Milli Savunma Bakanı Güler'den kara harekatı mesajı: Tereddüt olmadan yaparız
Milli Savunma Bakanı Bakanı Yaşar Güler, yıl sonu değerlendirme toplantısında konuştu. Terörle mücadele ve sınır ötesinde yürütülen operasyonlara dair son bilgileri paylaştı. Irak'ın kuzeyinde pençe kilit operasyonlarında sona yaklaşıldığını vurguladı. Suriye'de yeni bir kara harekatı için de "ihtiyaç olması halinde hazırız" mesajı verdi. Bakan Güler'in gündeminde, savaş uçağı alımı ve Yunanistan ile ilişkiler gibi başlıklar da vardı.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, yıl sonu değerlendirme toplantısı kapsamında basın kuruluşlarının Ankara Temsilcileri ile bir araya geldi.
Terörle mücadele ve savunma sanayi başta olmak üzere Milli Savunma Bakanlığı’nın faaliyetlerine dair kapsamlı değerlendirmeler de bulunan Bakan Güler, Habertürk Ankara Temsilcisi Fevzi Çakır’ın da aralarında bulunduğu gazetecilerin sorularına da yanıt verdi. Bakan Güler’in açıklamalarından öne çıkar başlıklar şöyle:
TERÖR KORİDORU PARÇALADIK: Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; tehditleri sınırlarımıza dayanmadan, kaynağında bertaraf etmeyi öngören dinamik ve proaktif savunma ve güvenlik stratejimiz çerçevesinde, terörle mücadelesini başarıyla sürdürmektedir. İcra ettiğimiz operasyonlarla, bölücü terör örgütü yurt içinde bitme noktasına gelirken, sınır ötesinden ülkemize yönelik saldırılar da bertaraf edilmiş, sınırlarımızda kurulmak istenen terör koridoru da parçalanmıştır. Bu kapsamda, 01 Ocak’tan bugüne kadar Irak ve Suriye’nin kuzeyi dâhil; 2 bin 84 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Özellikle, son 4 ayda icra ettiğimiz Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik bir kısmında karadan ateş destek vasıtalarının da kullanıldığı etkili ve kapsamlı hava operasyonları ile toplam bin 110 hedef imha edilmiş, 820 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Böylece teröristlere ağır bir darbe indirilerek kararlılığımız gösterilmiştir. Yine, kararlı operasyonlarımız neticesinde teslim olmalar artmış, yıl içerisinde 122 terörist teslim olmuştur. Bugün operasyon yapmayı dahi akıllarından geçiremeyen, sözde kale dedikleri mağaralardan kafalarını çıkaramayan ve sıkışıp kalan teröristler için tek çıkış yolu, Türk adaletine teslim olmaktır.
TEK HEDEFİMİZ TERÖRİSTLERDİR: Suriye ve Irak’taki tüm operasyonlarımız; Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda, Komşularımızın egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne saygılı olarak, Masum sivillerin, dost unsurların, tarihî ve kültürel varlıklar ile çevrenin zarar görmemesi için her türlü tedbir alınarak icra edilmektedir. PKK/KCK, PYD/YPG ve DEAŞ’ın Suriye ve Irak’taki tüm unsurları, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da meşru hedefimizdir. Kim, nasıl destek verirse versin, ne şekilde eğitirse eğitsin tek hedefimizin teröristler olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bugün bazı müttefiklerimizce kullanılan; benim işime yarayan, bana dokunmayan terörist yaşasın anlayışı sakıncalı, tek taraflı ve tehlikelidir!
Uzun yıllardır ülkemizin enerjisini ve kaynaklarını harcayan terörle; tek bir terörist kalmayıncaya kadar artan bir etki ve yoğun bir baskıyla mücadele etmekte azimliyiz, kararlıyız.
ŞEHİRLERİMİZ TERÖR GÜNDEMİNDEN KURTULDU: Diğer yandan terörle mücadelede elde edilen kazanımların, yıllarca terörden muzdarip olan bölgedeki vatandaşlarımız tarafından da büyük bir memnuniyetle desteklendiğini müşahede ettiğimizi belirtmek istiyorum. Başta Şırnak ve Hakkâri olmak üzere tarihî ve kültürel zenginlikleri olan şehirlerimizde terör, artık bir gündem olmaktan çıkmıştır. Bölge terörden temizlendikçe, güvenlik ve huzur temin edildikçe, Hükûmetimiz tarafından yürütülen hizmet siyasetiyle ulaştırmadan sağlığa, eğitimden spora, tarımsal kalkınmadan hayvancılığa, çevre-şehircilikten turizm ve kültüre kadar her alanda büyük yatırımlar hayata geçirilmiştir. Şu anda da artan bir ivmeyle bölgeye yönelik yeni yatırımlar devam etmektedir.
