Cumhuriyet Bayramı töreninde konuşan Ekrem İmamoğlu'ndan 100. yıl mesajı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Üsküdar'daki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında bir konuşma yaptı. Konuşmasında Cumhuriyet'in 100. yılı için geri sayımın başladığına dikkat çeken İmamoğlu, "Cumhuriyetimizi güçlü bir demokrasiyle tam ve gerçek bir adaletle hep birlikte taçlandıracağız. Yolumuz açık olsun. Cumhuriyetimiz kutlu olsun. Az kaldı, millet ne derse o olacak" ifadelerini kullandı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bu yıl 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını Üsküdar'da yaptı. Anadolu Ateşi ve Selda Bağcan'ın sahne aldığı gecede İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da bir konuşma yaptı.
Konuşmasına "On binlerce İstanbullu ile bu güzel akşamı kutlamak ne kadar güzel. Sizlerle buluşmak ne kadar güzel. Bu sahnede ülkenin doğusu ile batısıyla, Balkanlardan Kafkaslara, Edirne'den Van'a, Sinop'tan Hatay'a memleketimle buluşmak ne güzel. 99. yılı kutlu olsun Cumhuriyetimizin" sözleriyle başlayan İmamoğlu, bu akşamdan sonra Cumhuriyet'in 100. yılı için geri sayımın başlayacağını söyledi.
"HEPİMİZ BU ÜLKENİN ONURLU VATANDAŞLARIYIZ"
Konuşmasında Cumhuriyet'i tanımlayan İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'En büyük bayram' dediği gündeyiz. Özgürlüğümüzü, varlığımızı, birliğimizi ve cumhuriyetimizi kutluyoruz. 99. yıl kutlu olsun. Cumhuriyet her şeyden önce çok değerli bir fikirdir. Basit, sade ama çok güçlü bir fikir. Kökenimiz, inancımız cinsiyetimiz ve yaşam biçimimiz ne olursa olsun hepimiz eşitiz. Hepimiz bu ülkenin onurlu vatandaşlarıyız. Bu ülkeyi kimin ve nasıl yöneteceğine hep birlikte kim karar verebilir, biz karar veririz. Cumhuriyet işte bu fikirdir. Hepimiz eşitiz, bu ülkeyi kimin nasıl yöneteceğine hep birlikte karar veririz. Cumhuriyet işte bu fikre inanan öz güvenli ve erdemli insanların kendilerine layık gördüğü hayatın adıdır."
"CUMHURİYET'E KÖR BİR TAASSUPLA DİRENDİLER"
"Cumhuriyet, 85 milyonluk bu eşsiz ve güzel cennet vatanın varlık sebebidir" diyen İmamoğlu, şöyle devam etti:
"Cumhuriyet'in önemini anlamayanlar ve ana fikrini benimsemeyenler her dönem oldu. İnsanlar, insanlarını eşit görmeyenler, başka insanlara hükmetmeye hakları olduğunu zannedenler, millet iradesini görmezden gelenler ve hatta o iradeyi gasp etmek isteyenler, imtiyazlarını kaybetmek istemeyenler, ayrıcalıklı olmak isteyenler Cumhuriyet'e karşı kör bir taassupla sürekli direndiler. O direnç şekil değiştirerek, kendini gizlemeye çalışarak bugün de devam ediyor. Cumhuriyet'in ilke ve değerlerini sindirememiş anlayış bu ülkeye asla huzur ve mutluluk getiremez. Bu ülkeyi geleceğe taşıyamaz. Özgürlük isteyen gençlere hizmet edemez. Biz 1923'ten bugüne kanun önünde herkesin eşit olduğu bir Cumhuriyet'te yaşıyoruz ve bununla gurur duyuyoruz. 1 asırdır Cumhuriyet'in açtığı yolda yürüyoruz. Eşitlik ve adalet hayatın her alanında hakim olsun diye çalışıyoruz. Cumhuriyet'i büyütüyoruz ve büyütmeye devam edeceğiz.
