Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Metin Akdülger: Başka bir şey olmaya çalışmayan güzel bir dizi 'Sandık Kokusu' 'Sandık Kokusu'

        Senaryosunu Melis Civelek ve Zeynep Gür'ün kaleme aldığı, kreatif danışmanlığını Zeynep Günay'ın yaptığı, yönetmen koltuğunda Nezaket Coşkun'un oturduğu 'Sandık Kokusu'nun başrollerinde Özge Özpirinçci, Demet Akbağ, Metin Akdülger ve Necip Memili gibi başarılı isimler yer alıyor.

        'Sandık Kokusu'nda 'Atilla' karakterine hayat veren Metin Akdülger, Habertürk'e diziyle ilgili görüşlerini paylaştı; "Başka bir şey olmaya çalışmayan güzel bir dizi"...

        * SHOW TV'nin ilk bölümünden itibaren ilgi gören dizisi 'Sandık Kokusu' adlı dizisinin kadrosunda yer alıyorsunuz. İzleyici karşısına 'Atilla' olarak çıkıyorsunuz. Canlandırdığınız karakteri analiz edebilir misiniz?

        ‘Atilla’ için evlat ve ebeveyn ilişkisi merkezinde bir var olma ve yüzleşme sınavı diyebilirim.

        REKLAM

        “BAŞKA BİR ŞEY OLMAYA ÇALIŞMAYAN GÜZEL BİR DİZİ”

        * 'Sandık Kokusu', sizi hangi özellikleriyle etkiledi?

        Senaryosunun ve sonrasında kurgusunun ritmi ve reji dilindeki standarttın beni etkilediğini söyleyebilirim. Öncelikle kendinin farkında ve başka bir şey olmaya çalışmayan güzel bir televizyon dizisi olması beni daha da etkiledi.

        * Gelen projeleri ve karakterleri kabul etmenizdeki kriterler neler? Bir proje hangi unsuru ile sizi ikna eder?

        Kabul etmek tabiri beni biraz huzursuz ediyor. Kendimi kolektif bir yapının bir parçası olarak tanımlıyorum. Gezegenlerin uygun şekilde hızlandığını ve bir ahenk yakalandığını söyleyebilirim.

        “BİRİNİ CANLANDIRMAK ÖNCE İNSANI GÖRMEK İÇİN FARKLI YOLLAR AÇMAKLA BAŞLIYOR”

        * Ekrana baktığımızda 'Atilla'nın iki farklı halini görüyoruz... Bir yanda içine kapanık, öteki tarafta kendinden emin, sporcu, atik ve güçlü biri... 'Atilla'yı canlandırırken neler hissediyorsunuz?

        Birini canlandırmak önce insanı görmek için farklı yollar açmakla başlıyor. Yazılanlar, söylenenler, yaşananlar, hayal ve gerçek bu yolları şekillendiriyor. ‘Atilla’ için her an yeni bir yol mümkün diyebilirim. Sadece bu heyecan bile beni şevklendirmeye yetiyor.

        REKLAM

        * Dünya genelinde oyuncular canlandıracakları rolü için ciddi anlamda kilo alıp - verme, saçlarını kazıtma ve hatta estetik yaptırarak dış görünüşünde değişikliğe gidiyor. Ve bu tarz durumlar aslında büyük bir proje kadar ses getiriyor. Siz canlandıracağınız bir karakter için en fazla ne yapabilirsiniz veyahut asla yapmam dediğiniz şey nedir?

        Asla yapmam dediğim şeyler elbette var ama bu rol kişisiyle ilgili değil, anlatıcı ve anlatılmak istenene dair niyetlerle ilgili. Kolektif bir işin içerisinde ahenkli bir çalışma dışında yapacağınız büyük değişimler belki kısa vadede sizi tatmin edebilir ama basit bir tanıtım özelliğinden öteye geçmeyebilir ve sonrasında sizi yanıltabilir. Dönüşüm işin ihtiyacı ve anlatıcının yarattığı ahenk içinde kendine bir yer bulabilirse işte o zaman o rol oyuncu ve seyirci için unutulmaz bir tecrübeye dönüşür.

        REKLAM

        * Dizide Özge Özpirinçi ile partnersiniz. 'Atilla'nın 'Karsu'yu (Özge Özpirinçci) sahiplenmesi ve onun için 'Reha'yı (Necip Memili) karşısına aldığını ve öteki yüzünü gösterdiğini görüyoruz... Bu dizide yeni bir aşkın filizlenmesinin habercisi mi

        Özge gibi hem insan olarak hem meslektaş olarak sevdiğim ve örnek aldığım bir arkadaşımla sahne paylaşmak müthiş bir şans. Hikâyeleri ve kişilerin dinamiklerini tanımlarken tek boyutlu baktığımızda bazen yanılabiliyoruz. Her yazar, her anlatıcı kendi dünyasında aşkı ve diğer birçok duygu durumunu yeniden tanımlar bizim de buna dair anlatacaklarımız var diyebilirim.

        * Peki ya aşk? Gerçek hayatta siz aşık olunca kendinizi nasıl hissediyorsunuz, bir aşkın sınırları olmalı mı?

        Ben de yazan biriyim. Benim de kendime göre tanımlarım var. Şahsi bakışımı merak ediyorsanız yazdıklarıma, söylediklerime bir göz atın isterim.

        “OYUNCULUK BİR YAŞAM TERCİHİ”

        * Tabii öte yandan kariyerinize baktığımda hayatınızda tiyatro da var ve bu işin mutfağında pişmişsiniz... Oyunculuk size neyi ifade ediyor? Siz oyunculuğu nasıl tanımlarsınız?

        Bir yaşam tercihi olarak tanımlarım. Belirsizlik ve özgürlük denizinde yol almaya çalışan bir canlıyım, bazen bir martı olabiliyorum, midye, duman, insan. Ruhumu bulana ve denize salana kadar devam.

        REKLAM

        * Rol aldığınız projeleri göz önünde bulundurursanız tiyatro ve dizi oyunculuğu arasındaki artı ve eksi yönleri neler?

        Farklı şartlarda ve farklı yöntemlerle yapılan benzer işler gibi tanımlarsak çok yanlış olmaz. Canlı performans ve kayıt edilmiş performans üzerinden kurgulanmış eserleri karşılaştırmak beyhude bir çaba gibi gelir bana. Farklarını, artılarını eksilerini saymaktansa ikisini de tecrübe etmek gerek.

        “BENİM SAĞIM SOLUM BELLİ OLMUYOR”

        * Bir de müzik grubunuzun olduğunu biliyorum. Çalışmalar devam ediyor mu?

        Müziğe devam etmiyorum şu sıralar, keyif için yaptığım bir şeydi benim için... Şu sıralar o kadar keyifli değilim belki de... Daha başka uğraşlara daha fazla vakit ayırmaya başladım. Kendimi çizgi romancılığın renkli ve çileli dünyasına bıraktım biraz... Benim sağım solum belli olmuyor ama bakarsınız bir zaman sonra müzikli bir çizgi roman yapmışım.

        * Peki son olarak geleceğe ve kariyerinize dair hayallerinizi bizimle paylaşır mısınız?

        Hayallerimi kuru kuruya bir röportajda anlatmak değil zamanı gelince içinde yer aldığım, yazdığım, söylediğim ve onlar için yaşadığım eserlerimle anlatmak, yaşatmak isterim.

        'Sandık Kokusu'nun 4'üncü bölümünde; baskında eli yaralanan Atilla, eve dönerken Karsu ile karşılaşır. Köpek ısırdı dese de Karsu’nun içi rahat etmez ve birlikte hastaneye giderler. Bu olay ikiliyi yakınlaştırır. Karsu çocukları okula yazdırır ve okul için alışveriş yapar. Ancak masraflar düşündüğünden fazla tutar. Ucuz estetikçiye giden Filiz, alerji olur. Karsu onu apar topar hastaneye götürür. Bir de hastaneye borçlanırlar. Karsu, evdekilere çalışacağını açıklar. Ozan İstanbul’a gelir ve birlikte tekneyle gezerler. Filiz, gece yürüyüşünde baskından dönen siyahlar içindeki Atilla’yı görür ve hırsız sanır. Atilla, Deniz’in yardımıyla Filizler’in evine girer ve dolaba saklanır. Karsu dolabı açınca Atilla’yla karşılaşır.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