SURİYE’DE TUTUMUMUZ NET: Suriye’de hayatın normalleşmesine yönelik insani yardım ve altyapıyı destekleme faaliyetlerimiz devam etmektedir. Amacımız, Suriye’de 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı temelinde siyasi bir çözüme ulaşılmasıdır. Bir kez daha hatırlatmak isterim ki, Suriye’nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Bölgede kalıcı barışın sağlanması amacımız doğrultusunda diyalog, temas ve koordinasyona yönelik çalışmalarımızı da sürdüreceğiz. Kapsayıcı bir Anayasa’nın kabulü, serbest seçimlerin yapılması, sınır güvenliğimizin sağlanması sonrası biz de herkes gibi gereğini yapacağız. Ancak Suriye topraklarında varlık gösteren terör örgütleriyle mücadele konusundaki tutumumuz nettir. Bunu herkes böyle bilmeli, anlamalı, kabullenmelidir!
HUDUT GÜVENLİĞİ: Hudutlarımız, Cumhuriyet tarihinin en yoğun en etkin tedbirleri ve tesis edilen çok katmanlı emniyet sistemi ile korunmaktadır. Hudut birliklerimizin imkân ve kabiliyetlerini sürekli geliştiriyoruz. Personel takviyesinin yanı sıra hudut hattımızda dünya standartlarında ve teknoloji yoğunluklu sistemler de etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Hudutlarımızdaki başarı rakamlarla da açıkça görülmektedir. 1 Ocak’tan itibaren hudutlarımızda 199 bin 898 kişinin geçişi engellenmiş; yakalanan 13 bin 156 düzensiz göçmen ile 410’U FETÖ olmak üzere 590 terörist kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir. Bütün bu fedakârlık ve başarıya rağmen, daha önce de karşılaştığımız gibi farklı ülke ve zamanlarda çekilmiş stok görüntülerle iddialar ortaya atılıyor, dezenformasyon oluşturuluyor. “Hudutlarını namusu bilen” Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sınır güvenliğimizde etkin tedbirler almaya ilgili bakanlık ve kamu kurumları ile koordineli olarak çalışmaya devam edecektir. Sınırlarımızda alınan tedbirleri ve yapılan çalışmaları yerinde görmek isteyenleri ağırlamaktan memnuniyet duyacağımızı da bir kez daha ifade etmek istiyorum.
İSRAİL VE FİLİSTİN ARASINDAKİ ÇATIŞMALAR: İsrail ve Filistin arasında yaşanan çatışmaları yakından takip ediyoruz. Gazze ile ilgili ilk günden bu yana sergilediğimiz insani ve adaletli tutumumuzu sürdürüyoruz…Uluslararası hukukun ihlal edilerek çoğunluğu bebek, çocuk ve kadınlardan oluşan binlerce masum sivilin katledilmesi vahşet boyutuna ulaşan bir savaş suçu ve daha da acısı bir insanlık suçudur. Beklenti ve temennimiz; Çatışmaların derhâl sonlandırılarak gecikmeksizin kalıcı ateşkes ilan edilmesi, İnsani yardımların kesintisiz ve yeterli şekilde Gazze’ye ulaştırılması, İki devletli çözüm temelinde, adil ve kalıcı bir barışa yönelik sürecin de başlatılmasıdır. Filistin meselesi adil bir sonuca kavuşturulmadan bölgemizde kalıcı bir barışın mümkün olamayacağını da her fırsatta dile getiriyoruz…İnsani yardım konusunda uzun süre ses çıkaramayan dünya maalesef sınıfta kalmıştır…Gazze’ye yönelik yardımlarımız kapsamında Sağlık Bakanlığımız ve ilgili kurumlarla koordineli olarak bugüne kadar 13 uçak ile 225 tondan fazla insani yardım malzemesini bölgeye ulaştırdık. Çoğunluğu acil tedaviye ihtiyaç duyan hasta ve refakatçilerden oluşan toplam 317 Gazzeli kardeşimizi ise ülkemize getirdik.
