Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Yalçın Akdoğan'dan patlamayla ilgili açıklaması

        Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Diyarbakır'daki HDP mitinginde meydana gelen patlamaya ilişkin, "İçişleri Bakanımızla görüştüm, emniyet, olay yeri inceleme, miting dağıldıktan sonra olay yerine gidip inceleme yapıyordu. Bu patlamalar neden kaynaklandı öncelikle bunu doğru tespit etmek, aydınlatmak lazım. Onun üzerine daha kapsamlı değerlendirme yapmak gerekir. Bütün vatandaşlarımıza geçmiş olsun diliyorum. Orada emniyet görevlilerimiz de yaralandı. Bazılarının durumu ağır, diğer vatandaşlarımızdan hayatını kaybeden de var. Onlara Allah'tan rahmet diliyorum" dedi.

        Akdoğan, TRT Haber'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.

        Diyarbakır'da meydana gelen patlamayla ilgili bir soru üzerine Yalçın Akdoğan, seçim ve referandum gibi kritik süreçlerde buna benzer olayların yaşandığını söyledi.

        Olayın en kısa sürede aydınlatılması gerektiğini dile getiren Akdoğan, "İçişleri Bakanımızla görüştüm, emniyet, olay yeri inceleme, miting dağıldıktan sonra olay yerine gidip inceleme yapıyordu. Bu patlamalar neden kaynaklandı öncelikle bunu doğru tespit etmek, aydınlatmak lazım. Onun üzerine daha kapsamlı değerlendirme yapmak gerekir. Bütün vatandaşlarımıza geçmiş olsun diliyorum. Orada emniyet görevlilerimiz de yaralandı. Bazılarının durumu ağır, diğer vatandaşlarımızdan hayatını kaybeden de var. Onlara Allah'tan rahmet diliyorum" ifadelerini kullandı.

        Şiddetten, provokasyondan medet ummayı "alçaklık" olarak niteleyen Başbakan YardımcısıAkdoğan, bu tür olaylardan medet umanların demokrasi ve siyaset kurumunun düşmanı olduğunu kaydetti.

        Akdoğan, böyle durumlarda bir bütün olarak ilkesel tavır takınıp, hedeflenen amacı boşa çıkartmak gerektiğini ifade ederek, "Bu tür provokatif hadiseler bir kaç şeyi amaçlar. Bunlardan bir tanesi, farklı kesimleri karşı karşıya getirmektir. Seçim döneminde olmasının sebebi, seçmen kanaatini etkilemek, maniple etmektir veya bir mağduriyet üretmektir. Provokatif bir hadiseyse bunu boşa çıkarmanın yolu, sağduyu ile hareket etmektir" diye konuştu.

        "AK PARTİ KARŞISINDA BİR İŞBİRLİĞİ VAR"

        Seçime yönelik alınan önlemlerle ilgili soru üzerine Yalçın Akdoğan, Türkiye'de seçimlerin son derece şeffaf bir şekilde gerçekleştiğini belirtti.

        Akdoğan, seçimlerin gelişmiş pek çok batı ülkesinden daha iyi ve hızlı bir şekilde gerçekleştiğini dile getirerek, bunun yanında devletin bazı ilave tedbirler aldığını bildirdi.

        Özellikle, doğu ve güneydoğuda bir takım ilave tedbirlerin alındığını vurgulayan Akdoğan, terör örgütünün seçimi yönlendirmeye çalışması, haraç ve tehdit mektupları göndermesinin, tedbir alınmasını gerektiren bir durum oluşturduğuna işaret etti.

        Yalçın Akdoğan, son haftalarda ciddi bir şekilde algı operasyonu yürütüldüğüne dikkati çekerek, "Hem içeride, hem dışarıda seçimlere hile karıştırılacağı ile ilgili söylemler sürekli köpürtülüyor. AK Parti karşısında bir işbirliği bloku var. Bunlar bütün bu işbirliklerine rağmen kaybedeceklerini ve AK Parti'nin güçlü bir şekilde kazanacağını gördükleri için 'Acaba gölge düşürebilir miyiz? Şaibe karıştırabilir miyiz?' diye bir tezvirat yapıyorlar. Bunu sürekli gündeme taşıyan paralel yapı. Paralel yapı zaten kurumsal bir hile. Türkiye'de entrika ve hile deseniz, bunun karşılığı paralel yapı. En çok bağıran kimse, hile yapmaya meyyal odur" değerlendirmesinde bulundu.

