Gençleri IŞİD saflarına iten vaatler
İslam devleti ve cihat vurgusu yapan IŞİD, saflarında savaşanların şehit olacağını ve cennete gideceğini söylüyor. Bu söylemleriyle ikna olmayanlara da 5 bin dolar aylık maaş ve istedikleri kadar cariye vaadinde bulunuluyor
ŞEFİK DİNÇ / YAZI DİZİSİ 2 / HT GAZETE
Türkiye’de IŞİD’e katılım denilince akla gelen illerden biri Adıyaman. Dün kentte bu terör örgütüne katılanları ve ildeki genel havayı size aktarmaya çalıştık. Adıyaman dışında İzmir, İstanbul, Konya, Ankara, Sakarya, Adana, Kocaeli ve Diyarbakır da IŞİD’e katılımın yüksek olduğu iller arasında yer alıyor. Adıyaman’da Hizbullahçılar ve El Kaideciler savaşçı devşiren gruplar olarak öne çıkıyor. Hatta kentteki Bahçelievler Mahallesi’nde “İslam Çayevi” örgüt tarafından bir süre üs olarak kullanılmış. Üst katı mescit olarak kullanılan bu çayevinde örgüt üyeleri yaptıkları toplantılar ve sohbetlerle IŞİD’e savaşçı toplamış. Diyarbakır’da HDP mitinginde patlayan bombanın faili olan Orhan G.’nin de bu çayevinden IŞİD saflarına geçtiği ailesi tarafından verilen bilgiler arasında. Hatta Orhan G.’nin ailesinin şikâyeti üzerine polis bu çayevini 3 kez basmış. Ancak bu baskınlarda suç unsuruna rastlanmamış. Çayevine ilişkin şikâyetlerin artmasının ardından polisin yaptığı üçüncü baskın sonrası ruhsatı olmadığı gerekçesiyle buranın kapısına kilit vurulmuş. Şimdilerde ise çayevinin bulunduğu yer bir tabelacı tarafından kullanılıyor, daha önceden camına asılan ayetler ise yerinde duruyor.
SOSYAL MEDYADA ‘BEĞENDİYSEN’ TAKİPTESİN
Adıyaman’da durum böyleyken örgütün Türkiye genelinde örgütlenme şekli pek farklılık göstermiyor. Türkiye’nin pek çok ilinde gözden uzak faaliyetlerini yürüten örgüt, interneti propaganda yapmak ve savaşçı kazanmak için aktif bir şekilde kullanıyor. Yürüttüğü gizli toplantılarla tarafına çektiği kişilerin aileleriyle de irtibata geçiyor ve ikna faaliyetlerini genele yayıyor. Açık bir şekilde IŞİD propagandası yaparak saflarına adam toplayanların kullandıkları yöntemin başında ise bir yayınevi içinde ya da derneklerde “Tevhide Çağrı” başlığıyla düzenlenen toplantılar geliyor. Kendisini bu örgüte yakın hissedenler ya da tanımak için gidenler, bu toplantılarda yoğun örgüt propagandasına maruz kalıyor. Toplantıları organize eden isimler katılımcılardan sosyal medya ve internet siteleri üzerinden örgüte destek verme çağrısı da yapıyor. Örgüt adına bu işi üstlenen ve “savaşçı devşirenler” olarak adlandırılan bu kişiler, toplantılarına katılanların aileleriyle de irtibata geçiyor ve “İslam devletine hicret edin” diyerek Suriye’de IŞİD saflarına katılmaya ikna ediyor. Suriye’ye geçip İŞİD’e katılanların geride kalan yakınlarına bıraktıkları not ise ortak: “İslam devletine hicret ediyoruz.”
Sosyal medyada ve internet sitelerinde faaliyetlerini sıkı tutan IŞİD, Türkiye’de sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlara ilgi gösteren “beğenen” ya da “paylaşan” kişileri hemen takibe alıyor. Takip sırasında IŞİD elemanları iletişime geçtikleri kişileri, bulundukları illerdeki elemanlarının düzenlediği sohbet toplantılarına davet ediyor. Bu toplantılarda İslamiyet anlatılıyor ve tüm Müslümanlar davet ediliyor. Daha çok kiralanan evlerde yapılan bu sohbet toplantıları günlerce sürebiliyor.
PARA VE CARİYE VAADİ
İslam dinini daha iyi yaşamaları için Suriye’ye giderek IŞİD’e katılmaları söyleniyor. İslamiyet’in elden gittiği, Müslümanların birlik içinde olması gerektiği vurgulanıyor. Tabii bu anlatımlar dışında IŞİD’e katılacak olanlara vaatlerde de bulunuluyor. Bu vaatlerin en çarpıcı olanı ise “Cennete gideceksiniz” oluyor. Örgüt üyeleri, IŞİD saflarında savaşırken ölenlerin şehit olacağını da ifade ediyor. Cennet ve şehitlik vaatleriyle ikna olmayanlara başka seçenekler de sunuluyor. Savaştan elde edilen ganimetlerin pay edilmesi, aylık 5 bin dolar maaş verilmesi ve gençlere evlilik ile cariye sözü ikna döneminde kullanılan vaatler arasında. Saflarına daha fazla genç katmak isteyen örgüt bunun için de genç kesimlere istedikleri kadar cariye alabilecekleri sözü de veriyor.