EGE VE DOĞU AKDENİZ: Yunanistan ile aramızdaki ilişkilerin geliştirilmesinde tarihî bir dönemden geçtiğimize, çözüm odaklı bir yaklaşım ile dürüst ve yapıcı bir ilişkinin iki ülkenin de yararına olacağına inanıyoruz…İki ülke arasında imzalanan Atina Bildirgesi çerçevesinde de iyi komşuluk ilişkileri, diyalog ve pozitif gündemle süreci devam ettirmeyi hedefliyoruz. Tabii, barışçıl bir çözüm için çaba gösterirken millî menfaatlerimizden asla taviz vermeyeceğimizi ve bu konuda kararlılığımızın tam olduğunu da özellikle vurgulamak isterim.
KIBRIS MESELESİ: Ada’da tek ve kesin çözüm; Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesidir. Millî meselemiz olan Kıbrıs’ta Garanti ve İttifak Antlaşmaları kapsamında bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da huzur, güvenlik ve refah için elimizden geleni yapacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz.
AZERBAYCAN: Kederde ve kıvançta bir ve beraber olduğumuz Can Azerbaycanlı kardeşlerimizin haklı davalarında her zaman yanındayız. Tek Vatan Harekâtı ile elde edilen Zafer ve sonrasında meşru ve haklı endişeleri kapsamında terör unsurlarına yönelik icra edilen Anti-Terör Operasyonu ile bugün, Karabağ’ın tamamında şanlı Azerbaycan bayrağının dalgalanmasından da büyük bir memnuniyet duyduğumuzu ifade ediyoruz. Stratejik müttefikliğimizin güçlenmesi ve iş birliğimizin derinleşmesi yönündeki ortak çabalarımız başarıyla sürüyor…Bölge istikrarı için çabalarımız çok yönlü olarak sürecektir.
UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI: Temennimiz, tüm dünyayı etkileyen bu savaşın bir an önce son bulmasıdır. Yine, ülkemizin koordinasyonunda hayata geçirilen ve etkinliğiyle tahıl krizinin aşılmasına büyük katkı sağlayan Karadeniz Tahıl Anlaşması’nın, yeniden aktif hale gelmesi için de girişimlerimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Ayrıca, Karadeniz’de barış ve istikrarın yeniden tesisi, başta kıyıdaş devletler olmak üzere tüm dünya açısından önem arz etmektedir.
Türkiye olarak Karadeniz’deki dengeyi sağlayan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni dikkatle, sorumlu ve tarafsız bir biçimde uyguluyoruz ve uygulamakta da kararlıyız.
İSVEÇ’İN NATO ÜYELİĞİ: NATO’nun etkin ve saygın bir üyesi olan Türkiye, İttifak’taki görev ve sorumluklarını da eksiksiz bir şekilde yerine getirmektedir…Türkiye; hem kuvvet katkısında hem de NATO misyon, operasyon ve karargâhlarına katkıda ilk beş ülke arasındadır…NATO’nun aktif ve yapıcı bir üyesi olmaya devam ediyoruz. Bunu Finlandiya’nın üyeliğinde bir kez daha gösterdik. İsveç konusunda ise yapılan yasal değişiklikler tek başına bir anlam ifade etmiyor. Bizim için önemli olan somut ve uygulamaya dönük adımlar atılarak taahhütlerin yerine getirilmesidir. Malumunuz son dönemlerde Avrupa’da, Müslümanların kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim’e yönelik sözde demokrasi ve ifade özgürlüğü adı altında küstah ve iğrenç saldırılar yapılmaktadır. Danimarka, geç de olsa bu durum karşısında kutsal kitaplara karşı “uygunsuz bir şekilde muamele etmeyi” yasaklayan bir yasayı kabul etmiştir. Tüm insanlığın ortak değerlerine, hoşgörü ve barış içerisinde bir arada yaşama kültürüne katkı sağlayan her adım gibi bunu da olumlu bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Temennimiz; benzer eylemlerin yaşandığı, terörün farklı biçim ve tezahürlerinin bulunduğu diğer ülkelerin de gecikmeksizin benzer ve somut adımlar atmasıdır. İsveç’in NATO’ya katılım protokolü Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından imzalanarak TBMM’ye sevk edilmiştir. Üyelik ile ilgili son kararı TBMM verecektir.
