Heykeli dikilecek adam: Haldun Dormen
91 yaşındaki Haldun Dormen, bir sezonda 4 oyun sahneliyor. Habertürk'ten Mehmet Çalışkan, Dormen'in heykelinin neden dikilmesi gerektiğini 'Haftanın Portresi'nde derledi
Haldun Dormen...
1928'de Mersin'de doğdu.
Doğduğunda Türkiye Cumhuriyeti 5 yaşındaydı.
Atatürk vefat ettiğinde 10 yaşındaydı.
İkinci Dünya Savaşı başladığında 17 yaşındaydı.
İnsanoğlu ayak bastığında 41 yaşındaydı.
Cep telefonu Türkiye'de kullanılmaya başlandığında 66 yaşındaydı.
İlk sosyal medya ağı icat edildiğinde 76 yaşındaydı.
12 cumhurbaşkanı, 26 başbakan gördü.
Türkiye'de de dünyada da birçok değişim yaşandı.
Haldun Dormen'in çalışma, üretme çabası ve sanata duyduğu aşkı 76 yıldır hiç değişmedi.
Haldun Dormen'in bir alış veriş merkezinde balmumu heykelini görmüştüm. Bir de Eskişehir'deki Balmumu Heykelleri Müzesi'nde..
Alış veriş merkezinde sergilenen balmumu heykeli kendisine hiç benzemiyordu.
Kibarlığından dolayı 'Bu bana hiç benzemiyor ki. Bu ben değilim' demedi.
Çünkü balmumu heykelinin dikilmesinin kendisine gösterilen gösterilen büyük bir kibarlık olduğunu düşündü.
Haldun Dormen'in Eskişehir Balmumu Heykelleri Müzesi'ndeki balmumu heykeli.Afedersiniz Haldun Dormen, sizin balmumu heykelinizin yapılması bir lütuf mu?
Sizinki yapılmayacak da kimin yapılacak?
O balmumu heykelleri kariyerinin 10'uncu yılındaki ünlü isimler için de yapılıyor.
Balmumu heykeli de ne ki?
Sizin bronzdan heykeliniz dikilmeli.
Hem de bir an önce.
Bir alış veriş merkezinde sergilenen Haldun Dormen'in balmumu heykeli.Geçen yıl Zorlu Center'da Ahmet Nazif Zorlu'yu görmüştüm.
Etrafı kontrol ediyordu.
Yerde küçük bir ıslaklık vardı.
Görevlilerden birini çağırıp ıslaklığın silinmesini, aksi takdirde birinin kayarak düşmesine neden olacağını söyledi.
Biraz da kızdı.
Aslında bayağı kızdı; 'Bu ıslaklığı görmüyor musunuz?' diye...
Sonradan öğrendim; aksaklık olup olmadığını görmek için her gün etrafı kontrol ediyormuş.
İki yıl önce de Antalya'da Fettah Tamince'yi de otellerinden birinde aynı şekilde görevlilere talimat verirken görmüştüm.
Ahmet Nazif Zorlu ile Fettah Tamince büyük serveti olan kişiler.
O servetleri yıllarca çok çalışarak elde ettiler.
Peki o kadar servetlerine rağmen neden hâlâ o 'küçük' işleri yapıyorlar?
Birincisi; 'En büyük doğrular en küçük ayrıntılardır' felsefesini benimsemişler.
İkincisi; yaşam enerjilerini çalışmaktan, üretmekten alıyorlar.
Ahmet Nazif Zorlu ile Fettah Tamince, onları yapmazsa, yani çoğu insanın düşündüğü gibi o kadar servete rağmen çalışmayıp 'keyif'lerine bakacak olurlarsa yaşam enerjilerini kaybedecekler.
'Keyif'lerine bakmak yerine işlerine olan sevgilerini, mesleklerine olan saygılarını korumayı tercih ediyorlar.
Haldun Dormen de öyle...
Bir sezon da hem İstanbul'da hem de diğer şehirlerde 4 farklı oyunda sahneye çıkıyor.