"HALA GÜCÜMÜZÜ VE KUVVETİMİZİ KORUYORSAK"
Cumhuriyet ve demokrasi fikri tam 100 yıl önce zihinlere ve gönüllere girdi. Kimse asla o fikri yok edemez ve edemeyecek. Ne denli baskı ve korku iklimi yaratırlarsa yaratsınlar. Ne denli algı operasyonları tezgahlarsalar tezgahlasınlar. Bu milletin zihninden ve kalbinden o fikri atamazlar. Atatürk ve mücadele arkadaşları bu topraklar üzerinde yalnızca özgür ve bağımsız bir ülke, milli iradeye dayalı bir ülke kurmakta kalmadılar. Toplumun refahını güçlendirmek için de adım attılar. Bu adımlar sayesinde Türkiye, dünyanın güçlü ve gelişmiş ülkeleri arasında yerini hızla almaya başladı. Bu adımlar sayesinde Türkiye, Avrupa'dan Çin'e kadar koca coğrafyada üretim merkezi haline gelebildi. Son yıllarda ne kadar aşağı doğru çekilirse çekilsin. Ülkemiz ne yazık ki sıkıntılı hallere düşürülürse düşürülsün, kötü yönetilirse yönetilsin ayakta kalabildiysek, hala gücümüzü, kuvvetimizi ve inancımızı diri tutabiliyorsak o güçlü cumhuriyet temelleri sayesindedir.
"KİMSE KENDİSİNİ ÜLKENİN SAHİBİ GÖREMEZ"
Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına girerken yeni bir adım daha atmaya hazırlamıyoruz. Hedefimiz belli. Cumhuriyet'in ilke ve değerli üzerinde yükselen demokratik ve güçlü bir devlet olacağız. Hep birlikte olacağız. Huzurlu ve zengin toplum inşa edeceğiz ve bu topraklarda yaşayan herkes hem kanunlar önünde hem gerçek hayatta eşit ve özgür yurttaşlar olacak. 99 yıl önce çıktığımız yolculuğun yeni ve ümit dolu bir safhasındayız. Hep birlikte yeni bir başlangıcın aşamasındayız. Türkiye'nin kaderini, Cumhuriyet'in bu ülke için değerlerini bilen milyonlar belirleyecek. Milli iradeyi hiçe saymak, adil rekabete dayalı ve çoğulcu bir siyaseti ortadan kaldırmak hevesi taşıyan bir avuç insan haddini bilecek. Biliyorsunuz Cumhuriyet, aynı zamanda yöneticilerinin hadlerini bildiği rejimin adıdır. Seçilmiş olsun ya da atanmış olsun hiç fark etmez. Bu rejimde hiçbir yönetici kendisini bu şehrin ya da bu ülkenin sahibi asla göremez. Görürse Cumhuriyet'in eşit ve onurlu yurttaşları ne yapar biliyor musunuz, gereğini yapar, gereğini. Gereğini yapar ve yollar. Milletin iradesi en güzel ve en doğru dersi verir.
"AZ KALDI, MİLLET NE DERSE O OLACAK"
Bizler bu şehrin sahibi olduğunu bilen 16 milyon İstanbulluyuz. Hepimiz bu şehrin sahibiyiz. Bizler bu ülkenin sahibi olduğunu bilen 85 milyon, bu cennet vatan Türkiye'nin evlatlarıyız. İçine düşürüldüğümüz bu zor durumları, bu zorlukları ekonomik, siyasal, adalet, eğitim her hususta nasıl aşacağımızı yine milletçe biz biliyoruz. Dayatılmak istenen yönetim anlayışından, yasak ve baskılardan nasıl kurtulacağımızı hep birlikte çok iyi biliyoruz. Yapacağımız şey çok basit. Hep birlikte kol kola, omuz omuza, yürek yüreğe ileri yürüyeceğiz. Cesaretle, neşeyle, kardeşçe, omuz omuza, kol kola hep birlikte ve hep ileri yürüyeceğiz. Asla geri dönmeyeceğiz. Kurtuluş Savaşı'nı böyle kazandık. Bağımsızlığımızı böyle koruduk, korumaya devam edeceğiz. Her zaman haykırdık tam bağımsız Türkiye dedik. Cumhuriyet'i böyle kurduk, böyle yaşatacağız. Hep birlikte yaşatacağız. Cumhuriyetimizi güçlü bir demokrasiyle tam ve gerçek bir adaletle hep birlikte taçlandıracağız. Yolumuz açık olsun. Cumhuriyetimiz kutlu olsun. Az kaldı, millet ne derse o olacak. Bu cennet vatanda, bu güzel ülkede güneş 29 Ekim 1923'te çok güzel doğmuştu, yine öyle olacak. 100. yılda her şey çok güzel olacak."