FETÖ İLE MÜCADELE: Elde edilen bilgi ve belgeler doğrultusunda FETÖ ile mücadelemiz, büyük bir hassasiyetle devam etmektedir. Hain örgütle mücadelemiz, iltisaklı tek bir personel kalmayıncaya dek tavizsiz bir şekilde ve kararlılıkla devam edecektir.
BEDELLİ ASKERLİKTE SON DURUM: Askeralma faaliyetlerimiz ise, 2019 yılında yürürlüğe konulan Kanun çerçevesinde sürdürülmektedir. Söz konusu Kanun hükümlerinden, yürürlüğe girmesinden bugüne kadar 2 milyon 817 bin 600 kişi askerlik yaparken, 641 bin 544 kişi de bedelli askerlik uygulamasından kişi istifade etmiştir. (Bedelli askerlikte fiyat düşer mi? Kışlasız bedelli askerlik olur mu?) 2019’da kanun çıktı. Herkes buna uyacak. Geri adım atmamız mümkün değil.
SAVUNMA SANAYİ: Tarih ve coğrafya çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır ki güçlü bir orduya sahip olmayan ülkelerin söz sahibi olabilmeleri mümkün değildir. Sayın Cumhurbaşkanımızın desteği ve teşvikiyle yerlilik ve millîlik oranı yüzde 80’lere ulaşan savunma sanayi ürünlerimizin de katkısıyla kahraman ordumuz; kara, deniz, hava ve siber harekât alanlarında sürekli güçlenmektedir. Devam eden modernizasyon projeleri kapsamında 2023 yılı içinde çeşitli cins ve miktarda önemli harp silah, araç ve gereçleri envanterimize alınmıştır…Ülkemiz artık; ürettiği, tasarladığı ve ihraç ettiği yerli ve millî savunma sanayi ürünleri ve bu alanda sahip olduğu imkân ve kabiliyetleriyle dünyada adından her geçen gün daha fazla söz ettirmektedir. Hülasa; Millî muharip uçağımız Kaan’dan Hürjet’e, insansız savaş uçağımız Kızılelma’dan Anka-3 ve Atak-2’ye, dünyanın ilk SİHA gemisi TCG Anadolu’dan TCG İstanbul’a, İMECE uydumuzdan Yeni Altay Tankı ve Fırtına Obüsüne birçok kritik projemizin hayata geçirilmesi uluslararası pazarda önemli bir aktör haline gelen Türkiye’nin gücünü simgelemektedir.
F-16 TEDARİKİ VE MODERNİZASYONU: ABD’den 40 adet F-16 Blok 70 Viper alımı ile 79 adet modernizasyon kiti talep ettiğimiz süreci takip ediyoruz. ABD ile teknik toplantılar tamamlandı. Ancak bir an evvel olumlu ve somut adımlar atılarak sürecin başlatılmasını beklediğimizi de muhataplarımıza iletiyoruz. Bu konuyla ilgili dün Sayın Cumhurbaşkanımız, ABD Başkanı Biden ile bir tel görüşmesi yaptılar. Başkan Biden da “bunu en kısa ürede kongreye iletme hazırlıklarını yaptım” diyerek ifade etmiş. Tedarik sürecinde en önemli husus müttefiklerin birbirine yaptırım uygulamamasıdır. Müttefiklerin, Türkiye'nin küresel ve bölgesel fonksiyonunu iyi anlaması, ona göre bu gibi tahdit uygulamalarından derhâl vazgeçmesi gerektiğini her zaman ifade ediyoruz. Güçlü Türkiye’nin, güçlü Türk Silahlı Kuvvetlerinin; güçlü NATO ve güçlü ittifak demek olduğunu hatta güçlü terörle mücadele olduğunu vurguluyoruz. Temenni ediyorum ki önümüzde süreçte somut gelişmeler olacaktır.