Türkiye yetmiyor bir de Avrupa turnesi yapıyor.
90 yaşındaki Haldun Dormen'in yaşam enerjisi ürettiklerini sahnelemek.
Sahneledikleriyle insanların hayatına dokunmak...
Çocukken çatı düşüp küçük oranda sakat kaldı.
İşte o küçük sakatlık Haldun Dormen'i günümüze taşıyan neden oldu.
'Her şeyi herkes kadar iyi yaparım' diyerek o sakatlığın oluşturduğu psikolojiyi bertaraf etti.
Hastanede yatarken babası Sait Ömer Dormen'in Almanya'dan getirdiği kuklalar da Haldun Dormen'in sanata attığı ilk adımdı.
Bir kaç kukladan ve bir sahne düzeneğinden oluşan bir oyuncak...
Haldun Dormen, o kuklalara oyunlar yazıp arkadaşlarına 50 kuruş karşılığında temsiller düzenledi.
Haldun Dormen, bir tiyatro oyunu için sahneye ilk kez Galatasaray Lisesi'de çıktı. Dormen, 'Demirbank' ve 'Kamp' adlı oyunlarda ilk tiyatro deneyimi yaşadı yaşamasına ama Galatasaray Lisesi'ni hiç sevmedi. Nedeni de okulun çok sıkı olması ve ana etkinliklerin futbol üzerine kurulmuş olmasıydı.
Daha sonra Robert Koleji'ne giden Haldun Dormen, bu okulda kendi ifadesiyle rahat bir nefes alarak tiyatroya olan ilgisini ve yeteneğini keşfetti.
Robert Koleji'nden mezun olan Tunç Yalman ile Şirin Devrim'in ABD'deki Yale Üniversitesi'nde olduklarını öğrenen Haldun Dormen, bir mektup yazarak üniversiteye girme başvurusunda bulundu. Dormen, Türkiye'deki ABD'li iki öğretmenin referans olmasıyla Yale Üniversitesi'ne kabul edildi edilmesine ama bundan ne annesinin ne de babasını haberi vardı.
O sırada ABD seyahatinde olan babası Sait Ömer Dormen'e bir mektup yazarak Yale Üniversitesi'nde öğrenimini görerek tiyatrocu olmak istediğini söyledi.
Sait Ömer Dormen'den gelen cevap şu oldu; 'Olacaksan ol ama en iyisi ol.'
Haldun Dormen, babasından aldığı icazet ve içindeki tiyatro sevgisiyle Yale Üniversitesi'nde kelimenin tam anlamıyla esti, gürledi. ABD'li olmamasına rağmen kısa sürede kendisini üniversiteye kabul ettiren Dormen, sahnelediği iki oyunla gerek arkadaşlarını gerekse öğretmenlerini kendisine hayran bıraktı. Üstelik o oyunlardan birini Türkçe olarak sahneledi.
'Elektra', Türkçe, 'Evlilik Teklifi' ise İngilizce...
Haldun Dormen, henüz öğrenciyken ABD'deki gazetelerde haber olmuştu.Yaz aylarında Pasadena Playhouse'da ki birçok oyunda sahneye çıktı. Hollywood'dan birkaç yapımcı Haldun Dormen ile ilgilendi. ABD'de kendisini parlak bir kariyer bekliyordu.
Ne var ki Haldun Dormen'in aklı fikri Türkiye'deydi.
'Ben Türkiye'yi ve Türklüğümü seviyorum' diyerek tiyatroyu kendi ülkesinde yapma arzusuyla uçağa bindi.
İstanbul'a iner inmez de bir arkadaşının aracılığı ile Muhsin Ertuğrul'dan randevu alarak 'Ben sizinle çalışmak istiyorum, tiyatroyu sizden öğrenmek istiyorum' dedi. Bir süre Ertuğrul ile çalıştıktan sonra ABD'de kurduğu planlarını hayata geçirme vakti gelmişti.