        "MANİPÜLASYONLARA ALET OLMAMAK LAZIM"

        Paralel yapının uzantısı olan ajansların önceki seçimlerde de manipülasyonlar yaptığını vurgulayanAkdoğan, şöyle konuştu:

        "Seçim sonuçlarını kamuoyuna duyuran bir kaç tane ajans var. Bunlar 10 seçimin 8'inde sandıklar güneydoğuda bir saat önce açıldığı için AK Parti yüzde 65-70'lerde çıkıyordu. Sonra batıya geldikçe 49-46'ya düşüyordu. Geçen iki seçimde bunlar AK Parti karşıtlığıyla manipülasyon yaptılar. AK Parti yüzde 65'lerde başlamasına rağmen 45'ten başlattılar. Yerel seçimde kimleri destekliyorlarsa, ki bu genelde CHP oluyor, onu seçimi kazanmış bir gösteriyorlardı. Asıl manipülasyon budur. Devletin kurumu, devletin ajansı da burada bilgilendirmeyi de yapıyor. Burada benim tavsiyem, buradan sağlam kaynaktan, devlet ajansından bilgi almalarıdır. Öbür türlü açık bir manipülasyonlara alet olmamak lazım."

        Yalçın Akdoğan, "Selahattin Demirtaş'ın Erzurum'daki seçim otobüsüne yapılan saldırıyla ilgili AK Parti'yi hedef göstermesine ne diyorsunuz?" sorusuna, Mayıs ayı içerisinde en fazla saldırıya AK Parti'nin maruz kaldığını belirterek cevap verdi.

        Doğuda seçim otobüslerinin ve adaylarının her gün taşlandığını bildiren Akdoğan, hiçbir aydının çıkıp bu olayları kınamadığını ifade etti.

        "MHP KATEGORİK OLARAK ÇÖZÜM SÜRECİ'NE KARŞI"

        Bir HDP temsilcisinin, "MHP ile koalisyon yapılabileceği" yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Yalçın Akdoğan, koalisyondan ziyade 'Çözüm Süreci'ni birlikte yürütebiliriz' anlamında bir söz olduğunu, ancak çok anlamlı bir söz olmadığı yorumunda bulundu.

        HDP'nin ne dediğinden ziyade MHP'nin bunu kabul edip etmeyeceğinin önemli olduğuna dikkati çeken Akdoğan, "Burada MHP bunu açık, aleni yalanlamıyor tabii. Ama bu olacak bir şey değil. Çözüm Süreci'ni AK Parti başlattı ve AK Parti başarıya ulaştırabilir. HDP şimdi iktidar olamayacak. Kim yapabilir o zaman Çözüm Süreci'ni? Sen iktidar olamıyorsun. MHP kategorik olarak Çözüm Süreci'ne karşı. CHP'nin ne dediği belli değil. Şimdi bu yapı içerisinde Çözüm Süreci'ni başarıya ulaştıracak tek aktör, zaten süreci başlatan AK Parti'dir. Ana aktör AK Parti'dir. AK Parti güçlü bir şekilde varsa, Çözüm Süreci var" şeklinde konuştu.

        "AKPARTİ'Yİ DEVİRMEK İÇİN HDP'Yİ KULLANIYORLAR"

        HDP'nin varlığına karşı olan bir zihniyet dünyası olduğunu dile getiren Akdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

        "Darbeci, vesayetçi anlayış, ulusalcı çizgi. Onun varlığına karşı olan bir zihniyet dünyası ve Çözüm Süreci'nin düşmanı olan bir paralel yapı. Bunlarla sen nasıl işbirliği yapıyorsun. AK Parti'yi devirmek için HDP'yi kullanıyorlar. Bu oyun, planın içerisinde, senaryoda Çözüm Süreci yok. Oyun planı Çözüm Süreci de karşı. AK Parti'yi devirmeye çalışan zihniyet, Çözüm Süreci bitsin diye uğraşan bir zihniyet. Sen bununla işbirliğine gidiyorsan, burada bir tenakuz vardır, paradoks vardır."

        HDP'nin barajı geçip geçmemesinin Çözüm Süreci açısından bir anlamının olmadığına vurgu yapan Yalçın Akdoğan, "AK Parti bu süreci HDP barajı geçse de geçmese de başarıya ulaştıracak" dedi.