EUROFİGHTER TEDARİKİ: F-16 tedarik ve modernizasyonu süreci devam ederken üzerinde durduğumuz tek uçak; oldukça etkili olan ve en iyi alternatif olarak gördüğümüz Eurofighter. İlk aşamada 20 daha sonra da 20 olmak üzere en üst versiyon 40 uçak alma planımız vardır. İngiltere’nin bu konudaki desteği ve yaklaşımı diğer müttefiklere örnek olması açısından önemlidir. İspanya da benzer desteği bize vermektedir. Almanya’nın itirazları konusunda; müttefiklik ruhu esaslarında, ortak güvenlik perspektifine uygun seçenek ve kararların alınması doğru bir yaklaşım olacaktır. Tüm bunların ötesinde asıl hedefimiz, muharip eğitim uçağımız HÜRJET ve 5'inci nesil millî muharip uçağımız KAAN’dır. KAAN’ın; ilk uçuşunun 27 Aralık’ta gerçekleştirilmesi, yerli motorun 2028’de hazır olması ve en geç 2032’de de envantere alınması planlanmaktadır. Dolayısıyla önceliğimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hayata geçirilen millî teknoloji hamlesi doğrultusunda; teknolojisiyle, tecrübesiyle, mühendislik altyapısı ve proje yönetim sistematiği ile dünyada büyük yankı uyandıran ve gıpta ile takip edilen savunma sanayimizi daha da ileriye taşımak için var gücümüzle çalışmaktır.
SORU-CEVAP
Bakan Güler’in gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar ise şöyle:
TERÖRİSTLERİN PARAMATORLU SINIR GEÇİŞ TEŞEBBÜSLERİ: Terör örgütü mensupları, paramotor kullanarak geçiş faaliyetlerine ağırlık verme gayretindeydiler. Biz de her konuda olduğu gibi bu hususta da gerekli emniyet tedbirlerini aldık.
Günümüz muharebelerinin en önemli kuvvet çarpanlarından biri hava savunma sistemleridir. Bu kapsamda, yurt savunmasını gerek hudutlarımızda gerekse hudutlarımızın ötesinde tespit edip etkisiz hale getirecek imkân ve kabiliyetimizi sürekli olarak geliştirmekteyiz.
Yerli ve milli savunma sanayimiz, silah-radar sistemleri de dâhil artık her türlü tedbiri geliştirecek seviyededir.
ABD’NİN TERÖR ÖRGÜTÜ PKK/YPG İLE TATBİKAT YAPMASI / ABD’YE YETERLİ TEPKİ VERİLİYOR MU: Bir müttefikimizin bir terör örgütüyle temasta olması bile kabul edilebilecek bir şey değildir. Sonuçta biz NATO’da müttefikiz. Bizim kimseden çekincemiz yok. Sn. Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere NATO ve benzeri toplantılarda söyleyeceklerimizi açıkça dile getiriyoruz. Müttefiklerimizin Suriye’de yaptıklarının kabul edilemez olduğunu her ortamda vurguluyoruz. Kimse bizim zekamızla alay etmesin. YPG’li teröristlerle yaptıkları hiçbir faaliyet kabul edilemez. Daha önce teröristlere helikopter kullanma eğitimi veriyorlar dedim. Yine geçtiğimiz hafta içinde tatbikat yaptılar teröristlerle. Her gelişmeyi yakından takip ediyoruz. Bu durumun kabul edilebilir tarafı yoktur.
HİSAR VE SİPER İÇİN İMZALAR ATILDI, HAVA SAVUNMA SİSTEMİ’NE KATKILARI NE OLACAK: İfade ettiğiniz gibi Türkiye’nin Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi Projesi SİPER Ürün-1’in Seri Üretimi kapsamında dün anlaşmaları imzaladık. Günümüzde bir ülkenin hava savunma sistemlerindeki başarısı caydırıcılığının en önemli göstergesidir. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak birinci önceliğimiz caydırıcılığımızı en üst seviyeye çıkarmaktır. Bu kapsamda; hem alçak irtifa hem orta irtifa hem de yüksek irtifada sistemlerimizin hepsinin prototipleri tamamlandı. İnşallah önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde hava savunma konusunda hiçbir ihtiyacımız olmaksızın tamamen yerli ve millî sistemlerimizle hava sahamızı savunuyor olacağız.
