Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Diğer Bisiklet L’Etape Türkiye by Tour de France’ın ardından - Diğer Haberleri

        Türkiye’de uzun süredir dünyadaki ‘gran fondo’ geleneğinin parçası niteliğindeki amatör bisiklet yarışları düzenleniyor. Katılım arttıkça sponsorların ilgisi de haliyle büyüyor ve yarışların sayısı da artıyor.

        Geçen pazar İstanbul’daki L’Etape Türkiye by Tour de France, bu yarışların belki de en görkemlisi idi. İsminde Tour de France olan hiçbir bisiklet organizasyonunun ilgi çekmeyeceği zaten düşünülemez. Anadolu yakasında bisiklet tekerinin yoğun döndüğü yollarda geçen parkurun bir parçası da Fatih Sultan Mehmet Köprüsü olunca heyecan da büyüdü. Bisiklet üstünde köprüyü geçmek herkese her zaman nasip olacak bir şey değildi çünkü.

        REKLAM

        Organizasyonun medya partneri HT Spor, 4 saati aşan canlı yayını ile güzel İstanbul görüntüleri arasında pedal çeviren bisikletçileri ekranlara taşıdı.

        Ben de 109 kilometrelik uzun parkurda yarışmak üzere pazar sabahı 05.30 sularında Alibeyköy’deki evimden bisikletimle yola çıktım. Mecidiyeköy’de bisikletçileri Boğaz’ın Anadolu yakasındaki Küçüksu Parkı’na götürecek İETT aracına bindim. Mecidiyeköy’e kadar olan bu kısa sürüşün bir ısınma olacağını da hesap etmiştim. Boğaz’ın yanıbaşında yeşiller içindeki start-finiş alanına vardığımızda en büyük ihtiyacımız sahiden ‘ısınmak’tı. Günün aydınlığını görmeden soğuğu içimizde hissetmeye başlamıştık. Yeme içme çadırlarından birinde gördüğüm döner ocağı önünde ısınmaya çalıştım. Ancak bir süre sonra start çizgisinin ardından konumlanmamız gerektiğinden bisikletlerimizle bu alana gittik.

        REKLAM

        Güneş açar umuduyla beklediğimiz start verildiğinde derin bir nefes almıştım. Çukurlu, kasisli, bir daralan bir genişleyen yolda sağ salim atlattığım natürel startın ardından köprü yoluna girdiğimizde keyfim yerine gelmeye başlamıştı. Köprüde bir sprint mücadelesi de vardı ancak hem enerjimi korumak hem de selenin üstünden boğazı biraz daha fazla izlemek için tam gaz gitmedim. Çiseleyen yağmur köprü zeminini de kaygan hale getirmişti. İyi ki lastiklerimi yeniledim diye düşünürken yolun devamında havanın ne olacağı da bir soru işaretiydi. Nitekim Kavacık’tan Beykoz’un orman içlerine doğru ilerlediğimizde inişli çıkışlı yollarda bolca ıslak zeminle karşılaştık. Yerler tamamen ıslak olsa kontrolü daha kolay olabilirdi ancak yağmur sonrası bir kuruyan bir nemli kalan zeminde yol tutuşu da kolay olmadı. Bölgeyi bilenler hem yokuşları hem de sert virajları hatırlayacaktır. Virajın başı ile sonu arasındaki zemin de birbirini tutmuyordu çoğu kez. Sert inişlerin ardındaki keskin virajlar öncesinde ne kadar uyaran görevli olsa da yerde kıvranan bisikletçileri görmek moral bozucu oldu.

        REKLAM

        ÇOK ÜZÜCÜ KAZALAR

        4 saatte tamamladığım parkurda yol güvenliğinin büyük ölçüde sağlandığını, yol ayrımlarında yönlendirmelerin yeterli ölçüde yapıldığını gözlemledim. Ancak yarışın içindeyken parkurun tamamında ne olduğunu görmek mümkün değil.

