Canan Karatay'dan yaz tatili tüyoları
Habertürk'ten Kübra Par'a konuşan Prof. Dr. Canan Karatay, bilinenin aksine en ideal güneşlenme zamanının öğle vakti saat 12.00'de olduğunu söyledi. Karatay, havuzlarda bulunan klorun insan sağlığı için tehlikelerine dikkat çekti. Programın sonunda 'bir şarkı söyler misiniz' ricasını kırmayan Karatay, 15. yüzyıl Divan şairlerinden Ahmet Paşa'ya ait olan "Gül yüzünde göreli zülf-i semen-sây gönül" şarkısını seslendirmesi ilginç bir tablo oluşturdu
Prof. Dr. Canan Karatay, Habertürk'ten Kübra Par'ın sorularını cevaplandırdı. Yaz tatili için bazı önerilerde bulunan Karatay şöyle konuştu:Güneş D vitamini vitamin değil. Vücudumuzda üretilen bir hormon. Cildimiz bunu yapar. Vücudun ürettiği hiçbir şey vitamin değildir. Esas gün ışığı vitaminidir. Atmosferin en kısa mesafede geçtiğinde en etkili olur. Bu gölgenizin güneşte en kısa olduğu zamandır. Bilinen aksine 12.00 öğle civarındadır. 20 dakika durmanız yeterlidir. Başınıza da güzel bir şapka koyarsanız. Dediğim gibi gölgenizin en kısa olduğu zaman. 20 dakika dursanız, insan vucudu 25 bin D vitamini üretiyor. En önemli antioksidanlardan biridir. En önemli bağışık sistemi hormonlarından biridir.
Karatay'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"YÜZMEK İÇİN GİRDİĞİNİZ HAVUZLAR ÇOK TEHLİKELİ"
Kimyasalların zararı var. Sürdüğünüz güneş kremleri vücuttan içeri giriyor. Güneş kremi sürdüğünüzde vücuda D vitamini girmiyor ki. Sürmeden güneşleneceksiniz. Deniz çok faydalıdır. Ne zaman işinize geliyorsa, ne zaman sizi mutlu ediyorsa o zaman girin ve istediğiniz kadar kalın. Ben havuzlara kökünden karşıyım. Havuzlardaki klor çok tehlikeli. Kimyasallarla temizleniyor. Klor havuzda kaldığınız sürece cilte emiliyor. Çocukların gözünün kırmızı olması, burnunun akması klor zehirlenmesidir. Bunların vücuttaki hücrelerde reseptörler, hüce içinde açılan kapılarda iyod, klorür, florüre anti iyod denir ve bunlar kanserojen elementler. Vücuda girdikleri zaman çok sağlıklı ve elzem olan iyodun kullanılmasını engelliyorlar.
"İYODU DENİZDEN VE DENİZ ÜRÜNLERİNDEN ALABİLİRSİNİZ"
Gizli haşimato diye bir şey var. İleri safhada guatr oluyor. Bunlar ölçülüyor. Spot idrarınızda iyoda bakacaksınız. İyod eksikliği klorür ve florür zehirlenmesinin belirtisidir. Dünya Sağlık Organizasyonu yaygın olarak vücutta iyod eksikliğini bildirdi. İyodu deniz ve deniz havasından, deniz mahsullerinden alabilirsiniz. Vücuttunuzda brovür fazlaysa, tabii ki Türkiye'de herkeste fazla çünkü unlu mamüllerde var. Brovür sıktığınız saç spreyinde var. Bütün mobilyalarda var. Arabayı aldığınızda kokar ya, o brovür. Bütün temizlik detarjanlarında var. Evlerde arap sabunu ve sirke kullanılmalıdır.
"ET TAZE İKEN DAHA SERT OLUR, TABİİ Kİ YENİLEBİLİR"
Kurban kesilir ve dağıtılır. Şimdi etler çok pahalı herkes kesiyor ve depo ediyor. Kurban geleneği dağıtmak içindir. Çok rica ediyorum ithal hayvanı kesmesinler. Canlı hayvanları niye ithal ediyoruz? Kendi hayvanlarımız, meralarımız varken. Meralarımızı çoğaltalım, açıkta beslensinler. Meralarımızı ilaçlamayalım. Tarım ilaçları brovür demek, o yüzden zehir. Pişirmeye gelirsek, ızgara, saç kavurma, kıyma yapılabilir. Babam rahmetli kurbanın kuyuğunu eritir, yağını içerdi. Tazeyken et daha sert olur, onun da tadı başkadır. Dinlendirip de tüketebilirsiniz.
