İşte vajinitin nedenleri!
Dikkat...
Habertürk
Giriş: 23 Ağustos 2015 - 10:39 Güncelleme: 29 Haziran 2016 - 11:40
Vajinal ıslaklığı, dokuyu sağlıklı tutarak, olası enfeksiyonlara ve bulaşıcı hastalıklara karşı kalkan görevi görür. Ancak bazı durumlarda bu ıslaklık azalabilir ve vajinada kuruluk meydana gelebilir. Peki, olumsuz durumun başlıca nedenleri nelerdir?
Vajinal kuruluk, genellikle menopoz sonrasında östrojen hormonunun azlığı ile ortaya çıkar. Ancak bunun dışında daha genç yaşlarda da bu probleme neden olan etkenler olabiliyor. İşte vajinal kuruluğa yol açan o sebepler:
1- Stres: Birçok sağlık sorununa neden olan stres, maalesef vajinal kuruluğa da yol açıyor. Baskı altında hissetmek ya da endişeli olmak libidoda düşüşe ve vajinada kuruluğa neden oluyor.
2- Kullanılan ilaçlar: Özellikle alerji tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar, tıpkı burundaki mukozayı etkilediği gibi vajinada da kuruluğa yol açıyor. Fakat ilaçların bu etkisi her kadında aynı olmayabilir.
3- Doğum kontrol hapları: Bu ilaçların yan etkisi olarak vajinal ıslaklık azalabilir ve bu durum birkaç ay devam edebilir. Bu tarz bir sorunla karşılaşırsanız doktorunuz gözetiminde ilaçlarınızda değişiklik yapabilirsiniz.
4- Ön sevişme eksikliği: Kadınların penetrasyona hazır olabilmeleri için ön sevişmede uyarılmaları gerekir. Ön sevişmenin yokluğu, vajinal kuruluk sebebi...
5- Yeni doğum yapmış olmak: Doğum yapmak ve emzirmek vücutta birçok değişikliğe yol açar. Bu değişimlerden biri de östrojen hormonunda düşütür. Östrojenin azalması da vajinada kuruluk nedenidir... Women's Health
İşte vajinitin sebepleriKadınlarda bir sağlık sorunu olan vajinitin (vajinada akıntı) birçok nedeni bulunuyor. İşte detaylar...
* Genital bölgenin sürekli nemli ve terli olması
* Antibiyotik kullanımı
* Diabet (şeker hastalığı)
* Şişmanlık
* Vajinayı yıkamak (vajinal duş)
* Hamilelik
* Doğum kontrol hapları
* Steroid ilaç kullanımı
* AIDS gibi immun sistemi baskılayan hastalıklar...
* Dar ve pamuklu olmayan tayt, pantolon, iç çamaşırı giymek.
* Vajina bölgesine parfüm vb. kullanmak.
* Duş yaptıktan sonra vajina bölgesinin iyi bir şekilde kurulanmaması.
* Tuvalet temizliğinin yanlış yapılması. (Önden arkaya doğru yapılmalı)
* Tampon kullanırken düzenli bir şekilde tamponun değiştirilmemesi.
Özellikle genç ve orta yaşlı kadınlarda daha sık görülen ve önemsenmesi gereken kronik sistit problemini Üroloji Uzmanı Op. Dr. Basri Çakıroğlu ile konuştuk…
Kadınların yaklaşık yüzde 20'si yaşamı boyunca en az bir kez sistit problemi yaşıyor. Klasik olarak idrarda yanma, sık idrara gitme, sürekli idrar hissi ve kasıklarda ağrı ile kendini belli eder.
Ancak bilinçsizce antibiyotik kullanımı, üroloji uzmanı yerine ilgisiz bir branş doktoruna gitmek, genellikle bir bakterinin neden olduğu bu hastalık erken dönemde basit bir antibiyotik tedavisi ile düzeliyor.
Sistit hastalığı kronikleştiğinde hasta bu hastalıkla yaşamayı öğrenmek zorunda kalabilir. Çünkü ömür boyu tekrarlayan sistit atakları yaşayacaktır. Bu nedenle her sistiti basit bir mikrobik olay ya da üşütme gibi düşünmemek gerekir.
Pek çok hasta bu şikayetleri önemsemez ya da birkaç ilaç ile geçirmeye çalışır. Ancak sonrasında bu problemin başka bir hastalık olduğu ortaya çıkar. Artık çok geçtir.
Bu hastalıklar içinde en ciddi olanı idrar kesesinin kanseridir. İdrar kesesinin kanseri bazen sistiti taklit eder ve bu hastalar aylar, hatta yıllarca antibiyotik kullanıp hastalığı geçirmeye çalışırlar.
Ayrıca bazı sistit çeşitleri vardır ki bunların mikroplarla yakın uzak bir ilgisi yoktur ve tedavisinde de antibiyotiklerin yeri yoktur.
Sistit kronikleştiğinde hasta evden çıkamaz, pazara alışverişe gidemez, arkadaşlarıyla sinemaya gittiğinde çıkışa en yakın koltukta oturur, çalışan kişi toplantısını yarım bırakır, denize havuza sadece uzaktan bakar.
Bir üroloji uzmanı tarafından görülmeyip tedavi edilmediği için cinsel hayatı da olumsuz etkilenerek boşanan pek çok çift vardır.
Hatta bazen hastalık öylesine kronikleşir ki hiçbir tedaviye yanıt vermez ve hastanın idrar torbası alınmak zorunda kalabilir.
Bu nedenle sistit söz konusu olduğunda mutlaka bir üroloji uzmanına başvurularak gerekli muayene ve tetkikler yapılarak tedavi planlanmalıdır'
