Evini kendi yenileyenler, işi tamirat ve tadilat yapmak olanlar, uygunsuz kentsel dönüşüm yapanlar! Asbest riskine dikkat!
Asbest sadece deprem sonrası yıkık atıklarının kaldırılmasında risk oluşturan bir konu değil. Eski binanızı kendiniz tamir etmeye kalkışırsanız veya işiniz tamirat ve tadilat olup önlem almadan çalışırsanız da bu riski yaşayabilirsiniz. Uzmanlar, "Eski binalarda yıkım, tamirat ve tadilat işlemleri yapılmadan önce asbest riskinin değerlendirilmesi ve risk halinde özel söküm uzmanlarının alacağı önlemler eşliğinde çalışılması gerek" diyerek uyarıyor. Bunun yapılmaması halinde ise kansere davetiye çıkarılmış oluyor. Habertürk Sağlık Yazarı Ceyda Erenoğlu yazdı
Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre halk sağlığı açısından endişe yaratan 10 kimyasaldan biri de asbest”.
Asbest insan sağlığı açısından en tehlikeli maddelerden biri olarak değerlendiriliyor. Son zamanlarda deprem lif halinde bulunan bu mineral, yapısı nedeniyle yalıtım ve izolasyon malzemesi olarak kullanılıyor. Bu maddenin Türkiye için, kentsel dönüşüm, deprem, gemi sökümü işleri, binaların bakım ve onarımı ve kırsal alanda beyaz toprak olarak bilinen asbestli toprağın evlerde bir dönem badana malzemesi olarak kullanılması nedeniyle her zaman gündemde olması gereken bir halk sağlığı konusu olduğuna dikkat çekiliyor.
20. yüzyılda yaygın olarak kullanılan asbestin olumsuz sağlık etkilerinin ortaya çıkmasıyla birlikte birçok ülkede yasaklandığı belirtiliyor. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, “Enkazlarda ve hasarlı binalarda asbest bulunması bu zararlı maddenin çevreye yayılabileceği anlamına gelir. 1995 yılında Japonya’da yaşanan ve 6 binden fazla insanın ölümüne yol açan Kobe depremi sonrasında bazı raporlara göre bölgedeki binalardan çevreye 26,4 kg asbest yayılmıştı. Bu, maddenin lif yapısında olduğu düşünüldüğünde çok miktarda asbest lifinin havaya karıştığı anlamına gelir. Kobe’de asbest temizleme maliyetleri, toplam yıkım maliyetlerinin % 68-94'ünü oluşturmuştu” diyor ve devam ediyor;
TÜRKİYE’DE 2010 YILINDAN BERİ YASAK AMA…
“Ülkemizde asbest kullanımı 1993 yılından bu yana kısıtlanmaya başladı ve 2010 yılında yasaklandı. Ayrıca asbest bulunan bina ve malzemelerin yıkım, bakım, tamir gibi işlemlerinde çalışanların alması gereken önlemlerle ilgili ‘Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik’ çıkarılıp ‘asbest söküm uzmanı’ eğitimi getirildi.
Son olarak mevzuatımıza göre yıkıntı atıkları içindeki asbest, boya, florasan, civa, asit ve benzeri tehlikeli atıkların diğer atıklardan ayrı olarak toplanması gerektiğini belirtelim. Doğal afetlerde oluşacak atıkların yönetimi mülki amirin sorumluluğunda olup bunun için bir kriz merkezi oluşturulması ve olası doğal afetlere karşı önceden atık yönetim planları yapılması gerekiyor. Bu kriz merkezi, afet sonrası oluşabilecek atık miktarı ile bunların kaldırılması ve taşınması için gerekli araç-gereç ve ekipmanı belirlemek ve kullanımıyla ilgili koordinasyonu sağlamakla da görevlendirilmiştir. Bu çerçeve bize afete hazırlık döneminin önemini bir kez daha göstermektedir.”
VÜCUDA NASIL GİRİYOR?
Peki asbest vücuda nasıl giriyor ve sağlığa hangi yollarla zarar veriyor? Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz bu maddenin vücuda solunum ya da ağız (sindirim) yoluyla girdiğini, solunum yoluyla girmesinin çok daha tehlikeli olup akciğer ve plevra (Göğüs boşluğunu saran zar) kanserine yol açabileceğini söylüyor. Yavuz’a göre sürmekte olan bazı çalışmalar asbestin gırtlak kanseri ile kadınlarda yumurtalık kanserine de neden olabileceğini gösteriyor. İsveç’te inşaat sektöründe yapılan uzun dönemli bir çalışmada su tesisatı, elektrik ve duvar ustalarında göğüs boşluğunu saran zar kanserleri (mezotelyoma) daha fazla gözleniyor. Bu açıdan eski binaların tamirat ve tadilat işlerinde hem bu işleri yapanlar hem de bu işlerin yapıldığı evlerde yaşayanlar risk altında bulunuyor.
ESKİ BİNALARIN YIKIM VE TADİLATINA DİKKAT!
Asbest inşaat sektöründe yaygın olarak kullanılıyor. Bu nedenle deprem sonrası yıkık atıklarının kaldırılma çalışmaları dışında eski binaların yıkımı ya da tadilat ve tamiratı çalışmaları da asbest açısından risk oluşturabiliyor. Bu riskin bu iş kollarında çalışanlar için daha yüksek olduğu, asbestin çevreye yayılmasının ise o bölgede yaşayanlar açısından tehlike oluşturabileceği belirtiliyor. Asbest, binalarda çatı kaplamalarında asbestli çimento olarak, kazan ve borularda kaplama malzemesi olarak, bazı yerlerde ise yangın önleyici malzeme olarak kullanılıyor. Bu nedenle eski binalarda yıkım, tamirat ve tadilat işlemleri yapılmadan önce asbest riskinin değerlendirilmesi ve risk bulunursa özel söküm uzmanlarının alacağı özel önlemlerle işlem yapılması gerekiyor.
EVİNİZİ KENDİNİZ YENİLİYORSANIZ
Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, “Avustralya’da 3 bin 612 kişide yapılan bir anket çalışmasına göre evini kendi yenileyen 858 kişiden 527’si asbeste maruz kaldığını ifade etmiştir. Dolayısıyla eski binalarda tamirat ve tadilat gibi işlerde de asbest riski olduğunu unutmamak gerekir. Bu tamirat ve tadilatları kendiniz yapmaya kalktığınızda risk alabilirsiniz. Ayrıca işi tamirat ve tadilat yapmak olanlar önce binanın ilgili bölümlerinde asbest olup olmadığını değerlendirmeli ve bu işlemleri ondan sonra yapmalılar. Eğer asbest varsa çok özel önlemler almaları gerekir” diyor.