Yıldızı çabuk sönenler
HTSPOR.COM | Alper ÖCAL

ADRIANO Bir nesilin vazgeçilmeziydi. Vurduğunda top patlayacak gibi olurdu ama Parma ve Inter'de geçirdiği 2-3 sezonun ardından uyuşturucu ve alemlere akınca kendisi patladı. Kiloları bir ara kadraja sığmadı. Yine de 2002-2005 arasındaki 83 maçta attığı 48 gollük sezon unutulmaz. Fenerbahçe taraftarı onu çok beklese de 2009'da Flamengo'yu 19 sene sonra ölüsü şampiyonluğa taşıdı.

AFONSO ALVES Sıcacık Brezilya'da bile yeterince beğenilmediği için top oynamak için mecburen buzlar diyarına gidenlerden. İsveç'te parlayanın yolu önce Hollanda'ya düşer. Alves'i orda da devler almadı, sevgililer günü pakedini andıran formasıyla mütevazi Heerenveen aldı. 1,5 sezonda 45 gol atınca Premier Lig yolu göründü. Middlesborough'nun harcadığı en kötü 20 milyon € olarak tarihe geçti. Katar'da emekli oldu.

ANDRE SANTOS Hakkındaki çoğunuzun bilmediği bir şey var. Ülkesinde oynarken Roberto Carlos milli takımı bıraktığında bir sene boyunca basın üzerinden Dunga'ya kendisini kadroya alması için yalvarmıştı. Esaretin Bedeli filmindeki Andy Dufresne hükümete kütüphane için o kadar mektup yazmamıştır. Corinthians'a transfer olunca istediği oldu. 2009 Konfederasyonlar Kupası'nda parladı, Fenerbahçe'ye geldi. İstanbul'daki 1.5 sezonu onu Arsenal'e götürdü. Kadife bilekleri orada iş yapmadı. Şimdi adı bilinmeyen takımlarda oynuyor.

ANDROS TOWNSEND - Yeni yetme yıllarında soyadının hakkını verdi. İngiltere'nin kasaba takımlarında tur atarak pişti. Bale gidince Tottenham'da önü açıldı. Zıpkın gibiydi. Çok iyi bir sezonun ardından sırra kadem bastı. Hala Londra'da, yaşı 24 ama isminden geriye önce bahis skandalı yüzünden aldığı ceza, sonrasında da kız arkadaşı ve Football Manager arasındaki komik diyalog kaldı.

ANDY CARROLLAltyapısından yetiştiği Newcastle'ı önce ikinci ligden Premier Lig'e çıkardı. Orada da muhteşem başladı. 1.5 sezonda 28 gol atınca Liverpool'a gitti. Kırmızılar aynı akşam Torres'ten gelen 50 milyonun 30'unu Carroll'a saydı. Aradan 6 sene geçti, attığı toplam lig golü hâlâ 28 olamadı. Ne Torres, ne Carroll, ne Liverpool mutlu oldu.

ASPRILLA ismini söylemesi en güzel futbolculardandı. Işınlanır gibi koşuyordu. Yetişmek mümkün değildi. Golleri de jeneriklikti ama az atıyordu. Hep birilerinin yancısı oldu. Parma'da Zola'nın, Newcastle'da Les Ferdinand'ın. Alan Shearer geldiğinde artık yedekti. İngiltere'deki kar fırtınasının ortasına kürk mantosuyla indiği an ve Parma'daki 1992-93 ve 93-94 sezonlarıyla hatırlanacak.

AUGUSTINE AHINFUL İsmini belki arşivciler hatırlar, bir de Wesley Snipes sevenler. 2001-02 sezonunda Ankaragücü formasıyla 19 gol atarak Arif ve İlhan'ın arkasında bronz tacı takmıştı. Beşiktaş ve Galatasaray'ı deviren, Fenerbahçe'yi de yıkan asistler ondan gelmişti. 3-0'dan 4-3'e gelen Gençlerbirliği derbisinde efsaneydi. Cemal Aydın sezon sonunda Fenerbahçe'den Oktay, Yusuf ve 1 milyon dolar isteyince Trabzonspor'a gitti. Karadeniz'de 1 gol atabildi. Kerametin onda değil Ankaragücü hocası Ersun Yanal'da olduğunu anlamamız uzun sürmedi.

