Elektrik akımından ölüm davasında ikinci gün: Savcı ara mütalaasını açıkladı
İzmir'in Konak ilçesinde sağanaktan korunmaya çalışırken elektrik akımına kapılan 2 kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin haklarında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan dava açılan ve dün ilk kez hakim karşısına çıkan 42 sanığın yargılanmasına devam edildi. Savcılık, dinlenen 22 sanığa yönelik mütalaasında, tutukluluk halleri ve adli kontrollerin devamını ve yeni bilirkişi raporu oluşturulmasını talep etti.
İzmir'de 12 Temmuz saat 18.00 sıralarında başlayan sağanakta, Bayraklı'da metrekareye 39,7 kilogram yağış düştü.
Yağış nedeniyle kent merkezi Bayraklı ve Konak ilçelerinde bazı cadde ile sokaklar suyla dolarken, araç sürücüleri ve yayalar zor anlar yaşadı.
Sağanaktan korunmak için kaçmaya çalışan Demokrasi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Özge Ceren Deniz suyla dolan yolda elektrik akımına kapıldı. Onu kurtarmak isteyen ikinci el eşya satışı işiyle uğraşan İnanç Öktemay da akıma kapılıp, bir anda yere yığıldı. Deniz ve Öktemay, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. İnanç Öktemay İzmir'de, Özge Ceren Deniz Osmaniye'de toprağa verildi.
14 KİŞİ TUTUKLANDI
Soruşturma kapsamında ilk olarak gözaltına alınan 30 kişiden 14'ü tutuklandı.
Hakkında gözaltı karar verilen 2 şüpheliden birinin kanser tedavisi gördüğü, 1 şüphelinin de yurt dışında olduğu belirtildi.
Tutuklanan şüphelilerden Zekeriya T. ise daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yürütülen soruşturmada 11 kişi hakkında daha gözaltı kararı verildi.
Savcılık talimatı ile 26 Temmuz'da Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, İZSÜ Genel Müdür Gürkan Erdoğan, Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, Gediz Elektrik'ten Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım, Operasyon Direktörü Sefa Pişkinleblebici, Planlama ve Teknoloji Direktörü Necati Ergin, Yapım İşleri Saha Sorumlusu Mürsel Arıcı, Yapım İşleri Sorumlusu Uzman Alper Doğan ve Gediz Elektrik personeli Halit Özpelit gözaltına alındı. 11 şüphelinin tamamı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
ZİNCİRLEME KUSUR
Olayla ilgili 5 kişilik bilirkişi heyetinin tuttuğu raporda, olayın gerçekleşmesinde Deniz ve Öktemay'ın herhangi bir kişisel kusuru olmadığı belirlendi.
Raporda olayın öngörülebilir ve önlenebilir olduğu, kaçınılmazlık unsurunun ise bulunmadığı değerlendirildi. Buna göre, olayın gerçekleşmesinde, öngörülemeyecek ve önlenemeyecek olan herhangi bir olağanüstü doğa olayının bulunmadığı kanaatine varıldı.
Olaya birtakım ihmaller ve teknik kusurlar silsilesi ile Deniz ve Öktemay dışında gelişen zincirleme kusur unsurlarının sebep olduğu tespit edildi. Bilirkişi raporunda, söz konusu olayın gerçekleştiği yerde iki kurumun da koruyucu ve önleyici tedbirler almadığı belirlendi.
BİLİNÇLİ TAKSİR NEDENİYLE İSTENEN CEZALAR YARI ORANDA ARTIRILDI
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, olaya ilişkin soruşturmasını tamamladı. İddianamede, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, Gediz Elektrik Genel Müdürü Uğur Yüksel, Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Gediz Elektrik Dağıtım Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım ve Yapım İşleri Sorumlusu Uzmanı Alper Doğan'ın da aralarında bulunduğu 13'ü tutuklu, 42 kişinin 'taksirle öldürme' suçundan 15'er yıla kadar hapisleri istendi.
Suçun bilinçli taksir nedeniyle işlenmesi nedeniyle TCK'nın 22/3'ün maddesi gereğince sanıklara verilecek cezanın yarı oranında artırılarak 22,5'ar yıla çıkarılması talep edildi. İddianame mahkemeye gönderildi. Sanıkların, kusurlarının yoğunluğu, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman dikkate alınmak suretiyle eylemlerinin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak ayrı ayrı cezalandırılmalarını talep edildi. İzmir 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianame kabul edildi.
