Kotor Körfezi'ndeki 8 yer
Karadağ bugünlerde her zamankinden daha cazip. Sebebi; billur gibi Adriyatik kıyıları, muhteşem manzaralar ve bir de Schengen vizesi istememesi.
Masalsı Ortaçağ şehirleri, billur gibi Adriyatik kıyıları, dağlarla denizin buluştuğu muhteşem manzaralar, eh bir de Schengen vizesi istememesi. Bu saydıklarımız nedeniyle Karadağ bugünlerde her zamankinden daha cazip. İşte en popüler noktalarıyla Karadağ’ın gözdesi Kotor Körfezi…
Karadağ, malum, Türk vatandaşlarının Schengen vizesi zahmeti çekmeden Avrupa’da gidebilecekleri en kendine özgü ülkelerden biri. Avrupa Birliği’ne katılımı için müzakereler sürdüğünden ve süreç olumlu devam ettiğinden yakında birliğe üye olması bekleniyor. Bu da Türk pasaportuyla seyahat edeceklerin bir an önce bu ülkeyi ziyaret etmesi için doğal bir teşvik sayılıyor.
Peki Karadağ’a özellikle de bu yaz günlerinde gidenler ne görecek? Ortaçağ’dan kalma kaleler, tarihi dokusuyla kaleyi çevreleyen dolambaçlı sokaklarında taş evler, özgün mimarisiyle kilise ve müzeleri, billur gibi Adriyatik kıyıları, başınızı çevirdiğiniz her yanda dağ ve denizin muhteşem buluşması. Elbette Karadağ’da şehir ve dağ görmek; alışveriş ya da trekking yapmak isterseniz bu da mümkün. Ancak bir yaz gezisi yapacağınızı varsayarak Kotor Körfezi (Boka Kotorska) etrafında neler yapabileceğinizden bahsedeceğiz bu yazıda.
UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Kotor Körfezi’nin sadece Türkiye’den değil, dünyanın her yerinden turist akınına uğradığını, cruise’ların uğrak yeri olduğunu ve özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında iğne atsanız yere düşmeyeceğini hatırlatalım. Ulaşım için Tivat ve Podgorica havaalanlarını düşüneceksiniz ama bilet fiyatları yüksekse, komşusu Arnavutluk’un başkenti Tiran’a daha uygun bilet bulup araba kiralayarak ya da otobüsle yaklaşık 4 saatte geze geze de ulaşabilirsiniz körfeze.
İşte büyüleyici Kotor Körfezi’nde görebileceğiniz 8 yer
Tarihi Kotor Şehri
Kotor, Ortaçağ’dan günümüze kadar çok iyi korunarak gelmiş bir kale yapısına sahip. Tarihi şehre limandan, muhtemelen Deniz Kapısı'ından (Sea Gate) gireceksiniz. Bu ana kapının üstünde, Yugoslavya'nın efsanevi Cumhurbaşkanı Tito'nun, İkinci Dünya Savaşı sırasında söylediği "Bizim olmayanı almayız. Bizim olanı vermeyiz" sözünün yazılı olduğunu göreceksiniz. Kotor Kalesi’ni çevreleyen surlar, saat kulesi, Aziz Tryphon Katedrali, surların içindeki yerleşim yapıları, Arnavut kaldırımlı sokaklarını, hatta bu tarihi dokunun bir parçası gibi görünen turistik dükkanları müze gibi gezebilirsiniz. “Sana şöyle bir tepeden bakayım aziz Kotor” derseniz 1350 basamakla ulaşılabilen tepedeki Aziz John Kalesi’ne çıkabilirsiniz.
Tarihi Budva Şehri
Karadağ’ın belki de en çok turist çeken şehri 2 bin 500 yıllık geçmişiyle Adriyatik’in en eski yerleşimlerinden olan Budva. Tipik bir Ortaçağ kenti nasıl olurdu görmek isterseniz Budva’ya bakabilirsiniz. Şehrin merkezindeki hisarı, Venedik surları, Arnavut kaldırımlı labirentvari sokakları, tarihi kilise ve müzeler gibi unsurlarıyla Kotor ile benzer mimari özellikleri taşıyor, benzer atmosferi yaşatıyor. Ancak Budva biraz daha büyük olması nedeniyle konaklama için, pek çok özel plajı barındırması nedeniyle deniz tatili için, hem de daha hareketli olması nedeniyle gece yaşantısı için daha çok alternatif sunuyor. Bu yoğun turistik ilgi, yatırımcıların da ilgisini çekiyor ve kontrolsüz bir yapılaşma şehri ele geçiriyor. Hatta bunu anlatan Sırpça bir kelime de var: Budvanizacija (Budvalaşma).