        Bir güven sarsılması olduğunu dile getiren Akdoğan, "Paralel yapının, 'Dün size oy veriyorlardı, bugün de bize oy versinler' meselesi değil bu. Burada öyle bir işbirliği var ki Çözüm Süreci'nin düşmanları ile sen bu sürecin aktörünü ve başlatıcısı Tayyip Erdoğan'ı devirecek bir senaryonun parçasısın. Bu, Çözüm Süreci'ne de karşı bir durum" diye konuştu.

        HDP'nin güveni sarstığını ve bundan sonra Çözüm Süreci'nin nasıl içinde yer alacağına Hükümetin karar vereceğinin altını çizen Akdoğan, bugün Çözüm Süreci ve yeni anayasa vaadine bulunan partinin AK Parti olduğunu söyledi. AK Parti'nin öncelikli konularından birinin Çözüm Süreci olduğunu dile getiren Akdoğan, sürecin başarıya ulaşacağını ancak hangi aktörlerle olacağını yeniden düşüneceklerini kaydetti.

        "Barajı geçerler muhatap olmayabilirler, geçmeyebilirler muhatap olabilirler" diyen Akdoğan, bu konunun HDP'nin barajı geçip geçmemesinden bağımsız bir konu olduğunu vurguladı. PKK'ya silah bıraktıracak olanın HDP olmadığına dikkati çeken Akdoğan, bu partinin burada "etkisiz eleman" olduğunu söyledi. Akdoğan, şöyle devam etti:

        "HDP'nin dediği mi oluyor? Kandil onu çağırıp hesap soruyor. Kandil onları azarlıyor. Kandil'in dediği oluyor. Davul Selahattin Demirtaş'ın boynunda, tokmak Kandil'in elinde. Bundan dolayı örgüte 'silah bırak' dediğinde örgüt silah bırakır mı? 'Birisi var, onun sözü etkili, onu nasıl devre dışı bırakırız', bunun arayışı içindeler."

        "MESELE MUHATAP MİLLETTİR

        Akdoğan, Kürt meselesinde bir çok adım attıklarını ve paradigmayı değiştirdiklerini ifade ederek, "Kürt meselesi dediğiniz meselede muhatap millettir. Allah'ın verdiği bir hakkı bizim kuldan esirgeyecek halimiz yok. Bütün kesimler bu sürecin paydaşıdır. Bir örgüt ve onun yandaşları değildir muhatap. Örgütün silah bırakması konusunda devletin yürüttüğü temas var. Bu bağlamda bunların üstlendiği bir rol var. Bu role de ihanet eden, onu sabote eden davranışlar geçmişte sergilediler. Kobani olayları süreci zehirleyen bir durumdu. Öcalan'ın çağrısını üç hafta boyunca yapmamaları ayrı bir sıkıntıydı. Daha sonra kongre toplanmaması vesaire..." diye konuştu.

        "PROVOKASYONDAN MEDET UMÖMAK KARKAKLIKTIR"

        Diyarbakır'daki patlamanın tekrar hatırlatılması üzerine Akdoğan, "Provokatif hadiselere en iyi cevap bu amacı boşa çıkarmaktır. Birlik, bütünlük görüntüsü vermek, sağduyu çağrısı yapmaktır. Provokasyondan medet ummak en basit tabiriyle korkaklıktır. Bu oyuna gelmemek lazım, suçlayıcı ve tahrik edici söylemlerden de kaçınmak lazım. Siyaset kurumunun bir bütün olarak bu tür olaylara tepki göstermesi lazım" dedi.

        Can kaybına neden olmayan saldırıların da olduğuna değinen Akdoğan, "Burada ilkesel bir tavır takınıp hepsini kınamak lazım. Bu tür hadiseler milletin iradesine saygısızlıktır, ipotek koymaktır. İnşallah bu geri kalan 2 günü sukunet içinde geçiririz. Vatandaş söyleyeceğini sandıkta söyler. Vatandaşın iradesine herkes saygı duymalı. Bu tür şeylerden medet ummamak lazım" diye konuştu.

        Yalçın Akdoğan Çözüm Süreci'nin devam ettiğini, şu anda bu sürecin dondurulmuş veya rafa kaldırılmış durumda olmadığını vurgulayarak, konunun 8 Haziran'da da AK Parti'nin öncelikli meselesi olduğunu anlattı. Bu sorunların Türkiye'ye yakışmadığını ifade eden Akdoğan, "Diğer partiler bu konuda sessiz kalabilir ama AK Parti'nin öncelikli meselesidir" dedi.

