HT Gastro
Seyahat

Zamana, yaşama, değişime yön veren kent: Floransa

Her ne kadar değişmeyen tek şey değişimin bizatihi kendisidir dense de bazı şeyler değişmemesi daha kıymetli. İşte Floransa da değişmeyen ve asla değişmemesi gereken o kentlerden. Zamanın ruhu ne olursa olsun üstelik…

Giriş: 18.10.2022 - 18:01 Güncelleme: 18.10.2022 - 18:01
Haberler Gastro Seyahat Zamana, yaşama, değişime yön veren kent: Floransa

Bir açık hava müzesi

Mesela kentler, mesela yapılar, mesela mekanlar. Zamana karşı direnmek değil söz ettiğim hadise, zamana yön vermek belki. Yıllar, asırlar geçse de ayakta kalabilmek ve kuşaklar boyu gelip geçen insanoğlunun bu mükemmeliyete uyumu aslolan. İşte Floransa da değişmeyen ve asla değişmemesi gereken o kentlerden. Zamanın ruhu ne olursa olsun üstelik… Kentin içinden geçen Arno’dan ilham alarak üreten, yazan, çizen sanatçılara selam olsun!

Zamana yön vermiş ruhlar hala burada

İşte İtalya’nın ruhu bu asillikte gizli. Tam anlamıyla ruh özü. İtalya’yı İtalya yapan kent. Rönesansın doğum yeri olmasından mıdır bilinmez ardında bıraktıklarıyla, önüne katacaklarıyla her yıl, her ay, her an keşfedilmeyi bekleyen bir nadide eser. Yani tam bir şaheser. İtalya Krallığı’na da kısa bir süre başkentlik yapmış. Kuzey İtalya'nın şahane ötesi Toskana Bölgesi’nin de başkenti aynı zamanda. Güzelliği ruhunda. Leonardo da Vinci ve Michelangelo desem yeter de artar bile. İşte bu iki özel insan bu tarihi şehirde yetişmiş. Ünü zamanını aşan yazar ve şair Dante Alighieri de bu şehirde yaşamış ve ilhamını Floransa’nın sokaklarından almışt. 1520’lerde, Nicollo Machiavelli, Floransa tarihini ilk defa kitaplarında anlattığı için Floransa’nın tarihi şu an oldukça iyi biliniyor. Nicollo Machiavelli, Medici ailesinin özel isteği üzerine “Istorie fiorentine” kitabını yazmış.

Bilmeyenimiz var mı: Ponte Vecchio

Eski Köprü anlamına gelmekte. Elbette bir köprüden fazlası. 2. Dünya savaşından kalan tek köprü. Böyle de bir özelliği var. Floransa ile ilgili ne okusanız, ne görseniz Ponte Vecchio’yu mutlaka görürsünüz. Gördüğünüz anda zaten eliniz fotoğraf makinenize, cep telefonunuza uzanıyor doğal olarak. O dönem halk tarafından pek de sevilmeyen Medici’lerin Arno Nehri üzerinden bir saraydan diğer saraylarına geçmeleri için bir tür gizli geçit olması nedeni ile yapılmış. İlginç değil mi? Bu gizli geçidin nedeni ise halkın arasına karışmadan bu koridordan rahatça diğer saraya geçebilmek. Anlayacağınız Uffizi ve Medici Sarayı’nı birbirine bağlıyor bu esrarengiz köprü. Bir dönem kasap, tabakhane ve demir atölyelerine ev sahipliği yapsa da günümüzde şehrin en ünlü ve hareketli noktalarından biri. Günümüzde köprü üzerinde birçok altın ve mücevher satışı yapılan kuyumcular bulunuyor. Köprü üzerine Floransalı kuyumcu ve heykeltıraş Benvenuto Cellini’nin büstü dikilmiş.

‘Floransa Katedrali’, bir katedralden fazlası

Duomo Meydanı’nda yer alıyor. Şehrin en güzel ve en etkileyici sembollerinden. Floransa’nın simge yapısı elbette. Her daim kalabalık. Sırada binlerce insan mekanın sade iç yapısını görmek için saatlerce beklemeyi göze alıyor. İnşasına 13. yüzyılda Arnolfo di Cambio tarafından başlanan kilise pembe, beyaz, yeşil mermerleri ile eşsiz bir mimariye sahip. Etkileyici kubbeye 463 basamakla çıkılabiliyor. O da Brunelleschi’nin imzasını taşımakta. Gotik bir yapı olan bu eser Santa Reparata Kilisesi alanı üstüne yapılmış. Kilisenin hemen girişinde bir saat bulunuyor. Bu saat Paolo Uccello tarafından 15. Yüzyılda 24 saatlik günün güneşin batışı ile son bulmasını simgeliyor. Hala çalışmakta. İçeride yer alan önemli eserlerden biri de Giorgio Vasari’nin ‘Kıyamet Günü’ isimli freskleri. Bunca turist çekmesine rağmen kiliseye giriş ücretsiz. Ne güzel değil mi? Ancak kapıdaki uzun kuyruğu göze almanız gerekecek ki bence buna değer.