YAPILAN İHBARLAR DA YER ALDI
İddianamede elektrik şirketine gelen ihbarlar da yer aldı. 17 Ocak 2023'teki ihbarda elektrik şirketini arayan bir vatandaşın, ‘Yer altından geçen kabloların birleşim olduğu bağlantı yerinde çukur var, beton kapağı kırılmış, insanlar zarar görmesin diye duba ile o noktayı belirttim ancak tehlike arz etmekte’ şeklinde ihbar yaptığı yer aldı. 21 Aralık 2023'te yapılan bir diğer vatandaş ihbarında ise ‘Yol üzerinde açıkta kablolar var duman çıkıyor, tehlike arz ediyor’ denildiğine yer verildi. 9 Ocak 2024'te yapılan bir başka ihbarda da ‘Yerden geçen kablolardan duman çıkmakta mazgala giderse elektrik çarpması oluşabilir’ ve ‘Yüksek gerilim hattı yer altından yüksek dumanlar çıkıyor, patlayabilir, yaya geçidi var, çok tehlikeli, ıslak her yer’ denilerek firmanın uyarıldığı ortaya çıktı. Son olarak olay tarihinde ise sağlık ekipleri tarafından ‘Hatlar kopmuş, çarpılma durumu mevcut. Olay yerine ambulans girişi yapılamamakta, hatlardaki enerjinin kesilmesi gerekmekte. Hastaya müdahalede bulunamıyoruz’ denilerek ihbar yapıldığı da iddianamede yer aldı.
İddianamede sosyal medya paylaşımları da yer aldı. 4 Ocak 2024'te olay yerinden çekilen görüntülerde cadde üzerinde bir noktadan su fışkırdığı ve duba koyulmak sureti ile su akışının çevreye yayılmasının engellenmeye çalışıldığına yer verildi. İddianamede, Google Street Wiew uygulaması kayıtlarında 3 ay öncesinde çekilen bir fotoğrafta, elektrik kablosu olduğu değerlendirilen cismin sokak üzerinde açık vaziyette bulunduğu gösterilen sosyal medya paylaşımı yapıldığının anlaşıldığına da değinildi.
ÖLENLERİN KUSURU YOK, İHMALLER SİLSİLESİ VAR
Elektrik kaçağından hayatını kaybeden Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay'ın olayın gerçekleşmesini tetikleyecek herhangi bir tehlikeli hareketlerinin ve kişisel kusurlarının bulunmadığına dikkat çekildi. Ayrıca olayın sanıkların birtakım ihmal ve teknik kusurları silsilesiyle yaşandığına yer verildi. Öte yandan iddianamede sanıkların ifadeleri de yer aldı.
MAHKEMENİN İLK GÜNÜ 11 SAAT SÜRDÜ
Öktemay ve Özge Ceren Deniz'in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 22,5'ar yıla kadar hapis cezası istenen 13'ü tutuklu, 42 sanık, dün İzmir 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Duruşmada savcılık makamını İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Necati Kayaközü temsil ediyor.
Duruşmanın ilk gününde tutuklu sanıklar Gediz Elektrik şirketinde teknik şef Ahmet Orhan Kaygısız, Gediz Elektrik şirketinde arıza onarım müdürü Ali Külak, İZSU'nun ihalesini alan özel bir firma sahibi Arif Kapuş, İZSU'da Kanalizasyon Daire Başkanı tutuklu sanık Barış Koç, mazgal ihalesini alan firmada işçi Barış Sevgili, ihaleyi verdiği taşeron firmada mühendis tutuklu sanık Doğan Kılıç, Gediz Elektrik AŞ'de arıza onarım ekibinde işçi olarak çalışan tutuklu sanık Fırat Akbay, Gediz Enerji Yatırımları A.Ş.'de arıza onarımın bölge yöneticisi olarak çalışan Mehmet Fatih Tosun, İZSU çalışanlarından Mehmet Zeki Aytulun, Gediz Enerji Yatırımlar A.Ş.'de arıza onarım mühendisi tutuklu sanık Mert Ceylan, Gediz Elektrik A.Ş.'de arıza onarım biriminde işçi tutuklu sanık Mesut Türkan, İZSU Kanalizasyon Daire Başkanlığı'nda şube müdürü tutuklu sanık Ömer Karabilgin ve Gediz Arıza Birimi tutuklu sanık Yavuz Üner ile avukatları dinlendi.
