"Buzdolabım çalındı" ihbarından cinayet çıktı!
Kirasını alamayan ve kiracısından da haber alamayan ev sahibi Mehmet Bey, bahçe katında bulunan dairesinin penceresinden baktığında mutfakta buzdolabını göremedi. Karakola koştu ve 'Kiracım Buzdolabımı satarak kaçmış' dedi. Çilingirle içeri giren polis ekipleri ise halıya sarılı bir cesetle karşılaştı. Ev sahibi ise 'Bu benim kiracım değil' dedi. Soruşturma için düğmeye basan ekipler ise Eskişehirli Aydın olarak bilinen katil zanlısını, filmleri aratmayan bir çalışmayla tespit edip yakaladı. Yakalandığında ise vahşetten inanılmaz detaylar çıktı. Cinayeti çözen ekip şefi emekli cinayet uzmanı İsmail Özkan detayları Habertürk'e anlattı. Mustafa Şekeroğlu'nun özel haberi...
Polisiye edebiyatının en önemli yazarları arasında hiç kuşkusuz İngiliz yazar Agatha Christie ve Belçikalı yazar Georges Simenon geliyor. Christie’nin yarattığı dedektif Hercule Poirot ve Simenon’un komiser Maigret’ı, farklı tarzdaki soruşturmalara yer veren kitaplar. Yaratılan bu kahramanlardan Poirot zekasıyla olayları çözerken, Komiser Maigret’ın sokak polisliğinde göstermiş olduğu müthiş becerileri gözler önüne seriliyor.
İşte İstanbul’da, bu polisiye edebiyatında yer alan kahramanların çözdüğü birçok olaya taş çıkartacak bir birim kendi ismiyle efsaneler yarattı. Burası “En yüksek tepe Gayrettepe’ namıyla yer alan Gayrettepe Asayiş Şube Müdürlüğü’ydü. Ve Poirot’un zekası ile komiser Maigret’in sokak becerilerini birleştiren polisiye edebiyatının romanlarında yer alacak bir vaka 2001 yılında İstanbul’da yaşandı.
"BUZDOLABIM ÇALINDI"
İstanbul kasım ayının serin bir gününü yaşıyordu. Maltepe’nin önemli semtinde Küçükyalı’da kiracısından günlerdir haber alamayan Mehmet Bey, evine bakmaya gitti. Ev apartmanın bahçe katındaydı. Mehmet Bey, bahçe katındaki eve geldiğinde kapı kilitliydi. Eve kimse yoktu. Mutfağı gören pencereden içeri baktı. Ve şok geçirdi. Mutfaktaki buzdolabı yerinde yoktu. Evi eşyalı olarak birkaç aylığına kiraya vermişti. Soluğu Küçükyalı Karakolu'nda alarak ‘Kiraya verdiğim eşyalı evde, kiracım kiramı ödemedi ve evdeki buzdolabımı da çalıp götürdü’ diyerek şikayetçi oldu.
İÇERİ GİREN POLİS KORKUNÇ GÖRÜNTÜYLE KARŞILAŞTI
Ekipler bahçe katındaki eve gitti. Kapı kilitliydi ve kiracının da telefonları kapalıydı. Kiracı ya evden kaçmıştı ya da başına bir iş geldiyse eğer evin içindeydi. Bunun için hemen çilingir çağrıldı. Açılan kapıdan içeri giren polis ekipleri, tüm girişi saran kötü bir kokuyla sarsıldı. Gerçekten mutfaktaki buzdolabı yerinde yoktu. Daireyi arayan polis kısa sürede, tüyler ürperten bir manzarayla karşılaştı. Halıya sarılı bir erkek cesedi evin içinde yer alıyordu.
CİNAYET MASASI OLAY YERİNDE
Önce ilçe ekipleri arasında telsizle muhabere başladı. Ardından, olay yeri derken, Asayiş Şube Müdürlüğü birimlerinin yer aldığı ikinci kanalda, 45-55 kodlu ekip anons edildi. 45-55 kodlu ekip Cinayet Masası'nın Anadolu Yakası’nda görev yapan önemli ekiplerden biriydi. Ekip şefi İsmail Özkan ve arkadaşları Aziz Keskin ile Şenol Aydın hemen yapılan çağrıya karşılık verdi. Haber merkezi Cinayet Masası'nın çok acil olarak Küçükyalı’daki adrese gitmesini istedi. Kısa bir süre sonra 45-55 kodlu Cinayet Masası ekibi olay yerine varmıştı. İçeri giren ekipler, polisiye romanlara taş çıkartacak bir cinayet vakasının başlangıcına adım atmıştı.
