Hababam Sınıfı'nın 'Boncuk'u Ergun Sözen: O sahnede Kemal Sunal sitem etti
'Hababam Sınıfı'nda canlandırdığı 'Boncuk' karakteriyle tanınan Ergun Sözen ile bir araya geldik. Sözen, 'Hababam Sınıfı'nı ve şimdiki hayatını anlattı
Rıfat Ilgaz'ın kitabından uyarlanarak Ertem Eğilmez tarafından beyazperdeye yansıtılan 'Hababam Sınıfı', yayınlanmaya başlamasının üzerinden 49 yıl geçmesine rağmen hâlâ ilgiyle izleniyor.
Münir Özkul, Adile Naşit, Kemal Sunal ve Tarık Akan gibi isimlerin rol aldığı, Türk sinemasının unutulmaz yapımındaki pek çok isim artık aramızda değil. 'Hababam' kadrosundan geriye kalan isimler ise artık gözlerden uzak bir yaşam sürdürüyor.
O isimlerden biri de 'Boncuk' karakterine hayat veren Ergun Sözen. Aynı zamanda 'Hababam Sınıfı'nın kamera arkası ekibinde de çalışan oyuncuyla buluştuk.
"ERTEM EĞİLMEZ, SİNEMA YAZILARIMI OKUMUŞ"
Ergun Sözen, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde birinci sınıf öğrencisiyken, 'Hababam Sınıfı' ile yolunun nasıl kesiştiğini şöyle anlattı: Üniversitede eğitim görürken bir yandan da küçük tirajlı gazetelerde sinema yazarlığı yapıyordum. Ertem Eğilmez'in filmleri olan 'Salak Milyoner' ve 'Köyden İndim Şehre' filmlerinin analizlerini yazmıştım.
Bu yazılar bir şekilde Ertem Eğilmez'e ulaşmış. Beni Taksim'deki ofisine çağırdı. O iki film hakkında yazdığım yazıları beğendiğini ifade etti. 'Hababam Sınıfı'nın çekileceğini söyledi ve beni de reji asistanı olarak kamera arkası ekibine dâhil etmek istediğini anlattı. Ertem Eğilmez, Sadık Şendil, Umur Bugay, Kartal Tibet ve Yavuz Turgul ile çalışma fırsatına tabii ki 'evet' dedim.
1975 yapımı olan 'Hababam Sınıfı' ve 'Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı' filmlerinde rol alan Ergun Sözen, "İlk filmin senaryo çalışması üç ay sürdü. Bu, o dönemlerde çekilen filmler için çok uzun bir süredir" açıklamasında bulundu.
70 yaşındaki Ergun Sözen, sözlerini şöyle sürdürdü: Senaryonun bütün aşamalarında ekiple beraberdim. Filmin kült olacağını çekmeye başlamadan önce hissetmiştim. Çünkü kamera arkasında işinin ehli ve çok değerli insanlar vardı. Aynı zamanda senaryoda da çok olumlu değişiklikler yaptık.
Halkın tamamen içinde kendisini bulacağı bir filmi çekeceğimizi 'motor' demeden önce gördük. O dönemler TRT yeni yayına girmişti sinema salonları kapanıyordu. İnsanlar artık evde film izlemeye başlamıştı. Tam bir kriz ortamıydı. O dönemde film yapmak gerçekten ayrı bir cesaret istiyordu. Nisan ayında 'motor' dedik, mayısın başında çekimleri, kurugusunu dublajını bitirdik. Mayıs ayının başında filmi vizyona bir soktuk, 52 hafta kapalı gişe oynadı. 'Hababam Sınıfı'na gösterilen bu ilgi Arzu Film'i ayakta tuttu. Film o kadar ilgi gördü ki, sokakta yürümekte zorluk çekiyorduk.
"KEMAL SUNAL'IN BURNU KANADI"
Oyuncu, Halit Akçatepe ile Kemal Sunal arasında yaşanan 'tokat' sahnenin perde arkasından da bahsetti: Unutmadığım sahnelerden biri, Güdük Necmi'nin İnek Şaban'ın velisi rolünde gelip, İnek Şaban'ı tokatladığı sahnedir. Kemal Sunal'ın, orada bir mağduriyeti de vardı. Rahmetli çok sessiz ve naif bir karakterdi. Halit Akçatepe ise tam zıttı, muzip bir kişilikti.
Sahnenin gerçekçi olması Halit Akçatepe'nin iki tokadı da sert vurmuştu. Daha önce hiç vurdulu kırdılı filmleri olmadığı için Kemal Sunal, tokatları rol gereği alamadı. Ertem Eğilmez ise, 'çok gerçekçi oldu, harikâydı' diye seviniyordu. Sonra bir baktık ki Kemal Sunal'ın burnu kanıyor. Kemal Sunal da sitem etti.
Ergun Sözen, bu yaşananların ardından Kemal Sunal'ın, Halit Akçatepe'ye film setinde yaptığı şakayı da aktardı: Halit Akçatepe'nin sobadan kopya verdiği sahnede ise Kemal Sunal da ona şakasını yapmıştı. Soba maketini 'Güdük Necmi'nin üzerine koyduk.
Sahne bitti, Kemal koştu, 'Sen misin bana tokat atan!' diyerek, sobanın üzerine oturdu. 5-10 dakika boyunca Halit Akçatepe'yi maket sobanın içinden çıkarmadı. Kamera arkasında böyle çok eğlenceli anlarımız oluyordu.