Kısa kısa Floransa…

  • Meydan denilince tabii ki Piazza del Duomo

Duomo Meydanı, son derece etkileyici elbette. Floransa Katedrali, Giotto’nun Çan Kulesi, Aziz Giovanni Vaftizhanesi, Museo dell’Opera del Duomo gibi önemli yapılar burada yer alıyor. Tam durup düşünmelik bir yer anlayacağınız.

  • Giotto’nun Çan Kulesi

1359’da bitirilmiş. İnanılmaz değil mi? Taa o günden bugüne! Floransa Katedrali’nin hemen yanında. En yüksek noktası 84,7 metre. 414 basamakla da çan kulesinin en üst noktasına yani seyir terasına çıkabilirsiniz. Asansörü yok. Ama çıkablirseniz şayet harika bir şehir manzarası sizi bekler.

  • Aziz Giovanni Vaftizhanesi

Tabii ki burası da kentin en eski yapılardan biri. 1059 – 1128 yılları arasında inşa edilmiş. Bronz kapıları ile ünlü. İnanışa göre eski bir Roma tapınağı üzerine yapılmış. Sekizgen bir şekle sahip. Tavanı ise 13. yüzyıldan kalma. Ve birçok ünlü Floransalı kişi işte tam da burada tasvir edilmiş.

  • Michelangelo’nun Davut Heykeli

İşte Floransa’nın ruhuna ruh katan bir diğer eser. Çıplak bir erkeği temsil ediyor. Kendisi İncil’de yer alan Davut karakterinin aynısı aslında. Rönesans heykelciliği denilince aklınıza mermerden oyulmuş Davut Heykeli gelsin. Çünkü tam bir zirve noktası. 1501 ile 1504 yılları arasında yapılmış. Boyu 5 metre 17 cm. Meydanda yer alan bu etkileyici heykel zarar görmemesi için buradan alınıp Accademia Galleri ’ye taşınmıştır. Yerine ise heykelin bire bir kopyası yerleştirilmiştir. Son derece yerinde bir düşünce tabii. Michelangelo Usta’ya selam olsun!

  • Piazza della Repubblica

Çevresinde birçok ünlü mağaza ve butik var. Meydandaki yer alan kafe Giubbe Rosse 20. yüzyıldan itibaren sanatçıların uğrak yeri haline gelmiş. Çevresindeki alışveriş olanakları ile ünlü olan meydanın orasında ufak bir de dönem atlı karınca yer alır.

  • Piazzale Michelangelo

Şahane bir yer. Kentin muhteşem manzarasını en güzel seyredebileceğiniz yerlerden olan meydan 19. yüzyılda düzenlenmiş. Meydan da bir de Michelangelo heykeli yer alır. Atıştırmalık bir şeyler yiyebileceğiniz büfeler ile alışveriş yapabileceğiniz seyyar satıcılar da burada.

  • Pitti Sarayı

1457 yılında Pitti Ailesi için inşa edilmiş. 16. yüzyıllarda Medici Ailesi’ne satılmış olan saray günümüzde beş tane önemli müze ve galerisine ev sahipliği yapıyor. Palatine Galerisi, Kral Daireleri, Modern Sanat Galerisi, Porselen Müzesi ve Kostüm Galerisi.

  • Uffizi Galerisi

Floransa’nın dünyaca ünlü sanat galerisidir. Rönesans’ın en önemli eserlerinin de görülebileceği galeri Medici Ailesi tarafından oluşturulmuştur. Urbino Venüsü,Venüs’ün Doğuşu, Urbino Dükü ve Düşesi ve Ayağından Diken Çıkaran Çocuk bu galeride sergilenen en önemli sanat eserlerinden birkaçı. Buradaki koleksiyon binanın 2. Katının sergiye dönüştürülmesi ile I. Francesco tarafından başlatılmıştır. Uffizi galerisi içinde yer alan eserler ise birbirinden eşsiz ve önemli. Bunlar arasında en çok rağbet görenler Michelangelo’nun “The Birth of Venus” eseri, Leonardo Da Vinci’nin “Springtime” eseridir.

