İsrail neden yeniden erken seçime gidiyor? Yeni hükümetin dış politikası değişecek mi?
Pandeminin yıkıcı etkileriyle mücadele eden dünya, birçok bölgede yaşanan küçük ve büyük çaplı çatışmalarla krizlerin içine sürükleniyor. Güvenlik krizi, gıda krizi, enerji krizi, iklim krizi gibi birbiriyle doğrudan bağlantılı tüm olaylar; yönetimleri istikrarsızlaştırmaya devam ediyor. Bunun en öne çıkan örneklerinden biri: İsrail. Son dört yılda beşinci kez seçime gidecek olan İsrail'de, 'belirsizlik' kanıksandı. Ülkenin en büyük siyasi figürlerinden olan Bünyamin Netanyahu'nun 2009'dan beri sürdürdüğü başbakanlık görevine, kurmayı başardığı büyük koalisyonla geçen yıl son veren Naftali Bennett, görevde ilk yılını tamamlayamadan erken seçim kararı alarak bırakmak zorunda kaldı. Arap ülkeleri ve Türkiye ile ciddi normalleşme adımları atan İsrail'in politikasında ne gibi değişiklikler olacak? Netanyahu'nun tekrar başbakan olması tüm bu süreci tersine çevirir mi? Uluslararası İlişkiler uzmanı Dr. Selin Nasi, Habertürk'ten Emin Arslan'a konuştu…
1948 yılında, Ortadoğu’nun tam ortasında kurulan ve kurulduğu günden beri çevresindeki devletlerle çatışan ülke: İsrail. Bitmeyen ve bitmesi de şu an mümkün gözükmeyen Filistin meselesi nedeniyle yıllarca askeri harekâtı diplomasinin önüne koyan İsrail, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın öncülüğünde, Netanyahu’nun son döneminde yaklaşımını değiştirerek Arap ülkeleriyle normalleşme adımları atmaya karar verdi. Bennett, bu adımları ileriye taşıdı.
İçinde bir Arap partisinin de olduğu sekiz partinin dahil olduğu koalisyonda başbakanlık görevini yürüten aşırı sağcı Yamina Partisi'nin lideri Naftali Bennett, 12 yıldır başbakan olan eski dostu Binyamin Netanyahu'nun iktidarını sonlandırdı. Yeni bir sayfa açtı.
Boğaziçi Üniversitesi'nde İsrail-Türkiye ilişkileri üzerine doktora çalışmasını tamamlamış Dr. Selin Nasi, İsrail'in yeniden seçime gitmesinin nedenlerini, dış politikasında oluşabilecek muhtemel değişiklikleri ve İsrail'in Türkiye'ye karşı politikasını anlattı:
ARAP ÜLKELERİYLE NORMALLEŞME
Normalleşme adımları ise aslında Netanyahu/Bennett dönemlerinden çok önce başladı. İsrail'i ilk tanıyan Arap ülkesi Mısır oldu. 1973'teki Yom Kippur Savaşı'nın ardından 17 Eylül 1978'de, Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat ve İsrail Başbakanı Menahem Begin tarafından ABD Başkanı Jimmy Carter gözetiminde Camp David Sözleşmesi imzalandı.
Böylece Mısır, İsrail'i resmen tanıyan ilk Arap ülkesi oldu.
Ancak Enver Sedat, ülkesindeki bir askeri geçit sırasında İsrail'le normalleşmeye tepki gösteren bir grup Mısır subayı tarafından suikaste uğrayarak öldürüldü.
İsrail ile bir başka Arap ülkesinin benzer bir adımı atması bundan 15 yıl sonra gerçekleşti.
Dönemin İsrail Başbakanı İzak Rabin ve Ürdünlü mevkidaşı Abdusselam el Mecali, 26 Ekim 1994'te 46 yıl süren savaş halini sona erdiren Vadi Arabe Barış Antlaşması'nı ABD Başkanı Bill Clinton'ın himayesinde imzaladı.
Mısır ve Ürdün, İsrail’le diplomatik ilişki kursa da bu ülkeler tam olarak ekonomik ve siyasi bağ kuramadı. Ancak ABD eski başkanı Donald Trump döneminde birçok Arap ülkesi İsrail’le ilişkileri normalleştirmeye onay verdi.
Trump'ın ev sahipliğinde Beyaz Saray'da düzenlenen törende, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid Al Nahyan ve Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif bin Raşid ez-Zeyani Abraham Accords (İbrahim Anlaşması)" adı verilen metne ortak imza attı.