“BU BENİM KİRACIM DEĞİL”
O gün ekip şefi olan cinayet uzmanı emekli polis memuru İsmail Özkan, içeri girdiklerinde olay yeri inceleme ekiplerinin inceleme yaptıklarını anlatarak şöyle devam etti: "Olay yerine geldiğimizde, tabii ilk işimiz cesedin nasıl bulunduğu, cesedin ve evin kime ait olduğuydu. Ev sahibi ile görüştük. Ev sahibi bize burayı bir iki ay önce eşyalı olarak kiraya verdiğini söyledi. Kiracı kirasını ödemeyince, ona ulaşamamış gelip pencereden bakınca buzdolabını görmemiş ve çalındığını zannetmiş. Evdeki ceset kim dedik? ‘Tanımıyorum. Bu benim kiracım değil’ dedi. Hayda dedik. Cesedin üzerinde kimlik yoktu. Görüntüye baktığımızda katil zanlısının, cesedi kurtulmak için halıya sardığı ve kapıdan çıkartamadığı yönünde bir izlenim edindik. Katil geriye iz bırakmak istemiyorsa bu cesedi evde bırakmamış olması gerekirdi. Ama bıraktığına göre başka şeyler olmuş olabilirdi. Şimdi iki işimiz vardı. Birincisi ceset kime aitti ve ikincisi bu kiracı kimdi? Katil o mu yoksa o da mı öldürülmüştü?”
ELDE SADECE ‘ESKİŞEHİRLİ AYDIN’ VARDI
Ev sahibinin ifadesini detaylı aldıklarını anlatan cinayet uzmanı Özkan, puzzle'ın yerine oturması için tüm parçaların birleştirilmesi gerektiğini belirtti. Özkan, "Öldürülen kişi ve kiracı kimdi? Cinayeti çözmek için öncelikle bu sorulara cevap bulmamız lazımdı. Öldürülen kişi 65-70 yaşlarındaydı, kiracı ise 40 yaşlarında biriydi. Daireyi kiralarken herhangi bir kimlik veya kira kontratı olmadığı için kendisinin açık kimliği bilinmiyordu. Ev sahibi bize kiracısının kendisine uzun süre kamyon şoförlüğünü yaptığını ve isminin de Aydın ve memleketin Eskişehir olduğunu kendisine söylediğini iletti. Bizim elimizde sadece ‘Eskişehirli Aydın’ ismi vardı. Bizim bu adamı bulmamız gerekiyordu.”
KAYIPLARDAN KİMLİĞİ BELİRLENDİ
Bir yandan Eskişehirli Aydın diğer yandan kimliği belirsiz cesedin kime ait olduğunu öğrenmek için yoğun çalıştıklarını anlatan Özkan şöyle devam etti: “Bu tür cinayetlerde, hemen kayıp başvurularına da bakarız. Bu yaş aralığında kayıp başvurusu kimse var mı yok mu araştırırız. Yaptığımız incelemede, bir iki gün önce öldürülen kişinin eşkaline uyan bir kayıp başvurusuna ulaştık. Kadının biri evden ayrılan eşinin kaybolduğunu ona ulaşamadığını belirtmişti. Kadınla yaptığımız görüşmede cesedi bulunan bu kimliksiz kişinin kayıp kocası olduğunu teşhis ettirdik."
BİRİ GELİP DURUMU İYİ DİYEREK PARA İSTEMİŞ
Kadını dinlediklerini belirten Özkan, yeni bir bilgiye de ulaştıklarını belirterek "Kadının anlattıklarına göre, eşiyle yaklaşık bir hafta 10 gün önce tartışmışlar. Bu tartışma üzerine adam evden ayrılmış. İlk etapta kocasını merak etmemiş. Kızgınlığı geçtiğinde döner diye düşünmüş. Sonra eve biri gelmiş, eşi hakkında kadına ‘Merak etme kocan iyi. Sana kızmış sonra dönecek. Ama biraz paraya ihtiyacı var’ diyerek para istemiş. Kadın hazırlıksız yakalandığı için para vermediğini belirtti. Biz hemen eşkalini sorduk, anlattığı eşkal bizim şüphelimiz Eskişehirli Aydın’ın eşkaliydı. Bu kişi o gün bizim için tam şüpheli konumuna girdi. Önce kafamızda soru işareti vardı ama biz bu şüphelinin adamı öldürdüğünü düşünmeye başladık. Peki neden öldürmüştü? Kadın bize kocasının bir arabası da vardı o arabayla gitmişti" dedi.
