Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Mozilla/5.0 AppleWebKit/537.36 (KHTML, like Gecko; compatible; ClaudeBot/1.0; +claudebot@anthropic.com)
        Haberler Gündem Genetik kodlarımız hayattaki seçimlerimizi nasıl etkiliyor? Yeteneklerimiz, yaşadığımız aşklar ve hobilerimizin kaynağı genlerimizde!
        1

        Günlük hayatımızın birçok rutini kısmen genomumuz tarafından yönlendiriliyor. Basit bir örnek vermek gerekirse, tat alıcılarımızdaki ince genetik ayarlar, içecek tercihimize yardımcı oluyor. Kahve severlerin kafeinin acılığına karşı daha az hassas oldukları, çay meraklılarının ise diğer acı kimyasal türlerini o kadar güçlü algılamadıkları çalışmalar ile tespit edildi.

        2

        "EĞER SİZDE BU GEN VARSA BULMACA ÇÖZMEYİ SEVDİĞİNİZİ BİLİYORUZ"

        Genetik, her türlü farklı faaliyete yönelik eğilimlerimiz veya isteksizliklerimiz konusunda da rol oynuyor. Genlerimiz egzersiz yapmaktan ne kadar hoşlandığımızı, koşu gibi daha yalnız fiziksel aktivite biçimlerini mi yoksa takım sporlarını mı tercih ettiğimizi yönetiyor. Bunlarla beraber DNA'mız bizi daha spesifik boş zaman uğraşlarına da yönlendirebiliyor.

        On beş yıl önce, 2 bin İngiliz yetişkinle yapılan bir anket ilk kez hobi geni diye bir kavramı öne sürdü. Bir kişinin soy ağacına ve atalarının tercih ettiği uğraşlara bakmak, belirli faaliyet türlerine karşı güçlü bir eğilim olduğunu gösteriyordu. Ankete katılanlar aslında uzun bir bahçıvan, pul koleksiyoncusu veya pastacı soyundan geldiklerini keşfettiklerinde şaşırmıştı.

        Anketten sonraki 15 yıl içinde içinde dünya çapında pek çok kişi, ebeveynlerinin ya da atalarının sevdiği bir uğraşın yetişkinlikte birdenbire açıklanamaz bir çekiciliğe sahip olduğunu fark ettikten sonra bu çalışmaya başvurdu. Kanada, Ottawa’dan bir sigorta çalışanı olan Michael Woronko bir Medium blogunda şunları yazdı: "Çocukken annem beni arboretuma götürdüğünde bile bahçeciliğe hiç ilgi göstermemiştim ama bir yetişkin olarak içimde, derinlerde bir şey öne çıktı ve ben de onunla birlikte hareket ettim."

        Büyük genom dizileme çalışmaları artık bunun nedenini açıklamaya başlıyor. İzlandalı bir bilim insanı olan Kari Stefansson, bulmacalara olan ilgiyi belirleyen belirli bir gen varyantını bile bulduklarını anlatıyor. "Eğer bu gen sizde varsa, bulmaca çözmeyi seveceğinizi biliyoruz ancak bu genin bulmacalarda başarılı olup olmamanız üzerinde hiçbir etkisi yok" diye açıklıyor. Bu durum, genlerimizin hayatta izlediğimiz yolu nasıl belirlediği gibi karmaşık bir konuda da geçerli.

        3

        YETENEK GENLERİ

        Almanya'nın Leipzig kentindeki Max Planck Enstitüsü'nden genetikçiler yakın zamanda beynin sayı temsiliyle ilgili bir bölümünde gri madde gelişimini kontrol eden "ROBO1" adlı bir gen ile bir çocuğun matematik yetenekleri arasında bağlantı kurmaya çalıştı. Ancak şu ana kadar görünen o ki ister sayı hesaplama ister müzik yeteneği ya da atletik hüner olsun, tüm yeteneklerde genetik, denklemin sadece nispeten küçük bir parçasını oluşturuyor.

        Stefansson'un bulmacalarda örneğindeki gibi, genlerimiz belirli faaliyetleri yapmaya yönelik doğal eğilimlerimizi etkiliyor. Bu faaliyetlerdeki başarımızı gerçekten belirleyen şey ise erken yaşta eğitim almak, pratik yapmak ve azimli olmak gibi faktörler.

        4

        "KİŞİLİĞİN ÇOĞU BOYUTU GENETİK BİLEŞENE SAHİP"

        The Child Code kitabının yazarı ve New Jersey'deki Rutgers Üniversitesi’nde psikiyatri profesörü olan Danielle Dick’e göre, ne kadar vicdanlı, uyumlu, fevri, dışa/içe dönük ve yaratıcı olduğumuz gibi kişiliğin çoğu boyutu bir tür genetik bileşene sahip. Dick, "Genlerimiz beynimizin oluşumunu etkiliyor, bu da düşünme ve dünyayla etkileşim kurma biçimimizi şekillendiriyor’" diyor. "Bazı insanların beyni heyecan verici ya da yeni deneyimler aramaya, risk almaya veya kısa vadeli sonuçlara yönelmeye daha yatkın." Tüm bu özelliklerin çeşitli avantajları olduğu gibi dezavantajları var. Stefansson’un çalışması, yaratıcı düşünce genetiğine sahip insanların bir kısmının aslında şizofreni geliştirmeye meyilli olduğunu gösteriyor. Girişimciler, CEO’lar, savaş pilotları ve ekstrem sporcuların hepsi doğal risk alıcı olma eğiliminde. Bununla beraber risk alanların bağımlılık geliştirme olasılığı daha yüksek. Doğal olarak dürtüsel insanlar daha iyi karar alıcılar olabilirken kumar sorunları geliştirme, okulu bırakma veya bir işten kovulma ihtimalleri daha yüksek olabilir.