Donald Trump'ın Sudan'ı "teröre destek veren ülkeler" listesinden çıkarma kararını imzalamasının ardından Sudan da İsrail’le normalleşme kararı aldı.
Arap ülkelerinin Trump aracılığıyla İsrail’le anlaşma furyasına Fas da katıldı. Fas, İsrail ile tam diplomatik ilişki kurulmasına yönelik anlaşmaya vardı.
Suudi Arabistan da İsrail’le normalleşmeye sıcak bakıyor.
BENNETT DÖNEMİNDE TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
Uzun yıllardır ilişkileri oldukça gergin olan Türkiye ve İsrail, Bennett döneminde karşılıklı normalleşme adımları atarak iki ülke arasındaki bağları yeniden güçlendirmek için çalışmalar başlattı.
9 Mart’ta Ankara’ya gelen İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, 2008'den bu yana Türkiye'yi ziyaret eden ilk İsrailli lider oldu. Bu görüşmenin ardından iki ülke hükümetleri daha yakın çalışma kararı aldı. İsrail Dışişleri Bakanı Lapid, 23 Haziran’da Türkiye’yi ziyaret etti. Temsil düzeyinin büyükelçilik seviyesine çıkarılacağı duyuruldu. Ayrıca Türkiye, İsrail’deki ticari ateşeliğini yeniden açtı. İki ülke hem siyasi, hem de ekonomik alanlarda ortaklık için adım atmaya devam ediyor.
BENNETT HÜKÜMETİ NEDEN DAĞILDI?
Son derece hassas dengeler üzerine, birçok farklı cenahtan partinin birleşmesiyle kurulan koalisyonun ömrü sadece bir yıl sürdü. Dış politikada Arap ülkeleriyle normalleşme adımlarını devam ettiren, selefi Netanyahu’nun aksine ABD’de Demokratlarla da nispeten iyi ilişkiler içinde olan ve Türkiye ile ilişkileri geliştiren Bennett koalisyonunun çöküşünde en öne çıkan sebep; Yahudi Yerleşim Yasası.
Mecliste gerçekleştirilen oturumda işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Yahudi yerleşim yerlerinde İsrail yasalarının uygulanmasının uzatılmasına yönelik tartışmalı tasarı oylamaya sunuldu. Tasarı, 120 sandalyeli mecliste 52'ye karşı 58 oyla reddedildi. Koalisyon ortağı Ra’am partisi milletvekillerinin yasaya karşı oy kullanması dikkat çekerken, görevde olsa muhtemelen lehte oy kullanacak olan eski Başbakan Netanyahu liderliğindeki Likud ve Meretz partisi de hükümetin aleyhinde oy verdi.
Bunun üzerine Başbakan Bennett, Meclis’in feshedilmesi ve erken seçime gidilmesi kararını aldı. Bennett, bu kararı “ülkenin anayasal kaosa girmesini engellemek” amacıyla aldıklarını kaydetti.
120 sandalyeli İsrail Meclisi’nde 59 milletvekiline sahip olan Netanyahu’nun lideri olduğu ‘sağ bloku’, sadece 7 milletvekiliyle temsil edilen Başbakan Bennett’e karşı her zaman güçlü bir rakip oldu. Koalisyon içindeki hassas dengeleri gözetmesinin yanında bir de Netanyahu ile mücadele eden Bennett, bir yıllık performansında birçok eleştiriyle karşılaştı.
Meclisin feshedilmesinin ardından dört yılda beşinci kez yapılacak seçimlerin tarihi 1 Kasım olarak belirlendi. Koalisyon hükümetinin başbakanı Naftali Bennett, görevini seçimlere kadar merkez parti Yesh Atid'in lideri, Dışişleri Bakanı Yair Lapid'e bıraktı. Erken seçim kararını, ‘harika bir haber’ olarak tanımlayan Netanyahu ise, bir yıl aradan sonra tekrar başbakanlık koltuğuna oturmak için heyecanlı.
Türkiye ile ‘sorunlu’ bir ilişkisi olan, ve ABD’de Demokrat yönetimlerle sürtüşme yaşayan Netanyahu’nun iktidara yeniden gelmesi; dünya siyasetinin yönünü değiştirebilir. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının ardından ABD ve AB’nin enerji ve gıda güvenliği alanlarında alternatifleri çoğaltmak istemesi de, İsrail’in önemini biraz daha artırıyor.