"Kilo alamayan çocuklarda kalp hastalığı olabilir"
Çocuklarda çok çeşitli kalp hastalıkları görülebildiğini vurgulayan Prof. Dr. Gülendam Koçak, "Bir kısmında hiçbir belirti olmaz veya belirtiler çok hafiftir, bir kısmı ise çok ağır seyirli olabilir. Ağır kalp hastalıkları doğumdan sonraki ilk birkaç ay içinde, hatta ilk birkaç günde bebekte morarma, emme güçlüğü, emerken yorulma, hızlı soluk alıp verme, nefes darlığı, kilo alamama veya sık solunum yolu enfeksiyonu (zatürre, bronşit) geçirme şeklinde belirti verebilir. Daha büyük çocuklarda çabuk yorulma, çarpıntı, göğüs ağrısı, bayılma ve tansiyon yüksekliği görülebilir. Bazı hastalıklarda ise çocukta hiçbir belirti dikkat çekmez, yalnızca kalbin muayenesi sırasında üfürüm duyulması ile tanı alırlar" dedi.
Çocuklarda kalp hastalıklarının doğuştan veya sonradan ortaya çıkan kalp hastalıkları olarak iki şekilde görülebildiğini belirten Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Gülendam Koçak, "Tüm dünyada, doğuştan kalp hastalıkları sık görülen doğum anomalileri arasında birinci sırada yer almaktadır. Doğuştan kalp hastalığı görülme sıklığı yaklaşık yüzde 1 (yüzde 0.8) oranındadır ve her yıl ülkemizde yaklaşık 12 bin yeni doğuştan kalp hastası ile karşılaşmaktayız. Yenidoğan dönemindeki ilk 30 gün içerisinde yaşanan bebek ölümlerinin yaklaşık yüzde 15´i doğuştan kalp hastalıklarından kaynaklanmaktadır. Doğuştan kalp hastalıkları kalpte delik, kalp kapaklarında darlık, damarlarda darlık veya çok daha komplike kalp anormalliklerin bir arada olması şeklinde görülebilir" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Koçak, "Sonradan ortaya çıkan kalp hastalıkları ise genellikle enfeksiyon hastalıklarının etkisi ile kalpte oluşan hastalıklar (romatizmal kapak hastalıkları, kalp zarı veya kalp kası iltihapları), kalp ritim bozuklukları veya yine genetik nedenlerle ortaya çıkan hastalıklardır. Bunların dışında, ilaçların ve diğer hastalıkların kalbe zararlı etkileri de kalp hastalıklarına yol açabilir. Bu grup hastalıklar tüm sağlıklı çocuklarda görülebilir" diye konuştu.
"KALITSAL NEDENLERDEN DOLAYI ORTAYI ÇIKABİLİR"
Doğuştan meydana gelen kalp hastalıklarının büyük kısmının nedeninin bilinmediğini söyleyen Prof. Dr. Koçak, "Bir kısmının kalıtsal hastalıklar (Down sendromu, Turner sendromu) ile birlikteliği gösterilmiştir. Annenin hamileliğin ilk üç ayında bebeğe zarar verebilecek ilaçlar kullanması, şeker hastalığının olması, enfeksiyon geçirmesi (kızamıkçık gibi), radyasyona maruz kalması gibi durumlar doğuştan kalp hastalıklarına neden olabilir. Doğuştan kalp hastalıklarının kalıtsal nedenler ve çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıktığı genel olarak kabul edilir. Anne, baba veya yakın akrabalarda doğuştan kalp hastalığı varsa doğacak bebekte risk daha yüksektir" şeklinde konuştu.