Mogren Plajı ve Balerin heykeli
Budva şehir surlarının devasa taş kapılarından birini açarak da varabileceğiniz, şehrin kocaman ve güzel plajı. Kilisenin çanları çalarken, sırtınızı, gölgesinden faydalandığınız kalenin surlarına dayayıp, Adriyatik’in ferahlatan sularında yüzüp bu büyülü atmosferin keyfine varın. Sezon dışında gittiyseniz bile mutlaka bu sahilde bir yürüyüş yapın, içecek ve hatta yiyecek bir şeyler alıp günbatımının tadını çıkarın. Sahil yürüyüşü sırasında Balerin heykelini göreceksiniz, denizci sevgilisini bekleyen balerinin anısına dikildiği söyleniyor, bugün şehrin simgelerinden biri olarak kabul görüyor.
Perast
Kotor kent merkezine 12 km mesafede yer alan Perast, dar bir sahil şeridi ve gerisinde denize dik yamaçlara kurulu taş binalarıyla tam sokaklarında kaybolmalık bir kasaba. Sadece körfezin değil tüm Karadağ’ın en şirin ve masalsı yerleşimi olan kasaba Venedik etkisi altındayken denizcilik alanında oldukça etkiliymiş. Perast’ın silüetine imzasını atan yapı, şüphesiz. devasa çan kulesiyle şehir meydanındaki Aziz Nicholas Kilisesi; içeri girip kuleye çıkabilirsiniz. Küçük bir plajı var, buradan denize girebilirsiniz, ancak Temmuz ve Ağustos gibi turist yoğunluğu artan bir dönemde gidiyorsanız yer bulamayabilirsiniz. Burada konaklayıp manzaranın tadını çıkartmak da mümkün ama tek bir şartla: Sükuneti gerçekten seviyorsanız…
Kayaların Leydisi (Lady of The Rocks)
Perast kasabasından tekneyle ulaşabileceğiniz iki minik ada bulunuyor. Biri üzerinde manastır bulunan doğal bir ada: Sveti Djordje. Diğeri ise yapay bir ada olan Kayaların Leydisi. Hikayesi şu; 15. yüzyılda bir denizci burada bir Meryem Ana ikonası bulmuş, sonrasında seferden sağ salim dönen her denizci için buraya taş atılmış, zamanla da bugün müze olarak ziyaret edilebilin kilise eklenmiş. Körfezin en çok fotoğraf çekilen noktalarından biri.
Sveti Stefan
Budva’ya yakın Sveti Stefan, etrafı surlarla çevrili, dar bir köprücük ile karaya bağlanan oldukça küçük bir yarımada. Yugoslavya’nın dağılmasından önce öyle ihtişamlı bir yer ki, dönemin jet sosyetesi hep burada konaklamış; Sophia Loren, Marilyn Monroe, Orson Welles, kimler kimler…
Bugün bu yarımada, bir otel tarafından işletiliyor ve özel mülk statüsünde. Dolayısıyla yalnızca otel konuklarının ziyaretine açık. Ama etrafında İtalyan Rivierası havası taşıyan kasabadan ev kiralayıp konaklayabilir ya da günübirlik plajlara girip denizin tadını çıkarabilirsiniz.
Porto Montenegro
Buraya kadar gördüğümüz yerler arasında en lüks mekanlara ev sahipliği yapan, körfezin yeni gözde yerinin Tivat şehrindeki “Porto Montenegro” olduğunu söyleyebiliriz. Eğer turizm anlayışınıza ve elbette bütçenize de uyuyorsa Karadağ’ın ve hatta Adriyatik'in en lüks yat marinalarından biri olan Porto Montenegro’yu görebilirsiniz. Yat turizmi ile doğru orantılı olarak, limanda pek çok lüks mağaza da yer alıyor. Burada birbirinden şaşaalı yatlara bakarken, şık restoranlardan birinde güzel bir akşam yemeği yiyebilir, Avrupa’nın sayılı markalarının ürünlerine bakıp alışveriş yapabilir ya da keyfinize göre gece kulüplerinden birinde eğlenceli zaman geçirebilirsiniz.
Dobrota
Tevazu kelimesine karşılık gelen bir tatil beldesi ararsanız orası Dobrota. Bu küçük ve şirin yerleşim, Kotor'dan Perast'a doğru giderken dikkatinizi çekecektir. Şehirdeki turist kalabalığından uzakta durmak isterseniz burada konaklayabilir, buradan denize girebilir, güzel restoranlar bulabilir, gün batımını izleyebilirsiniz.