Tiyatro kurmak...
Dormen Tiyatrosu'nu henüz 29 yaşındayken, 1957'de kurdu.
Tiyatronun ilk oyunu 'Papaz Kaçtı'...
Erol Günaydın, Altan Erbulak, Metin Serezli, Nisa Serezli, Erol Keskin, İzzet Günay, Yılmaz Köksal ve Ayfer Feray, Dormen Tiyatrosu'nun ilk oyuncuları oldu.
Sinemada Arzu Film neyse tiyatroda Dormen Tiyatrosu oydu.
'Ben' yoktu, 'Biz' vardı.
Patron - çalışan ilişkisi prosedür gereği sadece kağıt üzerindeydi.
Herkes patron, herkes çalışandı...
15 yıl boyunca İstanbul'un eğlence hayatının merkezlerinden biri olarak konumlanan ve onlarca oyuncunun yetişmesinde bir okul misyonu üstlenen Dormen Tiyatrosu, 1961'de Türkiye'deki ilk Batılı anlamdaki müzikal olan 'Sokak Kızı İrma'yı sahneledi. Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Gülriz Sururi, müzikaldeki 'İrma' rolüyle adını Türkiye'ye duyurdu.
1960'lı yıllar, Türk sinemasının yılda 200 film ürettiği yıllar...
Haldun Dormen, sinemanın çekim gücüne kapılarak biri 1965, diğeri 1966'da olmak üzere iki film çekti.
'Bozuk Düzen'...
Yapımcı, yönetmen ve senarist.
Antalya Film Festivali'nde 'Film', 'Senaryo' ve 'Yardımcı Erkek Oyuncu' dalında Altın Portakal kazandı.
'Güzel Bir Gün İçin'...
Yapımcı, yönetmen ve oyuncu.
Antalya Film Festivali'nde 'Senaryo' ve 'Yardımcı Erkek Oyuncu' dalında Altın Portakal kazandı.
Her iki film de ödüller almasına rağmen izleyiciden ilgi görmedi.
Sinema yapımcılığı üzerine olan kariyeri iki filmle sınırlı kalan Haldun Dormen, ödüllere rağmen izleyicinin filmlere neden ilgi göstermediğini "Çünkü zamanından önce yapıldı. Yani zamanına uygun filmler değildi. Bugün olsa olabilirdi. Ama olsun, filmciliğimi de yapmış oldum böylece" sözleriyle açıkladı.
Yıl 1972...
Dormen Tiyatrosu kapandı.
Büyük bir şaşkınlık...
Nasıl olur, Dormen Tiyatrosu nasıl kapanır?
Çünkü artık evlerin çatılarını antenler kaplamaya başlamıştı.
Televizyonun yaygınlaşmaya başladığı dönemler.
Televizyonla birlikte değişen sosyal hayat önce tiyatroları etkiledi.
Masraflar karşılanamıyordu.
Dormen Tiyatrosu, misyonunu tamamlamıştı.
Tiyatroda çalışanlar, oyuncular arasında 'Kapandık' haberi sonrası ağlayanlar, hatta bayılanlar oldu.
Ne var ki elden gelen bir çare yoktu.
Haldun Dormen'in büyük ölçüde ekonomik sıkıntı yaşaması Dormen Tiyatrosu'nun kapısına kilit vurdurdu.
Hatta öyle büyük bir ekonomik sıkıntı yaşadı ki 'Bir daha tiyatro açmayacağım' dedi.
Dormen Tiyatrosu, misyonunu tamamlamış olsa da Haldun Dormen'in misyonu yeni mecralarda sürecekti.
O mecra doğal olarak televizyon oldu.
Haldun Dormen'in yönetmenlik ve senaristlik misyonunu televizyonda sürdürdüğü 'Unutulanlar', aralarında Kerem Yılmazer, Can Gürzap, Perran Kutman, Ayten Gökçer ve Göksel Kortay'ın da olduğu tiyatro oyuncularının diziyle tanışmasına vesile oldu.