ABD İLE F-16’LARIN TEDARİKİ VE MODORNİZASYONU KONUSUNDA SÜREÇ DAHA DA UZARSA TSK’DA ZAAFİYETE NEDEN OLUR MU: Türk Silahlı Kuvvetlerinin şu anda envanterinde bulunan uçakları yeterlidir. Ancak biz geleceği düşünmek ve planlamak durumundayız. ABD’den 40 adet F-16 Blok 70 Viper alımı ile 79 adet modernizasyon kiti talep ettiğimiz süreci takip ediyoruz. Mevcut F-16’larımızı modernize etmek istiyoruz. Türkiye’nin etrafındaki hiçbir ülkede TUSAŞ gibi bir kuruluş yok. F-16 modernizasyonunu çok rahat kendimizin yapabileceğini düşünüyoruz. Şu an sorun görmüyoruz, ancak süreç uzarsa savunma ve güvenliğimiz için gerekli her türlü tedbiri gecikmeksizin alırız.
EUROFİGHTER KONUSUNDA YENİ GELİŞME VAR MI? SONUÇLANMASI İÇİN BİR BEKLEME SÜRESİ VAR MIDIR: F-16 tedarik ve modernizasyonu süreci devam ederken üzerinde durduğumuz tek uçak; oldukça etkili olan ve en iyi alternatif olarak gördüğümüz Eurofighter. Biz ilk aşamada 20 daha sonra 20 olmak üzere en üst versiyon Eurofighter almak istediğimizi ilettik. Daha önce ifade ettiğimiz gibi İngiltere ve İspanya bu talebe olumlu bakıyor. Bir ülke müttefikliğe aykırı bir şekilde buna karşı çıkıyor. Biz müttefiklerin birbirlerine yaptırım uygulamasını müttefiklik ruhuna aykırı buluyoruz. Biliyorsunuz asıl hedefimiz 5'inci nesil millî muharip uçağımız KAAN’ı Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine almaktır. O döneme kadar Eurofighter alma konusunda bir gelişme olmazsa ve süreç uzarsa zaten böyle bir ihtiyaç da kalmamış olacaktır.
EUROFİGHTER’LAR HAVA KUVVETLERİNE ÇOK ÇABUK ENTEGRE OLABİLİR Mİ: Müttefiklerimizin de kullandığı Eurofighter’ların iyi bir uçak olduğunu ve Hava Kuvvetlerimiz tarafından sorunsuz bir şekilde kullanılacağını değerlendiriyoruz.
İSVEÇ’İN NATO ÜYELİĞİNİN ONAYI İÇİN F-16 SATIŞI ŞART OLARAK KOŞULACAK MI: Bizler müttefiklerimizle ilişkilerimizde hiçbir zaman “sen bunu yaparsan ben de bunu yaparım” gibi tutum ve yaklaşımda bulunmadık. Sayın Cumhurbaşkanımız İsveç’in NATO üyeliği konusunu parlamentoma göndereceğim” dedi ve sözünü tuttu. Beklentimiz F-16 konusunda da bizim yaptığımız gibi karşı tarafın sözünü tutması ve somut adımlar atmasıdır.
YUNANİSTAN’IN F-35’E SAHİP OLACAK OLMASI TÜRKİYE ADINA OLUMSUZ GÜÇ DENGESİNE NEDEN OLUR MU: Biz gerçek anlamda Yunanistan ile iyi komşuluk ilişkilerini kurmak istiyoruz. Sadece F-35’lere sahip olmakla 85 milyonluk Türkiye’ye herhangi bir tehdit oluşmaz. Önemli olan caydırıcı bir güce sahip olmaktır. Sn. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde caydırıcı gücümüzü artırmayı ve komşularımızla iyi ilişkileri sürdürmeyi devam ettireceğiz.
TÜRKİYE’NİN KARADENİZ’DEKİ TEHDİT ALGISI NEDİR: Bizim Karadeniz ile ilgili yıllardan beri gelen bir politikamız var. Karadeniz, karadenize sahili olan ülkeler tarafından yönetilmelidir ve sorunlar bu ülkelerce çözülmelidir. Karadeniz bir huzur denizi olarak kalmalıdır. Karadenizdeki bölgesel sahiplilik ilkesini sürdürmeye devam etmeye çalışıyoruz. İhtiyaç olursa müttefiklerimizden yardım isteriz. Ama şuanda bir ihtiyaç yok.