DAVADA İKİNCİ DURUŞMA
Haklarında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan dava açılan ve dün ilk kez hakim karşısına çıkan 42 sanığın yargılanmasına ikinci gün oturumuyla devam edildi.
İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu, tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları ile maktul İnanç Öktemay'ın ailesi katıldı. Maktul Özge Ceren Deniz'in ailesi ise duruşmaya SEBGİS ile bağlandı.
HAYATINI KAYBEDENLERİN AİLELERİ KONUŞTU
Söz verilen İnanç Öktemay'ın annesi Nevin Öktemay, gözyaşı dökerek yaptığı konuşmada, sanıklardan şikayetçi olduğunu ifade ederek, "Keşke oradan ben geçseydim de ben ölseydim. Evladım ölmeseydi. Getirsinler oğlumu, ben oğlumu göreyim. Ben anayım, hepsinden şikayetçiyim." dedi.
Baba Yalçın Öktemay, tüm sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi. Maktulün ağabeyi Gökhan Öktemay da davaya katılmak istediğini belirtti.
Özge Ceren Deniz'in annesi Filiz Abi ise kızının ölümüne yol açanlardan şikayetçi olduğunu dile getirdi.
Zorluklarla büyüttüğü kızının doktor olmayı hayal ettiğini, ilkokuldan bu yana tıp fakültesinde okumayı hedeflediğini anlatan Abi, kızının, üniversiteyi kazandıktan sonra Kayseri'den daha iyi bir kent olduğunu düşünerek İzmir'e geçiş yaptığını söyledi.
Abi, "Düzgün şehir diye gitmişti çocuğum. Elektrik çarparak öldü. Her gün mezara gidip ağlıyorum. 5 yıldır burası yapılmamış. Herkesin ailesi var. İzmir üçüncü büyükşehir değil mi? Herkes birbirine atıyor suçu. Hepiniz beraat istiyorsunuz, yazıklar olsun size. Belediye başkanları da ceza çeksin." ifadelerini kullandı.
YENİ BİLİRKİŞİ RAPORU TALEP EDİLDİ
Duruşmada, daha sonra haklarında adli kontrol şartı bulunan sanıkların savunmaları alındı.
Gdz Elektrik ve İZSU görevlilerinden oluşan tutuksuz sanıklar, olaya konu mazgallarla ilgili sorumluluklarının bulunmadığını savundu.
Savunmaların alınması sonrası İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Necati Kayaközü, savunmaları tamamlanan tutuklu ve adli kontrol şartı bulunan 22 sanık yönünden mütalaasını açıkladı.
Kayaközü, mütalaasında, sanık savunmalarının tamamlanmasından sonra olay yerinde keşif yapılarak yeni bilirkişi raporu hazırlanmasını, tutuklu sanıkların tutuklulukları ve adli kontrollerinin devamını talep etti.
Duruşmada tutuksuz sanıklar, savunmalarını vermeye devam ediyor.
OLAY VE DAVA SÜRECİ
İzmir'in Konak ilçesi Alsancak semtinde 12 Temmuz'da sağanakta yolun karşısına geçmeye çalışırken su birikintisine basıp akıma kapılan Özge Ceren Deniz (23) ile onu kurtarmaya çalışan İnanç Öktemay (44) yaşamını yitirmişti.
Olaya ilişkin soruşturma kapsamında ilk etapta haklarında gözaltı kararı verilen 48 şüpheli yakalanmış, 14'ü tutuklanmış, 1 kişi itiraz sonrası serbest bırakılmıştı.
Bilirkişi raporunun hazırlanmasının ardından gözaltına alınan 10 kişiden Gdz Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan ve bu kurumun eski genel müdürü Ali Hıdır Köseoğlu'nun da aralarında bulunduğu 8'inin yurt dışına çıkış yasağı şartıyla serbest bırakılmasına, 2'sinin ise ev hapsinde tutulmasına karar verilmişti.