Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Jinekolojik gelişim bozukluğu olan hastalar gerçek kimliklerini birbirlerinden bile saklıyor | Sağlık Haberleri
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        “Jinekolojik gelişimsel bozukluklar” hakkında fikir sahibi olmanızı sağlayacak bu vaka örneğiyle ilgili anlatılanları dikkatlice okuyun. Konunun uzmanı olan doktorun anlattıkları bu utanç duyulup gizlenen sorunun çözümsüz olmadığını gösteriyor. İşte söyledikleri; “5 yıl önce 19 yaşında genç bir kız ve 25 yaşındaki eşi yanlarında tercümanlarıyla beraber odama geldiler. Bir yıldır evli olduklarını, büyük bir problem yaşadıklarını ve yurt dışından Türkiye’ye benimle görüşmek için geldiklerini söylediler. Düğün sonrasında ilişkiye giremediklerini, defalarca denemede bulundukları halde başaramadıklarını, birbirlerini çok sevdiklerini ve bu durumu kimseyle paylaşamadıklarını ifade ettiler. Ülkelerinde yapılan muayenelerde sorunun net olarak anlaşılamadığını ve son çare olarak Türkiye’ye geldiklerini belirttiler. Yaptığımız muayene sonrasında kadında ‘vaginal agenezi’ ve ‘hematometra’ sorunu saptadık ve laparaskopik yöntemle vajina oluşturma ameliyatı yaptık. Ameliyat sonrası iyileşme süreci tamamlanan çift, ülkelerine geri döndükten yaklaşık bir yıl sonra bana doğal yolla bebek sahibi olduklarının haberini verip küçüğün fotoğraflarını gönderdiler. Hala da göndermeye devam ediyorlar. Umarım yakın zamanda ikinci çocuklarının da fotoğraflarını görme şansım olur.”

        Doç. Dr. Mustafa Ulubay
        Doç. Dr. Mustafa Ulubay

        JİNEKOLOJİK GELİŞİM BOZUKLUKLARI

        Bu cümleler, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Ulubay’a ait. Kendisi jinekolojik gelişim bozuklukları ile ilgilenen tecrübeli bir uzman. Utanç duyulan, sır gibi saklanan ve yaşamı karartıp çözümsüz olduğu düşünülen bu sorunların çözümü olduğunu söylüyor. Yukarıda okuduğunuz satırlar doğru uzmanlar tarafından gerçekleştirilen başarılı cerrahilerin hastaların yaşamını nasıl değiştirdiğini göstermesi açısından çok önemli. “Müllerian anomaliler” oldukça sık karşılaşılan jinekolojik gelişimsel bozukluklar arasında bulunuyor ve ortaya çok farklı klinik şekillerle çıkıyor. Örneğin rahimde basit bir septum ya da perdeyle olabilirken, vajinanın ve rahmin hiç gelişmemesi şeklinde de meydana gelebiliyor. Ulubay, “Örnek verdiğim hastamın şanssızlığı vajinasının gelişmemiş olması, şansı ise rahminin gelişiminde bir problem olmamasıydı. Ne yazık ki durum herkes için aynı değil. Bazı hastalarda rahmin veya vajinanın hiç gelişmediği durumlarla da karşılaşabiliyoruz. Vajinanın gelişmediği durumlarda cinsel birliktelik mümkün olmuyor, rahmin gelişmediği durumlarda ise gebelik beklentisi oluşmuyor” diyor.