Dizi kariyeri de sinema kariyeri gibi umduğu gibi gitmese de 1990'a kadar kültür - sanat içerikli TV programları yaptı.
Bir gün Egemen Bostancı der ki; 'Feriköy'de bir yer var. Gidip bir baksana. Belki orada komedi tiyatrosu yaparız.'
Haldun Dormen, gidip bakar.
'Tamam orası olur' der.
Ardından da çalışmalar başlar.
Adı önce Egemen Bostancı Tiyatrosu'dur.
Egemen Bostancı der ki; 'Her şeyiyle sen uğraşırken buranın adı neden Egemen Bostancı Tiyatrosu? Burası Dormen Tiyatrosu olsun.'
Haldun Dormen, 1972'de 'Bir daha tiyatro açmayacağım' demiştir ama Egemen Bostancı emrivaki yapmıştır.
Her ne kadar 'Bir daha tiyatro açmayacağım' demiş olsa da o emrivaki Haldun Dormen'in içindeki tiyatro ateşinin yeniden harlanmasına neden oldu.
Fakülte öğrencisiyken bir dönem Feriköy Öğrenci Yurdu'nda kalmıştım.
Dormen Tiyatrosu ile öğrenci yurdu arasındaki mesafe 50 adım.
O gün 'Şahane Züğürtler' sahneleniyor.
Tiyatronun önünden geçerken oyunun afişlerine bakıyorum.
Haldun Dormen meğer arkamdaymış.
- Bu oyunu hiç izledin mi?
- Hayır.
- O zaman akşam gel izle.
Sonra beni içeri davet etti, çay ısmarladıktan sonra 'Şahane Züğürtler'e bir bilet verdi.
Akşam oldu, oyunu izledim.
Çıkarken Haldun Dormen yanıma geldi;
- Oyunu beğendin mi?
- Evet, çok...
- O zaman buradaki her oyunu izlemeye geliyorsun. Geldiğinde beni bul.
Gerek öğrenciyken gerekse gazeteci olduktan sonra gittiğim Dormen Tiyatrosu'nda Haldun Dormen'in işine olan sevgisi ve saygısının ne büyük ölçüde olduğunu görmek heyecan vericiydi.
Ekonomik sıkıntılarla uğraştığını görmekse bir o kadar üzücü.
Arkadaşlarıma hep şunu derdim; 'Adam Haldun Dormen olmuş hâlâ ekonomik sıkıntı yaşıyor.'
Özel tiyatroların oldum olası boğuştuğu ekonomik sıkıntı Haldun Dormen'in yakasını bir kez daha bırakmamıştı.
Haldun dormen'in tiyatronun borçlarını ödemek için evindeki tabloları satması da yeterli olmadı.
Tiyatronun gelirleriyle giderleri birbirlerine yine sırtını dönünce Dormen Tiyatrosu, 17 yıllık ikinci dönemi sonunda 2001'de bir kez daha kapandı.
Haldun Dormen, mutludur ama...
Çünkü artık tüccarlık külfetinden kurtulduğu tiyatronun sanatıyla baş başa kalmıştır.
Dormen Tiyatrosu kapandıktan sonra hem İstanbul'da hem de ülkenin diğer şehirlerindeki tiyatrolarda oyunlar sahneledi, sahnelemeye de devam ediyor.
Öyle ki bu sezon 4 oyun birden sahneliyor.
'Moliere'nin 'Kibarlık Budalası', The Companies Tiyatrosu'ndan uyarladığı 'Daha Neler', aynı zamanda yazdığı ve yönettiği 'Bir Zamanlar Gazinoda' ve 'Küllerin Arasından'...
Bu oyunlarla Türkiye'de ve Avrupa'da turneye çıkıyor.
Geçtiğimiz hafta Almanya'da 'Daha Neler'i sahnelediği gibi.
Haldun Dormen, oğlu Ömer Dormen ile birlikte görülüyor.