BALTAZAR Bir futbolcuya verilebilecek en kötü isim olabilir. Neyse ki Türkiye'de değil Brezilya ve İspanya'da oynuyordu. Ülkesinde ortalama bir golcüydü. Celta Vigo ile ikinci ligde 34 gol atınca savurgan başkan Jesus Gil onu Atletico Madrid'e aldı. Arkasına da Futre'yi koyunca coştu. İki sezonda 53 gol attı, gol kralı oldu. 30 yaşındaydı. Sonra bir daha görünmedi. Emekliye ayrıldıktan sonra ülkesinde papazlığa başladı.

BENJANI MWARUWARI - Tekerleme gibi isim, spikerlerin kâbusu. Fransa'dan İngiltere'ye gelen Zimbabweli ilk sezonunda Portsmouth'da gol atmak için 14 maç beklemişti. Bir maçta penaltı kaçırınca Redknapp tarafından bir daha penaltı attırılmadı. Portsmouth formasıyla attığı ilk golü takımı kümede tuttu ve çok sevildi. 2007-08 sezonunda 30'undayken 15 golle kariyerinin zirvesini yaşadı. Manchester City'ye gitti ve yine eskiye döndü.

ANELKAİsmi bu liste için aslında biraz fazla gelebilir. Onun yıldızı hep parladı ama kesik kesik. Arsenal'de 18 yaşındayken bir sezonda 17 lig golü attı. Sonra 4 sene Real Madrid, PSG ve Liverpool'u gezdi, toplamda 16'yı zor buldu. Yine de eski günlerini arayan City onu kulüp rekorunu kırarak transfer etti. 2.5 sezonda 37 gol attı. Arsenal, Manchester ve Liverpool'u avladı. Mourinho'ya o kadar da özel olmadığını ve Chelsea'nin yenilebileceğini ilk o gösterdi. Kadıköy'de birkaç güzel anı bıraktı ama bir türlü patlayamadı. Genelde havuzdaydı. Bolton'da kıpırdadı, Chelsea'de bir kez daha potansiyeline ulaşıp kral oldu. Aradan 4 sene geçmişti. Şubat gibiydi. Villas Boas ile girdiği park alanı polemiğinden sonra ayrılmak istedi. Şimdi Hindistan'da her şey onun.

MAROUANE CHAMAKH - Gençliğinde Weah benzetmeleri vardı. Karakteri güçlüydü. ailesi göçmen olmasına rağmen eğitimliydi. Finans diploması vardı. Bordeaux forması giyerken sayılacak kadar gol de atıyordu. Arsenal'e geldi ve bir daha iflah olmadı.

DANIEL GÜİZA Ülkesinde asansör takımların vasat golcüsüydü. Mallorca'da Arango ile bir sezon geçirince 27 golle kral oldu, ok attı. Fenerbahçe'de gerçeklerle tanıştı. Gollerinden çok draması ve eşi Nuria Bermudez ile yaşadıkları manşet oldu.

DAVID GINOLA Jön gibi futbolcuydu. Sahada her türlü dikkat çekmeyi başarırdı. PSG ile 93-94 sezonunda olağanüstüydü. Kulübü 8 sene sonra şampiyonluğa taşırken kendisi de yılın oyuncusu seçildi. Bir sezon daha kalıp İngiltere'ye geldi ama 7 sezonluk Premier Lig kariyerinde sadece 98-99 sezonunda kalitesinin hakkını verebildi.

DEIVID DE SOUZA Ülkesindeki Santos kariyeri dışında Avrupa'da hep silikti. Fenerbahçe'ye geldiğinde kimse tanımıyordu. 1 sene boyunca yine tanınmaz hâldeydi ama ertesi sezon bilhassa Şampiyonlar Ligi'ndeki performansı ve ligdeki kritik golleriyle büük maçlara damga vurdu. Sonrası yine kayıp.