        "ASLINDA AYNI ZİHNİYET DÜNYASININ İNSANLARI"

        PKK'nın İmralı karşısında ne kadar durabileceğinin sorulması üzerine Akdoğan, şunları kaydetti:

        "Aslında bunlar aynı zihniyet dünyasının insanları. Yöntem ve taktik olarak farklılıklar olabilir ama aynı kaynaktan besleniyorlar. Böyle bir farklılık yok aralarında. Ama zaman zaman farklı yönlendirmelerin tesiri altında kalan farklı gruplar ortaya çıkıyor. Kandil'in içinde farklı klikler de çıkabiliyor. HDP, İmralı arada bazı farklılıklar çıkabiliyor. Herkes kendi yöntemini veya kendi taktiğini dayatabiliyor."

        Daha önceki süreçleri bozduklarını hatırlatan Akdoğan, "'Devrimci halk savaşıyla ben netice alacağım' diye büyük kitlesel saldırılar başlattılar. Ama devlet güvenlik tedbirleriyle bunu boşa çıkardı, o stratejiyi çökertti. O dönemde bin 500'e yakın PKK'lı etkisiz hale getirildi" dedi.

        Akdoğan, Kandil'in, "bölgede silah tekrar geçer akçe oldu ben neden silah bırakacağım", "siyasi çözüm diyorsunuz ben bunu niye kabul edeyim, ben daha büyük bir şeyin peşindeyim, kızıl elmam var onu ele geçireyim" diyerek ayak dirediğini kaydetti.

        Dış etkinin bu süreçte çok öne çıktığını belirten Akdoğan, "İmralı'yı nasıl devre dışı bırakıp, Türkiye'nin kendi inisiyatifiyle bu sorunu çözmesine nasıl sekte vurabiliriz" şeklinde bir gelişmeyi son dönemde görmeye başladıklarını bildirdi.

        Akdoğan, o bölgede yaşayan insanların da bu oynanan oyunu görmeye başladığını ifade edenAkdoğan, "Düşün, sen AK Parti'yi devirmeye çalışan bir senaryonun parçası oluyorsun. AK Parti, bugüne kadar yapılan her şeyi yapan Çözüm Süreci'ni başlatan, bugün de 'bunu ben tamamlayacağım' diyen aktör. O olmazsa hiçbir şey olmuyor. O olmazsa zaten diğerleri bunu yapamıyor. Bunu orada yaşayan insanların görmemesi mümkün değil" diye konuştu.

        "PR OBJESİ OBJESİ OLDUĞUN ZAMAN BU GERÇEKTEN ORTADAN KALKMIYOR"

        Selahattin Demirtaş'ın 'Robin Hood' açıklamalarına değinen Akdoğan, şöyle devam etti:

        "Gariban Kürt'e sen haraç mektupları gönderiyorsun. Zorla kepenk kapattırdığın insanlar Kürt değil mi? Oy vermeye giderken yolunu çevirdiğin vatandaş Kürt değil mi? Burada ceberut bir anlayış var. Kendi insanına saygı duymayan, kendine teslim olmayan Kürtleri de bölgeden kaçırtmaya çalışan, kimseye hayat hakkı tanımayan ceberut bir anlayış var. Batıda şirinlik yaparak, kartel medyasının, medya patronlarının parlattığı bir PR objesi olduğun zaman bu gerçek ortadan kalkmıyor. Bugüne kadar mahalle baskısını onlar kullanıyordu. Demirtaş'ı parlatmaya çalışan medya çıkardı bu mahalle baskısını. Mahalle baskısı dediğinizin dik alasını bugün bu örgüt yapıyor. KCK, şehirlerde yapıyor. Biz vatandaşımızı burada 'terör örgütüne ezdirmeyelim' diye iç güvenlik paketini çıkardık."

        "BU BİR İHTİYAÇ, FANTEZİ DEĞİL"

        Yalçın Akdoğan, 12 yıl boyunca gece gündüz çalıştıklarını ifade ederek, "Tuğla üstüne tuğla, beş-on katlı bina yaptık birisi gelecek bir saniyede düğmeye basacak, binayı yerle bir edecek. Tahrip etmek kolay. Bütün o kazanımları geriye götürmek kolay. Bunun için bu kazanımların kökleşmesi için yeni anayasa başta olmak üzere bu büyük yürüyüşün devam etmesi gerekiyor" dedi.