ARABA BİR ÖĞRENCİDE BULUNDU
Arabanın plakasını aldıklarını belirten Özkan, soruşturmayı derinleştirdiklerini söyleyerek şöyle devam etti: “Olay yerinde adamın aracı yoktu. Evde de olmadığına göre, muhtemelen katil dediğimiz kişi bu adamın aracını da alarak kaçmıştı. Plakadan marka ve modelini çıkarttık ve İstanbul sokaklarında bu aracı da aramaya başladık. O dönemler öyle plaka tanıma sistemi yoktu. Kameralar yoktu. Her şey beceriye bağlıydı. Yaptığımız çalışmalarda aracı bulduk. Araç Üniversiteli bir öğrencideydi. Yoksa katil bu muydu? Hemen onu ifadesini aldık.”
ARABAYI SATMIŞ
Öğrenciyi sorguladıklarını anlatan Özkan, önemli bir ipucu bulduklarını belirterek “Öğrenci arkadaş bu aracı galeriden satın aldığını söyledi. Bizi satın aldığı galeri ofisine götürdü. Gerçekten doğru söylüyordu. Galerici bize bu aracı biri getirip ‘Dayım Almanya’da bunu satmak istiyor. Satalım o Almanya’dan yakında gelecek gelince de devir işlemini yaparız’ demiş. Buradan yeni bir bilgi daha öğrenmiş olduk. Eşkal ise yine Eskişehirli Aydın’a çıkıyordu. Artık taşlar yerine oturuyordu. Eskişehirli Aydın adamı öldürüp üzerindeki paralarını almış ve arabasını da götürüp satmış. Tabii o dönemler öyle araba satışı olduğu zaman devir işlemi de hemen yapılmıyordu” ifadelerini kullandı.
MAKTUL İLE KATİLİN YOLU NASIL KESİŞMİŞTİ
Birbirini tanımayan iki insanın yolu nasıl kesişmişti. Öldürülen adamın maddi durumu iyiydi. Eşine kızıp evden ayrılınca, Eskişehirli Aydın’la nasıl buluşmuştu. Birbirleriyle bir bağlantıları yoktu. Bu süre içinde nerede kalmıştı? Öldürüldüğü yerde mi kalmıştı? Eskişehirli Aydın nasıl bulunacaktı ve cinayetin detayları ortaya çıkacak mıydı? Tüm bu soruların cevabını Cinayet Masası'nın Hercule Poirot ve komiser Maigret’ı, olan 45-55 kodlu ekip yaptığı çalışmayla verecekti.
OTELLERDE ESKİŞEHİRLİ OLAN HERKES İNCELENDİ
Cinayetin adını koyan Özkan ve ekibi Eskişehirli Aydın’ın kimliğinin tespit edilip yakalanması için çalışmalara hız vermişti. Özkan çalışmalarını şöyle aktardı: “Elimizde Eskeşihirli Aydın ismi vardı ve kendisi kamyon şoförüydü. Biz kendisinin daha önce de İstanbul’a gelip otellerde kalmış olabileceğini düşündük. Bu yüzden otelleri tek tek inceleme kararı aldık. Buna da Haremde başladık. Tabii o zaman otel kayıtları sistemi polis sistemine bağlı değildi. Kimin kaldığı görülmüyordu. Gidip deftere tek tek bakmak gerekiyordu. Biz sırayla otellerde Aydın isimli kişilerin kimliklerini tek tek çıkarttık."
KİMLİĞİNİ TESPİT ETTİK
Yapılan titiz ve özverili çalışmanın meyvesi alındı. Özkan katilin izini nasıl bulduğunu şöyle anlattı: “Bulduğumuz Aydın isimli kişilerin memleketlerini elekten geçirdik. Ve bir tek Eskişehirli olan bir Aydın ismine ulaştık. Baktık bu kişinin yaşı ve eşkali aradığımız şüpheliye benziyordu. Bu kişinin resmini bulup, önce ev sahibine, sonra galericiye ardından kayıp adamın eşine gösterdik. Hepsi aynı kişiyi teşhis etti. Kimliğini elde etmiştik. Artık geriye penaltı kullanıp golümüzü atmak kalmıştı."
