En doğuda sonbahara veda
Habertürk yazarı Kemal Öztürk, objektifini Karadeniz'in doğa harikası Artvin'in Şavşat ilçesinde odakladı ve ortaya çıkan renklerle sonbaharı uğurladı
Uzun zamandır ülkenin en doğusunda bulunan, en güzel doğasına sahip Artvin’in Şavşat ilçesini merak ediyordum.
Sonbaharın en güzel renklerini, en güzel doğal güzelliğine sahip bu bölgede görmek istiyordum.
Aslında Artvin’de yaşayan Prof. Aydın Tüfekçioğlu ve doğa fotoğrafçısı Ali Kemal Atik, paylaştıkları görsellerle beni buna teşvik ettiler.
Ben de sonbaharın son güzel renklerini, son ışığını, bu güzel beldede fotoğraflamak için geldim Şavşat’a.
Bu muhteşem görsel şölenin fotoğraflarını çekerken, Ali Kemal Atik ve yine harika doğa görselleri çeken, Şavşatlı Çağrı Özbek eşlik etti bana. Aydın Hoca da görülmesi gereken yerlere yönlendirdi…
Geçen yıl sonbaharı uğurlamak için yine yollara düşmüştüm. Sapanca, Bolu, Yenice Ormanları ve Kastamonu’ya giderek uğurlamıştım sonbaharı.
Şimdi ülkenin en uzak köşesinde, çok fazla kimsenin uğramadığı, bozulmamış ve en doğal haliyle güzelliğini koruyan Şavşat’ta uğurluyorum sonbaharı…
Dağlarına kar yağmış. Muhteşem bir tablonun en üst kısmında bu ulu beyaz dağlar duruyor.
Yüksekte, kar ve yağmur alan yerlerde ağaçlar artık yapraklarını toprağa bırakmış.
Dağların hemen önünde, yaylalardaki ağaçlarda ise yeşilin, sarının, turuncunun, kırmızının, kahverenginin en güzel tonlarıyla, kavak, çınar, kayın ve diğer ağaçlar dizilmiş.
Böylece doğa en güzel renkleri kullanarak muhteşem bir tablo hazırlamış bize.
Sonbahara vedaya ve kışa merhaba demeye hazırlanıyor bu tabloyla.
Seyrine doyamazsınız…
Tertemiz hava, tatlı bir soğuk, parçalı bulutların arasından görünen güneş, huzur ve sükunetin nasıl bir şey olduğunu gösteriyor bize.
Şavşat’ın her yanı bu huzurun, sükunetin ve doğallığın örnekleriyle dolu.
Peribacaları, Karagöl, Yavuz Köy, Düzenli Köy, Kocabey Köyü, Papart Vadisi, Aşağı/Yukarı Koyunlu Köyü, Balıklı Göl, Pınarlı Köyü…
Nereye gitseniz yeşil, ne yana baksanız ulu ağaçlar, dereler, göller, çayırlar…
İnekler, koyun sürüleri bu eşsiz manzaraların tamamlayıcı güzellikleri…
Aslında çok fazla söze gerek yok.
Fotoğraflarla sizi baş başa bırakmak daha iyi olacak sanırım.
Zira bu güzellikleri gören herkesin zihninde başka bir yazı oluşur.
Şunu eklemeden edemeyeceğim. Türkiye’nin en güzel doğasına sahip Artvin’in ve Şavşat’ın, dünyanın her yanından doğa severlerini, fotoğraf sanatçılarını, sinemacılarını, gezginlerini ve yürüyüşçülerini çekecek potansiyeli var.
Ancak yeterince proje geliştirilmiyor, tanıtılmıyor ve yatırım almıyor.
Böylesi daha mı iyi diye düşünmüyor değilim.
Zira Trabzon ve Rize’nin turist akınıyla nasıl bozulduğunu gördükten sonra, acaba kimse burayı keşfetmese daha mı iyi olur diye düşünmedim değil.
Lakin katma değeri yüksek turizm planlaması yapılırsa, doğa sıkı sıkıya korunursa neden bozulsun ki?