İskan politikası nedir? Osmanlı'da iskan politikasının amaçları ve hedefleri nelerdir?
Kelime anlamı olarak bir yere sürekli olarak yerleşmek, bir coğrafyayı yurt edinmek gibi anlamlara gelen iskan politikası; Türk tarihinin her döneminde geçerli olan ve Osmanlı Devleti tarafından da başarıyla uygulanan bir politikadır. Yeni fethedilen Rumeli coğrafyasında gerçekleştirilen ve bu bölgenin hem İslamlaşmasını hem de Türkleştirmesini sağlayan iskan politikası nedir?

Fethedilen bölgelere yalnızca Türk nüfusu yerleştirmekle kalmayıp, o bölgenin mimari açıdan da imar etmek gibi özellikler taşıyan iskan politikası uygulanırken nelere dikkat edilmiştir? İskan politikası sonuçları ve faydaları nelerdir? Osmanlıların başarılı bir şekilde uyguladığı iskan politikası yöntemi ile alakalı olarak hazırladığımız bu içeriğimizi keyifle okumanızı dileriz. İşte, tüm detaylar…
İskan Politikası Nedir?
Osmanlı Devleti tarafından başarıyla yürütülen iskan politikası; Rumeli başta olmak üzere, fethedilen topraklarda kalıcılığı sağlamayı amaçlayan bir politika olarak dikkat çekmektedir. Yeni fethedilen coğrafyaların hem Türkleşmesi hem de İslamlaşması için başvurulan bu politikayla, bu bölgelerde çıkması muhtemel potansiyel isyan hareketlerinin de önü kesilmiştir.
Osmanlı’da İskan Politikasının Amaçları
Osmanlı Devleti’nin uyguladığı iskan politikasının amaçları şu şekilde sıralanabilir:
İskan Politikası Uygulanırken Neler Dikkat Edilmiştir?
Osmanlı Devleti’nin uyguladığı iskan politikasında öne çıkan en önemli husus, barışçıl bir fetih politikası benimsenmiş olmasıdır. İstimalet politikası olarak ifade edilen ve kelime anlamı olarak “gönül alma, kalpleri ısındırma” gibi manalara gelen bu anlayışla, fethedilen bölgede bulunan yerel unsurlara iyi davranılmıştır. Osmanlı Devleti’nin bu şekilde uyguladığı iskan politikasıyla, bölgedeki halkın can ve mal güvenliği sağlanmış, o coğrafyanın insanına din ve inanç özgürlüğü sağlanmış, vergilendirmede kolaylıklar sağlanmış ve bu şekilde bir memnuniyet ortamı yaratarak, fetihlerin kalıcı olması amaçlanmıştır.
Bunun yanında bölgenin İslamlaştırılması ve Türkleştirilmesi için bölgeye sadece Türkmenler yerleştirilmemiş; bunun yanında imar faaliyetlerine de girişilmiştir. Gerçekleşen fetihlerin sadece askeri kuvvetle gerçekleşmeyeceğini bilen Osmanlı Devleti; inşa ettiği kervansaray, han ve hamam gibi yapılarla bölgeyi bayındır hale getirmiş ve bu durum da tıpkı istimalet politikasında olduğu gibi fetihlerin kalıcı olmasına imkân sağlamıştır.
İskan Politikası Ne Zaman Başlamıştır?
Osmanlı Devleti’nde uygulanan iskan politikası ilk kez Orhan Bey döneminde gerçekleşmiştir. 1353 yılında Bizans İmparatorluğu’nda yaşanan taht kavgaları sırasında Kantakuzen, Orhan Bey’den yardım istemiş ve bu yardım karşılığında ise Gelibolu’da bulunan Çimpe Kalesi’ni Osmanlılara bırakmıştır. Çimpe Kalesi’nin alınmasının ardından burası bir askeri üs olarak kullanılmış ve Rumeli’deki fetih hareketleri hız kazanmıştır. Gerçekleşen fetihlerle birlikte, ele geçen coğrafyalar Anadolu’dan gelen Türkmenler vasıtasıyla Türkleştirilmiş ve Osmanlı Devleti’nin iskan politikası resmen başlamıştır.
İskan Politikası Sonuçları
Orhan Bey döneminden itibaren uygulanmaya başlanan iskan politikası sonuçları şu şekilde listelenebilir:
İskan Politikası Faydaları
Fethedilen yerlerin Türkleştirilmesi anlamına gelen iskan politikası ile Balkanlarda gerçekleşen fetihler kalıcı hale gelmiş ve Türk kültürü o coğrafyalarda kendine yayılma imkan bulmuştur. Aynı zamanda bu politikanın yanında hoşgörü temelli bir anlayış olan istimalet politikasının da uygulanması, fethedilen bölgelerin yerel unsurları arasında karşılık bulmuş ve Rumeli’de yaşamakta olan Hristiyanlar arasında İslamiyet hızla yayılmaya başlamıştır.