        5 BİN KADINDAN BİRİNDE GÖRÜLÜYOR

        Vaginal agenezi oldukça nadir gözüken bir gelişimsel bozukluk olup toplumda yaklaşık 5 bin kadından birinde görülüyor. Klinik olarak çok farklı şekillerde ortaya çıkmasına rağmen sıklıkla rahim ve vajinanın tamamen gelişmemesi nedeniyle meydana geliyor ve bu durum “Mayer Rokitansky Küstner Hauser Sendromu” (MRKH) olarak adlandırılıyor. Hastalık sıklıkla ergenliğe geçiş döneminde adet kanamalarının olmaması ya da cinsel ilişki sırasında birlikteliğin sağlanamadığı durumlarda kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarına başvurulduğunda tespit ediliyor. Bu sorunda cinsel birliktelik yaşanamaması ve gebelik olmaması yanında bazı hastalarda vajina ve rahmin gelişmemesi iskelet ve boşaltım sistemleriyle böbreklerde ek anomalilere yol açıp tek böbreğin gelişememesine neden olabiliyor.

        NEDEN OLUŞTUĞU BİLİNMİYOR

        Vaginal agenezi ve rahim gelişmemesi durumu, gebelik sırasında anne karnında oluşan bir sorun olup, embriyolojik olarak “müllerian kanal” adı verilen dokuların erken gebelik haftalarında bir araya gelememesi nedeniyle oluşuyor. Çeşitli genetik sendromlar tanımlanmış olmasına rağmen neden oluştuğu hakkında net bir bilgi bulunmadığı belirtiliyor.

        REKLAM

        Bu rahatsızlıkta hastaların hayatını en çok etkileyen konunun cinsel ilişkiye izin verecek bir vajinanın gelişmemesi ve bunun sonucunda cinsel birlikteliğin sağlanamaması olduğuna dikkat çekiliyor. Bu durum sıklıkla bu hastalıktan etkilenen bireylerde sosyal problemlere yol açıyor. Bu rahatsızlığa sahip olan kadınların evlilik süreçlerinde ciddi problemler ortaya çıkabildiği gibi boşanmalar, nişan atma ya da kişinin evlilikten kaçması gibi sorunlarla da sık karşılaşılıyor. Sorun ergenliğe geçiş döneminde tespit edildiğinde genç kızların hayatında sosyal ve kişisel problemler yaşanmasına neden olabiliyor. Ayrıca hastalarda depresyon gibi çok ağır tablolarla da karşılaşılabiliyor. Bu durum kişilerde özgüven problemleri ya da toplumdan uzaklaşma gibi sorunlar yaratıyor.

        SUÇLUYMUŞ GİBİ KİMLİKLERİNİ GİZLİYORLAR

        Bu sorunla karşılaşan hastalar ve aileleri toplumdaki bilgi eksikliğinden dolayı bu hastalığın tedavisinin olmadığını düşünüp çaresizlik yaşıyor. Bu hastalar, hastalığın mahremiyeti nedeniyle bu durumu en yakın akrabalarıyla bile paylaşamıyor ve durumu kabullenmeye çalışıyorlar. Avrupa ülkelerinde ve Amerika’da hastalara hem cerrahi hem de psikolojik destek sağlamak için çeşitli gruplar oluşturulduğu belirtiliyor. Bu sayede bu durumdan etkilenen bireyler, aynı rahatsızlığa sahip olan farklı kişilerle bir araya gelerek tecrübelerini paylaşıp tedavi süreçleri hakkında bilgi sahibi olabiliyor. Doç. Dr. Mustafa Ulubay, Türkiye’de bu rahatsızlığı olan hastaların kendi aralarında kurdukları sosyal medya grupları aracılığıyla kimliklerini gizleyerek birbirleriyle iletişime geçtiklerini söylüyor ve “Başarılı bir ameliyat süreci sonrasında bu hastaların mutlu bir cinsel hayata kavuşabilecekleri gerçeği unutulmamalıdır. Ameliyat ettiğim çok sayıda hastanın mutlu bir cinsel hayatları olduğunu söyleyebilirim” diyor.

