, Pers imparatorluğuyla ilgili derin bir anlayış kazanmasını da sağlamıştır.
Bir İmparatorluğun Kurucusu: Büyük İskender'in fethettiği topraklar sadece Pers İmparatorluğu ile sınırlı kalmamış, Hindistan'ın sınırlarına kadar ulaşmıştır. Yolculuğu sırasında birçok şehir kurmuş ve bu şehirlere kendi adını vermiştir. En bilineni, Mısır'da kurduğu ve dünyanın kültür başkentlerinden biri haline gelen İskenderiye şehridir. İskender, fethettiği bölgelerde Helenistik kültürü yaymış, böylece Doğu ile Batı arasında kültürel ve bilimsel bir sentezin temellerini atmıştır.
Bir Savaşçının Felsefesi: İskender, sadece bir fetihçi olarak değil, aynı zamanda bilime ve felsefeye büyük önem veren bir lider olarak da tanınmıştır. Yönetimi altındaki bölgelerde bilim adamlarını, sanatçıları ve filozofları desteklemiş, bu sayede Helenistik dönemin zengin kültürel ve bilimsel gelişimine öncülük etmiştir. Aristoteles'in öğrencisi olarak, İskender insanlık durumunu ve evrenin sırlarını derinlemesine düşünmüştür, bu da onun yönetim anlayışına ve fethettiği topraklara yaklaşımına yansımıştır.
Büyük İskender Ne Zaman Öldü?
Büyük iskender neden öldü sorusu tarihçiler ve tarihe ilgi duyanlar için hala güncelliğini koruyup, üzerinde fikir birliğine varılamamış bir konudur. Büyük İskender, tarihin en etkileyici figürlerinden biri olarak, tanrısallığını ilan ederek Yunan kent devletlerine bunu kabul ettirme yoluna gitmiştir. M.Ö. 324 kışında, Luristan'daki yerel halka karşı katı bir bastırma politikası uygulamış, ardından bahar aylarında Babil'e dönerek çeşitli ülkelerden gelen elçileri ağırlamıştır. Bu dönemde, Hindistan ile deniz yoluyla irtibat kurmayı hedefleyen İskender, Arabistan'a bir askeri sefer düzenleme hazırlıklarına başlamıştır. Aynı zamanda, Hazar Denizi'nin ötesine keşif amaçlı bir birlik gönderme planları yapmış, Babil'deki sulama sistemlerini geliştirme ve Basra Körfezi çevresinde yeni şehirler inşa etme projeleri üzerinde çalışmıştır.
Ancak İskender'in hırslı planları, uzun süren bir şölenin ardından ansızın rahatsızlanmasıyla sekteye uğramıştır. Hastalığı on gün süren İskender, M.Ö. 323 yılında, hayatının baharında, sadece 32 yaşındayken yaşama veda etmiştir. Ölümünden sonra cenazesi, ilk olarak Mısır'ın Memfis şehrine, ardından da İskenderiye'ye nakledilmiş ve burada altın bir lahite yerleştirilmiştir. Vasiyetinde imparatorluğunu "en güçlüsüne" bıraktığını söyleyen İskender'in mezarı, günümüze dek bir sır olarak kalmıştır.
Büyük İskender Kaç Yaşında Öldü?
Büyük İskender, M.Ö. 323 yılında 32 yaşındayken hayata veda etmiştir. İskender'in ölümüyle başlayan dönem, imparatorluğun dört farklı general tarafından paylaşıldığı bir kargaşa dönemine sahne olmuştur. Cassander Yunanistan'ı, Selevkos Doğuyu, Ptolemaios Mısır'ı ve Antigonos ise Batı Asya'yı yönetmiştir. Ancak iktidar hırsıyla dolu Cassander, İskender'in annesi Olympias'ı yedi yıl sonra idam ettirmiş, İskender'in eşi Roxana ve varisi olan oğlunu ise on ikinci yılın sonunda zehirleterek İskender soyunun yok olmasına neden olmuştur. İskender'in bir başka oğlu Herakles de aynı kaderi paylaşmıştır. Tarihçiler, Cassander'in bu eylemleriyle Antipatrid Hanedanı'nı kurduğunu ve bazı rivayetlere göre İskender'in ölümünden de sorumlu olduğunu belirtmektedirler. Bu, Büyük İskender'in etkileyici hikâyesinin trajik sonunu ve onun kurduğu imparatorluğun parçalanışını işaret eder.