Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Mozilla/5.0 AppleWebKit/537.36 (KHTML, like Gecko; compatible; ClaudeBot/1.0; +claudebot@anthropic.com)
        Haberler Dünya Filistin’in Zorunlu Göç Stratejisi ve Bölgesel Hesaplar | Dış Haberler

        Sömürgeci mantık çerçevesinde ulusal sınırlar, bölgesel çıkar hesaplarına göre değiştirilebilen hareketli çizgilere dönüşebilir. Bu değişimler, genellikle yerli halkların zorla göç ettirilmesiyle, onların kendi kaderlerini tayin hakkının gasp edilmesiyle sonuçlanır. Tarih boyunca bu yöntem, büyük güçler tarafından bölgesel çıkarlarını korumak için kullanılmıştır.

        Günümüzde ABD, Ortadoğu’yu “Yeni Ortadoğu” konsepti çerçevesinde yeniden şekillendirmeye çalışırken, Filistin meselesi bu dönüşümün merkezinde yer almaktadır. Özellikle Gazze’de ateşkes sonrası planlanan senaryolar, Filistinlilerin zorla göç ettirilmesini temel bir stratejik hedef olarak benimsemektedir.

        REKLAM

        ABD ve İsrail’in genişleme politikası

        ABD ve İsrail’in Filistin topraklarındaki genişleme politikası, askeri güç kullanımıyla sınırları değiştirme ve yerli halkları tahliye etme stratejisine dayanıyor. Bu politika, sadece askeri yollarla değil, aynı zamanda diplomatik ve ekonomik baskılarla da destekleniyor. Donald Trump yönetimi, Filistin davasını tasfiye etmeye yönelik bir strateji benimseyerek, İsrail’in işgal projelerini hızlandıran aktif bir araç haline geldi.

        Bu süreç, İsrail’in Filistinlilere karşı güç kullanımını teşvik etmeyi, Batı Şeria’daki askeri saldırıları göz ardı etmeyi ve Filistinlilerin zorunlu göçünü desteklemeyi içeriyor. Trump yönetimi, İsrail’in Batı Şeria’daki yerleşim projelerini genişletmesine olanak tanımanın yanı sıra, Filistinlilere karşı suç işleyen yerleşimcilere yönelik yaptırımları da kaldırarak onları daha da cesaretlendirdi. Sonuç olarak, İsrail’in Batı Şeria’daki varlığı güçlendirilirken, Filistin yönetimi zayıflatılıyor ve etrafı çevriliyor.

        Gazze’nin boşaltılması ve ABD’nin uzun vadeli planı

        Ateşkes sonrası oluşan yeni dengeler, Gazze’deki Filistinlilerin zorla göç ettirilmesi için uygun bir siyasi ve uluslararası atmosferin yaratılması sürecini hızlandırıyor. ABD ve İsrail’in Gazze’ye yönelik planları birkaç aşamadan oluşuyor:

        REKLAM

        1. Gazze’nin yeniden inşası şartlı hâle getirilecek

        • İsrail, “şartlı barış” politikalarıyla, Filistinlilerin topraklarını terk etmeye zorlanmasını sağlamak için Gazze’yi yaşanmaz hale getirmeye çalışıyor.

        • Gazze’nin yeniden inşası, ancak Filistinlilerin göç etmesi ve bölgenin “temizlenmesi” halinde gerçekleşecek.

        2. Filistinlilerin Komşu Ülkelere Göç Ettirilmesi İçin Baskı Artırılacak

        • Mısır ve Ürdün’e, Gazze’den kaçan Filistinlileri kabul etmeleri yönünde baskı yapılıyor. • Gazze’deki yaşam koşulları kasıtlı olarak kötüleştirilerek, Filistinlilerin “gönüllü” olarak göç etmeleri teşvik ediliyor.

        3. ABD’nin Gazze’deki varlığını artırma planı

        • ABD, Gazze’de özel güvenlik şirketlerini devreye sokarak sınır kontrollerini ve güvenliği yönetmeyi planlıyor.

        • Amerikan askerlerinin ve güvenlik görevlilerinin varlığı, ilerleyen dönemde kalıcı hale getirilebilir.

        Bu süreçte, Refah Sınır Kapısı’nın Avrupa Birliği güvenlik güçleri tarafından kontrol edilmesi, Gazze’de yeni bir güç dengesinin oluşturulması için kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.

        REKLAM

        Hedef, Hamas’ın yönetimden tamamen dışlanması ve İsrail’in bölgedeki hâkimiyetinin daha da güçlendirilmesi.

        Filistin davasının geleceği ve Arap Dünyasının tavrı

        ABD’nin Gazze planına Arap dünyasından gelen tepkiler ise büyük ölçüde yetersiz kalıyor. Bölgedeki Arap devletleri, Filistin meselesini ya İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olarak görüyor ya da Filistin’i yalnızca ulusal güvenlik açısından bir tehdit olarak ele alıyor.

        ABD yönetimi, İsrail’in güvenliğini sağlamak adına Filistin davasını tasfiye etmeye yönelik stratejik adımlar atarken, Arap dünyası ortak bir politika geliştiremiyor. Mısır ve Ürdün gibi ülkeler, ABD’nin baskısıyla Filistinlileri ülkelerine kabul etmeye zorlanıyor.

        Sonuç olarak, Filistin’in geleceği, uluslararası pazarlıkların ve sömürgeci politikaların bir parçası haline gelmiştir. ABD’nin Filistin halkını zorla göç ettirme politikası, yalnızca İsrail’in işgal planlarını ilerletmekle kalmıyor, aynı zamanda Filistin halkının temel haklarını ve uluslararası hukuku açıkça ihlal ediyor.

        Ancak Filistin halkının iradesi ve mücadelesi, bu sömürgeci politikaların karşısında en büyük engel olarak duruyor. Gazze’nin kuzeyinde evleri yıkılan insanlar, kilometrelerce yürüyerek yıkıntılar arasındaki topraklarına geri dönüyor. Bu tarihin en büyük direniş yürüyüşlerinden biri, Filistin halkının vatanlarına olan bağlılığının ve işgalin baskılarına karşı dirençlerinin en somut göstergelerinden biridir.

        Filistin meselesi, yalnızca bir siyasi kriz değil, aynı zamanda bir direniş hikayesidir.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.
        Bu çeviride Google Translete kullanılmıştır. Anlam ve çeviri hatalarından haberturk.com sorumlu değildir.