DENILSON Çok jenerik verdi ama az fubol oynadı. Kazandıklarıyla Amerika, Vietnam, Yunanistan, Avrupa gezdi. Real Betis dönemin en büyük potunu masaya sürdüğüne hâlâ pişman.

DIOMANSY KAMARA Vasat takımların kötü golcüsüydü. 2005-6 sezonunda West Bromwich ile Championship'e düştükten sonra bir haller oldu. Ertesi sezon 20 gol attı, takımına Dünya'nın en pahalı maçını kazandırırken yeniden zirve lige taşıdı ve yılın oyuncusu seçildi. Fulham'a gittikten sonra ise yine eskiye döndü. Eskişehir'i de şöyle bir turladı.

DJIBRIL CISSE Üç sezon Auxerre ile harikalar yarattı. İki kez gol kralı oldu ve Liverpool'un yolunu tuttu. Tibia ve fibula kemiklerini aynı anda kırmasaydı bugün hakkında başka satırlar yazılabilirdi. Blackburn maçındaki o an kaderini değiştirdi. Asla eskisi gibi olamadı. Sık sakatlandı, sakatlandıkça hırçınlaştı. Marsilya'da ara sıra yeniden parladı. Panathinaikos sayılmaz.

EMILE MPENZA Ve kardeşi bir dönem Belçika'nın önemli yetenekleriydi. 90'lar kardeş futbolcu modasından geçilmeyen yıllardı. Mbo ile ayrı takımlara düştüklerinde büyüleri de bozuldu. Emile yeniden Standard Liege'e dönüp 21 gol atarak bir sene daha parlasa da yine Bundesliga'yı tercih edince toparlayamadı.

FERNANDO CAVENAGHI Daha Avrupalı teknik direktörler tarafından keşfedilmeden menajerlik oyunu tutkunlarının gözdesiydi ama River Plate ile 3 sezonda 80 gol attıktan sonra adresi Spartak Moskova değirmeni olmamalıydı. Bordeaux'da kıpırdanır gibi oldu ama 10 sene sonra yeniden River formasına kavuşana kadar eskisi gibi olamadı.

ROBERTO FIRMINO Henüz bu liste erken diyebilirsiniz ama Brezilya'nın vasat altı takımı Figueirense'de yetişip, orta klasman bir Bundesliga takımı olan Hoffenheim'da çıkış bulan bir oyuncunun 30 milyon sterlinlik bonservisle İngiliz devi Liverpool'da tutunma ihtimali çok düşük.

MIKAEL FORSSELL 'Yeni Litmanen' diyen olmadı ama Chelsea'nin müthiş yeteneği diye bahsediliyordu. Bir sezon Birmingham ile kalitesini gösterdi. Sonrası hicran.

FRED Her Avrupa takımına bela olan Lyon'un yıldız adayıydı. İlk sezonunda iyiydi ama sakatlıklardan kurtulamadı. Her sezon grafiği aşağıya indi. 2011 ve 2012'de Fluminense'de yeniden kral olup milli takıma kadar yükseldi. 2014 ile anılacak olması yazık.

FREDERIC NEE Ancak hastalık düzeyinde futbolla ilgilenenler hatırlayabilir. 2000-01 sezonunda Bastia ile 16 gol atarak Sonny Anderson ve Pauleta gibi iki golcünün ardından kürsüye çıkmıştı. Sezon sonunda Lyon aldı. Gidiş o gidiş.

ANDRE PIERRE GIGNAC Ligde Toulouse formasıyla 24 gol atarak yılın oyuncusu ve kral olduğu sezondan sonra İngiltere'ye transferine izin verilmeyince çöktü. Marsilya'da geçen sezon Bielsa ile canlansa da en güzel yılları geride kaldı. Meksika'da keyfine bakıyor zaten

STAN COLLYMORESadece sensible yıllarının değil bir dönem sahaların da efsanesiydi. Brian Clough tedrisatından geçip Liverpool'da iki sezon kuğu gibi süzüldü. Fowler ile korkutucu bir ikili oldular ama sonrası gelmedi. Onu değil Andy Cole'u alan Alex Ferguson haklı çıktı. Şu aralar ekranda çok klas yorumlar yapıyor.
REKLAM advertisement1