"YEMEK YERKEN SU İÇMEK DOĞRU DEĞİL! HAZMI ZORLAŞTIRIR"
Ben Türk mutfağını bilirim, dünya mutfağını bilmem. Çiğ balık Türkiye'de de yenir. Türkiye'de de salamura yapılıyor. Niçin zararı olsun? Eskiden İstanbul'da uskumru çıkardı, çiroz yapılırdı. Çiroz en sevdiğim balıktır. Yağların donması diye bir şey olmaz. Çünkü insan vücudunun derecesi yağların donmasına imkan vermez. Yağlar donuyor, damarları tıkıyor inanmayın. Yediğiniz yağların cinsi önemli. Donan yağlar trans yağlardır. Donmak diye bir şey yok. Bir de yağ eritme diye bir şey yok. Vücuda biriken yağlar kolay kolay eremez, tavaya koyar gibi. Soğuk su içiyorsun, bir kere yemekte su içmek doğru değil. Hazmı zorlaştırır. Mide suyunu, asidini hormonları sulandırır, hazmedemezsiniz. Senelerdir musluk suyunu arıtıp içiyorum. Güvenmediğim için değil, kolay olduğu için.
"İNSAN VÜCUDU SİZDEN DAHA AKILLIDIR"
Avokado Türkiye'de üretiliyor. En sağlıklı meyvalardan biri. Yağı çok önemli. Bol yağı ve lifi vardır. Avokado tok tutar. Çok pahalı. Gücünüz yetiyorsa yiyin derim, zararı yok tabii ki. Doyuncaya kadar yiyeceksiniz, limit diye bir şey yok. Vücut ihtiyacı olduğunu size söylüyor zaten. İhtiyacı olmadığı zaman istemiyor zaten. O güzel vücudunuzun sesini dinleyin, güvenin. İnsan vücudu sizden daha akıllı. Doymamanızın sebebi vücudunuzdaki enzim ve hormonal dengenin bozukluğunu gösteriyor. Yedikleriniz sizi acıktırmazsa sağlıklıdır.
"HZ. MUHAMMET VE İBN-İ SİNA 'İKİ ÖĞÜN YEMEK YİYİN' DİYOR"
İbn-i Sina 11. yüzyılda iki öğün sağlıklıdır diyor. 10 asır önce İbn-i Sina 'iki öğün sağlıklı, üç öğün hastalıktır' diyor. Hz. Muhammed de iki öğün yerdi. Vücut ona göre programlanmıştır. Hindistan cevizi yağı tereyağla aynıdır. Doymuş yağdır. Tereyağı hayvansal doymuş yağdır, hindistan cevizi yağı da bitkisel doymuş yağdır. Her ikisi de faydalıdır. Ama ithal ediliyor, tereyağ yiyin. Zeytinyağı, tereyağı alzheimeri önler. Esas tehlikeli olan palmiye yağıdır ve her şeyin içinde vardır.
"İLAÇLAR ÖMRÜ UZATMAZ! KÜÇÜK ÇOCUKLAR KANSER OLUYOR"
Eskiden insan ömrü kısaydı, çünkü salgın hastalıklar vardı. Sular hijyen değildi. Şimdi insan ömrü uzamadı. Yaşadığınız ömrün kalitesine bakacaksınız. Siz üç ay veya üç sene yoğun bakımda kalıyorsanız makinelere bağlı olarak ona uzun ömür deniyor. Bütün teknoloji ve ilaçlara rağmen malesef insanlar hasta. Bugün 20 yaşındaki çocukların haşematosu var, troid kanseri var. İlaçlar ömrü uzatmaz. Gençlerin malesef hepsi sağlıksız. Kimyasalların piyasaya sürülmesinden, yiyeceklerin fabrikada üretilmesinden, yapay olmasından, tarım ilaçlarının piyasaya sürülmesinden, hibrit tohumların İsrail'den ithal edilmesinden.
"MISIR ŞURUBUNDAN YAPILMIŞ ÜRÜNLER ÇOK TEHLİKELİ"
Türkiye'nin çoğunlu kabız. Çünkü çalışmıyor.Başta mısır şurubu şekeri, yapay şekerleri, unlar, gluten, cüce buğdayın içinde bulunan gluten bağırsak sistemini altüst ediyor. Alzeheimer ve parkinson ortaya çıkıyor. 50 yıllık hekimim haşimato'yu Japon hastalığı olarak biliyordum. Şimdi herkes haşimato. Çevresel faktörler de çok önemli. Mısır şurubundan yapılmış ürünler tehlikeli, şekerli, gazlı içecekler tehlikeli. Pakete girmiş her yiyeceğin içinde hakiki besin yok, onun için doymuyorsunuz, açlık bastırıyorsunuz, doydum sanıyorsunuz. Vücudumuzun ihtiyacı olan besinleri vücuda arz etmiyorsunuz. Onun için hücreler sürekli aç. Doğal beslendiğiniz zaman, doğal tereyağ, zeytinyağ, rivirea olmayan zeytinyağı, serbest dolaşan tavuk yumurtası sarısıyla birlikte.
