Var olmayan ama ünlü bir restoranın hikayesi
Bir restoran düşünün ki insanların yemek yemek için haftalarca sıra beklediği hatta Londra'nın 'en iyisi' olan...
Tek sorun şu ki böyle bir restoran aslında yok! Okurken eğleneceğiniz bu ilginç hikâye, algı yönetiminin başarılı bir örneğini temsil ettiği gibi internette yer alan her şeyin gerçek olmadığını da çarpıcı bir şekilde anlatıyor.
Vice News haber sitesinin yazarlarından biri olan Oobah Butler, 2018 yılında, dünyanın en çok kullanılen gezi, mekân ve tavsiye sitesi olan TripAdvisor'da yeni bir restoran kaydı açıyor.
Butler, açtığı restoran için bir web sitesi hazırlıyor, sosyal medya hesapları açıyor. Restoran ismi ise The Shed (Kulübe). Yalnız ortada bir sorun var; böyle bir restoran aslında yok! Bu, tamamen Butler'un bir oyunu. Ancak oyun öyle bir hâl alıyor ki insan hayrete düşürüyor!
Butler, inandırıcı olması için sosyal medya hesaplarından yemek fotoğrafları paylaşıyor lâkin bunlar gerçek yemek bile değil! Örneğin, güzel bir yemek gibi gözüken lezzetli tabak aslında bir tuvalet tableti...
Restoranın tanıtımında "yalnızca rezervasyonla hizmet vermekte olan" bir restoran olduğu belirtiliyor ve Butler arkadaşlarına, TripAdvisor'a girip hayali restoran hakkında pozitif eleştiriler yazmasını istiyor.
Web site algoritması gereği, pozitif yorumlar arttıkça restoranın puanı da artıyor ve insanlar rezervasyon için aramaya başlıyor. Butler, arayanlara çok dolu olduklarını ve önlerindeki 6-7 haftanın da böyle geçeceğini söylüyor.
Butler, bu yalanı sürdürerek restoranı, TripAdvisor'da 5 tam puan ve mükemmel yorumlarla Londra'nın bir numaralı restoranı haline getiriyor.
Butler, haftalar sonra sıra bekleyen müşterileri arayarak restoranın sonunda müsait olduğunu söylüyor. Bunu duyan müşteriler çok mutlu oluyor. Hatta bazı müşteriler, Paris'ten geliyor.
Tabii ki ortada gerçek bir restoran yok ancak Butler'un zekâsı var! Butler, arka bahçeye açılan küçük ancak harabeden hallice olan bir evi restorana çeviriyor. Bahçeyi donatıyor, yemek servisi için hazırlık yapıyor.
Yemek alışverişinden kasıt; dondurucudan alınmış ve mikrodalgada ısıtılan yemekler, elbette...
Müşteriler geldiğinde onları bu özel deneyim için bahçeye götürürken gözlerini bağlıyor. Bir arkadaşı DJ oluyor ve mikrodalgada ısıtılan yemekler servis ediliyor.
Belki tam burada, Butler'un oyununun açığa çıktığını dğüşünüyorsunuz ama durum hiç de öyle değil! Hatta tam aksine...
Müşteriler, yaşadıkları akşam yemeği deneyimini şöyle anlatıyor; Londra'nın en iyi restoranında bu deneyimi yaşamak harikaydı...
Yani bırakın şüphelenmeyi, insanlar bunun özel bir deneyim olduğunu düşünüyor.
Oldukça eğlenceli ancak bir o kadar da ilginç olan bu hikâye, bize iki ders veriyor; algı yönetimi her şeyi değiştirebilir ve internette yer alan her şey gerçek değildir...