Sözcü gazetesi muhabiri Gökmen Ulu gözaltına alındı

Sözcü gazetesine FETÖ operasyonu!

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosunca yürütülen soruşturma kapsamında, yer alan bazı suçlamalara ilişkin detaylar ortaya çıktı. Soruşturma dosyasında, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminden hemen önce saat 16.25'te Sözcü gazetesinin internet sitesinden yer alan ve Gökmen Ulu imzalı, ''Sözcü Erdoğan'ı buldu'' haber ve görsellerinin yer aldığı öğrenildi.

Yine gazetenin, 1 Ocak 2016 yılında gazetenin birinci sayfasından yayınlanan ''2016 falınız'' başlıklı haberde ve içerikte yer alan bulmacada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik ifadelerin yer aldığı görselin de soruşturma dosyasında mevcut olduğu kaydedildi.

Soruşturma kapsamında, Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay ve İnternet Sorumlu Müdürü Mediha Olgun'un da aralarında bulunduğu 4 kişi hakkında gözaltı kararı verilmişti. Savcılığın talebi üzerine, nöbetçi sulh ceza hakimliğince arama ve el koyma kararı da alınmıştı. Savcılıktan alınan talimat doğrultusunda harekete geçen polis ekipleri, söz konusu 4 kişinin ikametgahlarında arama yapmıştı.

Gazetenin sahibi Akbay'ın yurtdışında olduğu belirtilmişti. Savcılığın soruşturmayı, ''FETÖ'ye üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek'', ''Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı'', ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan'' suçlarından başlattığı kaydedilmişti.

GÖKMEN ULU AÇIKLAMA YAPTI

Gökmen Ulu, tebliğin ardından basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te tatil yaptığı yeri haberleştirmesinin habercilik başarısı olduğunu, dünyanın her yerinde siyasi liderlerin tatil haberlerinin haber değeri taşıdığını, kendisinin de bunun üzerine haberi yaptığını savundu.

Darbe girişimi yaşandığı sırada Marmaris'te bulunduğunu, o akşam Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı otele giderek yaptığı açıklamayı da haberleştirdiğini ifade eden Ulu, Erdoğan'ın halkı sokağa çağırmasını kamuoyuna ilk duyuran gazetecinin kendisi olduğunu öne sürdü.

Darbe yanlısı bir muhabirin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı yeri haber yaparak değil darbecilere bunu telefonla bildirerek yapabileceğini dile getiren Ulu, yaşanan durumun trajikomik olduğunu savundu.

Ulu'nun avukatı Murat Ergün, polis ekipleriyle arama usül esaslarıyla ilgili müzakerede bulundu ve arama esnasında evin odalarına tek tek girilmesini istedi.

Ekipler, tebliğin ardından Ulu'nun evine girerek arama yapmaya başladı.

EMNİYETE GÖTÜRÜLDÜ

İzmir Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü ekiplerinin Ulu'nun evinde yaklaşık 2,5 saat süren arama işlemleri tamamlandı. Polis ekiplerinin, arama sonrası bazı materyallere ve dijital verilere el koyduğu öğrenildi.

Ulu, daha sonra sağlık kontrolünden geçirilip İzmir Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.

Aramanın devam ettiği sırada evin önünde bekleyen CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, CHP İzmir milletvekilleri Atilla Sertel, Tacettin Bayır ve Aytun Çıray ile aile yakınları da polis otosuna bindirilişi sırasında Ulu'ya alkışla destek verdi.

Ulu'nun İzmir Emniyet Müdürlüğündeki işlemlerinin ardından soruşturmanın yürütüldüğü İstanbul'a gönderileceği bildirildi.