        AK Parti'nin, bir seçim beyannamesi, bir de öncelikli ele alacağı 10 maddesinin bulunduğunu vurgulayan Akdoğan, yeni anayasanın bunlardan biri olduğunu, bunun içinde başkanlık sisteminin de yer aldığını ifade etti.

        Akdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun mitinglerde yaptıkları konuşmalarda yeni anayasadan sonra ikinci cümlesinin başkanlık sistemine ilişkin olduğunun altını çizerek, "Konuşulmayan bir mesele değildir. Bunu konuşuyoruz. Bu bir ihtiyaç, fantezi değil. Türkiye'de sistem tıkandı ve bu tıkanma yeni değil. 90'lı yıllarında başında bir bu tartışmayı yapıyorduk" dedi.

        Halkın cumhurbaşkanını seçtiğini hatırlatan Akdoğan, "Buna karar verildiği gün aslında başkanlık sisteminin masaya yatırılması gerekiyordu. Biz bunu çok da tartıştık. Ama kimse yanaşmadı. Bu bizim yeni anayasa bağlamında öncelik olarak gördüğümüz bir konu. Türkiye'nin ihtiyacıdır" diye konuştu.

        Halk buluşmalarını örnek gösteren Akdoğan, "AK Parti, iktidarını muhafaza edecek. Bu sayede güven ve istikrar sürecek. Çözüm Süreci başarıya ulaşacak diye inanıyorum" dedi.

        Milletin sandıkta konuşacağını dile getiren Akdoğan, "Kimse buna gölge düşürmesin, kimse bunu sabote edecek provokasyonlara yönelmesin. Milletin iradesine saygı duyalım" görüşünü paylaştı.

        Akdoğan, demokrasinin tahammül ve uzlaşı rejimi olduğuna vurgu yaparak, ellerinin hep havada kaldığını, bütün görüşme taleplerinin reddedildiğini ancak bu çabalarını sürdüreceklerini söyledi.

        Muhalefet partilerinin kampanyalarını Cumhurbaşkanına muhalefet ederek başlattığına dikkati çekenAkdoğan, "Asıl sorun bu. Devletin başındaki ismi sen hedefe koyarsan, sürekli onun üzerinden polemik yürütürsen, seçimlerin ötesinde bir sorundur. Aslında bunun sorgulanması gerekiyor" dedi.

        "HERKES SANDIĞA GİTSİN İRADESİNİ SANDIĞA KOYSUN"

        "Seçim sonuçları AK Parti'nin iç bütünlüğü açısından belirleyici midir?" sorusuna Akdoğan şöyle cevap verdi:

        "Bu kolay değil. Tayyip Erdoğan gibi büyük bir karizmatik liderden sonra partide genel başkan değişimi, kabine revizyonu, kongreler, bunların yapılması kolay bir şey değil. Partinin belli bir oy diliminde durması, bu çok büyük bir başarıdır. Bu teşkilatlar açısından ahlaki bir duruştur. Yeni genel başkanın arkasında dimdik durmaları, ona sahip çıkmaları, seçim sürecinin başarıyla gerçekleşmesi, herhangi bir çatırtının olmaması... Genel başkan olarak ismi geçen bir sürü arkadaşımız vardı. Hepsi arazideler, hepsi çalışıyor. Üç dönemlik arkadaşlarımız gece gündüz çalışıyorlar. Şehir şehir geziyorlar. Aday değiller, siyasi hayatları belki de bitmiş olacak. Buna rağmen çalışıyorlar. Milletvekili oldukları halde listeye konmayan arkadaşlarımız var. Bunlar gece gündüz çalışıyor. Bu bir dava şuurudur. Milletvekili listeye konmamış, çalışıyor. Herkes genel başkanının arkasında dimdik duruyor. Bu büyük bir ahlaki erdemdir. Ben böyle baktığımda parti içerisinde herhangi bir olumsuzluk görmüyorum"

        Başbakan Yardımcısı Akdoğan, vatandaşlara da çağrıda bulunarak, "Herkes sandığa gitsin, iradesini ortaya koysun" dedi.

        "Herhangi bir partiyi desteklemeyeceğim diyerek sandığa gitmediğinizde dolaylı olarak, bir partiyi desteklemiş oluyorsunuz" diyen Akdoğan, vatandaşların bunu unutmaması gerektiğini sözlerine ekledi.

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