TUZLA PİYADE OKULU İLE İLGİLİ İDDİLAR GÜNDEMDE, OLAN BİTEN NEDİR: Tuzla Piyade Okulu’ndaki olay 10 Kasım’da meydana gelen bir hadise. Bir tane öğrenci subayımız, yakasına takması gereken fotoğrafı takmıyor ve “toplu iğnem yok onun için takamadım” gibi bir gerekçe ortaya sürüyor. Ona tepki gösteren başka öğrencilerle aralarında tartışma yaşanıyor. Bu olay sonucu hepsi geçici olarak görevden uzaklaştırıldı. Bu olayla ilgili mahkeme ve Yüksek Disiplin Kurulu’nda verilecek kararları duyuracağız. Sorumlu görülen yöneticiler de görevden uzaklaştırıldı. Bu aşamada olayı yanlış yerlere götürecek yorumlardan kaçınmalı ve adli sürecin sonuçlanması beklenmelidir.
SURİYE İLE İLİŞKİLER NE DURUMDA, OLUMLU HAVA RAFA MI KALKTI: Biz bütün komşularımızla iyi ilişkileri sürdürmek, kurmak ve onu devam ettirmek amacındayız. Suriye’de dörtlü toplantılar başlamıştı. Rejimin, BM’nin kendisine yüklediği sorumlulukları var; anayasanın kabulü, halkın onayına sunulması, seçimlerin yapılması gibi… Bu şartlar yerine getirildikten sonra biz de herkes gibi gereğini yapacağız.
Biz Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları başlamadan önce çok şey yaşadık. Suriye’den ne kadar tehdit almışız, ne kadar roket saldırısına maruz kalmışız ona bakmak lazım. (Suriye’den; Fırat Kalkanı Harekâtı öncesinde Kilis’e toplam 95 adet / Zeytin Dalı Harekâtı öncesinde Kilis’e 53 / Hatay’a 109 olmak üzere toplam 162 adet / Barış Pınarı Harekâtı öncesinde ise Mardin’e 407 / Şanlıurfa’ya 632 / Şırnak’a 241 / Gaziantep’e de 9 olmak üzere toplam 1.289 / tüm bölgelerden toplam 1.546 adet füze ve havan saldırısı gerçekleştirildi.) 600 vatandaşımızı şehit vermişiz. Sadece Zeytin Dalı Harekatı’nda 54 şehidimiz var. Şimdi “Suriye’de ne işimiz var” diye soruyorlar. 600’ün üzerinde vatandaşımızı kaybetmişiz böyle bir şey sorulabilir mi? Anayasa ve seçimler yapıldıktan sonra ve hudutlarımızın güvenliği sağlandıktan sonra gerekeni yapacağız. Ama sınırlarımızın güvenliği sağlanmadan, rejimin verdiği sözler yerine gelmeden kimse bizden bunu beklemesin.
FİLİSTİN’DEN SONRA SIRA TÜRKİYE’DE DENİLİYOR, İSRAİL’İN TÜRKİYE’YE SALDIRMA İHTİMALİ VAR MI: Böyle bir ihtimalin olması mümkün olamaz. Tabi ki Milli Güvenlik Kurulumuz var, gerekli risk değerlendirmeleri yapılıyor ama Türkiye’ye yönelik bir tehdit bulunmamaktadır. Herkes herkesi bilir.
“MAĞUSA’DA ÜS KURACAĞIZ” AÇIKLAMASI: Biz Kıbrıs’ta bir üstten ziyade gemilerimizi bağlamak için eski bir limanı yenilemek istiyoruz. Oraya sık sık gemilerimiz gidiyor, tatbikatlara katılıyoruz, ziyaretler yapıyoruz ama yarın TCG ANADOLU oraya gitse bağlanacağı iskele yok. Orada eski bir iskele var onu yeniliyoruz.
TÜRKİYE-ROMANYA-BULGARİSTAN MAYIN KARŞI TEDBİRLERİ İŞBİRLİĞİ GRUBU’NUN KAPSAMI NASIL OLACAK: Karadenizde Türkiye, Romanya ve Bulgaristan yan yana geldik ve Mayın Karşı Tedbirleri İşbirliği’ni kurduk. Buradaki amaç hem Rusya, hem Ukrayna limanlarından sürüklenen mayınları tespit ederek boğazlarımıza gelmeden imha etmek. Mayınları bugüne kadar tespit ettikçe imha ettik. Karadeniz’de deniz karakol uçaklarımızla, gemilerimizle mayın tespit çalışmaları yapıyoruz. Son zamanlarda biraz fazla mayınlar gelmeye başlayınca böyle üçlü bir yapı kurduk. Mayın tarama gemilerimiz Romanya’nın sınırlarının bittiği yere kadar sürekli devriye yapacak.