ESKİŞEHİR’DE YAKALANDI
Yapılan çalışmalar sonucu katil zanlısının Eskişehir’de yaşadığı tespit edildi. Kimliği tespit edilen katili yakalamak için Eskişehir’e yol aldıklarını anlatan Özkan, “Eskişehir’e gittik ve günlerdir aradığımız adamı yakaladık. Tabii onu aldığımızda İstanbul Cinayet Masası dedik. Şok oldu zaten. Beni nasıl buldunuz şoku içine girdi. Biz bunu aldık İstanbul’a getirdik. Zaten yolda cinayeti nasıl işlediğini tek tek anlattı” dedi.
İNANILMAZ DETAYLAR ORTAYA ÇIKTI
Gayrettepe’nin önemli ekibi cinayeti müthiş bir çalışmayla çözmüştü. Ortaya çıkan detaylar ise polisiye romanlara taş çıkarttı. Elde edilen bilgilere göre, öldürülen maktul, evden kızıp ayrılınca tüketici gazetesinden ev ilanlarına baktı. Küçükyalı’da kiralık oda diye bir ilana rastladı. Bunun üzerine ilanı veren kişiyi aradı. İlanı veren Küçükyalı’da bahçe girişini kiralayan Eskişehirli Aydın’dı. Eskişehirli Aydın, bu ilanla kiraladığı dairenin bir odasını aktule kiraladı.
TÜM BİLGİLERİ ALIP ÖLDÜRDÜ
Aynı evde kalan ikili sohbetlerinde, birbirlerini iyi tanıdılar. Maktul adam sohbette kendisiyle ilgili tüm bilgileri katili Eskişehirli Aydın’a verdi. Oturduğu evin adresine kadar, tüm bilgileri alan Eskişehirli Aydın, maktulün parasını almak için onu öldürdü. Üzerinde bulunan kimlikleri yok etti. Ve üzerindeki tüm parayı aldı.
BANKADAN ONUN ADINA PARA ÇEKTİ
Cesedi halıya sardı ve üzerinde bulunan kimlikle maktulün hesabının bulunduğu bankaya gitti. Bankada maktulün adıyla hesabında bulunan tüm dolarını çekti. Ardından maktulün ailesi onun için kayıp başvurusu yapmasın diye evine giderek ‘Durumu iyi size çok kızgın. Sonradan gelecek. Paraya ihtiyacı var’ diyerek para istedi.
ARABAYI SATTI
Aileden para alamayan katil zanlısı, maktulün arabasını alarak galericiye gitti. Kendisini yeğeni olarak tanıtıp ‘Dayım Almanya’da bunu satmak istiyor. Siz satın. Gelince devir işlemini yaparız.’ Diyerek aracı sattı. Eskişehirli Aydın büyük vurgun yapmak istiyordu. Bu yüzden bulduğu tüm eşyaları satmaya kalktı.
CESET ŞİŞİNCE KAPIDAN ÇIKARAMAMIŞ
Cinayeti işledikten sonra zamanını bunlarla geçiren zanlı, bu kez cesetten kurtulmak istedi. Ancak birkaç gün geçtiği için ceset şişmişti. Ve sardığı halıyla cesedi kapıdan çıkartamadı. Çıkartamayınca, artık kaçma planı yaptı. Bunun için önce evde bulunan buzdolabını götürüp sattı. Ve cesedi evin içind bırakarak telefonunu kapatıp olay bölgesinden ayrıldı.
BİRÇOK ÖNEMLİ CİNAYET ÇÖZÜLDÜ
Bu cinayeti çözen Özkan ve ekibi rahat bir nefes aldı. Ancak İstanbul sokakları durgun değildi. Peş peşe yaşanan olaylara sahne oluyordu. Bu olay çözüldükten iki gün sonra haber merkezi yine 45-55 kodlu ekibi anons etti. 45-55 kodlu cinayet uzmanları İsmail Özkan, Aziz Keskin ve Şenol Aydın, yeni bir olayı çözmek için yola koyuldu.