        Dick'in eş yazarlığını yaptığı yeni bir çalışmada, dürtüsellikle bağlantılı gen varyantlarını belirlemek için yaklaşık 1,5 milyon kişiden elde edilen veriler kullanıldı. Dürtüsel kişilerin çocukken dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) geliştirme veya ergenlik ve yetişkinlikte sigara ve madde kullanma eğiliminde oldukları; ilerleyen yaşlarda ise obezite ve akciğer kanseri gibi ilişkili durumlar geliştirdikleri bulundu.

        5

        ÇEVRE FAKTÖRÜNÜN ÖNEMİ

        Stefansson, beyninde kısıtlamalarla mücadele etmesine neden olan genetik varyantlara sahip kişilerin, fast food restoranlarının yanında çalışıyorlarsa aşırı yemek yeme olasılıklarının daha yüksek olacağını ve sigaraya başlarlarsa bırakmakta normalden fazla zorlanacaklarını söylüyor. Ancak aynı zamanda istikrarlı bir aile yaşamına, uzun ilişki ve arkadaşlıklara sahip olmanın, hatta düzenli egzersiz yapmanın bile bu kişilerin üretken bir yaşam sürmesine yardımcı olabileceğine dair kanıtlar var. Tüm bu bulguların yanı sıra DNA'nın kader olmadığı da aynı derecede açık.

        Kanada'daki McGill Üniversitesi’nde psikiyatri profesörü olan Cecilia Flores, "En yüksek risk altındaki bireyler aynı zamanda sağlıklı bir çevreden en çok yararlananlar" diyor. "Olumlu bir çevre genetik yatkınlığı tamponlayabilir ve hatta tersine çevirebilir."

        Bu sadece kişilik ve bağımlılık davranış kalıpları arasındaki bağlantıyı açıklamaya yardımcı olmuyor. Sosyal bilimciler artık bu tür gen-çevre etkileşimlerini incelemenin, neden bazı insanların uzun süreli ilişkileri sürdürmeye diğerlerinden daha uygun olduğunu açıklamaya yardımcı olduğunu keşfediyor.

        6

        AŞKIN GENETİĞİ

        Bilim insanları genetiğin arkadaş ve hatta romantik partner seçimlerimizi belirlemede bir tür rol oynadığını uzun zamandır biliyor. Her iki durumda da belirli fiziksel özellikleri bize benzeyen insanlarla bağ kurma eğilimindeyiz. Yale'de genetik epidemiolog olan Andrew Dewan, "Genetik olarak bize daha çok benzeyen bireylerle sosyal ilişkiler kurma eğilimindeyiz" diyor. "Bu özellikleri kontrol eden genlerin, kiminle arkadaşlık kurmayı seçtiğimiz üzerinde etkisi olduğunu düşünebiliriz."

        7

        "GENETİK OLARAK BİZE BENZEYEN İNSANLARLA İLİŞKİ KURMA EĞİLİMİNDEYİZ"

        Evlilikteki eşlerden en az birinin oksitosin aktivitesini artıran ve zihni oksitosinin faydalarına daha açık hale getiren belirli bir gen varyantına sahip olması durumunda, bu eşin kaygılı bağlanma olarak bilinen psikolojik semptomları gösterme olasılığının daha düşük olduğu ve çiftin daha mutlu olduğu bulundu.

        Kaygılı bağlanma, yakın aile üyeleri ve önceki partnerlerle yaşanan geçmiş deneyimlerden kaynaklanan özel bir ilişki güvensizliği tarzı. Bu tür ilişkilerde azalan öz değer, yüksek reddedilme hassasiyeti ve onay arayışı davranışları görülüyor. Dewan, "Bu, kalıtsal genetik varyantların ilişkilerdeki mutluluğumuza katkıda bulunabileceğini gösteriyor" diyor. "Genetiğimiz uzun vadeli ilişkiler kurma becerimizi tek başına belirlemiyor. Ancak bizi belirli ilişki biçimlerine itebilecek bir faktör olarak rol oynuyor."

        8

        "HENÜZ YOLUN BAŞINDAYIZ"

        Genlerimizin yaptıklarımızı nasıl belirlediğini ve seçimlerimizde oynadığı rolü anlamanın henüz başındayız. Son yirmi yıldır Stefansson ve diğerleri bu bağlantıların çoğunu yavaş yavaş çözdü, ancak hala cevaplanması gereken birçok temel soru var.

        Stefansson "En büyük sorulardan biri: Bir düşünceyi miras alabilir misiniz?’’ diyor. "Düşünme şekliniz anne ve babanızdan mı geçiyor? Bunu kanıtlamadaki sorunlardan biri, düşüncenin iyi bir tanımına sahip olmamamız. Yine de bir tür olarak düşüncelerimiz ve duygularımız tarafından tanımlandığımızı söyleyebiliriz. Ancak 2023 yılında, bizi tanımlayan bu özelliklerden birini bile tanımlamayı başaramadık."

        Kaynak: BBC

        Haberi Hazırlayan: Tutku Bulut
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.
        Bu çeviride Google Translete kullanılmıştır. Anlam ve çeviri hatalarından haberturk.com sorumlu değildir.