"ŞEKER KATMADAN İÇERSENİZ TÜRK KAHVESİNDEN KORKMAYIN"
Protein yağla yenildiği zaman faydalı. Pirzolayı, pastırmayı düşünün. Üçe bir oranındadır. Protein üçse bir yağ yanında olacak. Beyin için, göz için, kulak için, prostat için. Eriyenler hepsi kimyasal dolu. Türk kahvesinin hazırlanış şekli, çekirdekli, baskılar var, filtreler var, bunlara şeker katılmadan üstüne süt tozu katılmadan içilirse sağlıklıdır. Kahveden korkmayacağız. Rahmetli dedem Türk kahvesi şekeri sevmez derdi. Ne seviyorsanız onu için ama şeker katmayın içine, süt tozu katmayın içine. Gençleri protein tozlarıyla zehirlemeyin. Bütün spor salonlarında satıyor. Çok tehlikelidir, sporcuların ve gençlerin erken ölümüne sebep oluyor. Tamamen ithal edilmesi yasaklanmalıdır.
"24 YUMURTA YİYENLE 1 TANE YİYENİN KOLESTROLU AYNI ÇIKTI"
Yumurta artık bütün dünyada süper besin olarak kabul edilmiş durumda. Yapılan bütün araştırmalar yumurta yiyenlerde kolestrolün düştüğünü gösterdi. Yumurta bütünüyle, sarısıyla yendiğinde şeker hastalığını yendiğini gösterdi. Alzehimeri önlediğini gösterdi. Haftada 24 tane yiyenlerle 1 tane yiyenlerin kolestrolünde bir fark yok. Senelerce bu ülkede süper besin olan yumurta yasaklandı. Bütün yumurtalar aynıdır günümüzde, hepsi ticari. Doğal beslenecekler, serbest gezen olacaklar. Güney Afrika'da ihtisas yaptım. O zaman ırkçılığın en sıkı, koyu olan zamanıydı. Siyah ailelere haftada 200 gramdan fazla protein girmesi yasaklanmıştı. Türkiye'de de onu yaptılar, 'yumurta yemeyin, yağ yemeyin' nedin? Beyin çalıştırıyor da ondan. Ben bunu yaşadığım için söylüyorum.
"BEN SAĞLIKÇIYIM, TİCARET YAPMIYORUM, TÜCCAR DEĞİLİM"
Siyah, yeşil zeytin farketmez. Doğal olacak, üç kâğıt olmayacak. Bu sabah 30 tane zeytin yedim ve işte hayattayım. Tereyağ, zeytin ve turp yedim. Doktorlarla ilgili tama 45 tane duruşmam var. Hepsi de boş. Uzattıkça uzatıyorlar. Ben haklı olduğum için sonuçlanmıyor. Şikayetçiler doktorlar, tıp dernekleri, ekmekçiler, uncular, balcılar, çocuk mamacıları çıktı şimdi de. Ben sağlıkçıyım, ticaret yapmıyorum, tüccar değilim, halk sağlığı için konuşuyorum. Tüccarlar yanlış iş yapmasınlar, çocuklarımızı zehirlemesinler.
"OĞLUM İNGİLİZ KIZA AŞIK OLDUĞU İÇİN VEJETERYAN
Oğlum vejeteryan. Tepki olarak vejeteryan olmadı, İngiliz bir kıza aşıktı, aşktan dolayı oldu. Biz çocukluktan beri ne yaptıysak onu yapıyoruz. Sizlere yeni geliyor. Annelerimiz Cumhuriyet'in ilk öğretmenleri. Parasız yatılı olarak okumuşlar. Bütün yemeklerin nasıl yapılacağını öğretmenler anlatırdı bize. Kaynanam rahmetli oldu, ıspanağı haşlamaş çiğ yedirirdi. Haşlayınca lezzetli oluyor ama gıda kalitesini kaybediyor. Ispanak salatası, karalahana salatası yapıyorum.Beni Nebahat Çehre ile niye karıştırıyorlar. Türkiye güzeli olmuş bir hanım. Ben kimim ki onunla karşılaştırılıyorum. Kendisini çok seviyorum.
HABERTÜRK'E ÖZEL ŞARKI SÖYLEDİ
Prof. Canan Karatay programın sonunda Kübra Par'ın 'bir şarkı söyler misiniz' ricasını kırmadı ve15. yüzyıl divan şairlerinden Ahmet Paşa'ya ait "Gül yüzünde göreli zülf-i semen-sây gönül" şakrısınıseslendirdi...