        REKLAM

        VAJİNAL AGENEZİNİN TEDAVİSİ VAR

        Mustafa Ulubay’a göre vaginal agenezi tedavisi olmayan bir hastalık değil. Rekonstrüktif cerrahi ameliyatları sayesinde bu hastalarda vajina oluşturuluyor ve cinsel ilişkiye girebilmeleri sağlanıyor. Anatomik olarak vajina oluşturulması dışında bireyin psikiyatri uzmanları ya da klinik psikologlar tarafından psikolojik destek süreciyle tedavinin sadece anatomik olarak vajina oluşturulması olmadığı ve hastanın bütüncül bir yöntemle tedavi edildiği belirtiliyor.

        LAPAROSKOPİK VE ROBOTİK CERRAHİ

        Vaginal agenezi ameliyatlarının başarı oranlarının oldukça yüksek olduğuna dikkat çekiliyor. Laparaskopik ve robotik cerrahi yöntem ve tekniklerin gelişmesi sonucunda bu ameliyatlar 5 mm. kesilerle gerçekleştiriliyor. Bu sayede kozmetik olarak karın üzerinde çok büyük ameliyat izleri oluşmuyor ve hastalar birkaç günlük hastane süreci sonrasında evlerine dönebiliyorlar. Laparaskopik ve robotik cerrahi yöntemlerle karın iç zarı kullanılarak vajina oluşturulması ameliyatlarının tüm dünyada yaygınlaştığı ve oldukça başarılı sonuçları bulunduğu belirtiliyor.

        VAJİNA OLUŞTURULMASINDA KARIN İÇ ZARI KULLANMANIN AVANTAJLARI

        Laparaskopik ve robotik cerrahi yöntemler dışında kalın bağırsağın ya da vücudun farklı bölgelerinden alınan derinin kullanılarak vajina oluşturulmasını sağlayan daha başka cerrahi yöntemler de bulunduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Mustafa Ulubay, “Her ameliyat yönteminin kendine özgü avantajları ve dezavantajları bulunmakla birlikte özellikle karın iç zarı kullanılarak laparaskopik veya robotik yöntemlerle yapılan ameliyatlar dünyada oldukça popüler hale geliyor” diyerek devam ediyor; Karın iç zarının yani peritonun vajina oluşturulmasında en büyük avantajı, bu dokunun doğal bir ıslaklık sağlayarak cinsel ilişki için uygun ortamı yaratmasıdır. Bu zar, embriyolojik olarak çölemik epitelden kaynaklandığı için zamanla değişim göstererek doğal bir vajina dokusu haline evrilebilmektedir. Bununla birlikte kalın bağırsaktan bir kısmının çıkartılarak vajina oluşturulduğu ameliyatlar da başarılıdır. Bu ameliyatlarda kalın bağırsağın bir kısmı çıkartıldığı için bu durum ameliyat ve hastanede kalış sürecinin uzamasına neden olmakla kalmayıp aynı zamanda uzun dönemde bağırsak dokusunun salgı yapma özelliğinden dolayı vajinal akıntılarla karşılaşılmasına da neden olabilir. Kalın bağırsağın bir kısmının çıkartılması sonrasında, hastalarda ‘anastomoz kaçakları’ ya da batın içinde yaygın yapışıklıklar oluşup komplikasyon gelişme olasılığı artar. Buna karşın her tedavinin hastaya özgü ve hastanın durumuna göre planlanmasının cerrah tarafından karar verilecek bir durum olduğunun unutulmaması gerekir. Vaginal agenezi ameliyatı ile vajina oluşturulduktan sonra hastaya ileri dönemde rahim nakli ile çocuk sahibi olma şansı da sağlanabileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Mustafa Ulubay, “Bu hastaların rahim nakli dışında çocuk sahibi olmalarını sağlayacak başka bir yöntem bulunmamaktadır” diyor.

