Kenan Sofuoğlu: Mezarlığımız bomboştu bir anda doldu
Pazartesi Sohbeti'nin bu haftaki konuğu milli sporcumuz, Dünya Şampiyonu, motosikletçi Kenan Sofuoğlu. Sofuoğlu ile babasıyla birlikte canla başla uğraşarak yaptıkları Sakarya'daki motosiklet pistinde buluştuk, konuştuk...
Balçiçek İLTER / GAZETE HABERTÜRK
Gencecik bir adam var karşımda... 32 yaşında... Bakmayın siz onun 4. kez Dünya Şampiyonu olduğuna, öylesine mütevazı, öylesine nereden geldiğini unutmayan biri ki zaman zaman “Nasıl yaşadın sen bunları, nasıl ayakta kaldın?’’ diyesim geldi. Dedim de zaten...
Bir aile düşünün, Sakarya’da, Akyazı’da.... Baba araba tamircisi, motor tamircisi. 4 oğlandan biri ise Kenan Sofuoğlu.... Aile 99 depreminden kurtulmayı başardı, hem de neredeyse bütün komşularını toprağa vererek. Kenan Sofuoğlu, “Tam da yeniden başladık hayata’’ derken, çok değil 2 yıl sonra, önce büyük ağabeyini kaybetti, ardından ortanca ağabeyini... Yetmedi, sırtını tek yasladığı adamı, babayı kansere kaptırdı. Ve sonra en acısı geldi, 3 aylık oğlunu toprağa verdi... O güne kadar bütün cenazelerde metanetini görmeye çalıştığımız o genç adam dağıldı, kameralara aldırmadan ağladı, ağladı... Ve sonrasında gitti, sanki hayatında hiçbir şey olmamış gibi, sanki dünyanın bütün yükü omuzlarında değilmiş gibi, yarıştı ve 4. kez Motosiklet Dünya Şampiyonu oldu.
Göz göze geldik, “Nasıl?’’ diye sordum...
Sustu... Sustum.. Sustuk...
Neden sonra “En zor soru nedir biliyor musunuz?” diye söze başladı.
“Sürekli soruyorlar, ‘Acaba bu kayıpların olmasaydı da Dünya Şampiyonu da olmasaydın. Hangisini tercih ederdin?’ diye. Nasıl zor ve acımasız bir soru bu. Ben böyle düşünemem, hayata böyle bakamam ki... Her şey olacağına varıyor ve yaşamamız gereken neyse onu yaşıyoruz. Her kayıp bize başka bir şey öğretiyor, her kazancın öğrettiği gibi. Biz böyle yetiştik, böyle büyüdük; isyan edemem.’’
"MOTOR KONUSUNDA HEP DIŞLANDIM"
Baba, Kenan’ın motosikletle uğraşmasını, tamirci dükkânıyla ilgilenmesini hiç istemez. Ama nafile... Önünde örnek olarak büyük ağabeyleri olan Kenan, motosiklet dışında hiç ama hiç hayal kurmaz. “
Aile tarafından motor konusunda hep dışlandım. Abimlerle parkurda yarışmayı çok isterdim. İlk motosiklet kullanmaya başladığımda 5 yaşındaydım. Bütün hayalim abimin motosikletle gelip beni almasaydı. Babam bize değer vermeseydi bu kadar başarılı olamazdım. İlk yarışımda babamın güvenini kazandım. Ve babamla Almanya’ya gittik. Avrupa Şampiyonası’na katıldım, o zamanlar Türkiye’de bu spor yoktu. Toplam 4 tane yarışçımız vardı. Fransa’da şampiyonaya katılacağım zaman babam ‘Sen buradakilerle yarışamazsın, çok tecrübeliler’ dedi, izin vermedi. Bambaşka bir dünya vardı. Tabii ben ağlayarak döndüm, 18 yaşımdaydım. Babama dedim ki: ‘Baba ben bu iş için çıktım Türkiye’den, herkes benden bir şeyler bekliyor. Sen beni Almanya’ya bırak, Türkiye’ye dön. Ben başımın çaresine bakacağım, bu şekilde dönemem.’ Ve bu süre zarfında büyük motosiklet takımlarına gittim, orada kendimi yetiştirdim.”
"YÜZLERCE KEZ VALİZİMİ TOPLADIM"
Kenan Sofuoğlu, gülümsedi: “Başka şansım yoktu Balçiçek Hanım, başka hiçbir şansım yoktu. Ya başarılı olacaktım ya başarılı olacaktım. Ya da Almanya’da evlenip TIR şoförü olarak hayatıma devam edecektim. Zoru seçtim. Öte yandan annemin endişeleri vardı, bırakmamı istedi çünkü Sinan ağabeyimi motosiklet yarışında kaybettik. Çok büyük sıkıntılar atlatarak buralara geldim. 2007’de Dünya Şampiyonu olduğumda bu bir görevdi benim için, tanınmaya başladım ve değer veriliyordu artık. Dünyada Türk bayrağını dalgalandıran tek motosikletçi oldum. Yüzlerce kez valizimi topladım, ‘Olmuyor bu iş’ dedim, yeterince hızlı değildim çünkü... Ama inanın yılmadım, vazgeçmedim. Tabii ki yetenek önemli ama çalışmak, tecrübe olmadan inanın olmuyor!’’