        Yarışın ardından sosyal medyada çokça paylaşılan bu karede ağır bir kaza geçirdikten sonra ambulans bekleyen sporcuya başka bisikletçilerin refakat ettiği görülüyor. Söz konusu paylaşımlarda yaralı sporcu için 112 aranarak ambulansın getirildiği belirtiliyor.
        Yarışın ardından sosyal medyada çokça paylaşılan bu karede ağır bir kaza geçirdikten sonra ambulans bekleyen sporcuya başka bisikletçilerin refakat ettiği görülüyor. Söz konusu paylaşımlarda yaralı sporcu için 112 aranarak ambulansın getirildiği belirtiliyor.

        Sosyal medyada kaza geçiren bisikletçilerin yaralı halde uzun süre beklediğini gösteren görüntüler hem üzücü hem de bu amatör yarışların geleceği için de endişe verici. Çünkü hiçbir organizasyon başarısı yerde kıvranan sporcunun acısını dindirmez. O acıyı dindirecek olan sağlık personelidir. Anlaşılıyor ki sağlık personeli ve ambulans sayısı yetersiz kalmış. Bununla ilgili daha şeffaf açıklamaları duymak yarışa katılan amatör sporcuların haklı bir talebi olarak görülebilir.

        REKLAM

        NE YAPILABİLİR?

        Ambulans sayısını artırmak bir çözüm olabilir ancak kaza sayısı iki katına çıktığında bu ambulanslar da yetersiz kalır. Deneyimli isimler, yarışı takip eden ambulanslarla birlikte parkurun belirlenmiş noktalarında bekleyen ambulansların olması gerektiğini söylüyor.

        Nisan ayında koşulan Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nda görev alan motosikletli ambulanslar.
        Nisan ayında koşulan Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nda görev alan motosikletli ambulanslar.

        Bununla birlikte bisiklet yarışlarında en kritik araçlar motosikletler. Yarış komiserleri de motosikletle hareket eder, güvenlik personeli de ve hatta bisiklet yayınlarını ekranlara taşıyan kameramanlar da bir motosikletin üzerindedir çoğu kez. Profesyonel yarışlarda bir de motosikletli ambulanslar yer alır. Bu da hareket ve hız kabiliyetini artırır. Ki amatör yarışlarda bu kabiliyete daha çok gereksinim vardır. Çünkü profesyonel yarıştaki gibi bir peloton söz konusu olmaz. Parkurda çok dağınık hareket eder bisikletçiler. Bu da bir kazadan haberdar olunmasını dahi güçleştirebilir.

        Ortalama hızın daha düşük olduğu amatör yarışlara elektrikli bisikletler de pekala dahil edilebilir. Yarışa sponsor olan markalar bu lojistiği kolayca sağlayabilir. Böylece parkur içine yayılan sağlık personelinin hareket kabiliyeti daha da artmış olur. Bir de pazar günkü gibi hava koşullarının kaza riskini artıracağı öngörülebilir bir durum. Hatta bu zeminde düşme ihtimalinin olduğu noktaları parkuru bilen herhangi bir bisikletçiden öğrenebilirsiniz. O sert virajlara gelmeden elindeki bayrakla ve düdüğüyle ya da seslenerek yavaş olunmasını ikaz eden görevlilerin yanına bir de ilkyardım bilgisi, sertifikası olan bir gönüllü konuşlandırılabilir. Yarışı en arkadan takip eden ve zaman limitini aşan sporcuları parkurdan alacak araca da bir gönüllü binebilir. Böylece bu yarışlarda birinci kural olması gereken sporcu sağlığı konusunda daha az açık kalmış olur.

        Antrenmanlarının çoğunu akan trafikte yapan bisikletçiler, bu sporun risklerinin farkında. Ancak sporcular kayıt ücreti verdiği (kayıt dönemine göre 1600-2100 TL) trafiğe kapatılacağının ve sağlık hizmeti sunulacağının taahhüt edildiği parkurda kendilerini daha güvende hissetmek istiyor.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