BEDELLİ ASKERLİK’TE FİYAT DEĞİŞİKLİĞİ VE KIŞLASIZ ASKERLİK SÖZ KONUSU OLUR MU: 2019’da bir kanun çıktı, artık buna herkes uyacak. Bundan geri adım atmamız söz konusu değil. Toplumun her kesimi destek verdi ve meclisin onayıyla çıktı. Bizim askerlik sistemimiz Türkiye’nin garantisidir. Biz hiçbir zaman tamamen profesyonel orduyu istemiyoruz ve düşünmüyoruz. Bunu vatandaşımız da istemiyor. Bizim şuanda ki hedefimiz, yüzde 50 yükümlü, yüzde 50 de profesyonel asker.
SURİYE’DE BİR KARA HAREKATI’NA İHTİYAÇ VAR MI: Biz zaten Suriye’ye girmişsek herşey masadadır demektir. Türkiye bir tehlikeyi görürse ve operasyon yapmamız gerekiyorsa hiç tereddütsüz yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
IRAK’IN KUZEYİNDE HEDEFE ULAŞILDI MI? SINIRLARIMIZ KİLİTLENEREK GÜVENLİ HALE GETİRİLDİ Mİ: Terörle mücadele 40 yıllık bir konu. Artık biz bu terör belasını kesip atmak istiyoruz. Türkiye’nin önümüzdeki 10-20-30 yıl daha buna tahammülü yok. Ülkemizi ve milletimizi bu beladan kurtarmak istiyoruz ve bununla ilgili de kesin sonuçlu iş yapıyoruz. Yapılan operasyonların sınırlarımıza etkisi var mı? 5-6 senedir sınırlarımızda bir tehdit yok. Şırnak’a, Hakkari’ye gidip geliyoruz ve emniyetli olduğunu görüyoruz. Bizim şuanda Irak kuzeyindeki Pençe-Kilit bölgesinde az bir işimiz kaldı. Teröristlerin “kale” diye kazdıkları yerler onların mezarı oluyor. Bir kaç yer daha var ve oraları da onların mezarına çevireceğiz.
SAVUNMA SANAYİİ GÜVENLİĞİ KONUSUNDA YAPILAN ÇALIŞMALAR: Savunma Sanayii’ndeki faaliyetlerimiz ile ilgili haberlerde çok fazla detay paylaşılıyor. (Bir gazete haberini okuyarak) Arkadaşlar burada bahsedilen detayları kimi ilgilendirebilir. Bunu niye yazıyoruz biz? Bunu size biri veriyor, alan da bütün detaylarına kadar yazıyor. Biz kendimiz de çok dikkat edeceğiz ama sizlerden de istirham ediyorum. Bu konuda biz de tedbir alacağız. Projeler ve ürünlerle ilgili güvenlik zafiyeti yaratabilecek bilgileri paylaşan kişi ve firmaları mahkemeye vereceğimizi ifade ediyoruz.
S400 NE KADAR SÜREDE AKTİVE OLUYOR: Bu bir savunma silahı. Bize taaruz eden birisi var da savunma silahını kullanmadık mı? Bugün bir ülke “2 saat sonra taaruz ediyorum” diyerek başka bir ülkeye saldırmıyor. Bir savaş durumunda yığınak yapacaksınız, uçaklarınızı kaydıracaksınız, yüzlerce tren, vagon çalışacak, seferberlik vesaire ilan edilecek. Yani kimsenin haberi olmadan bir ülke başka bir ülkeye hava saldırısı yapması çok zor. Biz de ihtiyaç hasıl olduğunda S400’leri kullanmakta tereddüt etmeyeceğimizi defalarca dile getirdik.
HER ŞEYİ BASIN İLE PAYLAŞACAĞIZ: Bizim yüzde 100 aleyhimize dahi olsa her olayı sizlerle paylaşacağız. Hiçbir şekilde bundan geri adım atmayacağız. Bugün ne Türkiye’de ne de dünyanın herhangi bir ülkesinde hiçbir şeyi saklayamazsınız. Biz medya ile samimi olarak her şeyi şeffaflıkla paylaşmaya ve sonuçlarına katlanmaya hazırız. Hiç bir şeyi saklamayacağız.