Metin Arolat'ı şok diyet mi öldürdü?
Sahneye çıktıktan bir süre sonra fenalaşan 52 yaşındaki Metin Arolat, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Bir süredir diyet yaptığı belirtilen Arolat'ın kalbini diyet mi yordu? Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, şok diyetlerin kalp krizinin bir nedeni olabileceğini söylerken; Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayşe Tuğba Şengel ise ölüm diyeti olarak bilinen aşırı kısıtlayıcı ve sağlıksız diyetlere "İsveç diyeti gibi çok düşük kalorili diyetleri örnek verebiliriz" dedi. Habertürk'ten Demet Demirkır'ın haberi
İstanbul Kozyatağı'nda sahne aldığı sırada fenalaşan 52 yaşındaki Metin Arolat, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
Sahnede şarkı söylerken bir anda fenalaşarak yere yığılan Arolat'a kalp masajı yapıldı. Hastaneye kaldırılan ünlü şarkıcı, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
"REJİM YAPIYORDU, HERHALDE KALBİ KALDIRMADI"
Metin Arolat’ın yakın arkadaşı Demet Sağıroğlu, yaptığı açıklamada, "Sahneye çıktıktan 20 dakika sonra kötü olmuş, arka tarafa gitmiş. 'Tamam çok iyiyim ben' demiş tekrar sahneye çıkmış. Rejim yapıyordu, herhalde kalbi kaldırmadı. Bizde hep vardır ölüm diyetleri. Herhalde kalbi kaldırmadı" dedi.
İKİ KEZ KALBİ DURDU
Sahneye çıktıktan 20 dakika sonra Arolat'ın arka tarafa gittiğini belirten Sağıroğlu, "Orada gömleğini çıkarmış. Sonrasında 'kolum uyuşuyor' falan demiş. Bakmışlar orada, sonra 'verin gömleğimi iyiyim ben', demiş. Çıkmış sahneye tekrar. Sonrasında sahnede tekrar yere yığılmış. Orada bir hemşire varmış. Hemşire onu yan yatırmış. Hemen ambulans çağırmışlar. Ambulans gelene kadar kalbi durmuş. Ambulansta çalıştırmışlar. Sonra yolda bir daha kalbi durmuş. Çalıştıramamışlar kalbini" diye konuştu.
Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan"ŞOK DİYETLER KALP KRİZİNİ TETİKLEYEBİLİR"
Şok diyetlerin kalp üzerindeki olumsuz etkilerine dair Habertürk'e açıklamalarda bulunan Türk Kardiyoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, "Özellikle göz önünde olan kişiler hızlı kilo vermek için şok diyetlere başvurabiliyor. Bazen de zayıflama ilaçları ya da bitkisel olduğu iddia edilen ve içeriği tam bilinmeyen çaylar kullanılıyor. Ayrıca ketojenik diyet gibi protein ağırlıklı beslenmeye ya da uzun süre aç kalmaya başlıyorlar. Bu şok diyetler zararlıdır; çünkü kilo verirken vücudun yağ dengesi bozulur, kolesterol yükselir, kan yoğunluğu artar. Vücut, şekeri kaslardan elde etmeye başlar, kaslar erir. Kas yıkımına bağlı metabolik yan ürünler oluşur ve kandaki yağ seviyesi çok yükselir. Eğer ödem atıcı da kullanılıyorsa, su hacmi azalan kan pıhtılaşmaya meyilli hale gelir ve bu durum kalp krizini tetikleyebilir” dedi.
SU DİYETİ UYARISI!
Prof. Dr. Okuyan, damarlardaki bazı darlıkların (örneğin yüzde 40) genellikle fark edilmediğini belirterek, "Kan koyulaştığında damar tıkanabilir ve ani kalp krizini tetikleyebilir. Özellikle yaz aylarında vücuttaki su dengesi çok önemli. Protein bazlı ve ödem attırıcı diyetler hızlı kilo verdirebilir; ancak sağlıksız ve kalıcı değildir. Ayrıca, hiçbir şey yenilmeden yapılan su diyeti de çok tehlikelidir. Vücuda aşırı su alımı sodyum seviyesini düşürerek beyin ödemi gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Su ve kas kitlesi azaldığında bilişsel sorunlar, konsantrasyon kaybı ve depresyon görülebilir. Kalp hastaları için bu tür diyetleri kesinlikle önermiyoruz. Sağlıklı kilo verme, yavaş ve kalıcı olmalıdır. Diyeti aylara yayıp bir yaşam tarzı haline getirmek gerekir" dedi.
KOLDA UYUŞMA GİBİ BELİRTİLER OLDUĞUNDA YAPILAN AKTİVİTE BIRAKILMALI
Ünlü Sanatçı Arolat’ın kendini kötü hissetme ve kolda uyuşukluk şikayetlerinin ardından yeniden sahneye çıkmamış olması gerektiğini belirten Prof. Dr. Okuyan, “Göğüste baskı, fenalık hissi, çarpıntı ve kollarda uyuşma hissi gibi durumlarda yapılan aktivite hemen bırakılmalı ve sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. ‘Biraz dinlenip devam edeyim’ demek tehlikelidir. Bu şikayetler yaşandığında hasta hastanede bile olsa, yaygın damar hastalığı veya tıkanıklığın zamanı bilinmediği için bazen hastayı kurtarmak zor olabilir. Ancak kalp krizinde erken müdahale hayat kurtarır; geçen her dakika kalp kası hasarı ve ölüm riskini artırır. Bu nedenle en önemli şey hızlı müdahaledir” dedi.
ÖLÜM DİYETİ NEDİR?
Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayşe Tuğba Şengel, "Aşırı kısıtlayıcı ve sağlıksız diyetlerin, yani genellikle 'ölüm diyeti' olarak adlandırılan diyetlerin ciddi zararları olabilir. Bunlara İsveç diyeti gibi çok düşük kalorili diyetleri örnek verebiliriz. Bu zararlar hem fiziksel hem de psikolojik düzeyde görülebilir" diye konuştu.
Şengel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aşırı kilo kaybı ve yetersiz beslenme, kalbin çalışmasında önemli bir rol oynayan özellikle potasyum, sodyum, magnezyum gibi elektrolitlerin dengesizliğine yol açabilir. Kalpteki elektriksel uyarılar, kasılma ve gevşeme süreçleri elektrolitlerle düzenlenir. Elektrolit dengesizliği meydana geldiğinde de şu sorunlar ortaya çıkabilir:
• Aritmiler: Düzensiz kalp atışlarına (örneğin atriyal fibrilasyon) neden olabilir. Bu, kalbin düzensiz bir şekilde atmasına yol açar ve kan dolaşımında sorun yaratabilir.
• Kas zayıflığı: Kalbin kasılma kapasitesinin zayıflaması, kanı etkili bir şekilde pompalayamamasına neden olabilir, bu da kalp yetmezliğine yol açabilir.
• Ani kalp durması: Özellikle potasyum ve magnezyum dengesizlikleri, kalbin aniden durmasına neden olabilir."
Şengel, elektrolit dengesinin, kalp sağlığı için kritik bir bileşen olduğunu vurgulayarak, "Ölüm diyetleri gibi aşırı kısıtlayıcı diyetler, elektrolit dengesizliklerine yol açarak kalp sağlığını ciddi şekilde tehlikeye atabilir. Bu nedenle, dengeli bir beslenme programı takip edilmeli ve yeterli miktarda sodyum, potasyum, kalsiyum ve magnezyum içeren bir diyet uygulanmalıdır" uyarısında bulundu.