        REKLAM

        BAŞARI ÖLÇÜTÜ

        Bunlar kompleks ameliyatlar olduğu için işlem sırasında majör kanamalar, üreter yaralanması, mesane ve bağırsak zedelenmesi gibi komplikasyonlar meydana gelebiliyor. Ameliyat sonrasında, yeni oluşturulan vajinada daralma gibi problemlerle de karşılaşılabildiği belirtiliyor. Daralmanın engellenebilmesi için ameliyatlardan sonra bir süre “dilatatör” adı verilen çubuklarla vaginal egzersiz ihtiyacı duyulabiliyor. Bu tür ameliyatlarda başarı ölçütünün anatomik olarak cinsel ilişkiye izin verecek yeterli uzunlukta ve hacimde bir vajina oluşturulması, klinik olarak ise vajinal cinsel ilişkinin ağrısız şekilde gerçekleştirilmesi olduğu belirtiliyor. Bu iki durumun da aynı anda karşılanabiliyor olması ameliyatın ‘başarılı’ olarak değerlendirilmesini sağlıyor.

        AZ YAPILAN AMELİYATLAR

        Doç. Dr. Mustafa Ulubay, “Toplumda vaginal agenezi rahatsızlığı olan bireylerle nadir karşılaşıldığı için bu tür ameliyatlar oldukça az yapılmaktadır. Bu nedenle özellikle tecrübeli cerrahlar tarafından yapılan ameliyatların başarı oranları oldukça yüksek iken az sayıda hastayla karşılaşan ve spesifik olarak bu hasta grubuyla ilgilenmeyen cerrahların komplikasyon oranları yüksek, uzun dönem hasta memnuniyetleri ise düşüktür. Buna karşın başarısız ameliyat geçiren hastaların tecrübeli bir cerrahi ekiple ikinci bir ameliyat şansları bulunduğu unutulmamalıdır” diyor.

        AMELİYAT İÇİN 18 YAŞ VE ÜSTÜ ÖNERİSİ

        Bu rahatsızlığı olan bireylerin ameliyatlarının 18 yaşından sonra gerçekleştirilmesinin daha iyi sonuç verdiği belirtiliyor. Bunun nedeni, boy uzaması ve pelvis kemiklerinin erişkin boyutta olmasının ameliyatın başarı şansını artırması olarak açıklanıyor. Bu tür problemleri olan hastaların öncelikle tercih ettiği cerrahi tedavi yönteminin laparaskopik veya robotik cerrahi yaklaşım olduğunu söyleyen Ulubay, bu sayede hastalarda ameliyat sonrasında karın üzerinde büyük ameliyat izleri kalmadığına ve bunun özellikle genç kızlar için kozmetik açıdan mutluluk verici olduğuna dikkat çekiyor. Laparaskopik veya robotik olarak karın iç zarını kullanarak vajina oluşturulan hastaların geri dönüşleri mutluluk verici olarak değerlendiriliyor. Karın iç zarının kendini yenileyebilir olması, vajinada doğal bir ıslaklık sağlaması ve oluşturulan vajinanın uzun dönemde daralma yapmaması da hasta memnuniyetini artıran özellikler olarak sıralanıyor.

        KİŞİSEL HAYATIN GİZLİLİĞİNE SAYGI GEREK

        Doç. Dr. Mustafa Ulubay, “Hekim olarak çok özel bir hasta grubunu oluşturan bu bireylere karşı hassas ve empati ile yaklaşılması gerek. Bu noktada kişisel hayatın gizliliğini korumak hekimlerin en büyük görevidir. Hem kadına hem de eşine detaylı anatomik bilgi verilmesi ve ameliyatın detaylarının anlatılması çiftlerin mevcut durumlarını anlamalarını sağlayıp ameliyatın başarı şansını artırmaktadır. Hastalarla kurduğumuz bu bağ uzun yıllar kopmadan devam etmektedir. Öyle ki daha önce ameliyatını gerçekleştirdiğimiz hastalarımızın evlendikten sonraki ilk gecelerinden sonra başarılı cinsel birliktelik yaşadıklarını öğrenmek benim gibi bu işe gönül vermiş bir hekim için büyük bir mutluluk nedenidir” diyor.

        REKLAM
        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