  • San Lorenzo Bazilikası

Bu kilisenin en önemli özelliklerinden biri, ön kısmının hiçbir zaman tamamlanamamış olması. Bu da daha eski ve çarpıcı bir görünüme sahip kılıyor yapıyı. Bazilikanın yanı başındaki şapellere Medici Ailesi’nin bazı üyeleri defnedilmiş. Bronz kürsü, Donatello’nun eşyalarının konulduğu oda, Filippo Lippi’nin bildirisi, bazilikada görülebilecek en önemli bölümler bana kalırsa. Kiliselerin dışı ayrı bir işçilik, içi ise apayrı bir işçilikten ibaret. Dışı farklı ve etkileyici olan bu kilisenin içi de yerden tavana kadar son derece büyüleyici.

  • Santa Croce Bazilikası

Galileo, Michelangelo, Dante, Machiavelli gibi birçok önemli kişinin anıt mezarı burada. Dolayısıyla gidip görmek gerek ve şart. 13. yüzyılda Arnolfo di Cambio tarafından inşa edilen bu yapı içinde Bardi ve Peruzzi Şapelleri de yer alıyor. Aslında kilisenin amacı Floransa için önemli olan kişilerin mezarlarının yapıldığı bir yer olmasıdır. Kilisenin dışı saf mermer. Santa Croce meydanına bakıyor. Ayrıca bu meydanda orta çağ kostümleri giyilerek futbol turnuvaları da düzenleniyor ki bu Floransalılar için oldukça keyifli bir aktivitedir. Di Santa Croce Kilisesinin içerisinde ciddi bir sanat barındırır. Gaddi’nin bir eseri olan ve kutsal hacın hikayesini anlatan freskler burada.

  • Canlı mı canlı Signoria Meydanı

Bu meydanda birbirinden etkileyici heykeller dolu. Meydanda yer alan yılan başlı Medusa’yı elinde tutan Perseus heykeli bulunuyor. Bu heykel I. Cosimo tarafından düşmanları korkutmak amacı ile yaptırılmış. Sabin kadınlarının kaçırılmasını simgeleyen heykelin özelliği ise, bir parça mermerin oyulması ile yapılmış bir heykel olmasıdır. Meydanda yer alan diğer heykeller de Grandük I. Cosimo heykelinden, deniz tanrısı Neptün Çeşmesi heykeline kadar birbirinden ihtişamlı ve birbirinden etkileyici heykellerle dolu. Bu eşsiz heykellerin bulunduğu meydanı gezmek ücretsiz. Bunun yanında meydanda Michael Angelo’nun David adındaki çalışmasının da bir kopyası yer alıyor. Meydanın canlılığına şapka çıkaracaksınız.

  • Vecchio Sarayı

Bir dönem Medici Ailesi’nin evi olarak kullanıldı. Anlamı, “Eski Saray”. Şimdilerde Belediye Sarayı. Adı ise Palazzo Vecchio ‘dur. Upuzun kulesiyle de yapı kaleyi anımsatıyor. 1302 yılında Arnolfo di Cambio tarafından yapımı tamamlanmış. Yapı bir çok yetkili insana zamanında ev sahipliği yapmış. Signoria Meydanı’nda yer alan bu saray bugünkü görünümünü daha çok 16. yüzyılda geçirdiği yenileme çalışmasına borçlu. Palazzo Vecchionun hemen girişinde sağlı sollu iki büyük heykel yer alıyor. Bunlardan biri fiziksel gücün temsilcisi olarak kabul edilen yarı tanrı Hercules ve Cacus heykelidir. Diğer heykel ise Michelangelo’nun Davud heykelidir. İçeride yer alan heykel ise Michelangelo’nun Zafer heykelidir. Bu sarayın pek çok kısmı ücretsiz gezilmekte. Ayrıca bir çok önemli rönesans resimleri de yapının içerisinde yer alıyor.

  • Boboli Bahçeleri

Dünya’nın en ünlü bahçelerinden biri. 1550 ‘de Mediciler’in Pitti Sarayı’nı almalarından sonra yapılmış. 18. yüzyıldan sonra halkın ziyaretine açılmış. Bir amfi tiyatro, Giusto Utens’in Boboli Bahçeleri Ay Tabyası resmi, gül bahçesinden geçilerek gidilen Porselen Müzesi gibi önemli bölümler yer alır bahçede.

  • Museo dell’Opera di Santa Croce

1966 yılında Floransa’da ciddi büyüklükte bir sel felaketi oldu. Bu sel felaketi şehirde derin izler bıraktı. Burada özellikle bu selin etkilerini çıplak gözle ve çok net görebilirsiniz. Özellikle sütunlara ve duvarlara baktığınızda selin izlerini çok rahat göreceksiniz. Selden kurtuluşun bir sembolü olarak o dönem ilan edilen bir çarmıh vardır. İşte o çarmıh burada sergilenmektedir. Ayrıca eğer klasik Rönesans mimarından hoşlanıyorsanız burayı kesinlikle gezmenizi öneririm. Çünkü burası tam bir klasik Rönesans mimarisidir.

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER