İmamoğlu soruşturmasında üniversite kurucusu ifade verdi
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun sahte diploma soruşturması kapsamında, Girne Amerikan Üniversitesi'nin (GAÜ) kurucu direktörü ve eski ortağı Özalp Tozan, savcılığa şüpheli sıfatıyla ifade verdi. Tozan, "Benim yöneticilik yaptığım 1986 - 1992 yılları arasında üniversiteye kayıt olan herkes bilir ki bu üniversitenin Türkiye'de denkliği yoktur. Girne Amerikan Üniversitesi'nin o dönemlerde kesinlikle denkliği yoktur" dedi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun lisans diplomasının sahte olduğuna ilişkin iddialar ve Yükseköğretim Kurulunca hazırlanan rapor üzerine, "resmi belgede sahtecilik" suçundan soruşturma başlatmıştı.
İmamoğlu, soruşturma kapsamında ifadesi alınmak üzere savcılığa davet edilmişti. İmamoğlu 5 Mart’ta Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na gelerek savcıya ifade vermişti.
Soruşturmada yeni bir gelişme yaşandı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Üniversitesi'ne yaptığı yatay geçiş başvurusunda referansı olarak belirttiği Girne Amerikan Üniversitesi'nin (GAÜ) kurucu direktörü ve eski ortağı Özalp Tozan, savcılığa şüpheli sıfatıyla ifade verdi.
“GÖREV ALDIĞIM DÖNEMDE ÜNİVERSİTE BİZZAT DİPLOMA BASMADI”
Tozan ifadesinde, 1986 yılında Serhat Akpınar ile beraber şu anki adıyla Girne Amerikan Üniversitesi’ni resmi anlamda kurduğunu belirterek, “Kıbrıs’a üniversite kurmamızın amacı adanın ekonomisine destek olmaktı. Üniversitenin kuruluşunda devlet desteği de oldu. Özel Üniversite yasası bizim arzumuzla ve Sayın Rauf Denktaş’ın desteğiyle 1986 yılında çıkmıştır. 1986 yılında University College Of Northem Cyprus (UCNC) unvanını kullanarak, Southeastern Üniversitesi'nin (Washington, ABD Kampüsü) afiliye kampüsü olarak anlaşmamızı yaptık. Bizim çalıştığımız dönemlerde üniversitenin Türkiye tarafından tanınması ile alakalı hiçbir talebimiz olmadı. Zaten uluslararası anlamda tanınan bir üniversiteydi. Öğrencilerimizin tanınması yeterliydi bizim için, Girne Amerikan Üniversitesi, Amerika'daki üniversitenin şemsiyesi altında afiliye olarak kuruldu, Benim görev aldığım dönemde Girne Amerikan Üniversitesi’nin bizzat kendi bastığı bir mezuniyet diploması söz konusu değildir. İlk mezunlarımızın diploması Amerika'dan gelen Southeastern Üniversitesi rektörünün verdiği diplomadır.” dedi.
“BENİM YÖNETİCİLİK YAPTIĞIM DÖNEMDE DENKLİK YOKTU”
Tozan ifadesinde özetle şunları söyledi: “Benim yöneticilik yaptığım 1986 - 1992 yılları arasında üniversiteye kayıt olan herkes bilir ki bu üniversitenin Türkiye'de denkliği yoktur. Girne Amerikan Üniversitesi'nin o dönemlerde kesinlikle denkliği yoktur. Bunun altını çizerek söylüyorum. Bizim denkliğimiz Amerika'daki üniversitenin denkliğinden geliyor. O zamanlarda üniversite tanıtımlarında da söylerdim. Ben kayıt kabul işleri direktörü olarak öğrencilerimin hiçbirine yalan yanlış bilgi vermedim. Girne Amerikan Üniversitesi'nin diploma vermeyeceğini ama anlaşmalı olduğu üniversite üzerinden diploma verdireceğini söyledim. Girne Amerikan Üniversitesi'nin Türkiye'de denkliği yoktur. Denkliği dolaylıdır. Amerika üzerindendir.”
“GEÇİŞ YAPMAK MÜMKÜN DEĞİL”
“Ekrem İmamoğlu'nun beni hakkında bilgi alınacak kişiler listesine yazma sebebinin İngilizce hazırlık okulundaki bütün kadroyu benim kurmamdan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Kendisini şahsen kesinlikle tanımıyorum. Neden böyle bir şey yazdı bilmiyorum. Benim binlerce öğrencim var, hatırlamam mümkün değil. İstanbul Üniversitesi beni bu konuyla ilgili hiç aramadı. Girne Amerikan Üniversitesi bir vakıf üniversitesi değil özel şirket üniversitesidir. Yatay geçiş birbirine denk olan kurumlar arasında yapılır. O dönemde çok az üniversite olması hasebiyle üniversiteler arası geçiş konusu denk olan kurumlar arasında yapılacağı üniversiteler tarafından bilinir. Yani özel üniversiteden devlet üniversitene geçmek mümkün değildir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bulunan Girne Amerikan Üniversitesi özel bir şirketin kurduğu üniversite olup nasıl Türkiye Cumhuriyeti'nde bir devlet üniversitesine geçiş yapılabilir, ben bunu anlamlandıramıyorum.”
“KİMSEYE REFERANS OLMADIM”
“Ben İstanbul Üniversitesi'ne geçiş yapan kimseyi tanımıyorum ve hatırlamıyorum. O dönem itibariyle Türkiye'de bir avuç üniversite vardı. Zaten Girne Amerikan Üniversitesi geçiş yapılmasını istemezdi. 80-100 tane öğrencisini başka üniversitelere kaptırmak istemezdi. Bu kapsamda Türkiye'deki üniversitelerin birçoğu geçiş yapılamayacağını biliyordu. Benim bu konuyla alakalı bilgim bu kadardır. Ben kimseye hayatım boyunca bu konuda referans olmadım.”