Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Mozilla/5.0 AppleWebKit/537.36 (KHTML, like Gecko; compatible; ClaudeBot/1.0; +claudebot@anthropic.com)
        Haberler Gündem Yargı Sirkeci Arabalı Vapur iskelesi'ndeki kazada kızını ve annesini kaybeden Ebru Yılmaz mahkemede konuştu | Son dakika haberleri

        Serdar KULAKSIZ - AHT

        Sirkeci'de arabalı vapura binerken geminin hareket etmesi sonucu denize düşen otomobildeki 5 yaşındaki Ece Su Yılmaz ve 61 yaşındaki anneanesi Şaziye Güleren'in hayatını kaybetmesi ile ilgili olarak açılan davada konuşan kaptan Erkan Atalay İm, siren ve telsiz sesi duyduğunu, o an kameraya baktığını, kapak üzerinde araç olmadığını söyledi.

        Gemici Özay Yaşar ise olay sırasında yüklemenin tamamlanmadığını ve devam ettiğini belirterek, kalkış için gerekli olan prosedürlerin hiçbirinin gerçekleşmeden, kapak kapanmadan geminin hareket ettiğini öne sürdü.

        Duruşmada ifade veren anne Ebru Güleren Yılmaz da kapağa geldiğinde geminin hareket ettiğini belirterek "Çığlıklar duydum. Kızımın çığlığını duydum. Saniyeler sonra kendimizi suda bulduk. Ne olduğunu anlayamadım. Şikayetçiyim" dedi.

        İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülen duruşmaya sanıklar kaptan Erkan Atalay İm, gemici Özay Yaşar, Çımacı Levent Dönmez ile şikayetçiler Ebru Güleren Yılmaz, baba Aydın Yılmaz, teyze Mine Dalkılıç ve dayı Emre Güleren katıldı.

        Kaptan İm, Sadabat isimli geminin kaptanı olduğunu belirterek "9 senedir İDO'da kaptan olarak görev yapıyorum. 17 senelik tecrübem var. Cumartesi günü yoğun olduğu için devamlı gidip geliyorduk. Kaza öncesinde sanırım 12-13 sefer yaptım" dedi.

        Sirkeci terminaline saat 15:00 sıralarında yanaştığını belirten Kaptan İm, "Harem'den getirmiş olduğum yolcuları tahliye ettim. Harem'e gidecek yolcu ve araçlar yüklenmeye başladı. Ferilerde kapak gemici tarafından kapatılır. Kapanma sırasında alarm çalar. Alarm sesini duydum. Gözüm kameraya gitti. Hareket başladığında kapak üzerinde araç yoktu. Telsizden neta sesi duydum. Başınım makine kumandalarına çevirdim. Tekrar kameraya döndüğümde kapağın üzerinde bir araç olduğunu gördüm" diye konuştu.

        ARAÇ DENİZE DÜŞTÜ

        Aracı görünce iskeleye dönmek için hareket ettiğini söyleyen Kaptan İm, "İskeleye az bir mesafe kala araç geri geri giderek denize düştü. Düşme esnasında araç bir süre askıda kaldı. Arıcın kapak ve iskele arasında kalıp ezilmemesi için gemiyi durdurmak zorunda kaldım. Bir müddet sonra araç denize düştü. Kurtarma çalışmaların yapılması için gemiyi iskeleden uzaklaştırdım. Şirkete haber verip can simitlerinin atılması ve kurtarma çalışmalarının başlaması için talimat verdim. Kurtarmaya engel olmamak ve gemideki yolcuları düşünerek Harem'e doğru hareket ettim. Yolcuları ve araçları tahliye ettim.Daha sonra polis merkezine gittim" dedi.

        İFADESİNİ DÜZELTTİ

        Savcılıktaki "Bir siren sesi duyduğunu, bu sesin Sultan Ahmet isimli arabalı vapurdan geldiğini zannetmiştim" şeklindeki beyanını değiştiren Kaptan İm, "Sultanahmet isimli araba vapurunu olaydan sonra gördüm. İfademi bu şekilde düzeltiyorum" diye konuştu.

        SON BİR ARAÇ GÖNDERMEM İSTENDİ

        Çimacı Levent Dönmez ise "Gemici arkadaş iskeledeki araçları göndermemi söyledi. Bir gemi, iskelede bekleyen araçlardan 6 sıra halinde araç alır. Gemiye 5 sıra araç gönderdim. Bu arkadaşa kaç araç lazım diye sordum. 3 tane araç göndermemi söyledi. 3 aracı gönderdim. Dördüncü araçta bulunan hanımefendi ile konuştum. Bu arada gemici arkadaş bir araç daha istedi. Bu konuşmayı araçtaki şoför bayanda duydu" dedi

        CAN SİMİTLERİNİ DENİZE ATTIM

        Dönmez, "Diğer gemiye binecek araçlarla ilgilenirken Sadabat isimli gemiden çığlık sesi duydum. Dönüp baktığımda bir aracın denize düştüğünü gördüm. Telsizle iskeledekilere bilgi verdim. Bir gemici ve güvenlik amirinin denize atladığını gördüm. Can simitlerini denize attım. Asma merdiveni denize indirdim. Bu olayda herhangi bir kusurum yoktur. üzgün olduğumu belirtemk isterim" dedi.