ŞAMİL TAYYAR: BUNUN İKTİDAR PARTİSİYLE İLGİSİ YOK

Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay'ın da aralarında bulunduğu 4 kişi hakkında ''FETÖ'ye üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işledikleri'' iddiasıyla gözaltı kararı çıkarılmasına yönelik soruşturmaya ilişkin konuşan AK Parti milletvekili Şamil Tayyar, Habertürk TV'de yaptığı açıklamada şunları belirtti:

Siyaset kurumu burada devreye girip bir regülasyon yapmazsa, başka problemler ortaya çıkıyor. Ne oluyor? Bu operasyon siyasetle ilişkilendiriliyor. İktidar partisi ile ilişkilendiriliyor. Bunun iktidar partisiyle uzaktan yakından bir ilgisi yok ki. Bunlar daha önce de yaşandı. Bakın 1 hafta önce bana dokunulmazlığımın kaldırılması için fezleke geldi. Ben iktidar partisinin milletvekiliyim. Şikayetçi olan kim? 8 CHP milletvekili. Şimdi 8 CHP'li vekilin dilekçesi ile alakasız bir konuda dokunulmazlığımın kaldırılması için fezleke düzenleniyor ve Meclis'e geliyor. Peki benim gücüm olsa yargının üzerinde, bunu biz belirliyorsak, fezlekenin gelme ihtimali var mı? Yok. Maalesef Yargı'nın içerisindeki o koalisyon unsurları Yargı'da Birlik Platformu vardı biliyorsunuz FETÖye karşı, seçim yapılırken oluşan, içinde ülkücüsü var, sağcısı, solcusu var, muhafazakarı var her kesimden, her düşünceden yargıçların, savcıların olduğu bir platform. Yani bir mağduriyet varsa bu mağduriyet sadece birinin değil herkesin yaşadığı bir mağduriyet.

Sözcü Gazetesi'nin sahibi ve 3 çalışanı ile ilgili olarak bir operasyon var. Şimdi biz Sözcü Gazetesi'nin sahibiyle ilgili FETÖ irtibarına dair geçmişte de çok fazla iddia gündeme getirildi. Bunun bir gazetecilik faaliyeti ile ilgili olmadığı anlaşılıyor. Fakat burada ben şunu kabul ediyorum; Tabiiki Yargı bir yerindelik denetimi yapmaz. Hani yapacağı operasyonun ne tür sonuçlar doğuracağını hesaplamayabilir. Ama şuna da dikkat etmek zorunda; atacağınız her adımın bu FETÖ'ye mücadeleye ne tür bir etki sağlayacağını hesaplamak zorundasınız diye düşünüyorum. Sözcü'nün sahibi ve üç çalışanla ilgili bir operasyon var. Bunlara isnat edilen suçlama FETÖ ile irtibat, ilişki... Şimdi eğer kamuoyuna yansıdığı gibi ise eğer, anlıyoruz ki, bu bir gazetecilik faaliyetinden dolayı değil, FETÖ ile irtibatı ile ilgili.

SÖZCÜ GAZETESİ'NİN AVUKATINDAN AÇIKLAMA

Sözcü Gazetesinin avukatı Celal Ülgen, Habertürk TV'ye bağlanarak açıklama yaptı:

"Gerçekten insan hayretler içinde kalıyor bu bilgileri nereden alıyorlar, bu yanlış yalan bilgileri nasıl kullanıyorlar hem de bir milletvekili sıfatına ulaşmış bir kişi bunu nasıl söyleyebiliyor? Çünkü açıklıkla Burak Akbay hiçbir FETÖ okulunda okumamıştır. onun okuduğu okullar bellidir, internete giren herkes bunu görebilir. Fehmi Koru'nun çok basit kendi yalanını, kendi takiyyesini gizlemek için yaptığı bir iftiradır. Burak Akbay'ın babası Sayın Ertuğrul Akbay'a bağlanırsanız Fehmi Koru'nun niçin bu yalanı söylediği öyküsünü dinlersiniz çünkü çok ilginçtir. Bu topa ben girmek istemiyorum. Kamuoyu umarım bir gün bu Fehmi Koru'nun ne yapmak istediğini Ertuğrul Akbay'dan dinlemiş olur teşekkür ediyoruz."