Gerçekten de yılmadı Kenan Sofuoğlu...
Motor sporlarında altın çocuk motosiklet yarışçısı Bahattin ve Sinan Sofuoğlu’nun kardeşiydi o! 1999 yılında 16 yaşında ağabeyi Sinan Sofuoğlu’nun sakatlanması sonucu özel izinle yarışa onun yerine girdi ve birinciliği göğüsledi. 2007 yılında SuperSport Dünya Şampiyonluğu’nda sezonun bitimine 3 yarış kala şampiyon oldu. 2010 yılı Dünya SuperSport Şampiyonası’nda sezonun 13. ayağı olan ve Fransa’da Paris’in kuzeyinde bulunan Magny-Cours Pisti’nde 2. sırada yer alarak Dünya Şampiyonu olmayı başardı. 2012 yılında SuperSport Dünya Şampiyonası’nda sezonun bitimine 1 yarış kala şampiyon oldu... Ve son şampiyonluk, minik oğlunu toprağa verdikten çok az bir süre sonra geldi. Kenan Sofuoğlu, 4 Ekim 2015 tarihinde Fransa Magny-Cours’da gerçekleştirilen yarışta 2. olarak 4. SuperSport Dünya Şampiyonluğu’na ulaştı.
"KATLANILACAK ŞEY DEĞİLDİ..."
Kenan Sofuoğlu, özel hayatında hemen hemen hiç motosiklete binmiyor. Bütün söyleşi boyunca hayatın ona hazırladığı sınavlardan bahsetti. Sınavların onu nasıl güçlendirdiğini, tevekkülünü artırdığını anlattı: “Zamanında dedemin burada tanınan bir imam olması, ailemin beni yetiştirme tarzı ve en önemlisi inançlı insanlar olmamız, en büyük kuvvetimiz. İnsanın ahiret gününe, öbür dünyaya, ölümün bizim için var olduğuna inanması, böyle acılarla mücadelesinin güçlü noktası oluyor. İnançsız bir insan olsaydım, inanın bu katlanılacak şey değildi. Ama Allah zorluğun yanında, kolaylığı, sabrı veriyor. Babam ölünce bir annem bir de kız kardeşim kalmıştı. Kardeşim evlenip evden ayrıldı. Sadece annem kaldı. Babamı defnederken şunu düşünmüştüm; ‘Annemi de kaybe- dersem, yanacak kimse de kalmadı’ demiştim. Yine Bahattin abim rahmetli olduğunda, babam gözümün önünde kalp krizi geçirmişti. Orada da ‘Yarın bir gün evlenip çocuğum olursa ve çocuğumu kaybedersem’ diye aklımdan geçmişti. Yine ‘Olmaz herhalde, Rabb’im yaşatmasın onu’ dedim. Ama bunu ilk çocuğumda yaşadım. Babamın halleri geldi aklıma. Evlat kaybetmenin büyük acı olduğunu anladım.’’
KASKINDA AĞABEYLERİNİN İSMİ VAR
"KORKARSANIZ YARIŞAMAZSINIZ"
- Peki ya başarındaki dönüm noktası nedir?
Avrupa’da olacak ilk yarış için 12 bin lira para gerekiyordu. Varlıklı bir ailenin çocuğu olmadığım için bu parayı çok ama çok zor buldum. Ama dönüm noktası oldu. Nihayetinde bu parayı verdik ve Avrupa yarışlarına girdim. Benim buna karşılık vermem gerekiyordu ve gayretle çalışmaya başladı. Elimden gelen her şeyi yaptım. Şimdi geçmişe baktığımda o zorlukları iyi ki yaşamışım ve iyi ki varlıklı bir ailenin çocuğu değilmişim, yoksa Avrupa’dan dönüp gelirdim.
- Ya korku? Ölüm korkusu? Kaza yapma korkusu?
Babam 11 yaşından beri motosiklet kullanan biriydi. Kalp krizi geçirdi, kazalar geçirdi ama kanserden vefat etti. Rahmetli Bahattin abim 24 yaşındaydı. Hayatta tanıdığım en temkinli insanlardan biriydi. Hayatı motor üzerinde geçti. Ama evinin önünde karşıdan karşıya geçerken, yürür vaziyetteyken araba çarpmasıyla vefat etti. Sinan abim, motosiklette rahmetli oldu. Hayatının yüzde 80’ini motosiklet üzerinde geçiren bir insanın motosiklette vefat etmesi, bence normal bir şeydir. İşin güzel tarafı, trafikte motosikletle kaza yapıp birine zarar vererek bir başkasının hayatına da mal olmadı. İşini yaparken, ekmeğini kazanmak için çıktığı yarışta kaza meydana geldi. Ben de bu işi zevkine yapmıyorum. Dünya Şampiyonası’nda lider konumundayım. Birileri beni geçmeye başladığında, belki şampiyon olamadıktan 3 sene sonra bu işi bırakacağım. Ama şunu söyleyebilirim, eğer korkarsanız yarışamazsınız. Korkmuyorum!