"ERTEM EĞİLMEZ KAMERA ÖNÜNE GEÇİRDİ"
Ergun Sözen, 'Hababam Sınıfı'nda hem oyunculuk yapan hem de kamera arkasında çalışan nadir isimlerden. Sözen, filmde rol almasının sağlayan Ertem Eğilmez ile arasında geçen diyaloğu da paylaştı: Filmin ilk günü sınıfı kurduk. 25 kişilik sınıfta, 24 kişi sıralarda oturuyordu. Bir kişi eksik kalmıştı. En öndeki sırada bir boş yer kalmıştı. Ben de Ertem Eğilmez'in yanındayım. Ertem Bey; 'Yanımda neden duruyorsun?' dedi. 'Hocam talimat bekliyorum sizden?' diye yanıt verdim. 'Öndeki sıra boş, orayı sana bıraktım. Hani bir 'Boncuk' karakteri yazdık ya o sensin' dedi. Romanda 'Boncuk' karakteri yoktu. Bir kontrast olsun diye, senaryoya çalışkan bir öğrenci karakteri yazmıştık.
Yardımcı yönetmen olmak istiyordum. Ertem Bey, 'Hem oraya geçip oyuncunun kamera karşısındaki hâlini anlayacaksın, hem de kamera arkasına geleceksin yönetmen yardımcılığının ne demek olduğunu öğreneceksin. İki işi birden yapacaksın. Ancak bu mesleği hakkıyla böyle öğrenebilirsin' dedi.
Ergün Sözen, "Genellik sorarlar; 'sınıfın tek çalışkan öğrencinin neden bu kadar az sahnesi var?' diye... Kamera arkasında daha çok bulunduğum için sahnelerim azdı. Çok kalabalık sahneler içerisinde bulunmak şansım da olmuyordu" ifadelerini kullandı.
Oyuncu, 'Hababam Sınıfı'nın ilk iki filmde, kamera önünde ve arkasında çalışıp şu an da hayatta olan tek kişinin kendisi olduğunu söyledi.
Diğer çekilen 'Hababam Sınıfı' filmleri, ilk filmlerin yerini tutamadığını söyleyen oyuncu, Kemal Sunal, Tarık Akan, Münir Özkul ve Adile Naşit'in arandığını bu nedenle ilerleyen yıllarda yapılan filmlerin insanlara dokunmakta zorlandığını sözlerine ekledi.
Ertem Eğilmez'in sette herkese eşit davrandığını ifade eden Ergun Sözen; "25 kişilik sınıfın sadece 3'ü profesyonel oyuncuydu; Kemal Sunal, Tarık Akan ve Halit Akçatepe... Ertem Bey, üç şöhretli oyuncuyla bizi hiç ayırmadı. Diğerleri gazete ilanı ile kadroya girdi. İlk defa kamera karşısına geçen kişilerdi. Yemeklerimizi aynı masada yerdik. Kardeşlik ortamında tam bir ekip çalışması ortaya çıktı" dedi.
Ergun Sözen ayrıca, "Bu ekibi destekleyen çok önemli diğer iki kişi de Münir Özkul ve Adile Naşit'ti. 'Mahmut Hoca', Münir Özkul'a müthiş yakışan bir roldü. Zaten naif bir insandı. Orada Münir Özkul'un büyük bir avantajı vardı. Ertem Bey yapı itibariyle asabi bir insandı. O şartlar da herkes zordu. Çalışma şartları ağırdı. Negatif filmle çekiyoruz, tekrarı zor. Dijital kameralar yok. Sahneyi tekrarlamak ekstra maliyet, ekip kalabalık, çocukların yüzde 90'ı amatör. Zaman zaman asabi olması işin otoritesi gereğiydi. Fakat en ufak bir tartışma anında Münir Özkul araya girer, oyuncularla Ertem Bey'in arasını bulmak için babacan tavırlar sergilerdi" şeklinde konuştu.
Ergun Sözen, Tarık Akan ve Gülşen Bubikoğlu'nun başrollerinde yer aldığı 'Ah Nerede' filminde de yardımcı yönetmenlik yapmış.
Yaşamını İstanbul'da sürdüren bir dönemin ünlü oyuncusu; "Sinemadan neden uzaklaştınız?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: 1975'te 'Hababam Sınıfı'nın ilk iki filmini çekince okuldan uzaklaşmak zorunda kaldım. Okuldan kaydımın silinmesi tehlikesiyle karşı karşıya kaldım. O dönemlerde sinema ile uğraşan insanlara pek iyi gözle bakmıyorlardı. Babam da üniversitede öğretim görevlisiydi. Ailemin de isteğiyle okula döndüm. 'En azından birinci sınıfı atlatayım' dedim. 'Okulu bitirdikten sonra sinemaya kaldığım yerden devam ederim' demiştim ama Türk sineması o dönemlerde de erotik furya ile boğuşuyordu. Yeşilçam çökmek üzereydi. Bunun üzerine avukatlığa başladım.
TANGO EĞİTMENİ
27 yıl avukatlık ve iki yıl da askeri hâkimlik yaptığını söyleyen Sözen, "Avukatlık mesleğinin getirdiği stresi hafifletmek için tango ile uğraşmaya başladım. 22 yıldır tangoya emek veriyorum ve eğitmen oldum. Tango benim için hem ruh, hem de beden sağlığıdır" dedi.