        AYAĞIMIN ALTINDAN KAPAĞIN KAYDIĞINI HİSSETTİM

        Gemici Özay Yaşar da, 2008 yılından sonra İDO'da çalışmaya başladığını belirterek," 15:10 sıralarında Sadabat gemisi Sirkeci'ye yanaştı. Yolcu ve araçları tahliye ettikten sonra çımacı arkadaşa araçları göndermesini söyledim. Araçları yönlendirdim. 4 araçlık boş yer olduğunu gördüm. Büyük araç olabilir diye 3 araç daha göndermesini söyledim. Bu araçlar küçük olduğu için bir araçlık yer kaldı. Çımacı arkadaşa bir araç daha göndermesini söyledim. Araç gemiye giriş yaptığı sırada ayağımın altında kapağın kaydığını hissettim" diye konuştu.

        DENİZE ATLADIM

        Makine sesi duyması üzerine geminin hareket ettiğini anladığını ifade eden Yaşar, "Kapak ayağımın altında kayıp aşağıya doğru meyil etmeye başladı. Kendimi geriye attım. Aracın ön lastikleri ve arka lastiklerinin bir kısmının gemiye girdiğini gördüm. Telsizden ne yapıyorsun kapakta araç var diye bağırdım. Hemen kapak kontrol paneline koştum. Kapak ile arabayı gemiye atmak istedim. o sırada araç geriye kaymaya başladı. Kapak panelini çalıştırmaya vaktim olmadan araç denize düştü. Bende denize atladım. Bu sırada iki geminin de pervaneleri çalışıyordu. Suda kendimi toparladım. İki bayanın su yüzüne çıktığını gördüm. Bayan kızının ve annesinin arabada olduğunu söyledi. 6-7 kere dalış yaptım. Tüm denemelere rağmen aracı göremedim. Çok derindi. 20- 25 dakika sonra deniz polisi, sahil güvenlik geldi. İKi kazazedeyi çıkardı" diye konuştu.

        PROSEDÜRLERİN HİÇBİRİ GERÇEKLEŞMEMİŞTİ

        Gemici Yaşar ayrıca şunları söyledi: "Normal prosedüre göre gemi dolar. Gemide yer kalmadığı zaman araç gönderen arkadaşa telsizden neta olduğumuzu söylerim. O da bana neta verir. Yolcu gönderen arkadaşla da konuşur karşılıklı netalaşırız.Daha sonra kapak açma kapama panelindeki düğmeye basarım. Kapak kapanmaya başlayınca siren sesi çıkar. Benim önümdeki konsulda kapağın kapandığına dair yeşil ışık yanar. Aynı ışık köprü üstünde de vardır. Ondan da kapak kontrol edilebilir. Oradan da kapağın açık ya da kapalı olduğu görülebilir. Köprü üzerinde de monitör vardır. Monitörden de kapak canlı olarak izlenir. Bende telsizden köprü üstü sadabat güverte kapak alındı neta diye söylerim. Kaptan veya usta gemici duyar. olay sırasında köprü üstünde kim vardı bilmiyorum. Olay sırasında bu işlemlerin hiçbiri gerçekleşmedi. Yükleme devam ediyordu. Tamamlanmamıştı. Olay yükleme esnasında oldu. Anlattığım prosedürlerin hiçbirisi gerçekleşmemişti"

        KIZIMIN ÇIĞLIKLARINI DUYDUM

        Duruşma sırasında kendisini kötü hisseden baba Aydın Yılmaz duruşmadan çıkarken anne Ebru Güleren Yılmaz, Gemiye binmesi için izin verilince harekete geçtiğini gemide en sağda boş bir yer vardı. Gemideki görevli de eliyle bana o yeri işaret ediyordu. Ben araç ile geminin kapağına bindiğimde daha tam üstündemiydim anlamadan teyzem gemi hareket etti dedi. Geminin hareket ettiğini anlayamadım. Daha sonra çığlıklar duydum. Kızımın çığlığını duydum. Saniyeler sonra kendimizi suda bulduk. Suya girişimiz 3-4 saniye sürdü. Ne olduğunu anlayamadım. Şikayetçiyim" dedi.

        Teyze Mine Dalkılıç ise olayı anlatıkça kendisini kötü hissettiğini ve daha önce verdiği ifadelerin doğru olduğunu söyledi.

        KEŞİF TALEBİNE RED

        Mahkeme, müştekilerin olaydan zarar görmeleri nedeniyle duruşmaya katılma taleplerini kabul ederek olay sırasında kaptanın yanında bulunduğu belirtilen Başmühendis Muhammet Bayraktar'ın tanık olarak dinlenmesine, olay yerinde keşif yapılması talebinin ise reddine karar vererek duruşmayı erteledi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.
        Bu çeviride Google Translete kullanılmıştır. Anlam ve çeviri hatalarından haberturk.com sorumlu değildir.