‘İSLAM’I YAŞAMIYORLAR’ DEYİP GERİ DÖNENLER DE VAR
İzmir’de yaşayan 30 yaşındaki E.B., ailesi tarafından küçük yaşında evlendirildi. E.B., Facebook’ta paylaşılan bir videoyu beğenince, IŞİD elemanları kendisi ile iletişime geçti. İnternet ortamında sohbet ettiği IŞİD elemanları E.B.’ye “Suriye’ye gel. Burada dinimizi daha güzel yaşıyoruz” dedi. Bunun üzerine E.B. yanına aldığı 5 ve 7 yaşındaki iki çocuğu ile otobüsle Hatay’a gitti. Oradan Reyhanlı’ya geçti. Reyhanlı’dan da Suriye’ye geçti ve Atme kasabasına yerleşti. Burada bir Suriyeli ile dini nikâhla evlendi. Ancak 3 ay sonra kaçarak Türkiye’ye geri geldi. E.B. polise verdiği ifadesinde, “IŞİD’in İslam’ı yaşamadığını gördüm. Yaptıklarının İslam ile bağdaşmadığını gördüm. Benim ve çocuklarımın can güvenliği olmadığı için geri döndüm. Pişmanım” dedi.
6 ÇOCUĞUYLA İSTANBUL'DAN KATILDI
Propaganda yöntemleriyle başarılı olan örgütün İstanbul Ümraniye’de kandırdığı 42 yaşındaki Emine Ö., yaşları 5 ile 18 arasında değişen 6 çocuğu ve komşusunun 16 yaşındaki oğluyla birlikte evi terk ederek IŞİD’e katıldı. Eşinin Bitlisli, kendisinin ise aslen Adıyamanlı olduğu belirtilen Emine Ö., son zamanlarda eşine Kuran kursuna gittiğini söyleyerek sık sık evden çıkmaya başlamış. Çocukları da mahallede yapılan sohbet ve toplantılara katılmış. Eşi ve çocuklarının yaşam tarzlarının değişmeye başladığını belirten baba Şefik Ö. “Eşim çarşaf giymeye başladı. Benim kâfir olduğumu ve cehenneme gideceğimi söylemeye başladı. Bir gün aniden ortadan kayboldular. Bir gün sonra kızım aradı ve Suriye’ye gittiklerini söyledi” dedi.
PROF. DR. DEMİR: İDEOLOJİK PROPAGANDAYLA RADİKALLEŞİYORLAR
Selefilerin radikal grupları, İslam’ın bir devlet nizamı olduğunu iddia ederler, tekfircidirler ve İslam devletine giden yolun silahlı mücadeleden geçtiğine inanırlar. Selefilik kırsala ait bir düşünce değildir. Avrupa’dan IŞİD’e ve cihatçılara katılıma bakarsanız tam aksine laik, seküler Avrupa’da da çok fazla taban bulduklarını görürsünüz. Suriye meselesi Türkiye’de cihatçı Selefilerin daha fazla aktif olmalarına yol açtı. Özellikle internet üzerinden medya ve yayınlarda çok güçlü bir propaganda ağı oluştu. Diyanet ve İlahiyat gibi dini eğitim kurumlarının da mezhep sistematiğini reddetmeleri Selefilik karşısında bir direncin oluşmasına engel oldu. Türkiye’de Arap dünyasının Selefi eğitim merkezlerinin ve ideologlarının çok güçlü temsilleri vardır. Buna karşılık ulusal din eğitimi ve öğretimi ile kurumsal yönetimler Türkiye’deki radikalleşme konularına duyarsızdırlar. Bu insanların hikâyelerine baktığımızda çok farklı ekonomik ve sosyal çevrelere sahip olduklarını görüyoruz. Farklı sosyal çevrelerden gelen insanların aynı itikadi-ideolojik propagandayla karşılaşarak radikalleştiklerini düşünüyorum. Bu süreçte okudukları kitaplar, yayınlar, maruz kaldıkları görsel medya şiddeti, dini argümanlar ve başvurulan otoriteler psikolojik harekâtın bir aracı olarak değerlendirilmelidir.
ADIYAMANLI 3 KARDEŞ ADANA’DAN GİTTİ
Adıyaman’dan IŞİD’e katılım olduğu kadar başka illerde yaşayan Adıyamanlı çok sayıda kişinin de Suriye’ye giderek örgüte katıldığı belirtiliyor. Adıyamanlı bir esnaf, eşinin akrabası olan 3 kardeşin Suriye’ye giderek IŞİD’e katıldığını söyledi. Adana’da yaşayan 3 kardeşten 2’si önce Hatay üzerinden Suriye’ye geçmiş. Bir süre sonra Türkiye’ye dönen kardeşler bu kez döndüklerinde yanlarında evli olan ağabeylerini de ailece götürmüş. Bir akrabası, Suriye’de öldüklerini, cenazelerin orada kaldığını söyledi.