Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İstanbul Akademisyen Pınar Çevikayak Yelmi, İstanbul’un seslerini kayıt altına aldı | Son dakika haberleri

        Aslı Öztürk / HT GAZETE

        Koç Üniversitesi Öğretim Görevlisi Pınar Çevikayak Yelmi son 4 yıldır İstanbul’un çeşitli semtlerinde ses kayıtları yapıyor. Yelmi, bu kayıtlarla semtin kendine özgü işitsel farklılığını ortaya çıkarmaya çalışıyor. Yoğun olarak çalıştığı semtler ise tarihi açıdan önem taşıyan ve ses çeşitliliğinin fazla olduğu Beyoğlu, Eminönü, Karaköy ve Galata... Yelmi’nin bu semtlerde yaptığı ses kayıtlarını analiz ettikten sonra ulaştığı sonuçlar ise bize çok tanıdık gelmesine rağmen günlük hayatın akışı içinde dikkat etmediğimiz ayrıntılar olarak karşımıza çıkıyor. Mesela, Taksim’in en belirgin ve dikkat çeken sesi tramvayınki, Galata’da ise nüfus yoğunluğu insan sesini ön plana çıkarıyor, Karaköy’de ise vapurlar ilk sırayı alırken. Eminönü’ndeki en belirgin ses ise balıkçılarınki. Ancak balıkçı diyince aklınıza tek tip bir ses gelmesin. Yelmi: “Kayıtları yaptıkça ve inceledikçe balıkçıların seslerinin de kendi aralarında üçe ayrıldığını fark ettim. Çünkü konunun öznesi balık olsa da Eminönü’nde balık ekmek satan, denizden balık tutan ve sadece çiğ balık satan balıkçılar var. Bu üç gurubun sesleri de birbirinden ayrı” diyor.

        KOKOREÇ KESİLME SESİ YAYGIN

        Ses kayıtlarına göre kokoreç kesilme ve çay karıştırma sesi şehrin birçok semtinde aynı yoğunlukta duyuluyor. Bu da onları şehrin yaygın sesleri kategorisine sokuyor. Ancak yıllar içinde ses çeşitliliği açısından farklılık gösteren semtler de var. Yelmi, kayıda başladığı 2011’den günümüze İstanbul’un bazı semtlerindeki seslerin değiş tiğini söylüyor. Şehrin ses sembollerinden biri olan simitçi sesi Beyoğlu’nda yok. Belli aralıklarla yapılan kayıtların hiçbirinde oradaki simitçilerin sesi duyulmuyor. Diğer şaşırtıcı değişiklikse Karaköy’de... Yelmi bu değişimi; “Karaköy, sesli ve kalabalık bir yer değildi. Eskiden balıkçıların ve vapurların seslerini kaydederdim. Şimdiki kayıtlara baktığımda çatal bıçak seslerinin ağırlıkta olduğunu gördüm” diye anlatıyor.

        4 AYRI ROTA

        Yelmi, İstanbul’un sesleri ile ilgili daha önce yapılan çalışmaların gürültü kirliliği üzerine olduğunu söylüyor. Bu anlamda bir ilki gerçekleştirmekten dolayı da epey mutlu. Deneyimlerini başkalarıyla paylaşmak, İstanbul’un seslerini keşfetmek ve semt kültürlerini oluşturan en önemli öğelerden biri olan seslere kulak vermek amacıyla da bir atölye çalışması düzenliyor. Soundwalk Atölyesi isimli etkinlik kapsamında 4 ayrı rotadan yola çıkılarak planlanacak olan etkinlikte İstanbul’un tarihi semtlerinde gezilerek İstanbul’da duyulan sesler kayıt altına alınacak.

        En çok duyulan sesler

        421 katılımcının desteğiyle gerçekleştirilen ankette “İstanbul’da en çok duyulan sesler” tespit edildi. Anket sonuçları şöyle:

        * %18 Trafik-Korna

        * %13 Vapur

        * %12 Kalabalık

        * %11 Martılar

        * %9 Sokak satıcıları

        * %8 Ezan

        * %5 Deniz-Dalgalar

        * %3 Dükkânlardan gelen müzik

        * %3 Siren-Anons

        * %3 Nostaljik tramvay

        * %2 Pazarlar

        * %2 Çay-Nargile-Tavla vs

        *%2 Sokak müzisyenleri

        * %2 İnşaat

        * %2 Kilise çanları

        İSTANBUL’UN SES SEMBOLLERİ

        * Taksim tramvayı

        * Eminönü’nde balıkçıların sesleri

        * Vapur düdüğü

        * Ezan sesi

        * Simitçilerin sesi

        KAYBOLMAKTA OLAN SESLER

        * Bozacı sesi

        * Eskici sesi

        * Sütçü sesi

        * Tüpçü sesi

        * PVC kaplamacıların sesi

        * Çocuk sesi

        Ses arşivi ve sergisi açacak

        Pınar Yelmi, 1985’te İstanbul’da doğdu. ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümünden mezun oldu. Ardından Görsel İletişim Tasarımı bölümünde yüksek lisans eğitimi almak için İtalya’nın Milano kentine gitti. Yüksek lisans teziyle ilgili olarak İstanbul’un sesleri konusunda çalışmaya başladı. Sonrasında Koç Üniversitesi Tasarım, Toplum, Teknoloji bölümünde doktora yaparak bu çalışmalarına devam etti. Atölye ve tez çalışmaları sonrasında dijital bir arşiv oluşturmayı ve toplumun bu alandaki farkındalığını artırmak için bir sergi açmayı planlıyor. Yelmi, bu sergide görsel öğeler de kullanacak. Çünkü insanların ilgisini işitsel materyallere çekmenin zor olduğunu ve bu sebeple bazı sesler için tek bir kare bazı sesler içinse daha detaylı ve uzun görsellerden yardım alacağını söylüyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