"BAZEN DESTEK İLAÇ TEDAVİSİ GEREKEBİLİR"
Kalp hastalıklarında hemen tanı konulmasının ve gerekli tedavi işlemlerinin başlatılmasının altını çizen Prof. Dr. Koçak, şu bilgileri paylaştı: "Tanı erken konulmazsa hasta kaybedilebilir veya hastaya geri dönüşümü olmayan zararlar verebilir. Bir kısım hastalıklarda tanı konulur. Sonra hasta ilaçlı veya ilaçsız izleme alınır. Örneğin, kalpteki deliklerinin yaklaşık yüzde 40-50´si kendiliğinden kapanır veya küçülebilir; çocuğa zarar vermeyen bu hastalıklar yalnızca takip edilebilir. Çocuğun gelişimi sırasında oluşabilecek ilave sorunlar nedeniyle çocuk kardiyoloji uzmanı tarafından hastalar izlenir; bazen destek ilaç tedavisi gerekir. Kapak darlıkları hafif derecede olduğu sürece müdahale gerektirmez, bir kısmı kendiliğinden kaybolabilir ama bazılarında çocuk büyüdükçe darlık artabilir. Müdahale gerekebileceğinden tedavi zamanının kaçırılmaması için bunların da düzenli takibi gerekir. Bu hastaların bir kısmında ilave koruyucu önlemlerin alınması gerekir. Bu konularda aile ve takip eden çocuk hekimi bilgilendirilmelidir. Hastaların bir kısmında ise erken müdahale gerekir. Örneğin büyük delikler, önemli darlıklar, komplike kalp hastalıklarında açık veya kapalı kalp ameliyatı gerekir. Girişimsel kalp kateterizasyonu dediğimiz yöntemlerle seçilmiş bazı hastalarda ameliyatsız tedavi uygulamaları da yapılabilir."
"AŞILARIN YAPTIRILMASI ÖNEMLİ"
Doğuştan kalp hastalıklı çocukların tüm sağlıklı çocuklar gibi aşılarını yaptırması gerektiğini belirten Prof. Dr. Koçak, "Bazı özel durumlarda diğer sağlıklı çocuklardan farklı ek koruyucu aşıların uygulanması gerekebilir. Çocukların beslenmesi tıpkı sağlıklı çocuklarda olduğu gibidir ve genel beslenme kurallarını içerir. Bebeğin kalp hastalığından dolayı kilo alması yetersizse, kalori düzeyi yüksek mamalarla veya besinlerle beslenmesi önerilir. Bazı özel durumlarda diyet gerekebilir" dedi.
"ÇOCUKLAR FİZİKSEL AKTİVİTEDEN UZAK KALMAMALI"
Komplike doğumsal kalp hastalıkları denilen grupta çok erkenden, hatta bebeğin doğduğu ilk günlerde bile rahatlatıcı veya tamamen tedavi edici dediğimiz kalp ameliyatlarının yapılması gerekebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Koçak, "Bazılarında ise hastalığın durumuna göre izlenerek ameliyat ihtiyacı ve zamanı belirlenir. Bu hasta grubunun tedavileri de çocuk kalp damar cerrahisi konusunda deneyimli kalp damar cerrahları tarafından başarıyla yapılmaktadır" dedi.
Genellikle toplumda kalp hastalarının spor yapmaması gerektiği şeklinde yanlış bir inanış olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Koçak, "Oysa ki kalp hastalığı olan çocukların büyük kısmının hastalıklarının derecesine göre mutlaka yapabilecekleri egzersizler bulunur. Biz bu çocukların hiçbir şekilde fiziksel aktiviteden uzak kalmalarını istemiyoruz. Genellikle anne babalar çocuğun kalbinde ufak da olsa bir sorun olduğunda çocuğun aktivitelerini kısıtlama eğilimindedirler, hâlbuki hemen her çocuğun yapabileceği bir spor vardır. Fizik aktivite hem gelecekteki damar hastalıklarından korunmada hem de çocuğun fiziki ve psikolojik gelişmesinde, çocuğun sosyalleşmesinde son derece etkilidir" ifadelerini kullandı.
"SPOR YAPAN ÇOCUKLAR YILDA 1 KEZ KALP TARAMASI YAPTIRMALI"
Diğer taraftan sağlıklı çocuk ve gençlerin de spor katılımından önce en az bir kez kalp sağlığı taramasından geçmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Koçak, şunları söyledi: "Bazı nadir görülen kalp hastalıklarında spor yapmak son derece tehlikelidir ve ölümle sonuçlanabilir. Bu durumların tanı alabilmesi için çocuğun ayrıntılı bir aile öyküsü alınmalı, EKG, EKO çekilmeli ve efor testi uygulanmalıdır. Çoğu zaman bu çocukların hiçbir şikâyeti yoktur ve tamamen sağlıklı görünürler, muayeneleri de normal olabilir, ancak ileri tetkiklerle riskli durumlar ortaya konulabilir."